Nisa (4) / 34
Erkekler, kadınlar üzerinde hâkim dururlar, çünkü bir kere Allah birini diğerinden üstün yaratmış ve bir de erkekler mallarından harcamaktadırlar. Bunun için iyi kadınlar, itaatkârdırlar. Allah'ın korumasını emrettiği şeyleri, kocalarının yokluğunda da korurlar. Serkeşlik etmelerinden endişe ettiğiniz kadınlara gelince; önce kendilerine nasihat edin, sonra yataklarında yalnız bırakın, yine dinlemezlerse dövün.

Maide (5) / 38
Yaptıklarına bir karşılık ve Allah'tan caydırıcı bir müeyyide olmak üzere hırsız erkek ile hırsız kadının ellerini kesin. Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.

Nisa (4) / 3
Eğer, (velisi olduğunuz) yetim kızlar (ile evlenip onlar) hakkında adaletsizlik etmekten korkarsanız, (onları değil), size helâl olan (başka) kadınlardan ikişer, üçer, dörder olmak üzere nikahlayın. Eğer (o kadınlar arasında da) adaletli davranmayacağınızdan korkarsanız o taktirde bir tane alın veya sahip olduğunuz (cariyeler) ile yetinin. Bu, adaletten ayrılmamanız için daha uygundur.
İnsanların, kendi içlerinde duyduğu inanç, tanrının varlığının kişisel olarak en büyük kanıtı olarak sunulmaktadır. "Hadi her şeyi boş ver içimdeki inanç neci?" diye düşünmektedir insanlar. Bunun sebebi aslında çok da ruhani olmayabilir.

Her insan özel olduğunu sanmaktadır. Tek bir yaşam hakkı olmasına rağmen çoğu zaman dünyanın birçok sırrına ermiş zanneder kendisini. Çoğunlukla çevresindeki diğer insanlardan zeki olduğunu düşünür, bunun en önemli sebebi de sadece kendi penceresinden bakmasıdır hayata.

Yani kendi mantığına uygun olan kendi düşünceleri her zaman mantıklı gelmektedir insanlara ve dolayısıyla genelde haklı olduğunu düşünür insanlar. Dolayısıyla da kendini birçok bilgiye erişmiş ve oldukça haklı hisseder. Bunun sonucunda da özel olduğu hissine kapılıverir.

Özel olduğunu düşünmesi elimizdeki ilk veridir.