Richard Dawkins: Dinsel Ahlaka İhtiyacım Yok

9 Yorum
Videonun Metni
(Video, metnin en altında bulunmaktadır...)

Canlı yayımlanan etkileşimli bir açık oturumda soru sorma şansına sahip olduğunuz "Sorular ve Cevaplar"ı izliyorsunuz. Sıradaki sorumuz seyircilerden geliyor. Hamzah Qureshi'den...

Soru: Benim sorum Prof. Dawkins'e. Ateizmin hiçbir anlamda mutlak ahlaka sahip olamayacağını düşünürsek, bir ateistin doğru ya da yanlışı ayırt edebilmesi, ateistlerin sertçe karşı çıktıkları türden akıldışı bir inanç sıçraması (içinden geldiği gibi inanma) değil midir?

Cevap: Mutlak ahlakın neleri kapsadığını dindar bir kişi açıkca söyleyebilir; zina yapanları taşlamak, irtidat edeni (İslam'da dinden çıkmak) öldürmek, Şabat günü çalışanı cezalandırmak... Dinsel temelli tüm bu şeyler mutlak ahlakla ilgilidir.

Mutlak ahlaka ihtiyacım olduğunu düşünmüyorum. Dikkatlice üzerinde düşünülen, yargılanan, tartışılan, ele alınan ve nerdeyse diyebilirim ki akıllı tasarım temelli(!) bir ahlak istiyorum.

Toplumumuzun sahip olduğu ahlakı içinde yaşamak istediğimiz bir topluma göre tasarlayamaz mıyız? Aslında 21. yüzyıl insanı tarafından kabul edilen ahlaki yaklaşımlara baktığımızda; köleliğe inanmadığımızı görüyoruz, kadın erkek eşitliğine inanıyoruz, nazik olmaya inanıyoruz, hayvanlara karşı saygılı olmaya inanıyoruz. Tüm bunlar yakın zamanda oldu. İncil ve Kur'an'la çok az ilgisi var.

Bu şeyler tarih boyunca sağduyu birliği, ciddi tartışmalar, savlar, hukuki dayanaklar, siyaset ve ahlak felsefesi yoluyla geliştirildi. Bnuların kaynağı din değil. Dinsel metinlerde bir yere kadar iyi şeyler bulabilecek olsanız da, en iyisini seçmek zorundasınız. İncil ya da Kur'an'da araştırma yapıp, kabul edilebilir bir ahlak açıklamasına sahip bir ayete ara sıra denk geldiğinizde; "Şuna bak, din budur!" derken, korkutucu kısımları atlayarak; "Ah, artık buna inanmıyoruz. Biz bunları geride bıraktık." dersiniz.

Eh elbetteki bunları geride bıraktık. Bunların seküler ahlak felsefesi ve rasyonel tartışmalar sayesinde geride bıraktık.


9 yorum:

  1. Bu kafir, ahlakı kendi kafasına göre yorumluyor.Oysa ahlak olsa milletler yaşayamaz.Adolf Hitler ahlaklı olsaydı yahudileri yakmazdı ve dünyayı savaşa sürüklemezdi.Bütün bunlar gösteriyor ki ahlakın temeli olmayınca mülk elden gider yok olur.

    YanıtlaSil
  2. Ahlak zaten görecelidir ancak belki şöyle bir kıstas getirebiliriz; insanlara zarar veren bir yapı, sistem, düşünce düzgün bir ahlak değildir. Yani taşlamak, öldürmek vs. doğru bir ahlakın göstergesi değildir.

    YanıtlaSil
  3. biz ateistler zaten tanrı yok diye gözümüz dönmüş bir biçimde önümüze geleni öldürüyoruz değilmi?
    biri bir kişiyi öldürmeyi kafaya takmışsa herşekilde öldürür
    öteki türlü cinayet işleyenlerin hepsi ateist olurdu
    din şiddeti önlemediği gibi tam tersine arttırıyor
    din adına savaşlar açılıp cinayetler işleniyor
    diğer dinlerdeki insanları düşman olarak görüp ayrımcılığa yol açıyor
    bazı terör olayları ve geri kafalılık ateistler yüzünden değil dindar kesim yüzünden oluyor
    ilk çağlardan kalma ahlak anlayışı benimsemek mantıksız bana kalırsa
    ahlak müslümanlıktan öncede olan bi kavram değilmi zaten

    YanıtlaSil
  4. Ahlak kelimesinin sözlük anlamına bakarak daha net düşünebiliriz sanıyorum. TDK'nın ahlak sözcüğü tanımı "Bir toplum içinde kişilerin uymak zorunda oldukları davranış biçimleri ve kuralları" olarak verilmiş. Demek ki aslında ahlak kuralları toplumdan topluma değişebiliyor. Hitler örneğine dönersek, Hitler'in aldığı kararlar nedeni ile tüm Alman toplumunu ahlaksız saymamızın haksızlık olacağını da görebiliriz.
    Kişileri baz alarak toplumlar üzerine genelleme yapamayacağımız gibi, tam tersi bir düşünce de yersiz olacaktır.
    Richard Dawkins'in "zamanla gelişen ahlak" tanımına katılıyorum. Bazı dini bütün insanların günümüzde kabul edilemeyen davranışları sürdürdüğü bir gerçektir. Örneğin, Afrika ve Ortadoğu'da binlerce kadın istemedikleri halde sünnet edilmektedir. Günümüz için kabul edilmesi olanaksız recm cezaları, kırbaç cezaları keza devam etmektedir. Bu toplumların ahlakı bu uygulamalara izin vermektedir.
    Bu nedenle ateist, deist veya teist olmak önemli değildir. Önemli olan bizi hayvandan ayıran özelliklerimizi kullanarak daha medeni bir hayat seviyesinin yakalanabilmesidir. Richard Dawkins'e sorulan soru bir ateistin doğru ile yanlışı nasıl ayıracağıdır. Sağlıklı, hurafelerden arınmış, kendi başına düşünebilen bireyler bu konuda zorluk çekmeyeceklerdir.

    YanıtlaSil
  5. bn şunu rica edecektim bu sayfayı çok seviyorum ve video metnindeki kelime bazında olan yanlışları düzeltirseniz memnun olurum umarım mesaj ytkililerre ulaşır ve şuda var öernek olarak Dinsel temekki tüm bu şeyler mutlak ahlakla ilgilidir. tekki denmiş telli denmeliydi ve tanrı varlığına yönelik bir kanıt gerçek bir kanıt bulunmadan bnce kutsal kitaplardan kanıt bulmaya çalışmak saçma sonuçta neden inanmadığımızı öğrenmek isteyenlerre basit bir sorum var tek boynozlu atlara neden inanmıyorsunuz ?

    YanıtlaSil
  6. Uyarı için çok teşekkür ederim. Düzelttim.

    YanıtlaSil
  7. dikkate alındığı için çok minnettarım adım gizli oldun diye fallen olsun ismim fallen bnde aslında bir ateist olmasamda buna çok eğilimliyim ve bu site bnm için çok şey ifade ediyor tekrar saolun

    YanıtlaSil
  8. ve video metni kısmı mükemmel bir fikirmiş

    YanıtlaSil