Bir zamanlar herkesin hırsız olduğu bir ülke vardı. Geceleri herkes bir fener ve levye ile silahlanıp komşularının evine girerdi. Tan ağarırken çuvalını doldurmuş geri döndüğünde kendi evinin de soyulmuş olduğunu görürdü.

Böylece herkes uyum içinde yaşardı, kimsenin durumu çok kötü değildi. Biri birini, o öbürünü soyar, böylece son insana kadar gelinir, sonuncu da o birinciyi soyardı. Bu ülkede ister sat, ister al sahtekarlık demekti.

Hükümet insanlardan çalmak için kurulmuş bir suç örgütüydü, insanlar da bütün zamanlarını hükümeti aldatarak geçirirlerdi. Yaşam hiçbir sorun çıkmadan sürüyordu; orada yaşayanlar ne zengindiler ne de yoksul. Sonra bir gün -nasıl olduğunu kimse bilmiyor- dürüst bir adam çıkageldi.

Geceleri çuvalını alıp hırsızlık etmek için dışarıya çıkmak yerine evde oturuyor, piposunu tüttürüp roman okuyordu. Hırsızlar oraya gelip de ışık görünce geriye dönüyorlardı. Ama bu böyle gitmedi. Dürüst adama böyle rahat bir hayat yaşamakla havanın ona göre hoş olabileceğini, ama kimseyi çalışmaktan alıkoymaya hakkı olmadığını söylediler. Evde oturduğu her gece bir aile aç kalıyordu. Dürüst adam verecek yanıt bulamadı. O da tuttu tan yeri ağarana kadar geceyi dışarıda geçirmeye başladı, ama hırsızlık etmeye eli varmadı.
1 Temmuz 1959'da, İran'da yayınlanan Penam gazetesi Zahedan yakınlarında kayalara oyulmuş bir tapınak bulunduğunu açıklamıştı. Tapınak, küçük bir dehlizden girilebilen geniş bir odadan ibaretti. Cesaret edip içeri girenler, Kazan Üniversitesinden arkeolog N. Brodnikov ve yardımcısına ait olduğu daha sonra anlaşılacak iki ceset bulmuşlardı. Cesetler antik bir satranç masasının iki yanındaydı. Adli tabip, arkeolog ile yardımcısının altı yıl önce öldüklerine hükmetti. Cesetlerde bir cinayeti akla getirecek hiçbir iz bulunamadığından, bu kişilerin ölümlerinin, hastalık olasılığı bir yana, açlık ve susuzluktan olabileceği Sovyetler'in elçisine duyuruldu. Gel gelelim elçi, Brodnikov'la yardımcısının yanlarında ilaç ve tüketilmemiş bol miktarda erzak olduğunu belirtip adli tıp raporunun doğruluğu konusunda şüphelerini dile getirdi. Bununla birlikte bir uzman heyeti, olay yerinde yaptığı araştırmada adli tıp raporunu doğrulayacak ipuçları buldu. Brodnikov'la yardımcısı satranç oynarken ölmüşlerdi. Daha sonra, onların satranç masası başında ölümü beklediklerini düşündü herkes.
Bilim insanları, dev etobur dinozorların 50 milyon yıl içinde küçülerek kuşa dönüştüğünü açıkladı. Kısa ön, uzun arka bacaklı dinozorların (teropot) ortalama 163 kilodan 800 grama düşerek modern kuşlara dönüştükleri belirtiliyor.

Araştırmacılara göre, teropotlar sürekli olarak küçülen tek dinozor türüydü. Bu hayvanların iskeletleri diğer dinozorlara göre dört kat hızlı değişti. Bu durum teropotların hayatta kalabilmelerine yardımcı oldu.

Araştırmanın sonuçları bilim dergisi Science'ta yayımlandı. Daha önceki araştırmalarda, Tyrannosaurus rex ve Velociraptor'u kapsayan ve kuşlara dönüşen teropotların evrimlerinin bir noktasında küçülüp uçan, çevik canlılara dönüşmüş olabileceği görüşü ortaya atılmıştı. Ancak Avustralya'daki Adelaide Üniversitesi'nden Mike Lee başkanlığındaki bir ekip, dinozoların evriminde sık sık boyut değişimi yaşanmasına rağmen, kuşların kökeniyle ilişkilendirilen bu küçülmenin sadece tek bir türe has olup olmadığını araştırdı.