Beynimiz ve Biz: Beyin, Dışarıdan Etkilenir Mi?

2 Yorum
Beynimizde yaklaşık 100 milyar bir başka araştırmaya göre de 86 milyar sinir hücresi diğer adıyla nöron bulunduğu tahmin edilmektedir. Bu nöronlar birbirleri ile bir anlamda kablolama yaparak bağlantı kurarak haberleşirler. Her bir nöronun diğeri ile bin ile 15 bin arasında bağlantı kurduğu bilinmektedir. Bir nöronun sadece biri ile değil diğerleri ile de bağlantı kurduğu düşünülürse, bu bağlantıların sayısı daha da artar. Bu bağlantılara/kablolara akson ve dendrit adı verilir.

Peki nöronlar diğer adıyla beyin hücreleri arasındaki iletişim nasıl sağlanmaktadır? İletişim bu kablolar üzerinde akan; tebeşirdeki kalsiyum (Ca), muzdaki potasyum (K), tuzdaki sodyum (Na) iyonları (serbest atomlar) vasıtasıyla olur. Bunların kombine hareketi, beynimizde bilgi sinyallerinin taşınması anlamına gelir.  Ancak, beyindeki iletişim sadece bu iyonlar vasıtasıyla olmaz. Bir sinir hücresinden çıkan kabloların diğer sinir hücrelerine değdiği (aslında tam olarak değmiyor) yere sinaps adı verilir. Sinaps denilen mikro düzeydeki bu kısımlarda (boşluklarda) nörotransmitter adı verilen kimyasallar bulunur. Söz gelimi bunlardan biri de gündelik dilde zaman zaman kullandığımız  serotonindir. 

İyonlar, taşıdıkları bilgileri sinapslardaki nörotransmitter kimyasallarına aktarırlar. Bu kimyasallar da kendilerinde bulunan bilgi sinyallerini diğer taraftaki kablolardaki iyonlara aktarır ve böylece bilgi sinyalleri beynimizin ilgili taraflarına dağılır. Daha özet söylemek gerekirse beynimizdeki iletişim bilgisinin, iyonlardan nörotransmitterlere, nörotransmitterlerden iyonlara aktarılarak yapıldığını söyleyebiliriz. Görülüyor ki beynimizdeki bilgi sinyalleri elektriksel -> kimyasal -> elektriksel -> kimyasal… olarak bir döngü içindedir.

Bu sinyaller, bildiğimiz anlamda dış dünyaya ait gördüklerimiz, duyduklarımız, dokunduklarımız, düşündüklerimiz olduğu gibi, kalbimizin atması, bağırsaklarımızın kasılması, rüyalarımızın oluşması hatta üzüntülerimiz, sevinçlerimiz, kıskanmamız, kızgınlıklarımız gibi duygularımıza ait bilgileri ve giderek sezgilerimizi taşıyan sinyallerdir.

Yoğun manyetik alan yayan Transkraniyal Manyetik Stimülatör (TMS) adı verilen cihaz ile beynin çalışma sistemi etkilenebilir. Etkilenir çünkü,  zaten madde ve enerji olarak isimlendirilen TMSnin yayınımı, yine madde ve enerji olan benzerlerini (iyon ve nörotransmitterleri) etkilemektedir. 

Gerek iyonlar gerekse kimyasallar bizim, düşünme, irade ve duygularımız dahil tüm zihinsel faaliyetlerimizi yürütürler. İşte, transkraniyal manyetik stimülatör denilen bu cihaz, yaydığı yoğun manyetik alan ile, beynimizdeki iyon ve kimyasalları normal akışlarından saptırarak, taşıdıkları bilgileri paralize (felç) eder. Bu aynısıyla, jummer (telefon yayını bozucular) gibi çalışarak, beynin normal düzendeki çalışmasını engellerler.

Videoda, deneğin konuşma merkezi olan Broca alanı yoğun manyetik alana tabi tutulduğundan, irademizle ne kadar istesek de düzgün bir konuşma sağlayamayız. Aklımızdan o an için düzgün cümleler geçer ancak konuşma merkezinde bu düzgünlük TMSnin yaydığı manyetik alan tarafından bozulur. TMS etkisiyle konuşamıyor olmamızın nedeni, dilimize o an giren geçici bir felç olduğu için değildir, dil kaslarına giden sinirler son derece sağlıklıdır. Ancak düşünen beynimizden düzgün bir kurgu olarak çıkan cümlelere ait sinyaller Broca alanında TMSnin bozucu etkisiyle paralize olur. Böylece dil kaslarına giden sinyalleri de bozar.


Sizce, belli bir teknoloji ile, uzaktan, beynimizi ve dolayısıyla bizi etkileyecek bir teknoloji mümkün müdür?

Erol 

2 yorum:

  1. Son zamanlarda sitede cok fazla bilimsel icerige agirlik verilmeye baslandi daha once edebiyatla alakali paylasimlarda yogundu ve ben hayranlikla takip ediyordum rica etsem edebiyat felsefe alanlarindada yogun tek tuk degil paylasim yapabilir misiniz :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sayın Adsız,

      Bildiğiniz üzere blogda birçok farklı yazar bulunmaktadır. Her yazar da kendi ilgi ve bilgi alanı dahilinde yazılar yazmaktadır. Edebiyat yazılarını daha ziyade ben ekliyordum, ancak nedense bunlara ara verdim, belki bloga pek de uygun düşmediği gibi bir izlenime kapıldım, bilemiyorum.

      İlerleyen süreçlerde dile getirdiğiniz isteği dikkate alacağımdan emin olabilirsiniz. İlginiz için teşekkür ederim.

      Saygılarımla.

      Sil