Blog içerisinde Ali Demirsoy'un çeşitli yazılarına yer vermekteyim. Gericiliğin Yok Edilmesi Temel Bilimlerle Olacaktır adlı yazısı da yine bizlerin asıl uğraştığı sorun olan olan evrene ve canlılığa 'şöyle bir bakıp' tanrıyı görenleri eleştiren bir yazıdır.
Aşağıda yazıyı okuyabileceğiniz link mevcuttur. Ancak yazıya paralel olarak eklemem gereken birkaç şey var: Yaratılışçılar canlılığın mükemmel olduğunu ve basite indirgenemeyeceğini düşünmekte; bir saatin kendi kendine oluşamayacağını, bir ustasının olması gerektiğini, dolayısıyla da insanların da bir ustası yani tanrı olduğunu iddia etmektedirler. Oysa evrimsel süreçte canlılık ele alındığında -aşama aşama geriye gidildiğinde- canlılığın basitten karmaşığa doğru evrildiği görülebilmekte; bu evrimsel işleyişin ve dinamiğin organik ve inorganik evrim için geçerli olduğu; yani canlılar için en basit bakterilerden en karmaşık yapılara ya da en basit elementlerden en karmaşık elementlere doğru bir ilerlemenin olduğu anlaşılabilmektedir.
Ali Demirsoy bu yazısında ilk önce tanrıların evriminden bahsetmektedir. Basit tanrı anlayışından daha komplike ve güçlü tanrı anlayışına geçişi göstermektedir. Daha sonra göz gibi karmaşık olduğu ve basite indirgenemeyeceği ileri sürülen bir organın evrimini, bir binanın yapımı ile karşılaştırarak yine basitten karmaşığa kuralına uygun olarak açıklamakta; daha sonra ise elementlerin de basit hidrojenden -hatta onun da Cern'de araştırılan daha basit atomaltı parçacıklardan- meydana geldiğine dayanarak tüm bu karmaşıklığın bilimsel ilerleme ve süreçlerle açıklanabileceğini belirtmektedir.
Asıl sorunun bilimsel açıklamaların halk tarafından kavranmasının zor olduğunu; çünkü bunun emek istediğini, oysa yaratılışçı bir açıklamanın 'ol dedi ve oldu' gibi tembel bir düşünce üzerine kurulu olup, bu düşüncenin de bir gelenek olarak nesilden nesile geçtiğini belirten Ali Demirsoy, yazısının sonunda bugün Türkiye'de bilimin ve bilimsel anlayışın geldiği ürkütücü durumu eleştirmektedir.
Söz konusu yazı kapsamlı bir açıklama veya bilimsel ya da felsefi anlamda güçlü bir makale olmaktan uzaktır. Ancak yine de bilim yanlısı olan, bütün bilimsel gelişmeleri tanrısal bir açıklama ile kestirip atanlardan olmayanlar için derli toplu bir şekilde meseleyi anlatan güzel bir yazıdır.
Hayyam
Yazıyı Okumak İçin Tıklayın...
2018 yılında, gelinen noktaya bakılırsa... Sayın Demirsoy'un endişelerinin hiç de yersiz olmadığı aşikardır..
YanıtlaSilGüncel, konuyla indirek bağlantılı ancak yine de bir o kadar direk ilgili bir sokak ropörtajını tarih için not düşelim :
Açık ekran muhabirimiz : "sizce ezan türkçe okunmalı mı?"
El vatandaş : "zaten türkçe okunuyor?!".
Muhabirimiz : "???!!!!!"