The Century of the Self

21 Yorum
Bundan 100 yıl önce, Sigmund Freud tarafından insan doğası hakkında yeni bir teori ortaya atıldı. "Her insanın zihin derinliklerinde saklı ilkel cinsel ve saldırgan güçler" keşfettiğini söylüyordu. Bu güçler kontrol edilmediği takdirde, bireyler ve toplum kaos içinde yok olmaya sürüklenebilirdi. Bu belgesel serisi, iktidarı elinde tutanların kitlesel demokrasi çağında, tehlikeli kalabalıkları kontrol etmek için Freud'un teorilerini nasıl kullandıklarını anlatıyor. Kalabalıklar, kitle davranışı ve onları kontrol etmek adına nelerin nasıl yapıldığını çarpıcı etkisiyle ve anlatımıyla konu alan bu belgesel serisi 4 bölümden oluşuyor.

1. Happiness Machines / Mutluluk Makineleri:
Hikayenin merkezinde sadece Sigmund Freud değil, Freud ailesinin diğer üyeleri de yer alıyor. Bu bölümde Freud'un Amerikalı yeğeni Edward Bernays'den bahsedeceğiz. Günümüzde Bernays neredeyse tamamen unutulmuştur. Fakat 20. yüzyıldaki etkisi neredeyse amcası kadar büyüktür. Çünkü Bernays, Freud'un insan hakkındaki fikirlerini alıp, kitlelerin manipülasyonu için kullanan ilk kişiydi. Seri üretim mallarını insanların bilinçdışı arzularıyla ilişkilendirerek, ihtiyaçları olmayan şeyleri istemeleri için insanları nasıl ikna edeceklerini Amerikan şirketlerine ilk gösteren kişiydi. Buradan yola çıkarak kitleleri kontrol etmenin yollarına dair yeni bir siyasi fikir oluşacaktı. İnsanlar, içlerindeki bencil arzular tatmin edildiğinde mutlu olurken, aynı zamanda uslu çocuklar haline geliyorlardı. Bugün bütün dünyayı saran, sadece tüketen insan modeli böyle başlamıştı.



2. The Engineering Of Consent / Rıza Mühendisliği:
Bilinçdışına giden ana yol. Sigmund Freud'un bilinçdışı hakkındaki düşüncelerinin, savaş sonrası Amerika'sında kitleleri kontrol etmek amacıyla iktidarlar tarafından nasıl kullanıldığını anlatacağız. Politikacılar ve planlamacılar şuna inanıyordu: Bütün insanların içinde saklı, tehlikeli irrasyonel korkular ve arzular olduğunu söyleyen Freud haklıydı. Bu içgüdülerin dışarı çıkmasıyla birlikte, Nazi Almanya'sındaki barbarlıkla karşılaştığımızı düşünüyorlardı. Bunun yeniden olmasını engellemek için, insan zihni içindeki bu gizli düşmanı kontrol etmenin yollarını aramaya koyuldular. Hikayenin merkezinde, Sigmund Freud'un kızı Anna ve yeğeni Edward Bernays bulunuyor. Bernays, halkla ilişkiler mesleğini icat etmişti. Amerikan halkının zihinlerini yönetmek ve kontrol altında tutmak amacıyla çeşitli teknikler geliştirmek için Amerikan hükümeti, büyük şirketler ve CIA tarafından Freud ailesinin fikirleri kullanıldı. İktidardakiler, demokrasinin işlemesini sağlamak için tek yolun dengeli bir toplum yaratmak olduğunu, normal Amerikan yaşamının hemen altında gezinen vahşi barbarlığın bastırılması gerektiğini düşünüyorlardı.



3. There Is Policeman Inside All Our Heads. He Must Be Destroyed / Hepimizin Kafasında Bir Polis Geziyor. Onu Yok Etmeliyiz:
Bu bölümde, Sigmund Freud'un bilinçdışı hakkındaki fikirlerinin, iktidardakiler tarafından kitleleri kontrol etmek için demokrasi çağında nasıl kullanıldığını anlatacağız. Geçen bölümde, Freud'un düşüncelerinin 1950'lerde Amerika'da nasıl yayıldığını anlattık. Bu düşünceler, Freud'un kızı Anna ve halkla ilişkileri icat eden yeğeni Edward Bernays tarafından pazarlanmıştı. Bernays, Freud'un teorilerini reklam ve pazarlamanın kalbine taşıdı. Her ikisine göre de, bütün insanların içinde gizli bir irrasyonel kişilik vardı. Bu kişilik, hem bireyin iyiliği için, hem de toplumun dengesi için kontrol altında tutulmalıydı. Ancak Freud'lar iktidardan devrilmek üzereydiler. Rakipleri, onların insan doğası hakkında yanıldığını söylüyorlardı. İçteki benlik bastırılıp kontrol edilmek yerine, kendini ifade edebilmesi için teşvik edilmeliydi. Böylece yeni bir güçlü insan türü ortaya çıkacak, daha iyi toplum oluşacaktı. Fakat aslında bu devrimden çıkan şey tam tersiydi. İzole olmuş, savunmasız, ve en önemlisi açgözlü bir benlik. Şirketler ve siyaset tarafından manipüle edilmeye daha öncekilerden çok çok daha yatkın bir kişilik. İktidardakiler artık benliği kontrol etmek için onu bastırmaya değil, sonsuz arzularını beslemeye başlamıştı.



4. Eight People Sipping Wine / Kettering'de Şarap Yudumlayan Sekiz Kişi:
Bu, günümüz toplumuna hükmeden bir düşüncenin yükseliş hikayesi. Tüm istek ve arzularımızı tatmin etmenin önceliğimiz olduğu söylenir. Bugün, her istediğinize nasıl sahip olacağınızı anlatacağız. Geçen bölümlerde benliğin yükselişinin iş hayatıyla beraber nasıl teşvik edilip geliştiğini gördük. Sigmund Freud'un fikirlerini kullanarak, bireyin içsel arzularını okuma teknikleri geliştirip onları ürünlerle beslediler. Final bölümümüz bu düşüncenin nasıl politikayı ele geçirdiğiyle ilgili. Hem İngiltere hem de Amerikadaki sol görüşlü politikacıların bu teknikleri gücü kazanmak için nasıl kullandıklarıyla ilgili. Daha iyi ve yeni bir demokrasi formu yarattıklarına inandılar. Öyle ki bireyin iç hislerine tamamen yanıt veren bir form. Ama politikacıların gözden kaçırdığı şey bu tekniklerin çıkarılmasına neden olan düşüncenin aslı insanları özgürleştirmeyi amaçlamıyor, günümüz kitlesel demokrasisiyle onları kontrol edecek yeni bir yol amaçlıyordu.

21 yorum:

  1. Bu dünyanın ben .. Of admin sen bunları bile bile nasıl yaşıyorsun yani ne bilim abi canıma tak etti artık.. Köle olmak istemiyorum herhangi bir istatistik verisi olmak istemiyorum ben

    YanıtlaSil
  2. TEŞEKKÜRLER ADMİN ÇOK YARARLI BİR BELGESEL

    YanıtlaSil
  3. Belki inanmayacaksınız ama, bu ateizm anketleri, ateizm dernekleri, zteizm çalışmaları, siteleri, kitapları, kampanyaları TUZAK. Evet, istatistik, etiket, fiyat, ün, şan, reklam, vs. olmamak lazım.

    Aslında işin doğrusu Din'i kaldırmak lazım., Ateizm'i kaldırmak lazım. Din tanımaz, Allah tanımaz yok. Ateizm yok. Ateist yok. Bilim insanları olmak lazım.

    YanıtlaSil
  4. Bu gidişle 22. yy. din-dinsiz savaşı olacak.

    Tehlike geliyor. Gelmeden toparlanmak, düzelmek, kendine gelmek lazım,

    Din min yok. Ateizm yok. Tamamen BİLİM.

    YanıtlaSil
  5. Aziz Nesinbler, Nazım Hikmetler, Fazıl Saylar hata (suç işlemedi) yaptı, Suç sayıldı. Çilesini çektiler, çekiyolar, çekiyoruz.

    Sıfırdan değişim, tam BİLİM

    YanıtlaSil
  6. Şunuda söylemem lazım, Belkide bu isimler bize karşı kullanıldı. Belki bu isimler gelişimimizi engelleme oluşumuydu.

    YanıtlaSil
  7. Zamanı olsa bilim her şeyi açıklar.

    YanıtlaSil
  8. Bilim hiç bir şey açıklamaz.

    Bilim insanı olmak "Bilim Adamı"na sığınmak demek değil. Müslüman gibi Allah'a sığınmaktan farkı yok.

    "Bilim İnsanı-İnsanları" olmak;

    Bilim insanı demek, ben bilimsel araştırmalar çalışmalar yapacağım demek. Ben inanmak yada inanmamak (inanç) taşımayacağım demek.

    Nasıl Allah'a inanmak bir inançsa Din'se (Bilim değilse), Allah'a inanmıyorum demekte bir inançtır Din'dir (Bilim değildir).

    Allah yok diyorum ama Bilim'e dayanıyorum bilimsel konuşuyorum bilime bağlı söylüyorum demekte hatadır, inancı bilimle yok ediyorum hatadır, olmayan yada inanca dayanan bir şeyi ispatla demek yada ispat yoluna gitmek hatadır, Allah yok demek, yokluğu ispatlama çalışması, Bilim değildir.

    İnanca dayanan, olmayan bir şey üzerine eleştiriler yazmak, eleştiri çalışmak, kafa yormak Bilim değildir. Boşa zamandır, kayıptır, tehlikedir, kavgadır, ölümdür.

    Ateist inanç ile Bilim arasında karışmış bir durumda olan, ne yazıkki hazin bir topluluktur.

    Din eğer terör kötülük felaket diyorsanız, Ateizm de o kadar teröre kötülüğe felakete etkendir.

    Ateizm insanı çok fazla yoruyor, tehlikeye atıyor, sorunlaştırıyor.

    Ateist, Din'in Müslümana verdiği ağır yükten kat kat fazla yük taşıyor.

    Ateizm insanı kendini Din'le uğraşmak yerine, araştırmacılığa verseydi, şu an başka olurduk.

    Ateizm derneği değil, Bilim İnsanları Derneği kurmak daha iyi.

    YanıtlaSil
  9. Ateizm :

    https://tr.wikipedia.org/wiki/Ateizm

    Ateizm ya da tanrıtanımazlık, tüm tanrılara ve ruhsal varlıklara olan metafizik inançları reddeden ve var olan gerçekliği akıl yoluyla açıklamayı kabul eden bir felsefi düşünce akımı.

    Tanrı tanımaz, soyut tanımaz, ruh tanımaz, din tanımaz, inanç tanımaz.

    Bilim :

    https://tr.wikipedia.org/wiki/Bilim

    Bilim veya ilim,[1] fiziki ve doğal evrenin yapısının ve hareketlerinin birtakım yöntemler (deney, düşünce ve/veya gözlemler) aracılığıyla sistematik bir şekilde incelenmesini de kapsayan entelektüel ve pratik çalışmalar bütünü.

    Gözlem, Bilinç, Algı, Somut.

    Bilimde kabul-red olmaz. Bilimde tanımazlık-tanımamazlık olmaz. Bilimde gizli-açık olmaz. Bilimde muhkem-müteşabih olmaz. Bilimde adamlık-ulemalık-akıllılık-yeteneklilik olmaz. Zıtlık-Karşıtlık-Ayrılık-Farklılık olmaz. Eleştiri-Tartışma olmaz.

    Öyleyse ateizm-ateist olmaz.

    YanıtlaSil
  10. Ve hatta Bilimde ben topraktan sen ateşten, sen siyahsın ben beyaz, ben güzelim sen çirkin, benim penis seninkinden uzun, senin gözlerinin rengi kahve benim mavi, ben türküm sen kürt, saygısızlık, düşmanlık, üstünlük, alçaklık, adaletsizlik, övgü, kibir, sövgü, küfür, seviyesizlik, dostluk, gurur, hakaret, şerefsizlik, puştluk, adilik savaş ayıp kayıp can pazarı insan pazarı hayvan pazarı kadın pazarı …..................... OLMAZ.

    Ateizm-Ateist bunları söyleyerek doğru söyledi ama, yanlış yoldan girdi.

    YanıtlaSil
  11. Ben bundan sonra "Bilim İnsanı"yım, Ateist değilim.

    YanıtlaSil
  12. Din (İnanç) - Felsefe (Düşünç) - Bilim (Bilinç) :

    Din (İnanç) :

    https://tr.wikipedia.org/wiki/Din

    Din, genellikle doğaüstü, kutsal ve ahlaki öğeler taşıyan, çeşitli ayin, uygulama, değer ve kurumlara sahip inançlar ve ibâdetler bütünü.

    Din kavramı Encyclopedia.com'da şöyle tanımlanır:

    "Din üyelerine bir bağlılık amacı, bireylerin eylemlerinin kişisel ve sosyal sonuçlarını yargılayabilecekleri bir davranış kuralları bütünü ve bireylerin gruplarını ve evreni bağlayabilecekleri (açıklayabilecekleri) bir düşünce çerçevesi veren bir düşünce, his ve eylem sistemidir."[1]

    Türk Dil Kurumu sözlüğünde:

    "Tanrı'ya, doğaüstü güçlere, çeşitli kutsal varlıklara inanmayı ve tapınmayı sistemleştiren toplumsal bir kurum, diyanet" ve "Bu nitelikteki inançları kurallar, kurumlar, töreler ve semboller biçiminde toplayan, sağlayan düzen"[2] şeklinde tanımlanır.

    Felsefe (Düşünç) :

    https://tr.wikipedia.org/wiki/Felsefe

    Felsefe veya düşünbilim, sözcük köken olarak Yunanca φιλοσοφία seviyorum, peşinden koşuyorum, arıyorum anlamın...........

    Bilim (Bilinç) : Bozuk. Bilmek, bilinç bu olamaz.

    https://tr.wikipedia.org/wiki/Bilim

    Bilim veya ilim,[1] fiziki ve doğal evrenin yapısının ve hareketlerinin birtakım yöntemler (deney, düşünce ve/veya gözlemler) aracılığıyla sistematik bir şekilde incelenmesini de kapsayan entelektüel ve pratik çalışmalar bütünü.

    Bilim (Bilinç) Nedir - Bilim (Bilinç) Ne Değildir :

    Şunun bulgusuna rastlandı, bu varlık bulundu, şu fosil keşfedildi, şu maddenin bu maddeyi etkilediği ispatlandı, güneşte şunlar oldu, beyinde bunlar gerçekleşiyor, kalp şöyle çalışıyor, …......... sözlerine inanmak (inanç), bilim bilgi bilmek (bilinç) değildir.

    Sanmalar, varsaymalar, yoksaymalar, denemeler (gizli, kapalı, muhkem, müteşabihat), tezler, tozlar, tuzlar, deşmeler, kazmalar, yolmalar bilim (bilinç) değildir.

    Bilimde iddia, yorum, fikir, görüş, öneri olmaz.

    Açıklamak, fikir üretmek bilim (bilinç) değildir.

    Her düşünce, her akım her felsefe (düşünç yada inanç ile düşünç), bilim (bilinç) değildir.

    Bilim, Din (inanç) ve felsefe (düşünç) temelinde, Din’e bağlı, Felsefeye bağlı, Din’in emriyle çalışamaz.

    Bilimde sorgu, soru olmaz. Bilimde gözlemden bahsedeceksek gözlem soru sordurmaz.

    Bilimde tanım, tanıt, sanım, sanıt, kanım, kanıt olmaz.

    Bilimde ulema, bilgin, mürşit, öğretmen, adam olmaz.

    İnanç ve düşünç taşıyorken bilinçten sözetmek, bilim aramak bilim (bilinç) değildir.

    İnanç ve düşünç taşıyorken, şu bilimdir (bilinçtir) demek, bilim (bilinç) değildir.

    İnançlı bilinç ve düşünçlü bilinç olmaz.

    Bir tarafınızda inanç varken bir taraftaki bilincin bir anlamı yok.

    Şu anda Dünya’da bilim olduğunu, bilinçli insanların olduğunu söylemek (Bilmediğim belki vardır) bilinç değildir.

    Sonuç; Bilimsiz, Bilinçsiz, Bilgisiziz. CAHİLİZ. “Ben şunu biliyorum” diyemeyiz.

    YanıtlaSil
  13. "Blog içerisinde yorumda bulunacakların, kendileri için bir Ad seçmeleri rica olunur."

    Bu dediğin olmaz. İyi olmaz. Bloğun ve insanların hayrı için bozma düzeni. İsteyen adsız olsun isteyen rumuz versin, karışma. Yazma özgürlüğünü kısıtlama.

    YanıtlaSil
  14. Sayın adsız,

    Öncelikle şunu belirtmeliyim ki, yazma özgürlüğünü kısıtlama gibi bir amacım olsa, sadece blogger üyelerinin yorum yapacağı bir yorum formu oluştururdum veya en azından yorumlar yayınlamadan önce denetimden geçirirdim. Yorumlar için tek denetim harf kodunu girmektir ki, bunun da yegane amacı reklam bot'larını blogdan uzak tutmaktır.

    Blogun şimdiye dek tek amacı, genel ahlaki perspektifi bir kenara bırakmadan, her türlü düşünceyi kin ve nefret barındırmadan ifade etmektir. Bu her zaman da böyle kalacaktır. Bu ad olayı ise karışıklığı önleme amaçlı uzun zamandır yapsam mı yapmasam mı diye düşündüğüm bir şeydi. Nitekim, adı bulunmayan herkes adsız olarak görünmektedir ve özellikle kimi uzun soluklu tartışmalarda karışıklığa sebep olmaktadır.

    Şu da unutulmamalıdır ki, benim ad seçilsin diye önerdiğim şey gerçek ad ve soyadı yazmak değil; herhangi bir ad, rumuz veya nick seçmektir. Bu, sadece karışıklığı önleme amaçlıdır ve inanıyorum ki böyle bir alışkanlık edinilirse, her şey çok daha düzenli olur. Misal, siz daha önce bu blogda yorumda bulunmuş da olabilirsiniz, bulunmamış da olabilirsiniz. Bunu bilmemin mümkünatı yok, çünkü şu an adsız olarak görünüyorsunuz. Ancak en azından kim olduğunuzu bizlerin anlayabileceği bir ad seçmiş olsaydınız, her seferinde yeni biriyle karşılaşıyormuşuz gibi konuşmak yerine, daha düzenli ve sistemli bir konuşma içerisine girebilirdik.

    Gelgelelim, bu da bir zorunluluk değildir. İlk başta dediğim gibi, bir zorunluluk olsaydı, sadece üyelerin yorum yapacağı bir sisteme geçerdim. Buradaki amacım şayet isteyen olursa ve benim gibi bir kullanıcı adı seçmenin düzen oluşturacağını düşünürse biri, onu buna yöneltmektir. Yoksa elbette ki hür iradeniz var, mesela adınızı yazmak istemediniz ve yazmadınız, ben de -bu ek açıklamayı saymazsak- neden böyle bir şey yapmadığınızın hesabını soracak değilim.

    Son olarak, belki sadece ad seçsinler derken, siz gerçek ad soyad anlamışsınızdır ve başkaları da böyle anlayabilir diye, ad kısmını ad /rumuz / nick şeklinde düzenledim. Amacın insanları mimlemek olmadığını bir kez daha vurgularken (ki sadece bir ad, rumuz veya nick yazarak mimlenmez zaten insanlar), bu blogun da zaten hiçbir şekilde T.C. ceza yasalarını ihlal etmediğini tekrar hatırlatmak isterim. Gerek içerik gerek yapılan yorumlar bakımından her şey yasaldır. Bir çekince varsa, bu, mahalle baskısı da denilen toplumsal müeyyideler olabilir ki, zannımca buraya yorum yapan kişiden önce, benim böyle bir endişe içine girmem gerekirdi ama ben bile bu kadar çekingen değilim.

    Toparlarsak, herkesin kendi hür iradesi vardır. Özgürlük ortamı bakımından veya yasal ya da toplumsal hiçbir aksaklık doğurmayacak bu ad, rumuz, nick seçme hamlesi sadece düzeni sağlamaya yönelik bir öneridir. Bu önerinin kullanılabilir olup olmayacağını da zaman gösterecektir.

    Bu ek açıklamayı bana yapma fırsatı verdiğiniz için de teşekkür ederim.

    Saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İyi günler Hayyam Bey.Siteyi takipteyim özellikle son yorumunuzun altına not düşmeye çalıştım ki belki görürsünüz :)

      Belirtmek istiyorum ki sitede paylaşılanlardan daha çok yorumlar ve verdiğiniz cevapları okudum , bende ne sizdeki sabır nede cevap verdiğiniz bazı insanları kale alıcak kadar mütevazılık var . Sizi tebrik etmek istiyorum "mübarek :)" insansınız. Sizin kadar bilgim yok yazılarınızı takip etmek çok hoşuma gidiyor bana çok şey kazandırıyor, bilmediklerimi öğreniyor yanlış bildiklerimi düzeltme fırsatı buluyorum . Birçok yorumunuzdan anladığım kadarı ile neredeyse örtüşen fikirlere sahibiz ki bu beni sizi daha çok takip etmeye yönlendiriyor . Yazılarınızdaki nizam, imla kurallarına uygunluk ise yazılarınızı okuma isteğimi arttıran farkı bir sebep.

      Bizleri aydınlattığınız ve tanımadığınız insanları aydınlatmak uğruna bu kadar zaman harcadığınız için sizlere minnetarım . Paylaşımlarınızın artarak devamını diliyorum,çok çok teşekkür ediyorum. Esenlikle kalın.

      Sil
    2. Merhabalar Sayın Furkan,

      İltifat olarak aldığım sözleriniz için teşekkür ederim.

      Şimdiye dek dilim döndüğünce, bilgim el verdiğince anladıklarımı, ilgilendiklerimi, sorguladıklarımı bu blog vasıtasıyla insanlara aktarmaya çalıştım. Açıkçası öyle aman aman bir şekilde gerçeğin bilgisine ulaştığımdan ve insanları aydınlatacağımdan değil, benimle aynı doğrultuda düşünen insanlara eksik de olsa ulaşma isteğimdendir bu çabam. Bu çabanın temeli de kuşkusuz ki, toplumumuzun baskıcı ve tekdüze düşünce yapısını, özellikle nicel çoğunluğu elinde bulundurduğu için, azınlıkta kalanların üzerine fazlaca uygulama şeklinde geliştirdiği yapısından ileri gelmektedir. Umarım bu uğraşlar bir işe yarıyordur veya yarayacaktır.

      Tekrar teşekkür ederim. Saygılarımla.

      Sil
  15. “kişiliği bozuk ateist geçinen ruh hastası tiplerin ülkemde halen dinime küfretmesi kanıma dokunuyor. tecavüze uğramış bu tipler yok edilmeli”

    Ben bir daha söylüyorum. Ateizm (Düşünç, Felsefe) sonlandırılmalı. Bilim (Bilinç).

    Bilinçli bir insan bilinçsiz bir durumla ilgilenmez.
    Bilinçli bir insan inançla uğraşmaz.
    Bilinçli bir insan düşünçle uğraşmaz.
    Bilinçli bir insan bilim olmayanla ilgilenmez.
    Bilinçli bir insan düşünç, inanç içeremez.
    Bilinçte felsefe, din olmaz.
    Bilinçli bir insani ne varlığa ne yokluğa, inanç yada düşünç taşımaz.
    Bilinçli bir insan bilgiye inanmaz, bilgiyi düşünmez, bilgiye fikir üretmez, görüş üretmez.

    YanıtlaSil
  16. Macit beye kızmayın, kendinize kızın.

    YanıtlaSil
  17. Bilgi kulakla alınmaz.

    Sanırım/umarım bu yazı biraz bir şeyler anlatır.
    Dem ve Dem kulaktan içilir Mevzusu.
    http://www.guvencabdal.com/dem_batinilikte-t32714.0.html;wap2=
    yada buradan
    http://www.alevicanlar.net/merak-ediyorum/3746-dem-almak.html

    YanıtlaSil
  18. http://ateizmvedin.com/wp-content/uploads/2013/07/ateizmyanilgisimetinaydin.pdf

    Bu kitabı destekliyorum. Her ateistin, agnostikin dikkatle okumasını öneriyorum. Sakin bir psikolojiyle, her zaman kendinde (başkasını düşünmeden, eleştirmeden) bir şey arayarak okuyun.

    Şimdi soruyorum. Ateizm, Agnostisizm Bilim diyor ama, Bilim, Ateizm, Agnostisizm diyormu?

    Girilen bilinçsiz bilimselliğin farkında olmanız dileğiyle.

    YanıtlaSil
  19. https://www.youtube.com/watch?v=cJKAdX4PZBU

    YanıtlaSil