Fyodor Dostoyevski: Yer Altından Notlar

3 Yorum
"Hiç rüşvet almadığım için, kendimde kaba olma hakkını buluyor, kendimi bununla ödüllendiriyordum."

"Akıllı insanların bir baltaya sap olamayacaklarını ve yaşamda başarılı olanların sadece aptallar olduğunu düşünerek avutuyorum kendimi."

"Her şeyi tam anlamıyla algılamak bir hastalıktır."

"Niçin ben iyilik, güzellik, yücelik gibi şeyler konusundaki anlama gücüm arttıkça, bataklığa daha çok gömülüyor ve boğulacak duruma geliyordum?"

"Acı çeken kimse inlemekten zevk duyar."

"Kimden geldiğini bilemediğiniz ve içinize sindiremediğiniz alaylardan, aşağılamalardan doğan zevk bazen yavaş yavaş şehvete doğru yaklaşır."

"Tam olarak anlama gücüne sahip bir insan kendisine saygı duyabilir mi hiç?"

"Ben yaşadığımı anlamak için kendi kendime bir çeşit yaşam oyunu oynar, serüvenler uydururdum. Çoğu kez, bir hiç yüzünden gücenmeyi bile denemişimdir. Gücenecek hiçbir şey olmadığı için, kendimi kandırdığımı bildiğim halde, işi öylesine büyütürdüm ve öyle bir noktaya getirirdim ki sonunda gerçekten gücenirdim! Bu oyun,kendime hâkim olamayacak duruma gelene kadar hoşuma gitmişti. İnanır mısınız,iki kez de böyle âşık olmayı denedim ve bu yüzden olmadık acılar çektim. Kalbimin bir köşesinde bu acıya inanmamazlık, hem de bu acıyla alay etmek yeşerirken, yine de acı çekmeyi sürdürdüm. Üstelik sırılsıklam bir âşık gibi kıskanıyor ve kendimi kaybediyordum. Bunun tek sebebi can sıkıntısıydı."

"Belli bir işi olan insanlar, dar kafalı oldukları için çok çalışkan kimselerdir. Bu insanların akılları kıt olduğu için, bir konunun ana nedenlerini araştırmadan, en yakındaki ikincil nedenlere atladıkları doğrudur. Böyle yapmakla doğru davrandıklarını sandıkları için de içleri rahattır ve en önemlisi de budur aslında."

"Ah, hiçbir şey yapmayışım keşke tembelliğimden ileri gelseydi. Tanrım, keşke öyle olsaydı, kendime ne kadar çok saygı duyardım. İsterse tembellik olsun; benim için, "Kim bu adam?" diye sorulunca, cevap olarak "Tembelin biri!" cevabını verirlerdi. Ben de bunu duymaktan son derece keyif duyacaktım. Demek benim de bir niteliğim ve hakkımda söylenebilecek bir söz olacaktı."

"Uygarlığın insanlarda duyguların çeşitlerini çoğaltmaktan başka bir işe yaradığı yok."

"İnsanlara gerekli olan tek şey, sonunun neye varacağı, neye mâl olacağı belirsiz ve başıboş istekleridir."

"Aklımı beğenmemek elimden gelmiyor fakat onun kendi sınırlarını hiçbir zaman aşamadığını, insanın yalnız düşünme gereksinmesine yanıt verebildiğini de kabullenmek gerekir."

"Akıl ancak öğrenebildiğini kadarını bilebilir."

"Bunları bırakın. İş çizelgeyle matematiğe dayanınca, ortada iki kere ikinin dört etmesinden başka bir şey dönmezse, iradenin sözü edilebilir mi? İki kere iki, benim iradem karışmasa bile dört ediyor. İrade demek, bu mudur?"

"Evet, insan ömrünü iki kere ikinin peşinde geçirir, bu uğurda denizler aşar,  yaşamını harcar ama aradığı gerçeği eline geçirmekten inanın ki korkar. Eğer elde ederse, artık arayacak başka bir şeyinin kalmayacağını bilir."

"İnsan amaca ulaşmak için çalışmayı sever ama ulaşmayı istemez."

"Yoksa dünyaya gelişimin tek nedeni, varlığımın bir yalan olduğu sonucuna varmak için mi?"

"Oysa ben kendimle aşırı derecede ilgileniyor, hatta kendimden nefret ettiğim anlar bile oluyordu. Dışarıdaki insanların da benim için aynı şeyleri düşündüğünü sanarak sıkıntı duyuyordum."

"Çağımızda, aklı başında olan her insan korkaktır, köle ruhludur ve ne yazık ki böyle olmak zorundadır."

"Bu aralarda benim canımı sıkan bir sorun daha ortaya çıktı. Ne ben herhangi bir kişiye benziyordum, ne de herhangi biri bana. "Ben tek başımaydım, onlarsa hep birlikteydiler..." diye düşünmekten kendimi alamıyordum."

"Hiç kimseyle tek laf etmek istemezken; ani değişikliklerde bulunur, iş arkadaşlarımla konuşmak ve arkadaşlık etmek için neredeyse can atardım. Onlara duyduğum bu soğukluk birden ortadan kalkar, sevgiye dönüşürdü. Kim bilir, belki de bu duygular gerçekte yoktu, belki de kitaplardan kapma yapmacık duygulardı."

"Şimdi bile kimi zaman düşlerimle avunuyor, onlarla zaman geçiriyorum."

"Küçük de olsa, dışarıdan gelecek bir olayın hayatımı değiştirmesini bekliyordum."

"İşin tuhaf yanı da, kendime geldikten sonra, başıma gelenlerin hepsini sanki benden çok uzakta olan biten şeylermiş gibi hatırladım."

"Birini sevdikten sonra, mutlu olmadan da yaşayabilirsin."

"Bir insan başkasını kınamadan önce, hayatın ne olduğunu bilmelidir."

"Her şey birden olmaz; yavaş yavaş kendini belli eder."

"Benim düşlerimde, sevgi hep nefretle başlayıp manevi zaferimle bitmiştir. Ama sonunda bana boyun eğen kadını ne yapacağımı bilememişimdir."

"Kolay kazanılmış bir mutluluk mu, yoksa insanı yücelten acı mı daha iyi?"

"Nasıl yaşadığıma gelince, sizin kendi yaşamınızda yarıda bıraktığınız şeyleri ben sonuna kadar götürdüm. Üstelik sizler ödlekliğinizi ölçülü davranış sayarak kendi kendinizi aldatıp avunuyorsunuz. Bu duruma göre, ben sizden daha canlı bir insan olmuyor muyum?

Şöyle bir daha, dikkatlice düşünün! Biz bugün "canlılık" denen şeyin nerede bulunduğunu, neyin nesi olduğunu, hangi adla çağrıldığını bile bilmiyoruz. Elimizden kitaplarımızı alsalar, bir anda neye uğradığımızı şaşırırız. Artık hangi yolu seçeceğimizi, kime tutunup kimden kaçacağımızı, neyi sevip neden nefret edeceğimizi, neyi sayıp neyi hor göreceğimizi bilemeyiz. İnsan olmak, yani etiyle kemiğiyle insan olmak bile yük geliyor; bundan utanıyoruz, ayıp sayıyoruz. "Soyut insan" diyebileceğim garip yaratıklar olmaya can atıyoruz. Biz ölü doğmuş kişileriz, zaten çoktandır canlı olmayan babaların soyundan ürüyoruz ve bu durumu gittikçe daha çok beğeniyor, bundan zevk almaya başlıyoruz. Neredeyse bir kolayını bulup bizleri doğrudan doğruya düşüncelerin doğurmasını sağlayacağız."

Yer Altından Notlar
Fyodor Dostoyevski

3 yorum:

  1. Ana karakterinden ölümüne nefret etmeme rağmen bu denli sevdiğim tek kitap bu.

    YanıtlaSil
  2. İnsanlar ibadethanelerde (kölehanelerde) görev yapmaktan ne kadar mutluluk duyuyorsa, işte İslam o kadar mutluluk verendir.

    Eğer insanlar aptal olsaydı, (mesela Adem meraklı istekli olup elmayı yemeseydi, yada muhammed'e anlamaz olsaydı) biz cenneti yaşıyorduk galiba.

    İnsanlar hastadır, bende öyle, tedavisi ya yoktur, yada varsa tedavi için kevser şarabı ile zakkum yutmak lazım, şaraptada zakkumdada hem yarar hem zarar var, ikisi birbirini tamamlayacak ve yarar çıkacak, bulursanız haber verin, bulamazsınız hep böyle kalacağız.

    YanıtlaSil
  3. "muhammed'e anlamaz olsaydı" yanlış.

    "muhammed'i anlamaz olsaydı" olacaktı.

    YanıtlaSil