İngiltere'de yayımlanan Times gazetesi, Birmingham Üniversitesi kütüphanesinde bir ay önce bulunan bir Kuran parşömeni üzerinde yapılan karbon testlerinin, Kuran'ın Muhammed Peygamber'den önce yazılmış olma ihtimalini gündeme getirdiğini yazdı.
Birmingham Üniversitesi'ndeki Kuran parşomeni, Orta Doğu'dan 100 yüz yıl kadar önce gelen birçok kitap ve belgenin yer aldığı bir koleksiyonda bulunmuştu.
Gazeteye göre söz konusu parşömene, hangi yıllara ait olduğunu belirlemek için Oxford Üniversitesi'nde karbon testi yapıldı. Habere göre, testler, söz konusu parşomenin 568 ve 645 yılları arasındaki bir tarihte yazıldığına işaret ediyor.
Peygamber'in doğum tarihi olarak 570 (bazı kaynaklara göre 571) ölüm tarihi olarak da 632 yılları veriliyor.
Haberde şöyle deniyor:
Bu verilere göre bu parşömen en geç tarih olarak, üçüncü Halife Osman'ın emriyle ilk Kuran'ın derlendiği 653 yılından öncesine ait. En erken tarih olarak ise Muhammed'in çocukluk dönemine ait. Hatta Muhammed Peygamber'in doğumundan öncesine.Tarihçi ve "The Shadow of The Sword" (Kılıcın Gölgesi) adlı kitabın yazarı Tom Holland, İslam'ın kökenine ilişkin bilgilerin şüpheli hatta yanlış olduğuna ilişkin bulguların artmakta olduğunu söyledi.Bu, özellikle MS 800'den sonra derlenen tarihi kaynaklarda tanımlandığı şekliyle Muhammed Peygamber'in çağdaşlarınınkine benzer bir siyasi düzen ve yaşam tarzı kurmaya çalışan ve takipçileri arasında El Kaide ve IŞİD'in de bulunduğu Selefiler için zor bir durum.Holland, 'Bu, en hafif ifadesiyle, Kuran'ın nasıl ortaya çıktığını kesin olarak bildiğimiz düşüncesini sarsıyor ve bunun Muhammed ve sahabeleri üzerinde de etkileri olabilir.' diyor.Ancak Oxford Üniversitesi Bodleian Kütüphanesi'nden Dr. Keith Small ise, karbon testlerinin her zaman güvenilir olmadığını geçen ay (Birmingham'da bulunan Kuran parçasıyla ilgili olarak) açıklanan tarihlerin mürekkebe değil parşömene ait olduğuna dikkat çekti. Metnin kaynağı da belirsiz ve kaligrafisi sonraki dönemlere ait yazmaların özelliğini taşıyor. Dr. Small bununla birlikte tarihlerin muhtemelen doğru olduğunu ve bunun İslam'ın kökeniyle ilgili soru işaretleri doğurabileceğini söylüyor.
Gazete bazı Müslüman din adamlarının ise iddialara karşı çıkarak, aksine bulunan parşömenin varlığının Kuran'ın kökenine ilişkin geleneksel bilgileri güçlendirdiğini söylediklerini vurguladı.
siz neye hizmet ediyorsunuz ? anlamak mümkün değil gerçekten..
YanıtlaSilsaygı görmek istiyorsanız ve inanmıyorsanız inananlara saygı duyun ,
Kuran ile ilgili tarihsel onbinlerce kaynak varken böyle islam dini düşmanlarının haberini doğru gibi göstermek ayıptır ,yazıktır.
Sen belli ki hiç bizi okumamışsın, anlamamışsın.
SilBunları aşan çok var mahallemde. Sen nerede yaşıyorsun.
eğer kuran ile ilgili onbinlerce kanıt varken bu korkunuz neden ? bırakın istediği çalışmayı yapsınlar. eğer yalan yalnışsa zaten aklı başında olan insan bunu fark edip tavır koyar. hatta inancı kuvvetlenir. bundan endişelenmenize gerek yok. ama sizde bırakın insanlar yanılıyor dahi olsalar hatta velev ki kasıtlı yapıyor dahi olsalar bunu insalara anlatmaya çalışan böyle sitelere gelip kime hizmet ediyorsunuz türünden yorum yazmayın. kime hizmet ettiği sizi ilgilendirmez. beğenmiyorsanız çeher gidersiniz.
Silkuranla ilgili onbinlerce kanıt var. korkumuz en azından benim yok. bulunan en eski kuran olayını çok önceden biliyordum ve birçok yerde bu birmingham üniversitesindeki kuranı örnek göstererek kullandım. ilk defa böyle bir iddiayla karşılaşıyorum. basit ve yapılamamış bir algı operasyonu. kuranı okuyan biri zaten peygamber muhammed zamanında yazılıp kitap haline getirildiğini bilir. yukarıdaki bilgi de bunu doğruluyor. halife osman zamanında kitap haline getirildi ebubekir zamanında sayfalara yazıldı gibi şeyler gerçek değildir
YanıtlaSilPetra hakkında ciddi olduğunu düşündüğüm bir belgeseli geçenlerde seyrettim.
YanıtlaSilKeza, yıllar önce Prof.Dr.Gönül Tekin Habertürk deki programda, kısa da olsa bu konuya değinmişti.
Asırlardan beri, adeta genetik kopyalanma yoluyla birtakım inançları bugünlere getirmişiz, haliyle yukarıda yapılan itirazı bu açıdan haklı bulabilirim.
Ancak, sitede yığınla buna benzer yazı var, herbirini özenle okumaya çalışıyorum..dolayısıyla,
"Tanrı vardır, inanmıyorsan da saygı duy " klişesini kullananları açıkçası çok yadırgıyorum. Bu konuda türlü çeşit argümanlar yapıldı, yine de "büyük iddialar, büyük ispatlar gerektirir" deyişinden hareketle, görünmeyen, iletişim kurmayı semavi dinlere göre 14 asır önce bırakan, kimisine elçiler aracılığıyla, kimine direk konuştuğu iddia edilen....kimine ezan, kimine çan yoluyla çağrıda bulunan, kimini hiç ibadete çağırmayıp büyük sınavdan muaf tutan..
Evreni yaratmak için 2 gün, dünyayı yaratmak için 4 gün uğraşan... ne hikmetse ilk insanı çamurdan yaratıp, yine de oluşum süreci için yıllarca bekleten...
Neyse, hikaye çok çetrefilli, bilenler biliyor..
Tiktaalik rosae'nin selamı var deyip, yorumumu bitiriyorum.
verdiğin bilgiler çetrefilli gerçekten kafan baya karışmış bir şeyleri yanlış veya eksik duymuşsun anlaşılan çünkü araştırılmış bilgilere benzemiyor bunlar.
Sil2 gün 4 gün diye bir şey yok bunlar senin uydurman tıpkı çamurdan yaratıp oluşum süreci için yıllarca bekleten gibi... nerenden uyduruyosun bu saçmalıkları kafandan olmadığı belli..
Araştırılmış bilgilere benzemiyor mu....cidden mi??!!
YanıtlaSilYorumunu tekrar oku istersen. Zira, okuduğunu anlamadigin çok belli..
Verdiğin bilgiler çetrefilli filan demişsin. Bu bilgiler bana ait değil. Neredeyse 20 yildir belki daha fazla araştırıyorum. Başvurduğum kaynaklar da, senin zan ettiğin gibi TV deki sarlatanlar veya sitcom yapan sözde dinci mezhepciler değil.
Kısacık bir alanda ancak bu kadar yazabiliyorum.
Anlamadiysan kısaca diyorum ki;konuyla gizli "çok çetrefilli bilgiler" var; kimse neyin en doğru olduğunu bilemez, ben elciyim diye ortaya çıkan bir kişinin ne görgü tanığı var, ne de sağlam ispatlari var.
Anlaşılmıştır diye umuyorum bu defa!!!