Zen Hikayeleri

3 Yorum
Zen, Budizm'in bir koludur. Aydınlanmak amacıyla yaptığı meditasyonlara verdiği önemle göze çarpar.* Zen hikayeleri de zen üstadları ile çırakları arasındaki diyaloglardan, zen ustalarının ve rahiplerinin hikayelerinden oluşan kısa, öz, aydınlatıcı, hoş ve esprili hikayelerdir. * 

Normalde 'bilgelik hikayeleri' etiketli yazıları pek sevmem. Ancak Zen bilgeliğine ve aydınlanmasına beslediğim sempati, aşağıda derlemiş olduğum hikayelerin gerçeği ne kadar yansıttığı tartışmalı olmakla birlikte, böyle bir paylaşımı yapmam gerektiği kanısını uyandırdı. Zaten beylik laflar içeren, sevgi, barış, adalet temalı hikayeler yerine gerçekten beğendiğim ve gerek Zen ile uyumlu olan gerekse de olmayan hikayeleri paylaşmayı uygun gördüm. 

Zen hikayelerini birçok farklı kaynaktan derlediğim için ve asıl kaynaklarını bulamadığım için belli bir kaynakça sunamıyorum. İyi okumalar. 

1. 
"Zen ile uğraşmadan önce dağlar birer dağ, kuşlar birer kuş, nehirler de birer nehir gibi gelirdi gözüme." demiş bir zen üstadı. "Zen ile uğraşmaya başladıktan sonra anladım ki o gördüğüm dağlar dağ değilmiş, kuşlar kuş, nehirler de nehir değilmiş. Zen ile uğraşıp aydınlandıktan sonra gördüm ki o dağlar birer dağ, kuşlar birer kuş, nehirler de birer nehirmiş." 

2.
Öğrenci ustasına sorar: “Ego nedir?” Usta yüzünü buruşturarak öğrenciye dönüp: "Bu ne kadar aptalca bir soru. Bunu sadece bir aptal sorabilir." der. Öğrenci allak bullak olur, öfkeden kıpkırmızı kesilmiştir. Usta gülümser ve şöyle der: “İşte ego budur!”

3. 
Köyün en güzel kızlarından biri hamile kalmıştır. Kızın öfkeli ailesi çocuğun babasının kim olduğunu öğrenmekte ısrar eder. Korku ve utanç içinde kıvranan kız, bir türlü erkeğin kimliğini açıklamak istemez. Ama baskıya daha fazla dayanamayınca, sade ve arınmış bir kişi olarak bilinen Zen ustası Hakuin’i işaret eder. Çılgına dönen aile Hakuin’in kapısına dayanır ve onu suçlar. Hakuin’in yanıtı basittir: “Ha, öyle mi?” 

Doğumdan sonra aile bebeği artık halkın gözünde saygınlığını yitirmiş olan Hakuin’e götürür ve onun bakımını üstlenmesini isterler. Hakuin sadece “Ha, öyle mi?” der ve bebeği kabul eder.

Usta aylarca büyük bir özenle bebeğe bakar. Bir gün gelir genç kız dayanamayıp itiraf eder, çocuğun babası köyde bir delikanlıdır ve onu korumak adına bu yalana başvurmuştur. Aile Hakuin’e koşar, uzun uzadıya özür diler, ustanın kendilerini bağışlamasını ve çocuğu geri vermesini isterler. Hakuin çocuğu onlara uzatırken, sadece “Ha, öyle mi?” der. 

4. 
Joshu, altmış yaşında başladığı Zen çalışmalarını seksenine kadar sürdürdükten sonra Zen’de olgunluğa ermiştir. Seksen yaşından yüzyirmi yaşına kadar da öğretisini yaymıştır. Öğrencilerinden biri Joshu’ya sorar: “Kafamda bir şey yoksa, ne yapayım?” Joshu yanıtlar: “At onu.” “Ama nasıl atarım olmayan bir şeyi?” diye sürdürünce öğrencisi, “Öyleyse,” der Joshu, “taşı onu.” 

5. 
Bir zen öğrencisi zen üstadına gitmiş: "Üstadım, çok çalışıp aydınlanmak istiyorum. Ne yapmam gerekir aydınlanabilmem için? Bana yol gösterin." Bunu duyan üstad öğrencisine sormuş: "Yemeğini yedin mi?" "Evet." demiş öğrenci. "O zaman git tabağını temizle ve bulaşıkları yıka." 

6. 
Bir gün bir Budist ve bir Zen keşişi bir yere gidiyorlarmış ve hava yağmurluymuş. Yolda kimonolu güzel bir kadının bir yerde mahsur kaldığını görmüşler, kadın çamurdan geçemiyormuş. Budist o yöne hiç bakmadan yürüyecekmiş çünkü bir kadına yaklaşmak yasak ve kurallara aykırı imiş. Derken Zen keşişi, kadını kucağına alarak karşıya geçirmiş. Sonra ikisi de yola devam etmişler. Ama olay budist rahibe dert olmuş, yol boyunca bunu nasıl yapar, nasıl yasalara karşı gelir diye düşünmüş durmuş.

Bir müddet sonra dayanamamış sormuş: "Bize yasak olduğu halde nasıl bir kadına dokundun ve onu taşıdın?" Zen keşişi demiş ki: "Ben onu orda bırakmıştım, meğer sen hala taşıyormuşsun!" 

7. 
Bir öğrenci meditasyon hocasına gider: "Meditasyonum felaketti. Dikkatimi toplayamadım, ayaklarım ağrıdı, uykum geldi, korkunçtu!" Hoca sakince yanıtlar: "Bu geçecek!" Bir hafta sonra öğrenci yeniden hocasına gelir ve şöyle söyler: "Meditasyonum harikaydı! Kendimi çok farkında, çok barış dolu, çok canlı hissediyorum! Gerçekten harika!" Hoca yine sakince yanıtlar: "Bu geçecek!" 

8. 
Ruhanî hoca ve onun havarileri akşam meditasyonuna başlamışlardı; manastırda yaşayan bir kedi çok gürültü yapıyor ve dikkatleri dağıtıyordu. Hoca kedinin akşam duaları esnasında bağlanmasını emretti. Yıllar sonra, hoca öldüğünde bile kedi meditasyon esnasında bağlanmaya devam etti. Sonunda kedi de öldü. Manastıra bir başka kedi getirildi ve bağlandı. Yüzyıllar sonra, ruhanî hocanın izinden gidenler meditasyon pratiği esnasında kedilerin bağlanmasının dinsel önemi üzerine ilimsel yazılar yazdılar. 

9.
Bokuju'ya bir kez sormuşlar: "Her gün giysilerimizi giymek ve yemek yemek zorundayız. Bu zorunluluktan kendimizi nasıl kurtarabiliriz?" Usta: "Giyinerek, yiyerek." diye karşılık verince, soruyu soran: "Sizi anlayamıyorum." demiş. Bokuju'nun öğüdü şöyle olur: "Öyleyse giysini giy, yemeğini de ye." 

10. 
Bir Zen öğrencisi tapınaktan çıkarak ustasının vereceği derse gitmek için yola koyulur ama yolunu kaybeder bir nehir kenarında ve nehrin öbür tarafına geçmek için kullanılan köprüyü bulamaz. Uzun bir süre dolaştıktan sonra ustasının nehrin diğer tarafında ders verdiğini görür ve ona bağırarak şöyle der: ''Usta! Nehrin öbür tarafına nasıl geçebilirim?'' Usta cevap verir nehrin karşı yakasından bağırarak: ''Çırak! Sen öbür tarafta bulunuyorsun.''

3 yorum:

  1. Doğu kesiminin hoş düşünceleri var, körü körüne inanmak için değil ama en azından oturup tartılacak, dikkate alıncak, hatta kafadaki sorulara cevap olabilecek diyemeyeceğim ama o sorulara farklı bakış açılarıyla baktıracak noktalar mevcut. ancak insanlarımız bunlara sadece sosyetik bir kafa ile bakmaya başladıklarından, sosyalleşme amacı ile kullanmaya başladıktan sonra internette bunları araştırmaya kalktığınızda binbirtürlü "çöplük" bilgi ile karşılaşmaya da başladık. hatta kitapçılarda bile raflardaki kitaplar yukarıda bahsettiğim kesme hitap etmeye başlayalı uzun zaman oldu.

    YanıtlaSil
  2. uzun zaman oldu yeni yazıları dört gözle bekliyorum.
    emekleriniz ve harika site için teşekkürler.

    YanıtlaSil
  3. Teşekkür ederim, yavaş yavaş yeni yazılar eklemeye başladım diyebilirim.

    YanıtlaSil