- Tanrı vardır, biliyorum.
- Nerden biliyorsun?
- Çünkü kutsal kitaplarda öyle yazıyor.
- Peki o kitaplarda yazılanların doğru olduğunu nerden biliyorsun?
- Çünkü kutsal kitaplar Tanrı’nın sözüdür.
- İşte şimdi kısır döngüye girdin.
- Nedenmiş o?
- A’yı kanıtlamak için B’yi kullanıyorsun, B’yi kanıtlamak için A’yı kullanıyorsun.
- Öylemi yapıyorum?
- Evet. Kanıtlamaya çalıştığın şeyi, daha en başından kanıtlanmış kabul ediyorsun, onu söylüyorum.
- Hmm.
2. İlk Neden:
- Bence, yalnızca “neden” kavramı kullanılarak Tanrı’nın varlığı pek de güzel kanıtlanabilir.
- Hadi bakalım.
- Her şeyin bir nedeni yok mu?
- Var.
- Evrenin de bir nedeni olması gerekmez mi?
- Evrendeki her şeyin bir nedeni olduğunu kabul etsek bile, bir bütün olarak evrenin de bir nedeni olup olmadığını bilemeyiz, ama, öyle olduğunu kabul edelim.
- Güzel. İşte bu neden Tanrı’dır. Tanrı ilk nedendir. Hepsi bu kadar.
- Peki, mademki her şeyin bir nedeni var, söyle bakalım Tanrı’nın da bir nedeni var mı?
- Hayır efendim, yok. Tanrı kendi kendisinin nedenidir. Tanrı nedensiz nedendir.
- Diyorsun.
- Evet.
- Yani bu nedenler soruşturmasına bir noktada son veriyorsun.
- Evet.
- İyi ama, neden evren kendi kendisinin nedenidir demiyorsun?