ÖYKÜCÜ BEYİN (1. Kitap)
İki yüzyıldır süren araştırmalara rağmen, Yüzleri nasıl tanırız? Niçin ağlarız? Neden güleriz? Neden rüya görürüz? Neden müzik ve sanattan zevk alırız? gibi insan zihni konusundaki en temel sorulara cevap veremiyoruz. Çok daha büyük bir soru olan "Bilinç nedir?"in de hâlâ bir yanıtı yok. Ne var ki yeni deneysel yaklaşımlar ve görüntüleme tekniklerinin gelişimiyle birlikte insan beynine dair anlayışımız da yavaş yavaş değişmekte.
Sinirbilimin Sherlock Holmes'u V. S. Ramachandran'ın bu kitabı, birçok nöroloji hastasının gerçek yaşam öykülerinden oluşuyor. Ramachandran; hayalet uzuvlar, beden imgesi ve benliğin aldatıcı doğasına dair bulgularından bahsettiği bu kitabının her bölümünde okuru şaşırtıyor, ve birbirinden ilginç vakalar üzerinden insan doğası ve zihninin bizden sakladığı bazı yönlerini aydınlatıyor.
Omzunun üzerinden arkaya bakıp da kökeni hakkında sorular soran, bu kılsız ve çocuksu primatta kesinlikle tuhaf bir şey var. Daha da tuhafı, beynin başka beyinlerin nasıl çalıştığını keşfetmesi değil yalnızca, aynı zamanda kendi varlığıyla ilgili sorular da sormasıdır: Ben kimim? Ölümden sonra ne oluyor? Zihnimin kökeni beynimdeki sinir hücreleri mi? Eğer böyleyse, özgür iradenin amacı ne? İşte nörolojiyi büyüleyici yapan, bu soruların -beyin adeta kendini anlamak için mücadele etmektedir- özgün ve kendini yineleyen niteliğidir.
BEYİNDEKİ HAYALETLER (2. Kitap)
Beyindeki Hayaletler ve İnsan Bilincinde Kısa Bir Gezinti adlı kitapların yazarı ünlü nörobilimci Ramachandran, beyin biliminde son 15 yılın gelişmeleri ve yeni bulgularıyla derlediği bu son kitabında insanın aslında ne olduğunu irdeliyor. Dünyayı nasıl algılıyoruz? Zihin-beden ilişkisi denilen şey de ne? Cinsel kimliğimizi ne belirler? Bilinç nedir? Otizmde ters giden ne? Sanat, dil, eğretileme, yaratıcılık, kendilik farkındalığı ve hatta dini duyarlılıklar gibi özbeöz insana dair olan tüm bu gizemli yetilere nasıl açıklık getirebiliriz? Bir kuyruksuz maymun beyni, zihinsel becerilerin böylesi tanrısal bir düzenine erişmeyi nasıl başardı? Ramachandran'ın bu sorulara olan yaklaşımı, beyinlerinin farklı bölümlerinde, davranışları veya zihinleri üzerinde garip etkiler oluşmasına neden olan hasar veya genetik tuhaflıklara sahip hastaları incelemesiyle şekilleniyor. Ramachandran'ın anlattığı öyküler Edgar Allan Poe veya Philip K. Dick'inkileri andırıyor olabilir, ama hepsi gerçek. Bu kişilerin ayrıntılı olarak incelenmesi, sadece tuhaf belirtilerinin neden ortaya çıktığını anlamamıza yardımcı olmakla kalmayıp, normal beyinlerin işlevlerini anlamamıza da yarıyor. Belki günün birinde insan beyni bilinci nasıl meydana getirdi sorusunu cevaplayabileceğiz. Kozmosun geri kalanı her tür insani endişeye rağmen yuvarlanıp giderken, evrenin ufacık bir köşesini aydınlatan içimdeki bu "ben" nedir veya kimdir? Tehlikeli bir şekilde teolojiye kayan bir soru.
"Marco Polo'nun ipek yolu seyahatleri gibi, Ramachandran bizi zihin seyahatlerine çıkartıyor..."
— Richard Dawkins, Gen Bencildir ve Kör Saatçi'nim yazarı
"Ramachandran'ın insan beyni üzerine yazdığı en kapsamlı ve en derin rehber kitabı."
— Oliver Sacks, Aklın Gözü ve Karısını Şapka Sanan Adam'ın yazarı
V. S. RAMACHANDRAN (Yazar)
Prof. Vilayanur Subramanian Ramachandran, 1951 yılında Hindistan'ın Tamil Nadu eyaletinde doğdu. Bir diplomatın oğlu olduğu için gençlik yıllarının büyük bölümünü Hindistan'ın ve Asya'nın farklı bölgelerinde geçirdi. 1974'te Madras'taki Stanley Medical College'da tıp eğitimi almasının ardından 1978'de Cambridge Trinity College'da doktorasını tamamladı. Doktora sonrası eğitimini Oxford Üniversitesi'nin Psikoloji Bölümü'nde yaptı ve 1983'te girdiği San Diego'daki California Üniversitesi'nde 1998'den beri öğretim üyesi olarak çalışmaktadır. Aynı üniversitenin Beyin ve Biliş Merkezi'nin yöneticisidir.
Erol
0 yorum:
Yorum Gönder