Zeitgeist: Addendum

8 Yorum
İlki çok tuttuğu için devamını da çektiklerini sanmayın. Zaten en başından beri belgeseli hazırlayan kişilerce sunulacak bir çözüme doğru gidiyor Zeitgeist. Her ne kadar ne olduğunu tam olarak anlatamamış olsalar da Venus Project isimli bir çözümleri var Jacque Fresco ve Roxanne Meadows isimli iki toplum mimarının. İyi veya kötü, yeterli veya yetersiz... Bir sorun olduğuna dikkat çekiyorsanız, mutlaka bir çözüm de önermelisiniz, yoksa kimse sizi yeteri kadar ciddiye almaz. Bu iki kişi de kendilerince bir çözüm getirmeye çalışmışlar, adına da "kaynak bazlı ekonomi" demişler. Dünyada, bütün insanların rahatça yaşayabilmelerine yetecek kadar kaynak bulunduğuna ve para kavramına (özellikle kavram diyorum, çünkü bence para maddesel bir araçtan öte insanoğlu tarafından yaratılmış bir kavramdır) ihtiyaç olmadığına dikkat çekiyorlar. Venus Project'in ne olduğunu tam olarak anlatamamış olsalar da "kaynak bazlı ekonomi" çözümünü gayet başarılı bir biçimde anlatıyorlar. Venus Project'e fazla değinilmemiş olması da belgeselin kişiselleştirilmemesi için tercih edilmiş olabilir. Bu proje hakkında kendi internet sitelerinde yeterince bilgi var zaten.

Zeitgeist: Addendum'un ilk bölümü, Zeitgeist'ın dördüncü bölümü gibi aslında. Çözüm önerilerine geçmeden, kaldığı yerden devam ediyor Zeitgeist. Dünya üzerinde dönen parasal sistemin inceliklerine parmak basıyor, basmakla kalmayıp delik deşik ediyor. Birçok faydalı bilgiyi çok güzel derlemişler. Lafı fazla uzatmıyorlar ve can alıcı bilgilerle sizi biraz sarsmaya gayret ediyorlar. Dünya nüfusunun %1'inin dünyadaki zenginliklerin %40'ına sahip olduğu ve dünyada her gün 34.000 çocuğun yoksulluk ve önlenebilir hastalıklardan öldüğü bir dünyada yanlış bir şeyler olduğu gerçeğine dikkat çekerek açılıyor Zeitgeist: Addendum. Bu bilgiler bizi pek şaşırtmıyor, değil mi? Garip olan da bu zaten. Afrika'da ölen çocuklar, Irak'ta işgalden beri ölen bir milyondan fazla insan bizi pek şaşırtmıyor. Bunları dillendirince tiye alınıyorsunuz bir de, dünyayı sen mi kurtaracaksın diye. Dünyayı kurtarmaya niyetimiz olmasa bile konuşmaktan ve aynı şeyleri tekrarlamaktan utanmamalıyız. Goethe'nin bir deyişine yer vermişler belgeselde: Kimse özgür olduğuna inanan birinden daha iyi köle olamaz.

Addendum'u iki ayrı bölüme ayıracak olursak, ilk bölümünü Zeitgeist'ın dördüncü bölümü ve sorunun yansıtılmaya devam edilişi olarak kabul edebiliriz. Bu bölümde ilk olarak paranın nasıl yaratıldığı anlatılıyor. Birbirlerinden ayrılması mümkün olmayan para ve borç kavramlarının FED'in denetimi altında nasıl işlediğini öğreniyoruz. Beni en çok şaşırtan ve yeni öğrendiğim bilgi, dünya üzerinde dolaşan dolarların sadece %3'ünün basılı olduğu, geriye kalan %97'sinin ise elektronik ortamda oluşu, yani olmayışı. FED'e bir hayli yüklendikten sonra sıra IMF ve Dünya Bankası'na geliyor. Bu bölüm de John Adams'a ait şu sözlerle başlıyor: "Bir ulusu fethetmenin ve köleleştirmenin 2 yolu vardır. Birisi kılıçla, diğeri borçla." İkinci yöntemin IMF tarafından nasıl başarıyla uygulandığı, zorluk çıkaran ülkelerin neler yaşadığı gözler önüne seriliyor. Belgeselin bu bölümü gerçekten çok acı, kendimi National Geographic'te aslanların sığır avladıkları belgesellerden izliyormuş gibi hissettim. Belgeselde verilen ilgi çekici diğer bir bilgi ise dünyanın en büyük yüz ekonomisinin 51 tanesi şirket ve bunlardan 47 tanesi Amerikan. Listede 22'inci sırada bulunan ülkemiz kıl payıyla herhangi bir şirketin altında kalmaktan kurtuluyor. 23'üncü sıradaki General Motors'dan çok az bir farkla büyüğüz.

Bundan sonra çözüm bölümüne geçiliyor. En ilgi çekici yanı enerji kaynaklarıyla ilgili gerçekler. Aslında petrole ihtiyaç duymadığımızı, bunun yerine dünya üzerinde birçok "satılması mümkün olmayan" enerji kaynağının bulunuşu ve bu kaynakların bazı güçler tarafından nasıl görmezden gelinmelerinin sağlandığı bir kez daha ama derli toplu bir biçimde güzelce anlatılıyor. İlk kez duyduğum bir şey de vardı. Bayer'in ABD'de yasaklanan AIDS virüsü içeren bir ilacı, stokları eritmek için Avrupa'da sattığı ve bu yüzden birçok insanın farkında olmadan AIDS virüsü kaptığı üzerinden yola çıkılarak ilaç sektöründeki kokuşmuklara da kısaca değiniliyor.

Bir de saatte 6440 km hızla giden bir trenden bahsediliyor laf arasında. Dünyanın etrafını 4-5 dakikada dönmek mümkün oluyor sanırım bu hızla. Akü patentlerine sahip olan petrol şirketlerinin akü tekonolojisindeki gelişimi yıllardır nasıl durdurdukları ve aslında elektrikli bir arabanın rahatça saatte 320 km hız yapabileceği gibi bilgilerle dolu Addendum.



8 yorum:

  1. zeitgeist ile ilgili çalışmanız var mı?

    YanıtlaSil
  2. Çalışmadan kastınız belgesel üzerine derinlemesine inceleme yapmış olup olmamam sanırım... Belirli ve özel olarak bir çalışmam yok maalesef ki.

    YanıtlaSil
  3. Sizce teknik olarak haklı mı ve mümkün mü?Bunu gerçekleştirebilir miyiz?Yani o kadar inanmış ve iktidar sahibi insan varken...

    YanıtlaSil
  4. Aslına bakılırsa haklı oldukları taraflar elbette var. Ancak mümkün olabileceğini düşünmüyorum. Örneğin '90larda elektrikli araba üretimi geçekleşti Kaliforniya'da ve hem çevreye zarar vermiyordu hem de oldukça kullanışlı idi ancak büyük petrol şirketleri, hükümette görev alanlar buna karşı çıktılar ve sonuç olarak bir şekilde tekrar petrole bağımlı olan arabalara mahkum kalındı. Tüm elektrikli arabalar da toplatıldı.

    İşte bu şekilde Venüs projesindeki her gelişme de mutlaka engellenecektir. En azından bizim ve hatta torunlarımızın böyle bir şey göreceğini düşünmüyorum.

    Haa fikri de eleştirmek gerekirse, mantıklı ve teorik olarak geçerli olabilir ama iş pratiğe dökülünce -özellikle geçiş aşamasında- büyük sorunlar çıkabileceğini düşünüyorum. Bunun başlıca sebebinin de insan ırkının bencil ve açgözlü olarak sürekli iktidar ve güç peşinde koşması olduğunu sanıyorum.

    YanıtlaSil
  5. bu konu hakkında bir tartışma başlığı açabilir misin? "animasyon"larından birindeki gibi en azından küçük bir merdiven basamağı olsak yeterlidir.

    YanıtlaSil
  6. Tabii ki, neden olmasın... Şu an kısıtlı bir zamanım var ancak 1-2 gün içerisinde hem bu proje kapsamında neler anlatıldığını -ve kendi düşüncelerimi- hem de sizlerin düşüncelerinizi anlatabileceğiniz daha ayrıntılı bir başlık açarım.

    YanıtlaSil
  7. Farklı ve daha gelişmiş bir kontrol sistemi olmasaydı eminim hiç kimse eskilerini yıkmamız için bize yol göstermezdi. Tv seyretmeyin derken interneti koruyun diyor, biliyorum ki internet gelmiş geçmiş en büyük etkileşimli, duygularımızı, alışkanlıklarımızı an ve an analiz edebilecek kontrol sistemidir. İnternette arama yaparken google'ın sonuçları önümüze nasıl getirdiği konusunda hiçbir zaman emin olamayız. Sonuçta CNN ve Google arasında amaçları bakımından hiçbir fark yok yani hiçbirşey değişmeyecek, Zeitgeist batılı devletlerin sözde günah çıkardıkları bir belgesel. 20 yıl önce bilinmeyen gerçeklermiydi acaba bunlar? Dünyada meydana gelen herşey internette yayınlanıyor ve internetin sahibi batılılardır. Bu tür belgesellerin yapılmasının tek sebebi insanların sistemin nasıl çalıştığını farketmiş olması ve kontrol edilmezse çığrından çıkacak olmasıdır. Bu belgesel bize bilmediğimiz hiçbirşeyi söylemiyor, sadece itiraf ediyor. Muhalefet olmak istemem, elbette hepimiz güzel bir dünya isteriz, ancak insanların hala din gibi saçmalaıklar için hayatlarını feda ettikleri bir dünyanın bu değişime hazır olduğunu düşünmüyorum ve zaten talep edilmeyen bir şeyin insanlığa sunulacağını da kesinlikle inanmıyorum. Eğer sana zarar verebilecek gücüm yoksa beni ciddiye almazsın. Haklı bile olsam.

    YanıtlaSil
  8. Her ne kadar kesin ve net bir görüşüm olmasa da sayın Yılmaz, bu görüşünüze katılmamak elde değil.

    YanıtlaSil