Sam Harris: Tanrı'nın Olma İhtimali

17 Yorum

Videonun Metni

Bu düşünceyle ilgili pek çok problem var. Yani öncelikle bu yanlışlanmaz bir önerme. Ve inanma eğiliminde olmayacağınız ve sonsuz sayıda yanlışlanamaz önerme var. Matrix'de olduğumuza inanabilirdik. Demek istediğim, böyle bir yoldan gidebilirdiniz ve Matrix'de olduğumuzdan emin olan insanlar tarafından bir çok şey ileri sürülebilir ve yabancı bir uygarlık bizi sabit disklerinde simüle etmektedir.

Problemlerden biri, evrenin yaratıcısı tarafından yazılmış çok kitap olması ve bunların birbiriyle çelimesidir. Bilirsiniz, değiller... Yeni Ahit İsa'nın tanrının oğlu olduğunu, gerçekten tanrının oğlu olduğunu, çok kesinlikle ifade eder ve buna inanmak zorunadsınız, yokas ebediyete kadar cehennemde kalırsınız.

Kur'an iki defa der ki; İsa tanrının oğlu değildi ve her kim tanrının oğlu olduğuna inanırsa, ebediyete kadar cehennemde kalacaktır. Demek istediğim, bu size uzlaşmak için yazı tura atmak kadar yer bırakır.

Diyelim ki bu iddialardan biri doğruydu; bilirsiniz bir evrenimiz var... Şimdi bütün diğer olasılıkları eledik, tanrının bize ziyadesiyle kusurlu bir kitap verdiği ve ona sarılmamızı söylediği bu zorlu evrende yaşıyoruz. Ama şimdi İncil'e ilişkin iddiamız var, İsa'nın tanrısallığı ve buna inanmanın gerekliliği ve Kur'an'a ilişkin, İsa'nın (tanrısal) kimliğine inanmanın lanetlenmeye götürdüğü iddiamız var. Şimdi hangisi daha olası?

Bunlardan biri doğru ve diğeri yanlış ya da dünyayla, kainatın doğuşuyla ve ölümden sonra her ayrı ruhun yoğunluğuyla ilgili basbayağı kara cahillikleri bağlamında zorla ilerleyen bu rakip kabilelerimiz var.

Bilirisniz, ben elimdekini durumun daha geniş bir görünümüne koyardım ama eğer "hayır hayır bu kitaplardan birinin mükemmel olduğuna inanmak için bir sebep var" önermenizi kabul etsek bile hala bir yazı tura durumuyla karşı karşıyayız; hristiyanmı yoksa müslüman mı olmamız gerektiğini bilmiyoruz.

Ve fark ediyoruz ki insanlar basitçe, doğum doğum tesadüfleri temeline göre seçiyorlar. Demek istediğim, tesadüfen Afganistan'da doğarsanız müslüman olmayı seçersiniz ev keza başka yerde hristiyanlığı...

Ve bu böyle durumları, bu çok garip, bir şekilde seven tanrı yaratırdı. Sırf bir doğum tesadüfü üzerine inanarak yetiştirildiniz ki, belirli bir kitap ve hadi diyelim ki, doğru olarak bu kitabın mükemmel olduğuna inanarak yetiştirildiniz. Ama eğer Çin'de doğmuş olsaydınız, bilirsiniz yüzyıllarca bundan haberiniz olmadan devam edecektiniz. Bu tuhaf...

Bence bariz nedenlere göre, külliyen dar düşünceli ve inandırıcı olmayan bir senaryo. Ve 21. yüzyılda hala en çok insanın inandığı senaryo...

17 yorum:

  1. Cennet ve Cehennem Ebedi mi?

    Bakın orjinal kur'an deyip bahsettiğim kelime ilişkileri ve eşanlam kaosunun sonucu;

    Kelime Harekesiz h, l ve d. Halide, Halidî, halidü, ve haliden. Diğeri E, b ve d. Ebeden. Mealleri inceleyin. Videoyu izleyin. Ve eğer mümkünse kelimelerin geçtiği ayetleri analiz edin. Kelime ilişkilerini inceleyin. Mesela Ebed kelimesinde ve halid kelimesinde harfleri inceleyin. Ayetlerdeki harf ve kelimelerin şekil benzerliklerine ve farkına dikkat edin. Farklı şekilde olup, eşseslendirilen harf ve kelime anlayışını kaldırın. Cennet cehennem kelimelerini inceleyin. Diğer cennet kelimelerinden farklı şekillendiğine dikkat edin. Ve tekrar düşünün.

    Kur'an tartışmalarının nedenini keşfedeceksiniz.

    Bakara 39

    Bakara 82
    Nisa 14
    Nisa 57
    Haşr 17


    Kehf 3


    Mustafa İslamoğlu

    Abdulaziz Bayındır

    YanıtlaSil
  2. Bir şey unuttum. Birleşik yazılan ile ayrı yazılan harfleride dikkate alın.

    Kelime sadece birleşik yazılan Hld, kelime halide, halidi, halidü ve haliden olarak türemiş.

    Halideyni, halidüne vb. alınmaması gerekir. Zira meşrikayni, magribeyni vb. "eyni" "ayni" "ine" "une" ekli çevirilerle hem uyumsuzlaşıyor, hem de iş karışıyor. Parantezler vs. ler devreye giriyor.

    Rahman 17 :

    Rabbul meşrikayni ve rabbul magribeyni.

    Orjinalden yazıma çeviririrsek;

    Rabbu lmeşri kayni ve rabbu lmagri beyni.

    2 adet rabbu kelimesi. "m" "ri" ve "yni" geçen 2 uyumlu kelime. "Vav" ise henüz bir anlam veremediğim harf.

    Aynı türden başka bir ayet; Fatiha 5.

    YanıtlaSil
  3. Bir şeyi çok merak ediyorum: Cennet, cehennem, tanrı, adem, iblis, araf, melek, ahiret gibi şeylerin sadece Kur'an'da mı geçtiğini düşünüyorsunuz? Kur'an diğer dinlerden ve putperest geleneklerden etkilenmiştir. Yani Kur'an'ı kaynak kitap olarak almak saçmalıktır. Yapılması gereken tüm dinleri bir bütün olarak ele almaktır, tek bir kitabı baz alıp harf harf onu incelemek anlamsızdır.

    YanıtlaSil
  4. Hayyam ben bu sorularınıza cevap verdim. Ne olduğumu, nereye varmak istediğimi, nereye vardığımı, nerelere varılacağını yazdım. Ya beni anlamıyorsunuz, yada okumuyorsunuz.

    YanıtlaSil
  5. Çok açık bir şekilde yanlış yoldasınız. Bunu size anlatmak isterdim ama başaramıyorum bir türlü. Ama düşüncem şudur ki, seçtiğiniz inceleme şekli çok yanlış.

    YanıtlaSil
  6. Hayyam, beni anlamamışsınız. Ben Kur'an'da kafama takılanı, soruları kaldırdım bu analizle. Ben bunu ifade etmeye çalışıyorum. Ve eğer kafanızda sizinde takılmalar, sorular, eksiklikler varsa bu analizle giderirsiniz. Bu analizle, ister mümin olsun kişi ister ateist ister başka birşey, Kur'an'la ilgili kaosu, karışıklığı, takılmaları, soruları biter.
    Bu analizle Kur'an kaynak olmaz, Kur'an tanınır. Analizden sonraki iş Kur'an'ın kaynak olması yada olamaması. Çeviriye gitmeye kalkmak, dili çözmeye gitmektir ki şu an o kaynağı bulmanız zor olsa gerek. Yarın öbürgün uyduracaklar bir dil kaynağı bulup Kur'an'a yapıştıracaklar. O bu analizden sonra olacak iş. Bu harf,ayet,kelime, sure ilişkileri farkedildiğinde Arapça bitecek ve bir dil öne sürülecek.

    Tekrar söylüyorum, eğer sizin kafanızda soru işareti, takılmalar, eksiklikler varsa bu analizi uygun görmüyorum diyemezsiniz. Bu analizle Kur'an'a enine boyuna cevap bulmuş ve Kur'an'ı kafanızda noktalamış olacaksınız. Buna emin olun. Hiç birşey kafanıza takılmayacak. Bakın kaynak olması ve çevirisi değil dert, sadece şekil, gidişat analizi. Harflerin, kelimelerin, ayetlerin, surelerin yazım analizi. Birbiriyle ilişkisi, farkı, benzer yönleri, harekenin biçimleri ve benzerlikleri, harekesizlerin analizi, bağıntılar, birleşikler, ayrı olanlar, vs. vs. ile siz Kur'an'ı anlamış olacaksınız. Kaynak ve çeviri ihtiyacını o kadar fazla önemsemeyeceksiniz. Siz temayı çıkarmış olacaksınız.
    Belki bahsettiğiniz kutsal kitaplarda bu analizi yapmadınız. Belki kimbilir Kur'an'la benzerlik bulacaksınız. Hiç düşündünüz mü bunu?

    Ben Kur'an'ı kaynak görmedim. Sadece analiz ettim ve çözümledim. Çeviri girerse işin içine sanırım üç-beş çeşit Kur'an çıkar. Ama hepsi tek akılda birleşen çeviriler. Çünkü somut verilerle hareket ediyorsunuz.

    Bakın biraz izah ediyim. Şekillerle ağız ilişkisi kurun. Ağızdan çıkacak sesli-sessiz harf sayısının sınırına ulaşın. Nesne ile ses kimyası uyumuna gitmeyi düşünün. Nesne ile kavram arasında uyumlar düşünün. Ne oluyo, nerelere gidiliyo bir görün. Bir dil düşünün. Düzgün, mantıklı, bilimsel, somut verilerle oluşmuş. Ne oluyo, görün.

    Eğer dili önemsiz falan görüyorsanız, bu hatayı yapmayın. Dili önemsiz görmeyin. Harfleri, şekilleri, kelimeleri, cümle öğesi, bağlacı vs. bilimsel olmayan bir dil bilgisizliğin sürekliliği demektir. Sağlığın bozukluğu demektir hatta.

    Dil, bilmeyen insanın bilgi kapısıdır. Sadece dilin bilimselliği bilmeye yeter. Detaysız, gereksiz konularsız iki cümle bilimsel bir dil, tefsiri, açıklamayı ortadan kaldırır.

    İşaret parmağım kırıldı deyip başlayan soruları düşünün. Hani elin? Nasıl oldu? Ne zaman oldu? Hastaneye gittin mi? Kaç para verdin? vs. vs. Bunu 1 cümleyle anlattığınızı düşünün. Dil önemli. Bilimsellik her alanda önemli.

    Dil, ciddiyetsiz gelmesin. Çok ciddi önemli.

    Basit gibi görünen, önemsenmeyen yanlışlar, hayatlara maloluyor.
    Küçük bir hata hayatlara maloluyor. Örn. Adem-İblis.

    Kur'an'da "Demek" fiilinin alak bullak nasıl bulanıp, rezil bir çeviriyle nelere yolaçtığını görmenizi şiddetle öneririm.

    Yanlış olan aslında sizsiniz. Çok hafife almayın her şeyi. Hele hele bu analizi yapmadan bana bu yorumunu yapmanız büyük yanlış.

    YanıtlaSil
  7. Konu başlıkları halinde gideyim:

    1. Bu analiz işlevsel (kullanışlı) değil. Müslüman kesimin çoğu Kur'an'ın herhangi bir mealini bile okumuyor. Siz ise koskoca bir dili öğrenip, sindirmekten ve hatta analizden bahsediyorsunuz.

    2. Dil analizinde tek bir yol yoktur. Siz kendi yolunuzun mutlak olduğunu iddia edebilirsiniz, -ki ben dil analizinden anlamam-, ancak başka biri de başka bir yolla analiz yapabilir. Bu sebeple, alışıldık Kur'an yorumu istediğiniz ve beklediğiniz gibi değişmeyecektir kanımca.

    3. Orijinal Kur'an bulunmamaktadır elimizde. Bu sebeple, sizin öngördüğünüz gibi bir evrim olacaksa din yorumunda, Kur'an'daki dilin, harf ve seslerin önemli olmadığı yönünde olması olasıdır. Zira eski nüshaları ile bugünküler arasında ufak hareke farklılıkları olduğunu biliyoruz.

    4. Dünya'da kutsal kitap olarak sadece Kur'an yoktur. Ben genel olarak dinleri, dinlerin çıkış noktasını, dinlerdeki ilahiliğin kaynağını, toplumlardaki dinin etkisini inceleme taraftarıyım. Diyelim ki mükemmel bir Kur'an analizi yaptınız. Peki İncil'i ne yapacağız? Dünyada 2 milyar Hristiyan var. Onların İncil'i nasıl yorumlanacak? Dünya sadece İslam aleminden oluşmuyor.

    5. Kur'an analiziniz haddinden fazla öngörüde bulunuyor. Sadece dil analizini yapmıyor, gerçeğe yaklaştırmak, nesnelleştirmek adına harfleri eğip büküyorsunuz. Diğer bir deyişle önce sonuca ulaşıyor, sonra nedenleri oluşturuyorsunuz, ki bu da çok tehlikelidir. (Dil yorumlarına vakıf olmadığım için bu noktada yanılma payım var.)

    6. Kur'an'daki din diğer ana dinlerden farklı değildir. Nüanslar elbette vardır ancak tüm bu dinler birbirinden beslendiği için birbirine benzemektedir, hatta benzemelidir de. Bu sebeple, Adem-İblis gibi yenilikçi bir yorumun yanlış olduğunu varsaymam mantıksız görünmüyor bana. Çünkü bu zaten bir efsanedir ve bu efsanenin genel bir çerçevesi vardır. Kur'an'da bu efsanenin Arap kültüründe şekillenmiş halidir. Hal böyle olunca da, harfleri didik didik ederek ulaşılan sonucu ciddiye almamak hakkımdır diye düşünüyorum.

    7. Son olarak, anladığım kadarıyla söylediklerimin zaten sizin için bir önemi yok. Bir şekilde yıllarınızı bu işe vermişsiniz ve bu saatten sonra mental olarak hatalı olduğunuzu düşünmeniz olası değildir. Bunu anlayabiliyorum. Zaten teistlerin çoğu da yıllarını inanarak geçirdikleri için geri dönemiyorlar gibi geliyor, ortada bir emek, deyim yerindeyse yaşanmışlık var. Bu sebeple, bence fazla yük çıkartan bu işten vazgeçmeyeceksiniz.

    Böyle bir çalışmayı da bu blogda değil de, islama etki edecek sitelerde yayınlamanız daha doğru olur. Hatta kendinize bir blog açıp ya da ne bileyim kitap yazıp o şekilde meramınızı anlatmanız gerekmektedir. Nihayetinde islama yeni bir bakış açısı getiriyorsunuz; ben tüm dinleri toplumsal ve kültürel olarak irdeleme taraftarıyım, ki aslına bakılırsa böyle bir irdeleme de benim ilgi alanımın bir yansıması. Dolayısıyla hitap etmeniz gereken kesim müslümanlardır. Eğer bir etki yaratmayı başarırsanız ve toplumdaki din anlayışını değiştirirseniz, o zaman belki ben değil ama benim gibiler o anlayışa yönelik anti-tezlerini sunarlar.

    Not: Evet, bir Wittgenstein taraftarı değilim.

    Saygılarımla.

    YanıtlaSil
  8. Bölüm 1 )


    Hayyam anlamamışsınız. Anlamıyorsunuz.

    Bende maddeleyim.

    1-Ben bu analizin kabasını 15 günde tamamladım.
    2-Dil öğrenmeyeceksiniz, Kurandaki simgelerden, şekillerden ses çıkaracak ve yeni bir dil kurmuş olacaksınız. KurAn arapça değil. Ve arapça ile işiniz olmayacak.
    3-Ayrıca dil öğrenmek zor değil. İşin zor kısmı kelime hazinesi elde etmek.
    4- Dil ve analizde herşeyde olduğu gibi tek yol vardır. Varoluşun sebebi, gerçeği, nasıllığı tekse, bir dilin nasıllığıda tektir. Kur'an her gün meallerle değişiyor zaten farkında değil misiniz? Orjinalde bir gün evrim yaşayacak. Bakın analiz yapmadan bana konuşmayın. Rica ediyorum. Çok hatalı konuşuyorsunuz. % 100 net konuşuyorum, Kur'an dediğim bu değişime açık.
    5- Şu an elimizdeki Kur'an'ı yazdım ben orjinal Kur'an derken. Hareke farklılıklarını, eksikliklerini bende tespit ettim. Çok şüpheli noktalar tespit ettim.
    6- İncil'i ve diğerlerini Kur'an'da birleştirip tek Kutsal Kitap ve tek Din oluşturacağız.
    7- Ben şekillere bakıyor ve ilişki arıyorum. Neden arıyorum. Sorup duruyorum. Bir dil kurup Kur'an'da arıyorum. Ben herşeyi yapıyorum. Bu sonuca ulaşmak değil, olandan görünenden yaşanandan sebep-sonuç çıkarmak.
    8- Kur'an'da demek fiilini arayın. Demek fiiline çevrilen kelimeleri orjiinalde analiz edin. Diğer kelimelelerle ilişki kurun. Demek fiilinin alakasız, tam bir kaosla çevrildiğini göreceksiniz. Geçmeyen kelimenin, diyenin demeyenin belli olmadığı yere şu kişi şunu söyledi demenin, parantezlemenin Kur'an mantığından çıkmak olduğunu, çeviriyi bozmak olduğunu, büyük hata olduğunu, ağır toplumsal sorunlara neden olduğunu göreceksiniz. Tekrar Adem-İblis'e dönüp orayı bitirmeden bu Dünya'ya huzur yok diyeceksiniz. Bunları yapın sonra bana konuşun. Analiz yapmadan yorum yapmayın.
    9- Benim yıllarımı verdiğim bu analiz değil, orjinalsiz meal anlayışım. Meale Kur'an bakma hatam. Ruhumu, zihnimi, yanlış kullanıp kurban olduğumu, Kuran'ın oyununa geldiğimi anlamam. Bir malzeme gibi kullanıldğımı anlamam. Mümin-Ateist, Adem-İblis çatışmalarını yaşamam.
    10- Adem-İblis'e ve "demek" fiiline dikkat. Hafife almayın. Kur'an'ı büyük çapta bozguna uğratan, oradanda toplumsal yaralar oluşturan bu duruma dikkat. Çok dikkat. En hafif hata ile yine aynısını yapmayın. İyi dikkat. Çözüm gözünüzün önünde. Kur'an önünüzde. Dünyayı terör yapan yer burası. Nokta konacak yerde burası. Bir daha söylüyorum, bir parantez hatası, bir göz kayması, bir mantık kayması toplumsal sorun doğurdu. Bu bir net tespittir. Şüphem yok. İnanılmaz gelmesin mümin camiaya. Bir parantez, bir ilave "TERÖR" doğurdu.

    Berbat rezil Alim dememde inanılmaz gelmesin. Buyrun inceleyin Kur'an'ı görün.

    Şu bilgi puperestliği bırakılsa herşey çözülecek.

    Şimdi siz bu 10. maddeyi çevirdiğinizi ve ekleme yaptığınızı düşünün. Mantıklı mı sizce?

    11- Dil önemsiz derseniz hiç birşeyi çözemezsiniz. Dili önemsizleştirirsiniz hiç bir şeyi bilemezsiniz.
    12- Mantıktan çıkarsanız kaosa girer bulanır durursunuz.

    YanıtlaSil
  9. Bölüm 2)

    Bugün mantık ve Bilim aranmayan Din ve Kur'an'da yarın mantık aranacak. Bunu unutmayın.

    Bugün Kur'an'ı ciddiye almayan bilim yarın Kur'an'dan ilham alacak.

    Sizin kafanızdaki Kur'an profiliniz yanlış hayyam. Kur'an'ı iyi tanıyın.

    Bana başka söz söyletmeyin. Tekrar yazdırmayın. Tecrübe etmeden yorum yapmayın.

    Bu kadar emeğin boşa olduğu gafletinizin farkına varın.

    Bu analiz Kur'an'ın % 100 çözümüdür. Olamaz düşüncesi doğmasın. Alim saplantısıyla yorumlama yapılmasın. Bu analiz Kur'an'ın % 100 çözümüdür.
    Dünya genelinde Kur'an'ların sona ermesidir. Tartışmalara, soru işaretlerine, eksiklikliklere noktadır. Açık ve net konuşuyorum.

    İnceleyin. İnceleyin görün.

    İki Kur'an var. Biri imgesel, diğeri simgesel. İmgesel Kur'an bugünkü Kur'an, Kur'anlar doğuran Kur'an. İnanılan Kur'an. Birilerinden imgelenen Kur'an. Simgesel ise gözlemlenmiş, görsele dayalı, gözleme dayalı, somut verilere dayalı Kur'an.

    Dünya'da iki tür bilgi anlayışı var. Biri imgesel, diğeri simgesel. İmgesel bilgi, veriyi imge düşünüp, simgelenemez düşünüp, (veri ister soyut ister somut olsun) zihinde imgelenen bilim. Simgesel ise, açık net gözlemlerle elde edilen bilim.

    İki zihin var. İmgesel ve simgesel. İmgesel zihin, simgeyi (ister soyut ister somut) imgeleyen zihin, simgesel zihin ise simgeyi simgeleyen zihin.

    Simgeselleşirseniz tüm insanlık olarak tek çatıda birleşmiş olursunuz. İmgeselleşirseniz, çeştli çatılar doğurursunuz.

    Zihin önemli. Zihni anlamak önemli. Zihin ile duyuyu, zihin ile bilgiyi ilişkilendirmek önemli. Zihni anlamak bilimi anlamayı hızlandıracak kadar önemli. Öyleyse simgeselleşmeye dikkat. Kur'an'a simgesel bakışa dikkat. Bilimi simgeselleştirmeye dikkat.

    Bu zihin, duyu ve bilim ilişkisinide irdelemek lazım. Zihin, duyu ve bilgi uyuşmazlığını anlamak lazım.

    Not : İmge-Simge kavramı, inanmak-bilmek mevzusunu anlatmaya çalıştığım durumdur. İnanmak-Bilmek kavramlarını yanlış bulduğumdan bu iki kavramı düşündüm.

    Simgesiz bilgi olmayacağını farkettim ve simgeselleşme kavramını doğru buldum.

    Aslında gene karışıyor aslında, kelime türetmemiz lazım ama buda nasıl yorumlanır, bir de onunla uğraş.

    İki tür biliniyor. Biri hayalleme, diğeri gerçekleme. Bunlar üzerinden bir şey türetilebilir.

    YanıtlaSil
  10. Hatalısınız. Temel felsefî irdelemeleri atladığınız için hatalısınız.

    1. "Dil ve analizde herşeyde olduğu gibi tek yol vardır." demişsiniz. Her şeyde olduğu gibi tek yol? Bu iddia mesnetsizdir.

    2. "% 100 net konuşuyorum." demişsiniz. Ben net konuşmuyorum, %100'lük bilgi sunan, mesela teistlerin veya sizin, kendinden emin tavırlarını doğru bulmuyorum.

    3. "İncil'i ve diğerlerini Kur'an'da birleştirip tek Kutsal Kitap ve tek Din oluşturacağız." demişsiniz. Tam bir fiyasko bu. Üzerine sayfalarca şey yazılabilir. Böyle bir misyonunuzun olması çok vahim ve elem verici. Dinler ve toplumu kontrol eden hiyerarşik veya sistematik yapılanmaların azaltılması görüşünü savunuyorum. Açıkçası sizin bu söylediğiniz diğer dinlerin ana fikirleri kadar saçma, faşizan ve despotik. Bir ülkü edinilecekse, bu, dinsiz bir çevrede, genel etik anlayışı içinde insanların hümanist bir yapıda ahlaka sahip olması olmalıdır.

    4. "Bir dil kurup Kur'an'da arıyorum." demişsiniz. Size anlatamadığım şu: Neden Kur'an'da arıyorsunuz? Neden diğer dinleri irdelemiyorsunuz? Kur'an'ı özel kılan ne? Öylesine mi seçtiniz bunu, yoksa mantıklı bir tarafı var mı?

    5. Adem-İblis için şunu söyledim size: Adem-İblis, ilk defa Kur'an'da geçmiyor. Bu mit Kur'an'dan çok öncesinde varolan, efsaneleşmiş bir hikayedir. Diğer bir deyişle, siz 'deyin'leri nereye koyarsanız koyun, işin özü şudur: Adem-İblis hikayesi toplumun anladığı şekildedir ve Kur'an'ın kastettiği de odur. Çünkü Kur'an yaratılışa dair zaten bilinen mitleri toplamış, Arap kültürüyle harmanlamıştır. Önce bunu anlamalısınız. Bu sebeple, 'yenilikçi' yorumunuzu kabul etmek mümkün değil. Sosyolojik ve kültürel birikimleri yadsıyamazsınız. Sadece dile bakarak analiz yapamazsınız.

    6. "Bugün mantık ve Bilim aranmayan Din ve Kur'an'da yarın mantık aranacak" demişsiniz. Katılmıyorum. Politeistik dinler bilimin ve sorgulamanın gelişmesiyle nasıl ortadan kalktıysa, monoteistik dinlerde -belki yakın zamanda değil ama- ileride kalkacaktır. Bilim ve mantık insanlık için yeterli araçlar haline gelecektir. Tarihsel çizelgeyi inceleyin ve sekülerleşmeyi göz önüne alın. Hayal dünyasında yaşıyorsunuz.

    7. "Bugün Kur'an'ı ciddiye almayan bilim yarın Kur'an'dan ilham alacak." demişsiniz. Yanlış. Yanlış. Yanlış. Birincisi bilim ile din farklıdır. Kur'an kutsal değildir ve bu yüzden içinde 1500 yılı aşacak bilgiler taşımaz. Zaten anlayamadığım nokta şu: Hem Kur'an'ın bir tanrı tarafından gönderilmediğini söylüyorsunuz, hem de çağları aşan bir simgelemi olduğunu ileri sürüyorsunuz. Muhammed ve o dönemin arapları ne biliyorlardı da çağlar ötesine etki edecek bir kitap oluşturdular anlamıyorum. Hele sizin hangi akla hizmet bunu savunduğunuzu hiç anlamıyorum.

    8. Konuşmanızın geri kalanı tekrardan, kendine eminlikten, bana nasihatta bulunmaktan ibaret zaten. Sanırım ortak bir yol bulmamız mümkün değil. Çünkü sadece kendi bilgi birikiminizi göstermekten ve kendi doğru yolunuzu savunmaktan başka bir şey yapmıyorsunuz.

    Bu sebeple, sizinle daha fazla tartışmak istemiyorum. Bu 'ulvi' amacınızı bloglara yorum göndermekten ziyade daha ciddi mecralarda yayımlamanızı salık veririm.

    Saygı ve sevgilerimle.

    YanıtlaSil
  11. Hayyam size tek kızdığım nokta, analiz etmeden, görmeden, incelemeden konuşmanız. Lütfen bunu bir daha değerlendirin.

    Ve ayrıca Kuran porifiliniz ve Kur'an yazarları profilinizde yanlış. Buna dikkat edin.

    Kur'an'ı dağdaki çoban gibi biri yazmadı. Kur'an sebepsizce çıkmadı. Anlamsızca çıkmadı. Koskoca Dünya'ya keyfi eğlence olsun diye hiç çıkmadı. Aklı başında olmayanın işi değil Kur'an. Bilgisizin işi değil. Yada az buçuk akılla, bilgiyle yazanların işi değil. Bu mümkün değil. Bu düşünülemez. Öyle yarım yamalak bilgiyle koskoca Dünya'ya Kur'an uydurumu yapılmaz. Böyle şey olmaz. Eğer bana katılmıyorsanız, bunu anlamanız zor olmaz. Yine benim bahsettiğim analize gidin, siz bilinçli, bilgili bir zihnin bunu yazdığını anlayacaksınız.

    Siz resmen Kur'an yazımı akıl hastasının işi gibi birşey diyorsunuz. Olacak iş mi bu mu?

    Muhammed akıl hastası düşünülebilir, ama onu kullananlar değil.

    Lütfen bir daha düşünün. Kur'an ve Kur'an yazarları kim ve nasıl birşey?

    YanıtlaSil
  12. neden dünyada sadece müslümanlık ya da kuran varmış gibi bir tartışma içinde olduğunuzu anlamadım?

    YanıtlaSil
  13. Ben tam aksi yönde bir görüşteyim, anlatmaya çalıştığım da o. Kur'an dünyadaki tek kitap değil ve islamiyet de tek din değil. Bununla birlikte, Muhammed'in önderliğinde ortaya atılan ayetler de zamanını aşan nitelikte değil, en azından zamanını aşan nitelikte olduğuna dair bir ipucu yok elimizde.

    Diğer bir deyişle, neden Olympos dağına çıkıp Zeus'u aramıyorsam, aynı sebepten ötürü de Kur'an'da inanılmaz çalışmalar olduğuna dair analizler yapmıyorum.

    YanıtlaSil
  14. Bölüm 1)

    Dünya'da dörde bölünmüş Din ve kitap olsada aslında hepsi aynı. Kur'an'ı tartışmak ve bitirmek otomatik olarak diğerlerini tartışmak ve bitirmektir.

    Diğer Dinlerin kitabı ve toplumu aynıysa yine çok fazla düşünmeye gerek yok. İnsanlık, isimleri farklı olsada hep aynı şeyi yaşıyor.

    Dinleri incelerken, Din Biyolojisi derseniz aynı şeyi bulursunuz. Din Psikolojisi derseniz hiç birşey anlayamaz ve bulamazsınız. Din biyolojisi derken biyolojiyi soyutlaştırmadan tabi.

    İnceler misiniz;
    Kevser Suresi Analizi

    Not : Surede aslında çok uğraşacak yer var. Ben kısmen alıp hazırladım. Çokta zamanım yok öyle enine boyuna analizi yapıp dosyalar hazırlayım. Aslında bunu burada size yapmak isterdim ama sanırım buda size ışık olacaktır. Gerisini siz getirirsiniz. Ayrıca pek özenerek yapmadığım için görüntü hoş olmayabilir. Beni mazur görün.

    html kodları
    Şemsi Harfler
    Kameri Harfler
    Türk Alfabesi

    Dünya'da diğer dillerin alfabelerine göz atın. Arap alfabesini Kur'an'dan ayırın. Alfabeyi Kur'an'da arayın.
    Ağızdan çıkış biçimine göre şekil uyumlu alfabe mantığı kurun. Kur'an'da bunu bulacaksınız.
    Kur'an'da harfleri, kelimeleri, ayetleri, sureleri analiz edin. Bir ilişki farkedeceksiniz. İlişkileri ortaya çıkara çıkara arap alfabesini kaldıracaksınız. Dolayısıyla çevirisinide.

    Tahminim Kur'an'da şöyle bir kavramlama var. Benzer konuya benzer harf. Örneğin yön kavramları oluşturacaksanız, doğu-batı-kuzey-güney yerine Doğu-Toğu-Goğu-Koğu gibi. Rahman suresinden örnek, Beyan, Mizan, Reyhan, Can, İnsan, İhsan, Hisan, ......

    Yada doğu-batı yerine dotin-todin.
    Kur'an'da İhsan-Hisan ve Sema-Esma terslemeside var.

    Vs. vs...

    Yazım düzenlerine de dikkat ettiğinizde kelimelerin değiştiğini göreceksiniz. Birleşimi, ayrımı gözönüne aldığınızda Kur'an kendini gösterecek.

    Böylece Kur'an'da bugünkü okunuştan tutun, inanışlara kadar hiç bir şey bulamayacaksınız.

    Kur'an'da yarın Adem-İblis ve Adem-Havva kalmayacak. Kur'an'da Havva adına zaten hiç bir işaret yok.
    İlk insan inanışı kalmayacak.
    Big bang çürüyecek.
    İslami beslenme, şu anki beslenme ve besin ayetleri kalmayacak.
    Helal, haram, ibadet, emir, farz, sunnet, peygamber, öbür taraf, kıyamet, yasa, yasak, ..... kalmayacak.

    Zararlar ve yanlışlar (Bilimde ve Kur'an'da) keşfedildikçe Kur'an değişiyor ve değişmeye devam edecek.

    İleride, öbür taraftaki cennet bu tarafa çevrilecek ve yaşanmaya başlanacak.

    Dip not : Bu aralar ses analizlerine başladım. Hayvan sesleri, doğa sesleri, güncel işlevlerde çıkan sesler vs. Bakalım nerelere varacağım?

    Bu analizlerden sonra konuştuğumuz dile bakınca biz insan mıyız diyor insan? Ne diyorum ben diyor? Nerede yaşıyorum?

    Kelimelerin bozukluğu gerçekten çok zararlıymış. İnsanlar bu yüzden kendini ve birbirini anlamıyor. Politikacılar demek ki bu yüzden yoruluyor. İnsana uyumlu, bilime uyumlu, ağza uyumlu kelime yok. Laf anlatmak deveye hendek atlatmak atasözü bu yüzden doğmuş. Söz gümüşse sükut bu yüzden altın olmuş.

    YanıtlaSil
  15. Bölüm 2)

    Ben zihin mürşit dedim, vazgeçtim. Mürşit herşey. Kelimeler bile mürşit. Kelimeler bile önemli.

    Bir konuyu anlatırken görsellik kullanmaktan sadece cümle kurup anlattığınızı düşünün. Kelimeyi kelimeyle tanımlama bozukluğunun kalktığını düşünün. Ne demek sorusunun kalktığını düşünün.

    Etimolojiyi düşünün. Nerelere gidiyorsunuz? Bir kelimenin kökünü bulmaya çalışıyorsunuz? Düzgün bir dil ile Etimoloji saçmalığınıda kaldırıyorsunuz. Düzgün bir dil ile şu anki bilim kelimesini ve bilimleri kaldırıyorsunuz. Okullarda okumayı öğrenmeyi kaldırıyorsunuz. İki dakikada okumayı ve yazmayı öğrenmektir düzgün bir dil.

    Neler yaşamısız. Alıyordum tefsiri elime günlerce bir geri bir ileri bir o cilt bir o bu cilt. Bir o ayet bir bu ayet, oradan çık diğerine. Evir çevir. Sonuç, elde var sıfır. Hiç bir şey anlamamak, düğüm üstüne düğüm.

    Çorba alfabenin içinde her harfi 80 kere deftere yazacaksınız. 80 tane A harfi yapacaksınızda A diyeceksiniz, A'yı öğreneceksiniz. Sene sonuna kadar böyle devam. Ya öğrendiniz, ya öğrenemediniz.

    Düzensiz dilin yaptığı yılları almakmış. Bir cümleyi bin cümle yapmakmış.

    YanıtlaSil
  16. dünyanın oluşumu 4.5 milyar yıl öncesine dayanıyor. hayatın başlangıcı ise 3.5 milyar yıl önce. insanımsıların geçmişi 30 milyon yıl öncesine kadar gidiyor. tam olarak belli bir örgüt kültürüne sahip insan türü ise son 2.5 milyon yıldır yer yüzünde. bugünün modern insanının geçmişi ise 10 bin yıl öncesine dayanıyor. öncelikli olarak insanın ve hayatın geçmişine bu tablodan bakmak gerekiyor. Eğer 30 bin yıl öncesine giderseniz henüz modern insanın evrimleşmediği ama insana çok benzer bir türün dünya yüzeyinde klanlar halinde dolaştığı bir dünya görürsünüz. din o zaman da var mıydı diye sormak gerekir? tabi ki hayır!ne zaman ki aryan ırkı(ata erkil bir ırk) 10 bin yıl önce dünyaya istilaya başladı o vakit peygamberler ve dinler türemiştir. yani insanın çok çok geçmişine baktığımızda aslında din ve inanç safsatalarının olmadığını görürüz. yani insanlık şu an için tanrı ve öteki dünyaya inanma sürecinden geçiyor. bu bir geçiş sürecidir ve engellenemiyor. ilerleyen yüzyıllarda insanların gerçekliğe daha çok yaklaştığı dönemler de olacaktır. şimdilik insanlar gerçekliği bırakıp hastalıklı bir inanış biçimi olan tanrı ve öteki dünya kavramlarına sıkı sıkı sarılmaktadırlar. bu da bir süreçtir ve aşılacaktır..ama şimdi değil..

    YanıtlaSil
  17. aslında sorgulanması gereken bir çok şey var: tanrı'nın kendine göre elçi belirleyip vahiy yoluyla din ve kitap göndermesi çok basit geliyor. öyle bir tanrı düşleyin ki insanlar arasından birini hiç kusur işlemeyecek şekilde mükemmel yaratıyor yani ona torpil geçip onun yoluyla insanlığa din yolluyor. bunu da geçtik hatta tüm her şeyi onun yüzü suyu hürmetine yarattım diyebiliyor. peki onu o şekilde yarattıysan beni de niye öyle yaratmadın? bu haksızlık değil mi? kuranın ve diğer tüm dinlerin peygamberlerinde ve din kültüründe bir sürü çelişkiler ve çarpıklıklar var. korkmayan ve sorgulayan insan gerçeği görecektir ve bu saçmalıkları duyduğunda gerçekten hastalıklı bir inanış biçimi olduğunu fark edecektir.

    YanıtlaSil