Ateist Olduğu İçin Akıl Hastanesine Yatırdılar

49 Yorum
Nijerya'da ateist olduğunu söyleyen bir kişi, akrabaları tarafından akıl hastanesine yatırıldı.

Uluslararası Hümanizm ve Etik Birliği (IHEU) adlı yardım kuruluşu, Bala'nın Salı günü serbest kaldığını ve güvenli bir yere ulaştığını duyurdu. Müslüman halkın çoğunlukta olduğu Kuzey Nijerya'da 2000 yılından bu yana İslam hukuku geçerli. IHEU, "dinden çıkmanın" ölümcül şekilde cezalandırılabildiği bölgede Bala'nın güvenliğinden endişe duyduklarını kaydetti.

29 yaşındaki kimya mühendisi, ailesine dinsiz olduğunu söyleyince, psikiyatrik tedavi için Aminu Kano Araştırma Hastanesi'ne götürülmüştü. Buradaki doktorun Bala'yı sağlıklı bulması üzerine aile, oğullarını ikinci bir doktora gösterdi. İkinci doktor Bala'ya ilaç tedavisi uygulamaya başladı.

Bala, telefonuna el konulana kadar e-posta ve sosyal medya aracılığıyla yardım istedi.

Serbest kaldıktan sonra IHEU aracılığıyla açıklama yapan Bala, kendisine destek olanlara teşekkür ederken, tehdit edenlereyse "Sizden mantıklı olmanızı ve sizinkilerden farklı görüşlere hoşgörüyle yaklaşmayı öğrenmenizi istiyorum" diyerek seslendi.

49 yorum:

  1. Bu cinlenmiş, içine şeytan girmiş, bunu hocaya götürelimde okuyup üflesinde imana gelsin derler mi? Derler. Hocanın biri bunları gönderip, başka biri okuyup üfler mi? Üfler.

    YanıtlaSil
  2. Aydın;
    Öncelikle bu vakıayı haber yapan yayın kuruluşu BBC hakkında kısa bir bilgi vermek istiyorum:
    ''Britanya Yayın Kuruluşu ya da BBC (British Broadcasting Corporation), Birleşik Krallık'ta kraliyet beratı altında ve devletin parasal desteğiyle çalışan yayın kuruluşudur. Kuruluşundan 1954'e kadar televizyon, 1972'ye kadar da radyo yayınları alanında tekel konumunu korumuştur. Merkezi Londra'da bulunur.''
    ''Yönetim kurulu Birleşik Krallık hükümdarınca atanır.'' Bu kısa bilgiden sonra;

    Haberde ki şu manidar cümleye bir göz atalım ! :

    ''Müslüman halkın çoğunlukta olduğu Kuzey Nijerya'da 2000 yılından bu yana İslam hukuku geçerli.''

    İşte, yıllardır insanlığın bilinç altına pompalanmak istenen bir İslam düşmanlığı haberi daha.BBC Mubarek Bala adlı şahsa ne çok üzülmüştür dimi ? Mubarak Bala’nın atalarını da aynı oranda sevip düşündüklerini sanıyorum !
    ‘’İngiltere, 19. yüzyıl başlarından itibaren, Nijerya içişlerine karışmaya başlamış ve ilk olarak Lagos, 1861 yılında bir İngiliz kolonisi haline gelmiştir. 1885’te Gine Körfezi civarı, İngiltere’nin himayesine girmiştir. Bundan sonra İngiltere, Nijerya’yı iki himaye bölgesine ayırarak tek vali altında toplamıştır. Birinci Dünya Harbinden sonra başlayan milliyetçilik hareketleri, Nijeryalılar arasında yabancılara karşı isyan etme ve bağımsızlığı elde etme düşüncesini getirdi.’’
    ‘’ Avrupalılar Nijeryayı başlıca köle ticaret merkezi olarak kullanmış olup Atlantik esir ticaretini başlamışlardır. 350 yıl kadar süren köle ticareti ile 20 milyona yakın Nijeryalı’nın esir olarak satıldığı tahmin edilmektedir.’’ Kaynak : wikipedia
    350 yıl süren köle ticareti ve 20 MİLYON ESİR.DİLE KOLAY !!!

    YanıtlaSil
  3. yazının devamı...
    Devamla, İnsan haklarını bu kadar çok önemseyen BBC’nin, birde gözden kaçırdığı bir haberi ela alalım.
    ''BBC'nin Londra'daki genel merkezi önünde toplanan protestocular, ellerinde "Filistin'i sansürleme", "Netanyahu, senin yalanların bizim doğrularımız değil", "BBC, İsrail'i koruma", "BBC, İsrail'in savaş suçlarını aklıyor" yazılı pankartlar taşıdı, sloganlar attı.

    Protesto sırasında kimi zaman göstericiler ile polis arasında arbede yaşandı. BBC'nin genel merkezi önündeki bariyerleri devirerek kuruma girmeye çalışan protestocular polis tarafından engellendi.

    Protesto sırasında dağıtılan bildiride, haziran ayının ilk 10 gününde Batı Şeria'da İsrail güçleri tarafından alıkonulan 17 gencin durumuyla ilgili BBC'nin hiçbir haber yapmadığı bildirildi.

    İsrailli üç yerleşimcinin Batı Şeria'nın El-Halil şehrinde kaybolması ve cesetlerinin bulunmasının ardından ise İsrail güçlerinin binden fazla Filistinlilere ait evi yağmaladığı, 40 günlük bir bebeğin bu yağmalamalar sırasında yaralandığını ve BBC'nin bunu da aktarmadığı kaydedildi.

    BBC'nin haberlerindeki dile de dikkat çekilen bildiride, Kudüs'ün tamamen İsrail toprağıymış gibi yansıtıldığı belirtildi.'' Kaynak : genelgundem.com
    Söz konusu haberi (Mubarek Bala) google de aratıp, haber yapan gazete ve haber sitelerine bakmanızı tavsiye ederim.Ve bu medya kuruluşlarının kime hizmet ettiğine de biraz kafa yoralım.
    Umarım kafanızda bir şablon oluşmuştur…

    Müslüman arkadaşlardan ricam, size bu tür haberler geldiğinde şu düsturu göz ardı etmeyin lütfen :
    ‘’Ey iman edenler, herhangi bir fâsık size bir haber getirecek olursa, onu iyice tahkik edin, doğruluğunu araştırın. Yoksa, gerçeği bilmeyerek, birtakım kimselere karşı fenalık edip sonra yaptığınıza pişman olursunuz.’’ (Hucurât Suresi-49)

    Selametle...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ey iman edenler, herhangi bir fâsık size bir haber getirecek olursa, onu iyice tahkik edin, doğruluğunu araştırın. Yoksa, gerçeği bilmeyerek, birtakım kimselere karşı fenalık edip sonra yaptığınıza pişman olursunuz.’’ (Hucurât Suresi-49)

      Sadece haber için mi geçerli bu?

      Sil
    2. Sen bu habere yalanmı diyorsun şimdi?

      Sil
    3. Sayın Aydın,

      Madem Vikipedi bilgilerini doğru kabul ediyorsunuz, öyleyse şu başlığı da inceleyin derim: http://en.wikipedia.org/wiki/Islamist_insurgency_in_Nigeria

      Kısaca özetlemek gerekirse, tıpkı haberde denildiği gibi, Kuzey Nijerya'da İslami örgütler 2000 yılından beri etkin ve İslami kurallar çerçevesinde bir yönetim anlayışı hakim.

      BBC'ye karşı genel tutumunuz beni ilgilendirmez, ama burada önemli olan şudur: Haberde verilen bilgiler doğru mu, değil mi?

      Kuzey Nijerya'da İslami yönetimin bulunması bilgisinde hata yoksa, tutup da BBC'yi genel bir eleştiriye tâbi tutmak, haberin geçerliliği hakkında bize ne kazandırır?

      Kaldı ki, sizin, "Gerçek İslam o değil." ifadeniz de yersiz kalıyor çünkü Kuzey Nijerya'daki örgütler de, kendilerininkinin gerçek İslam olduğunu, sizin "ılımlı" yaklaşımınızın yanlış olduğunu söylüyorlar, ki o konu buranın tartışması değil.

      Gelelim haberdeki bilgiye:

      Bala adlı adamın, gerçekten de böyle bir uygulamaya tâbi tutulup tutulmadığını nasıl bilebiliriz? Mesela, ufak bir internet araştırmasıyla, başka kaynaklarda da bu bilgiye ulaşabiliyoruz. Misal, http://www.change.org/en-GB/petitions/mohammed-bello-adoke-free-mubarak-bala ve http://www.nbcnews.com/news/world/nigerian-man-says-he-was-declared-insane-being-atheist-n142706

      Ama siz tutup da bu yayın organlarını da İslam karşıtı sayacaksanız, mesela tüm yabancı yayın organlarını İslam karşıtı sayıyorsanız, orasını bilemem. Ama en azından change.orrg'un kampanyası, biraz tarafsız bir yaklaşım sunabilir size: http://www.change.org/en-GB/petitions/mohammed-bello-adoke-free-mubarak-bala

      Durum böyleyken, BBC'yi genel bir şekilde eleştirmeniz, ne yazık ki, haberin gerçek ve geçerliliğiyle ilgili bir bilgi sunmuyor bize. BBC'yi savunacak değilim, istediğiniz gibi eleştirebilirsiniz, ancak konu, BBC'nin genel tutumu değil, buraya konulan haberdir.

      Haberin içerik ve geçerliliğine ilişkin bir itirazını varsa, buyurun, birlikte inceleyelim. Yok, "İslam'ı kötü göstermek" amaçlı olduğunu düşünüyorsanız da, maalesef ki ben böyle bir amaç göremediğim gibi, alıntıladığınız "İslam düşmanı" cümlenin de, yine sizin verdiğini Vikipedi'den aktarılan bir gerçek olduğuna dair açıklamayı da yaptım.

      Size tavsiyem, biraz tarafsız yaklaşabilmenizdir olaylara. Müslümanların günümüzdeki tavırlarından rahatsız olduğunuzu söylemiştiniz daha önce; ancak, tutup da, ortada Müslümanların yaptığı bir yanlışı eleştirmek yerine, habere çamur atmaya çalışmanız da epey düşündürücü.

      Saygılarımla.

      Sil
    4. Aydın;
      Sayın Hayyam,
      Önceki yazımda, özellikle belirttiğim bir nokta var ki ;
      ''Müslüman arkadaşlardan ricam, size bu tür haberler geldiğinde şu düsturu göz ardı etmeyin lütfen''
      Bu yazıyı yazmamda ki amaç müslüman kardeşlerimi ( kafirlerin hilelerine karşı ) uyarmaktı.Yorum yazmanızda bir sakınca görmüyorum, fakat her şeyi de üzerinize alınmayın lütfen.Kısır bir tartışmaya dönüşeceğini düşündüğüm halde size cevap yazmaya çalışacağım.

      1-BBC'ye karşı genel tutumunuz beni ilgilendirmez, ama burada önemli olan şudur: Haberde verilen bilgiler doğru mu, değil mi?’’

      Cevap : Çok bariz bir mantık hatası yapıyorsunuz.Hem BBC’ye karşı genel tutumunuz beni ilgilendirmez diyorsunuz, hem de haber doğru mu değil mi , bunun sorgulamasını yapmamı istiyorsunuz.Yukarıda ki yazımı iyi okumuş olsaydınız böyle bir soru sormayacaktınız zaten.BBC ye karşı olan genel tutumum, haberin doğruluğu ve yanlışlığı hakkında bir fikir ortaya koymaya yetiyor zaten.Fakat tekrar etmekte sakınca görmüyorum :

      ‘’Ey iman edenler, herhangi bir fâsık size bir haber getirecek olursa, onu iyice tahkik edin, doğruluğunu araştırın. Yoksa, gerçeği bilmeyerek, birtakım kimselere karşı fenalık edip sonra yaptığınıza pişman olursunuz.’’ (Hucurât Suresi-49)

      2-‘’Kuzey Nijerya'da İslami yönetimin bulunması bilgisinde hata yoksa, tutup da BBC'yi genel bir eleştiriye tâbi tutmak, haberin geçerliliği hakkında bize ne kazandırır?’’

      Cevap : Ne yani, halkı Müslüman olan bir ülke komünizm veya kapitalizmle mi yönetilsin ???
      Ayrıca Nijerya’da İslami Bir yönetimden bahsetmek mümkün değil.Bilindiği üzere Nijerya başkanlık tipi federal bir cumhuriyetle yönetiliyor. Yani tamda emperyalistlerin istediği gibi. Kısmi bir İslami Hukuk uygulamasını yönetim şekli olarak algılamanızı dikkatsizliğinize veriyorum. Bir ülkenin, İslami bir ülke veya yönetim olduğunu anlamak istiyorsanız eğer, seçim (parlemento) sitemine ve dışişlerinde yaptığı anlaşmalara bakmanız yeterli olacaktır.Bu konuda biraz malumat sunmak gerkirse :
      Bir devletin İslâmî bir devlet olabilmesi için üç şart gerçekleşmelidir:
      1. Devlet, İslâmî Akîde’ye dayanmalıdır.
      2. Anayasası ve bütün kanunları ve onun varlığını meydana getiren her unsur bu Akîde üzerine
      oturmuş olmalıdır.
      3. Bütün kanaatleri, kavram ve ölçüleri İslâmî Akîdenden fışkırmalıdır.

      Sil
    5. yazının devamı...

      Bir memleketin Darul İslam olması içinde :

      Bir memlekette iki şart gerçekleşmedikçe, o yer Dâr-ul İslam olamaz.
      1. Her bölgesine İslam Ahkâmı’nın tatbik edilerek o yer, İslam Sultası (Otoritesi) ve Hâkimiyeti
      altında bulunmalıdır.
      2. Oranın emniyeti, güvenliği Müslümanların güç ve sultasıyla sağlanmış olmalıdır.
      Anayasa’ya gelince;
      Bir anayasanın, İslâmî Anayasa olabilmesi için de iki şart var olmalıdır.
      1. İslâmî Akîde temeli üzerine oturmalıdır.
      2. Her maddesi; Allah’ın Kitâbı olan Kur’an-ı Kerîm’den ve Rasulullah [SallAllahu ‘Aleyhi ve Sellem]’in
      Sünneti’nden veya bu ikisinin gösterdiği ölçülerden (Sahâbe İcmâı ve Kıyas) olmalıdır.

      Ve günün birinde inşaA llah Allah’ın (c.c) vaadi, Resulullah’ın (s.a.s) müjdesi olarak bu şartlara uyarak yönetilen büyük bir İslam devleti kurulacaktır.

      ‘’Hz. Huzeyfe anlatıyor: Resulüllah(a.s.m);

      “Nübüvvet içinizde, Allah’ın dilediği kadar devam eder; sonra dilediği zaman onu ortadan kaldırır. Sonra, nübüvvet sisteminde bir hilafet olacaktır. Bu da Allah’ın dilediği kadar devam eder; ardından Allah onu da –dilediği zaman- ortadan kaldırır. Sonra ısırıcı bir saltanat olur. O da Allah’ın dilediği kadar devam eder, sonra Allah dilediğinde onu ortadan kaldırır. Daha sonra ceberut bir saltanat/bir krallık/zalim yönetimler başa gelir; o da Allah’ın dilediği kadar devam eder, ardından Allah dilediği zaman onu ortadan kaldırır. Sonra, nübüvvet sisteminde bir hilafet olur” buyurdu ve sonra sustu. (bk. Ahmed b. Hanbel, 4/273)

      Hafız el-Heysemi; “hadisi, Ahmed b. Hanbel, Bezzar- daha tam-, Taberanî -bir kısmını- rivayet etmiştir; Ravileri sikadır” diyerek hadisin sıhhatine hükmetmiştir. (bk. Mecmau’z-Zevaid, 5/226) Beyhakî de aynı hadise yer vermiş ve herhangi olumsuz bir beyanda bulunmamıştır. (bk. Beyhakî, Delailu’n-nübüvve, 7/413)

      - Bu hadis-i şerifte İslam ümmetinin geçireceği safhaları haber verilmiş ve tarih tarafından tasdik edilmiştir. Bu açıdan bu hadis ihbar-ı gaybî nevinden bir mucizedir.

      - Bu hadisin anlattığı safhaları şöyle sıralayabiliriz:

      1. Peygamberlik dönemi; 23 yıl sürmüştür.

      2. Raşit halifeler devri; 30 yıl sürmüştür.

      3. Saltanat devri; Hz. Muaviye (veya oğlu Yezid) ile başlayan ve Osmanlı devletinin sonuna kadar devam eden süreç.

      4. Ceberût devri; Osmanlı devletinin yıkılmasından sonra bütün İslam aleminde küçük- büyük devletlerde hüküm sürmüş ve sürmekte olan şiddetli zulüm, istibdat ve ceberut dönemine işarettir. Bu devir -tüm İslam aleminde- artık sekerâta başlamış, her halü kârda yakında ölecektir.

      5. Asr-ı saadete benzer bir dönem; insanların yeniden dine döndüğü, dinsizliğin çöktüğü, ahlaksızlığın iflas ettiği, dindarlık, dürüstlük, ilim ve sırat-ı müstakim yolunun açıldığı bir devir olarak gerçekleşeceğine ümidimiz tamdır. Bu hadisin haber verdiği dört safhanın doğruluğu, beşinci safhanın da doğruluğunun garanti belgesidir. ‘’

      Sil
    6. yazının devamı...

      3-‘’Kaldı ki, sizin, "Gerçek İslam o değil." ifadeniz de yersiz kalıyor çünkü Kuzey Nijerya'daki örgütler de, kendilerininkinin gerçek İslam olduğunu, sizin "ılımlı" yaklaşımınızın yanlış olduğunu söylüyorlar, ki o konu buranın tartışması değil.’’

      Cevap : 1. "Gerçek İslam o değil." Gibi bir ifade kullandığımı hatırlamıyorum.

      2.Ilımlı Müslüman tabirine de kesinlikle karşıyım.Kabulü imkansız bir kavram olduğunu belirtmek isterim.

      Mü’min yerine göre ılımlıdır, yerine göre de serttir.

      ‘’Muhammed Allah'ın elçisidir. Onun yanında bulunanlar, kafirlere karşı şiddetli kendi aralarında merhametlidirler. Onların, rüku ve secde ederek Allah'ın lütuf ve rızasını aradıklarını görürsün. Yüzlerinde secdelerin izinden nişanları vardır. Onların, Tevrat'taki vasıfları ve İncil'deki vasıfları da şöyledir: Filizini çıkarmış onu kuvvetlendirmiş, kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş, ekincilerin hoşuna giden ekin gibidirler. Allah böylece bunları çoğaltıp kuvvetlendirmekle inkarcıları öfkelendirir. Allah, inanıp yararlı işler yapanlara mağfiret ve büyük mükafat va'detmiştir.’’ (Fetih-29)

      Kuzey Nijerya’da ki örgütlerde orada ki emperyalist varlığa verilen bir tepkidir.Sonuçlarla ilgilenmek yerine birazda sebeplere bakmanızı tavsiye ediyorum.

      Sil
    7. yazıma devam edeceğim İnsaAllah...Aydın

      Selametle...

      Sil
    8. yazının devamı...

      4- ‘’Ama siz tutup da bu yayın organlarını da İslam karşıtı sayacaksanız, mesela tüm yabancı yayın organlarını İslam karşıtı sayıyorsanız, orasını bilemem.’’
      Cevap : Sayın Hayyam böyle bir söylemim olmadığına göre bu sizin uydurmanızdır.BEN, BU TÜR HABERLERİN KENDİ İNANÇ VE BAKIŞ AÇIMA GÖRE ARAŞTIRILMASI GEREKTİĞİNE İNANIYORUM.Sizin böyle bir ölçünüz olmayabilir.Ama benim ki var işte.Lütfen bunu anlamaya çalışın biraz.Bu açıklamadan sonra, aynı cümleleri bana tekrar ettirmeyeceğinizi umuyorum.

      5-‘’ Durum böyleyken, BBC'yi genel bir şekilde eleştirmeniz, ne yazık ki, haberin gerçek ve geçerliliğiyle ilgili bir bilgi sunmuyor bize. BBC'yi savunacak değilim, istediğiniz gibi eleştirebilirsiniz, ancak konu, BBC'nin genel tutumu değil, buraya konulan haberdir.’’

      Cevap : Sayın Hayyam, bu blogta eğer sizin arzu ettiğiniz doğrultunun dışında görüş belirtip, bilgi sunamayacaksak eğer açıkça ifade edin ki bir daha yazmayalım.İlk yorumumda da belirttiğim gibi : ‘’ Müslüman arkadaşlardan ricam, size bu tür haberler geldiğinde şu düsturu göz ardı etmeyin ‘’ Yani ilk yaptığım yorum bilgilendirme amaçlıydı ve muhatap ateistler değildi.BBC gibi siyonizme hizmet eden kuruluşların, aleni bir şekilde yaptıkları İslam düşmanlığına dikkat çekmek istemiştim.Eğer site kurallarına aykırı bir durum söz konusuysa uyarmanız yeterli olacaktır.BBC nin genel tutumu sizi ilgilendirmiyor olabilir ama bir Müslüman olarak beni ilgilendiriyor.Bunu da bilginize sunarım.

      6-‘’Haberin içerik ve geçerliliğine ilişkin bir itirazını varsa, buyurun, birlikte inceleyelim. Yok, "İslam'ı kötü göstermek" amaçlı olduğunu düşünüyorsanız da, maalesef ki ben böyle bir amaç göremediğim gibi, alıntıladığınız "İslam düşmanı" cümlenin de, yine sizin verdiğini Vikipedi'den aktarılan bir gerçek olduğuna dair açıklamayı da yaptım.’’

      Cevap : Eğer haber doğruysa yapılan uygulama yanlıştır.Bala nın ailesi yanlış bir yol izlemiştir.Bunun İslam daki metodu ve usulü bu değildir.Bu tür bir uygulamayı da yine İslam’a mal etmeye çalışmak ise kusura bakmayın ama bayağılıktır.

      BALAYI HASTANEYE YATIRAN AİLESİDİR.BALAYI HASTANEYE YATIRAN AİLESİDİR.BALAYI HASTANEYE YATIRAN AİLESİDİR.

      İslam’ın dinden dönenler (mürted) hakkında verdiği hükümse aynen şudur :

      ‘’Hz. Ömer (r.a), irtidad edenin üç gün hapsedilip tevbe etmeye çağrılması ve bu zaman zarfında yiyecek olarak suçluya ekmek verilmesi gerektiğini bildirmiştir. Her ne olursa olsun cezayı vermek devlet idaresinin görevidir. Onlardan başkası bu cezayı veremez.

      Hz. Ali (r.a), bu müddeti bir ay olarak uygulamıştır. en-Nahaî ise bunun bir zamanla sınırlandırılmaması ve tevbe edene kadar sürekli İslam'a çağrılması gerektiği görüşünü ileri sürmüştür.’’

      Aradaki fark içtihad farkıdır.

      Sil
    9. yazının devamı...

      ‘’İctihad :
      İctihad kelimesinin sözlük anlamı, güçlüğe katlanmak ve çaba sarfetmektir. Terim anlamı ise, bir fıkıh bilgininin, şer’î bir hükmü delilinden çıkarmak için çaba sarfetmesi ve bu hususta bü¬tün gücünü kullanmasıdır. Burada delil, İslam hukukunun temel kaynakları olan Kur’an-ı Kerim ve Hz. Peygamber sallalahü aleyhi ve sellem’in sünnetidir.
      İctihad yapan alime müctehid, ictihada konu olan şer’î hükme de müctehidün fîh denir. İslam hukukunun bütün konularında ictihad yapabilecek olan fıkıh bilginine müctehid-i mutlak, yalnızca bazı ko¬nularda ictihad yapabilecek olanına müctehid-i mukayyed denir. İc¬tihad yapabilecek seviyeye ulaşmamış fıkıh bilginlerine de mukallid denir. Çünkü bunların çalışmaları, bir başka müctehidin görüşlerini anlama, kavrama ve ona göre fetva vermekle sınırlıdır. Genellikle bir mezhebe bağlı olurlar ve eserlerinde o mezhebin hükümlerini, meselelerini ve rivayetlerini toplarlar. Kendilerine has bir metodla (usul-i fıkıh) ictihad yapacak olan bir müctehidin Kur’an-ı Kerim, hadis-i Şerifleri iyi bilmesi gerekir. Fıkıhla ilgili ayetlerin yani ahkam ayetlerinin dil ve şeriat açısından anlamını iyi bilmeli, hâs, âmm, mücmel, müfesser, nasih, mensuh gibi Kur’an bilgilerine vakıf olmalıdır. Ahkam hadislerinin anlamını dil ve şeriat açısından iyi bilmesi yanında bunların bize ka¬dar nasıl rivayet edildiğini de iyi bilmelidir. İctihadda kıyasın çok önemli bir yeri vardır. Yanlış kıyaslar yapmamak için müctehidin kıyası iyi bilmesi icabe¬der. İmam Ebu Hanife (öl. 150/767), İmam Şafiî (öl. 204/819), İmam Mâlik (öl. 179/795) ve İmam Ahmed b. Hanbel (öl. 241/855) bütün bu şartları kendilerinde toplamış olan alimlerdi. Mutlak müctehidler yalnız bu dört zatla sınırlı değildir. Bunların dışında çok sayıda mut¬lak müctehid olmakla beraber bu dört zat bugüne kadar taraftar bul¬dukları için bunların görüşleri kendi delil ve metodlarını benimseyen çok sayıda fıkıh bilgininin katkısıyla bir mezhep haline gelmiş olup varlıklarını sürdürmektedirler.
      İctihad, fıkıh bilgininin bir konu ile ilgili olarak İslam hukuku¬nun temel kaynakları üzerinde derinlemesine yaptığı çalışmalar so¬nucu elde ettiği kesin görüş ve kanaatidir. Vardığı sonucun hatalı olması ihtimalinden dolayı buna zann-ı galip denir. Bu yüzden hiç bir müctehid, kendi ictihadının tam doğru ve diğer ictihadların yan¬lış olduğunu kesin bir şekilde iddia edemez.
      Şeriatın temel kaynakları olan Kur’an-ı Kerim ve hadis-i Şerif¬lerde her hukuki olayla ilgili detaylı açıklama yoktur. Ama bunları tabi olabileceği genel kurallar ve mutlak ifadeler yer almıştır. İşte müctehidler bu genel kurallar ve mutlak ifadelere dayanarak, karşı¬laştıkları ya da tasarladıkları hukuki olayların şer’î hükümlerini or¬taya koymuşlardir.
      Muaz b. Cebel (öl. 18/629) radiyallahü anh’ın rivayetine göre Hz. Peygamber sallalahü aleyhi ve sellem onu Yemen’e gönder¬diğinde şöyle buyurmuştu:
      - Ne ile hükmedeceksin ya Muaz!
      - Allah Teâlâ’nın kitabında olanla.
      - Eğer onu Allah Teâlâ’nın kitabında bulamazsan?
      - Resulüllah sallalahü aleyhi ve sellem’in hükmettiğiyle hük¬mederim.
      - Onu Resulüllah’ın hükmettiğinde de bulamazsan?
      - Re’yimle ictihad ederim.
      Bunun üzerine Resulüllah sallalahü aleyhi ve sellem şöyle bu¬yurdu: “Resulünün memurunu başarılı kılan Allah’a hamdolsun. (Ebu Davud, K. Akdeye Bab 11; Şemsüddin es-Serahsî, el-Mebsut, C. XVI, s.76)’’

      Sil
    10. yazının devamı...

      Yani Balanın aile bireyleri müçtehid olmadığına göre yaptıkları uygulama İslam’ı bağlamaz.

      ‘’HER NE OLURSA OLSUN CEZAYI VERMEK ‘’DEVLET İDARESİNİN’’ GÖREVİDİR.ONDAN BAŞKASI BU CEZAYI VEREMEZ…’’

      ‘’BALAYI HASTANEYE YATIRAN AİLESİDİR.BALAYI HASTANEYE YATIRAN AİLESİDİR.BALAYI HASTANEYE YATIRAN AİLESİDİR.’’

      7-‘’ Size tavsiyem, biraz tarafsız yaklaşabilmenizdir olaylara. Müslümanların günümüzdeki tavırlarından rahatsız olduğunuzu söylemiştiniz daha önce; ancak, tutup da, ortada Müslümanların yaptığı bir yanlışı eleştirmek yerine, habere çamur atmaya çalışmanız da epey düşündürücü.’’

      Cevap : Sayın Hayyam, onca bilgi ve tecrubeye rağmen, HALA BİR MÜSLÜMANIN OLAYLARA TARAFSIZ BAKAMAYACAĞINI ÖĞRENEMEMİŞ OLMANIZ ÜZÜCÜ.Evet İslam ideolojisi ve yaşam tarzını, kapitalizm, komünizm, demokrasi gibi küfür nizamlarına tercih etmeyen ve bu uğurda mücadelesi olmayan, Müslümanların durumundan haddinden fazla rahatsız olduğumu tekrar belirtmek istiyorum.
      Çamur atmak mı ? ‘’ BBC'yi savunacak değilim, istediğiniz gibi eleştirebilirsiniz’’ Demek ki istediğim gibi eleştiremiyormuşum.Eleştirince adı çamuk atmak oluyor işte napalım (tebessüm)

      Selametle…

      Sil
    11. Sayın Aydın,

      BBC'yi genel anlamda savunuyor değilim. Nasıl ki sizin istediğiniz gibi BCC'yi ve haberi eleştirme hakkınız varsa, benim de, sizin eleştirinizi eleştirme hakkım var. Eleştirinizin üzerine artık yorum yapılmaması gerektiği gibi bir kanınız yoktur umarım. Kaldı ki, bloga benim vasıtamla eklenen bir habere ilişkin yapılan yoruma, kalkıp benim de cevap vermem kadar doğal bir şey olmasa gerek.

      BBC'nin müslümanlara yapılan zulümler karşısında sessiz kaldığı iddianız üzerine herhangi bir yorumda bulunmadım. BBC genel olarak takip ettiğim ve hali hazırda en tarafsız (bir yayın organı ne kadar tarafsız olabiliyorsa artık) habercilik anlayışına sahiptir. Buna rağmen, sizi tatmin etmeyen bir yönetim anlayışına sahip olması benim ilgi alanıma giren bir durum değildir. Ancak, hem İslami ağırlıklı görüşe sahip olup hem de hiç olmazsa BBC kadar tarafsız olabilen bir yayın kuruluşuna rastlamadığımı da belirtmek isterim. Diğer bir deyişle, BBC, muhtemelen sizin keyif alarak takip ettiğiniz kaynaklardan çok daha insaflı gibi görünmektedir bana.

      Haberi incelediğimizde, İslam coğrafyasında vuku bulan bir olayın anlatıldığını görüyoruz. Suçlu olarak İslam gösterilmemekle birlikte, kuşkusuz hepimiz biliyoruz ki, gerek Ortadoğu'da gerek Afrika'da, İslam'ın yansıması pek de hoş olmamaktadır. Haberde de, böylesi çağ-dışı ve utanç verici bir hadisenin, hangi dini inancın baskın olduğu bölgede yapıldığı gösterilmektedir.

      Siz, gene aynı savunmayı yapmışsınız: "Bunu Bala'nın ailesi yaptı, İslam ile bağdaştırılamaz." Benim görüşüm ise, Bala'nın ailesinin bu denli ilkel düşünce yapısına sahip olmasının sebebinin İslam olduğu yönündedir. Elbette ki, farklı dinamikler de söz konusudur, ancak İslam da bu geri kalmışlığın baş sorumlularındandır.

      İslam'ı sütten çıkma ak kaşık olarak gördüğünüz için, İslam'ın doğuş ve gelişimini, yansımalarını tam kavrayamadığınız için, İslam'ı her koşulda temize çıkartacak mantığı kurmaya çalıştığınız için ne yazık ki size meramımı anlatmakta güçlük çekiyorum. Ancak zaten kendiniz de, bir müslümanın olaylara tarafsız bakamayacağını söyleyerek, aslında yanlış olan bir şeyi gururla yaptığınızı, yani olaylara taraflı yaklaştığınızı açık açık ve hiç çekinmeden söylemişsiniz. Bu durumda, zaten sizden asgari bir sağduyu beklemem bile gereksiz bir lüks olacaktır.

      Saygılarımla.

      Sil
    12. Aydın;

      Evet Sayın Hayyam evet..Yolda bir karıncayı araç ezse, onun sorumlusu da İslam ya neyse ! Hem biz eleştirince çamur oluyor.En iyisi susalım..

      Sil
    13. Aydın, sen kendine düşman yaratıyorsun.

      İfadeyi düşmancıl algılıyor ve düşmancıl davranıyorsun. Kendine düşman yaratıyor ve düşmanlaşıyorsun.

      Diyelim ifade düşmancıl, sen islamcıl (sevgicil, barışcıl) olmalısın dmi? İslamı sevdirmeye çalışmalısın. İslamın iyi bir olduğunu anlatmalısın. Nefretcil kişi islamcıl olmayandır. Öyleyse sen müslüman değilsin.

      Diğer Dinlerde böyle eğitliyorlar. Hristiyana müslüman düşman tanıtılır. Onlarda senin her sözünü düşmanca alır.

      Sen ateistide din düşmanı sanıyorsun. Her cümlesini kin nefret sanıyorsun. Halbuki onun amacı sadece bilgi/haber vermek.

      Kur’an da bir haber dimi? Onun doğruluğunu yanlışlığını düşmanığını dostluğunu inceliyormusun?

      Sen bize zandan ibaretsiniz diyorsun ama, sen zanla dolusun. Ortada düşman filan yok. PKK sana düşman değildi. IŞİD de düşman değil.

      Ne alevi sünniye, ne sunni aleviye, ne hristiyan müslümana ne müslüman hristiyana, ne ieytan allah a, ne allah şeytan a düşman değil.

      Bir kaç tane senin gibi hastalar çıkıyor ortalık teröre dönüyor.

      Bu ifadeyi senin anladığın gibi anlayan müslüman sayısı bu ülkede 100’ü geçmez.

      Bu Dünya’da şahsi savaş/dava/amaç/olay/iş yok. Kimse insanla ilgilenmiyor. Sistemle ilgileniyor. Haberin ve herşeyin kastıda bu.

      Sil
    14. Yanlış oldu.

      Diyelim ifade düşmancıl, sen islamcıl (sevgicil, barışcıl) olmalısın dmi? İslamı (sevgicilliği) sevdirmeye çalışmalısın. İslamın iyi bir din olduğunu anlatmalısın. Nefretcil kişi islamcıl (sevgicil) olmayandır. Öyleyse sen müslüman değilsin.

      Sil
    15. Bilimselliğe göre;
      Tanrı var, yok, vardır, yoktur, olabilir, olamaz, bilinemez, bilinir diyen, Tanrı hakkında her türlü yorum yapan akıl hastasıdır.
      Dünyada tıbbi tedavi ile düzelecek akıl hastalığı yoktur.

      Eğer akıllı olmak bilgililik ise;
      İnanan deli, bilen akıllıdır.

      Eğer aklı “anlama” anlamında alırsak;
      Her insan hem akıllı hem delidir.

      Eğer aklı “zeka” anlamında alırsak;
      Herkes bir konuda zekidir, o zaman her insan akıllıdır.

      Eğer aklı “zihin” anlamında alırsak;
      Her insanda zihin vardır, o zaman her insan akıllıdır.

      Sil
    16. Bu yanlış oldu. Buraya olmayacaktı.

      Sil
    17. Aydın,

      Sayın Adsız,

      1-‘’ İfadeyi düşmancıl algılıyor ve düşmancıl davranıyorsun. Kendine düşman yaratıyor ve düşmanlaşıyorsun.’’

      Cevap : Evet doğru bir tespitte bulunmuşsunuz.Yahudi güdümlü BBC’nin İslam’la ilgili düşünce ve yargılarını düşmancıl algılıyorum.Buna bir sürü haklı gerekçe sayabilirim.Filistin’de günlerdir insan kıyımı yapılıyor.Ama BBC nin umrunda bile değil.BBC yi ve benzeri kuruluşlara sempatiyle bakmamı beklemeyin benden.

      2-‘’ Diyelim ifade düşmancıl, sen islamcıl (sevgicil, barışcıl) olmalısın dmi? İslamı sevdirmeye çalışmalısın. İslamın iyi bir olduğunu anlatmalısın. Nefretcil kişi islamcıl olmayandır. Öyleyse sen müslüman değilsin.’’


      Cevap : (Sen, onların dinine uymadıkça, Hıristiyanlarla Yahudiler senden asla razı olmazlar. De ki: Doğru yol, ancak Allah’ın [bildirdiği İslamiyet] yoludur. Sana gelen ilimden sonra eğer onların arzularına uyarsan, andolsun ki, Allah’tan sana ne bir dost, ne de bir yardımcı vardır.) [Bakara 120]

      Âyet-i kerimenin muhatabı bütün Müslümanlardır. Allahü teâlâ Hıristiyanları dost edinmeyin, onlar Müslümanlardan razı olmaz buyururken yani bu ilimler bize gelmişken, hâlâ onlarla sıcak diyaloga devam edersek, âyet-i kerimede de bildirildiği gibi, Allah’ın dostluğunu bırakmış oluruz.

      Hâşâ Allahü teâlâ yanlış söylemez. Kitap ehline kucak açıp, kiliselerine, havralarına da gitsek, sizin mazlumlarınız Cennetliktir de desek, onlar Müslümanlardan razı olmazlar. O halde onlara yaranmaya çalışmak, dinden taviz vermek çok yanlıştır.
      Sayın Adsız, sen arzu ediyorsan sevgi göstermeye devam edebilirsin.Nasılsa kişi sevdiğiyle beraberdir.
      Sonra öyleyse sen Müslüman değilsin demişsin :
      İbni Ömer radıyallahu anhümâ'dan rivayet edildiğine göre Resûlullahsallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
      "Bir adam din kardeşine, ey kâfir derse, bu söz ikisinden birine döner. Eğer böyle denilen kişi söylenildiği gibi ise söz doğrudur; yerini bulmuş olur. Aksi takdirde bu söz söyleyene geri döner."
      Buhârî, Edeb 73; Müslim, Îmân 111. Ayrıca bk. Tirmizî, Îmân 16
      Yani lafını bil öyle konuş…

      Sil
    18. 3-‘’Diğer Dinlerde böyle eğitliyorlar. Hristiyana müslüman düşman tanıtılır. Onlarda senin her sözünü düşmanca alır.’’

      Cevap : Diğer dinleri İslam’la bir tutuyorsan eğer bir şey diyemem ki sana…
      4-‘’Sen ateistide din düşmanı sanıyorsun. Her cümlesini kin nefret sanıyorsun. Halbuki onun amacı sadece bilgi/haber vermek.’’

      Cevap : Ateist nedir peki tanımını yapar mısın bana.Halbu ki onun amacı bilgi felan vermekte değil.Onun amacı her fırsatta İslam’a saldırmak.

      5-‘’ Kur’an da bir haber dimi? Onun doğruluğunu yanlışlığını düşmanığını dostluğunu inceliyormusun?’’

      Cevap : Ne büyük bir iddia ! Altını nasıl dolduracaksın merak ediyorum.

      6-‘’Sen bize zandan ibaretsiniz diyorsun ama, sen zanla dolusun. Ortada düşman filan yok. PKK sana düşman değildi. IŞİD de düşman değil. ‘’

      Cevap : Konuyu buraya nasıl bağladın ve burada neyi anlatmaya çalışmışsın yine anlamış değilim.

      7-‘’Ne alevi sünniye, ne sunni aleviye, ne hristiyan müslümana ne müslüman hristiyana, ne ieytan allah a, ne allah şeytan a düşman değil.’’

      Cevap : Gülüp geçiyorum.

      Araf Suresi 24. ayetin meali şöyledir:
      "Birbirinize düşman olarak -yeryüzüne- ininiz, sizin için yerde bir zamana kadar bir ikametgâh, bir faydalanma vardır."

      8-‘’Bir kaç tane senin gibi hastalar çıkıyor ortalık teröre dönüyor.’’

      Cevap : Yine gülüp geçiyorum.

      9-‘’Bu ifadeyi senin anladığın gibi anlayan müslüman sayısı bu ülkede 100’ü geçmez.’’

      Cevap : Delinin nedir.Bir anket falan mı yaptın ?

      10-‘’Bu Dünya’da şahsi savaş/dava/amaç/olay/iş yok. Kimse insanla ilgilenmiyor. Sistemle ilgileniyor. Haberin ve herşeyin kastıda bu.’’

      Cevap : İyi uykular…

      Selametle…

      Sil
    19. Sen düşman/düşmanlık nedir/kimdir? Nasıl düşman olunur? Ayrıca dost/dostluk nedir/kimdir? Nasıl dost olunur? Dost/Düşman neler yapar, neler yaşar, nasıl bir düşünceler içindedir? Neyi yapmaz? Diğer fikileri nedir? Düşman baştan ayağa nedir? Araştırmasını yap.

      Sil
    20. Senin bu dediklerine göre senin Dinin İslam (Barış) değil.

      Sil
    21. Sen İslamcıllığıda (barışcıllığı) araştır.

      Sil
    22. Aydın bir sorum olacak,
      Sen bizi paranoyak, akıl hastası yaptın. İslamda akıl hastalığı nedir, nasıldır? Eğer biz akıl hastası ise, öyeyse biz o zaman ahirette ne olacağız?

      Sil
    23. Aydın,
      Güzel arkadaşım,
      Aydın bir sorum olacak,
      ''Sen bizi paranoyak, akıl hastası yaptın. İslamda akıl hastalığı nedir, nasıldır? Eğer biz akıl hastası ise, öyeyse biz o zaman ahirette ne olacağız?''

      Şimdi nereden çıkardın bunu.Bütün yorumlarımı incele, şayet böyle bir ifade kullandığım hakkında bir delil sunacak olursan söz özür dileyeceğim senden.

      ''Sen İslamcıllığıda (barışcıllığı) araştır.''

      İslam da duruma göre barış yapılır duruma göre de savaşılır.Bunun kuralları vardır.Hayat durağan değil mekanik bir olgudur.Mutlak bir barış veya savaş halinden söz edilemez.

      ''Senin bu dediklerine göre senin Dinin İslam (Barış) değil.''

      Benim hangi dediklerime göre ?

      Kur'an ve Sünnetin koyduğu ölçülere göre bu söylediklerinin hepsinin bir tanımı var.Eğer gerçekten merak ediyorsan araştırırsın.Takıldığın noktalar olursa da paylaşırsın tartışırız...

      Sil
    24. Sen savaşma (harb etme) seviş (islamlaş) demiyorsun yani. Hem savaş (harbiyet) hem seviş (islamiyet) diyorsun. Bu nasıl oluyor? Açık şekilde anlat.

      Kötü olma iyi ol demiyorsun, hem kötü hem iyi ol diyorsun. Nasıl oluyor? Neden?

      Hem İslamiyet hem laiklik, hem islamiyet hem cumhuriyet, hem islamiyet hem milliyet, hem islamiyet hem ……. olur mu?

      İslamiyet sözcüğü ne demektir?

      Kur’an da akıl hastalığı var mı? Varsa nerede? Kur’an bize akıl hastası diyor mu? Diyorsa/Demiyorsa açık şekilde anlat.

      Kur’an bize akıl hastası diyorsa, sen de diyor musun?

      Dini satmak ne demektir? Dini satan kimlerdir? Sen Dini satmış/satıyor olabilir misin?

      Namaz oruç zekat vs. 5 şarta yada birkaçına sahipmisin?

      Neden yazıyorsun? Yazılarında savaşcılsın. Sertsin. Terssin. Güzel arkadaşım lafını nasıl bir duyguyla söylüyorsun?

      Sil
    25. Aydın;
      Cevap yazıyorum kaale almıyorsun.
      Acayip önyargılısın.
      Sana sorulan sorulardan tekine cevap vermeden, karşı tarafı soru yağmuruna tutma hakkını kendinde nasıl buluyorsun ?
      Barış diyorsun, hoşgörü diyorsun ama daha tartışma adabını bilmiyorsun !
      Sorduğun soruların yazdığım yanıtlarla alakası ne, delil istiyorum, sunmuyorsun?
      Aklına madem bu kadar çok güveniyorsun, Sorduğun soruların cevabını kendin ara bul.
      By by...

      Sil
  4. KEHF SURESİ

    1. Hamd, kuluna Kitab'ı (Kur'an'ı) indiren ve onda hiçbir eğrilik yapmayan Allah'a mahsustur.
    2, 3, 4. (Allah onu), katından gelecek şiddetli bir azap ile (inanmayanları) uyarmak, salih ameller işleyen mü'minleri, içlerinde ebedi olarak kalacakları güzel bir mükâfat (cennet) ile müjdelemek ve "Allah bir çocuk edindi" diyenleri de uyarmak için dosdoğru bir kitap kıldı.
    5. Bu konuda ne kendilerinin, ne de atalarının hiçbir bilgisi yoktur. Ne büyük bir söz (bu) ağızlarından çıkan! Onlar ancak yalan söylüyorlar.
    6. Demek sen, bu söze (Kur'an'a) inanmazlarsa, arkalarından üzülerek âdeta kendini tüketeceksin!
    7. İnsanların hangisinin daha güzel amel yaptığını deneyelim diye şüphesiz biz yeryüzündeki şeyleri ona bir zinet yaptık.
    8. Biz, elbette (zamanı gelince) yeryüzündeki her şeyi bir kuru toprak haline getireceğiz.

    YanıtlaSil
  5. http://tr.wikipedia.org/wiki/Agnostisizm

    Agnostisizm bir inanç değildir; ancak özü tek bir dinç uygulamaya yatan bir metottur. Bu ilke kesinlikle akıl olarak gösterilebilir; ancak sonuçlar kanıtlanmış veya kanıtlanabilir denebilecek kadar kesin gösterilmemelidir.

    http://www.enfal.de/sosyalbilimler/a/009.htm

    akıl ve bilgiyle değil de, ancak.........

    http://www.gotquestions.org/Turkce/agnostisizm.html

    ne denli akıl ermez, yoll…..

    http://www.msxlabs.org/forum/felsefe/12829-agnostisizm-bilinmezcilik-bilinemezcilik.html

    akıl yürütmekten...........

    http://bliyaal.blogspot.com.tr/2007/06/akil-mi-iman-mi-bugn-hrriyet.html

    Akıl mı, iman mı?

    http://cms.inonu.edu.tr/panel/uploads/2/34/10-a-kasapoglu-kur-an-a-gore-ink-r-ve-bunalim--ink-rciligin-ruh-sagligina-olumsuz-etkileri-.pdf

    Nevrozlara dindarlardan çok, ateist veya agnostik kişilerde rastlanıldığı………..

    YanıtlaSil
  6. Selam.
    Bala'ya zulüm yapılmıştır.
    "Öldükten sonra yok olacağını, yaşamanın amaçsız bir HİÇ olduğunu" düşünen Bala için gerçeğin kapısı son nefesine kadar açıktır.
    Bala bir gün gerçeği görüp tanrıya sığınabilir, ancak ona kötü davrananlar nereye sığınacaktır ?
    Kendi insanlığım adına Bala'dan özür dilerim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sayın Bilal,

      Özellikle bir müslümandan beklediğim ve bizleri ileri taşıyacağını düşündüğüm yaklaşım budur. Ortada mevcut bulunan bir yanlışı görebilmek ve bunun kötücüllüğünü kabullenebilmek önemli. Sırf bu yanlışı yapanlar müslüman diye veya bu durumu haberleştiren kanallar ile ideolojik sıkıntılar çekiliyor diye, yaşanan olayı pusa boğmak, hiç kuşkusuz ki, yanlı ve yanlış bir yaklaşımdır.

      Şahsi görüşüm, hiçbir bireyin, toplumun genel kanaat, görüş ve din gibi fikir ve inançları altında ezilmemesi gerektiğidir. Fikirsel açıdan kendimiz gibi olmayanı hapsetmeye, akıl hastanesine kapatmaya veya bir şekilde susturmaya çalıştıkça, ilkelliğimizden kurtulmamız mümkün olmayacaktır.

      Saygılarımla.

      Sil
    2. Dünya da tıp (sadece psikiyatri değil, tüm tıp) zulmü. Bunu derince araştırmak herkese faydalı.

      Sil
  7. Aydın;

    ABD’de sivri çıkışları ve dürüst kişiliği ile tanınan Texas Üniversitesi tarih profesörlerinden
    Texe Marrs’ın 2007 Mayısı’nda çıkan olan kitabının adı Bilinen Tarihin Bilinmeyen Yanları..
    Kitapta: Dünyayı yöneten yahudi ailesi:Rotschild, Osmanlı devletinin planlı olarak nasıl dağıtıldığı,Arap birliğinin nasıl parçalara ayrıldığı, 1.Dünya Savaşı, Kukla Diktatör Hitler, 2.Dünya Savaşı, İsrail devletinin kuruluşu, Kennedy Suikastı, MOSSAD suikastları ve 11 Eylül saldırıları olmak üzere 10 bölüm yer alıyor.
    Bu bölümlerde yazarın savunduğu iddialar basit bir komplo teorisi gibi laf dolması bilgilerle değil fiziki kanıtlar ve şahitler eşliğinde net bir biçimde ortaya koyuluyor.. Öncelikle son yıllarda Türkiye’de hızla yükselen bir trend haline gelen ”Hitler hayranlığı ve Türk nasyonel sosyalizmi” gibi kavramların ortaya çıkmasına bir cevap olarak Hitler’in tarihi kimliğinin arkasında yatan karanlık
    bağlantıları kaba hatları ile sizlere aktarmaya çalışacağım..

    DÜNYAYI YÖNETEN AİLE: ROTSCHILD AİLESİ


    Çoğu kişi Rotschıld ailesinin adını bile bilmez..Bu ailenin adı ne Forbes dergisinin düzenlediği ”Yılın Zenginleri” bölümünde yer alır nede dünya jet-sosyetesinin partilerinde adları geçer..Ancak birçok ülkenin diplomatı bu ailenin adını duydukları zaman beş dakika durmak zorundadır.Çünkü bu aile dünya tarihi sahnesinde 1590 yılından beri vardır ve dünya bu yahudi ailesinin çok gizli faaliyetleri neticesinde bugünkü şeklini almıştır..Çoğu kişi dünyada hiçbir ailenin böylesine bir gücü elinde tutabileceğine inanamaz..Çünkü bir ailenin böylesine siyasi ve ekonomik bir gücü nasıl elde ettiğini anlayamaz.. Öncelikle şunu belirtmeliyim ki aile derken üç-beş kişilik çekirdek bir aileden
    bahsetmiyorum.. Roschild ailesinin bugün 1000-1500 civarında ferdi olduğu bilinmektedir. Bu aile fertlerinin her biri dünyanın gelişmiş olan yada gelişecek olan ekonomilerine sahip olan ülkelerinde çok derin faaliyetler sürdürmek üzere dağılmışlardır.Dünyada olan her siyasi ve ekonomik olan gelişmeyi İsrail devletinin çıkarlarına uygun düşecek şekilde düzenlemek en kutsal görevleridir..
    Ailenin geçmişi 16.yüzyıla dayanıyor.. Aile İngiliz Kraliyet Saraylarında kralın yaverliğini yapan bir aile olarak ortaya çıkıyor önceleri..Kralın stratejik ve ekonomik danışmanlıklarını,izlemesi gereken siyasi tutumlarını ve dış politika stratejilerini bu aile belirliyor..Sadece bununla da yetinmeyip kraliyet
    saraylarındaki tüm ihaleleri kazanarak bu ihaleleri başarıyla sonuçlandırıp hatırı sayılır bir servetin de sahibi oluyorlar.. Bu ticari faaliyetlerin yanı sıra yaptıkları her ticari ve siyasi faaliyetten yüklü komisyonlar da almayı ihmal etmiyorlar..
    İngiliz saraylarındaki kariyerleri sayesinde kolayca kazandıkları astronomik paralarla tarihin ilk bankacılık faaliyetini gerçekleştirip, İngiliz çiftçilerine de astronomik faizlerle tarım kredisi vermeye başlıyorlar ve 50 sene geçmeden neredeyse İngiltere devletinden daha zengin bir hale geliyorlar..

    YanıtlaSil
  8. Faaliyet alanını iyice geliştirip, derinleştiren Rotschıld ailesi Avrupa’daki tüm imparatorlukların saraylarında söz sahibi olur hale geliyorlar..Sadece İngiltere’de değil Avrupa’nın dört bir yanında tarımla uğraşan insanlara yüksek faizle kredi vererek,altın ve gümüş komisyonculuğu yaparak servetlerini iyice katlıyorlar.. Ekonomik gücü aklın ve mantığın sınırlarını zorlamaya başlayan Rotschild
    ailesi daha da karanlık ve karlı bir işe girişiyorlar.. İşin adı ”Savaşa giren devletlere faizle borç vermek”..
    Bu işin ilk icraatını İngiltere-Fransa savaşında gerçekleştiriyorlar..İngiltere’ye savaşa girmesi için sermaye olarak 35 ton altını faizle borç olarak veriyorlar.. İngiltere,Fransa karşısında yeniliyor ve Rotschıld ailesine olan borcunu ödeyemiyor.. Bunun karşısında borcun oluşturduğu mükellefiyetten dolayı İngiliz Merkez Bankası yani Bank of England ödenemeyen borç karşılığında Rotschıld ailesine devrediliyor.. Rotschıld ailesi İngiliz devletinin bu devir etme işlemini bir şartla kabul ediyor: ” İngiliz sterlinini kendilerinin basması şartı ile..”.İngiliz hükümeti bu şartı o dönemde kabul etmek zorunda kalıyor ve İngiliz sterlinini basma yetkisi bir yahudi ailesine veriliyor.. Görünüşte ekonomi hakkında
    pek bilgisi olmayan arkadaşlar için bu durum pek bir şey ifade etmeyebilir..
    Para basma yetkisini başka bir kuruluşa yada şirkete vermek demek aynı zamanda ülkenin bağımsızlığını da bu kuruluşa satmak demektir..Çünkü bir ülkenin bankası o ülkenin parasını basarken bastığı para karşılığında o ülkenin hazinesine değerli maden koymak zorundadır..Örneğin Türkiye Merkez Bankası, devlet matbaasında 20 TL basıyorsa eğer devlet hazinesinde 20 TL değerindeki altını,elması yada petrolü koymak zorundadır.Aksi halde basılan para kağıt parçasından başka bir şey olmaz..İşte Rotschıld ailesinin de yaptığı şey budur..İngiliz sterlinini basarak İngiliz hükümetine faizle borç olarak vermiş ve karşılığında altın ve elmas almıştır.. Bu şekilde bir yılda 12,000 ton altın kar ettiği ekonomi tarihçileri tarafından bilinmekteydi.

    YanıtlaSil
  9. Özetleyerek
    anlattığım bu süreçlerden sonra Rotschıld ailesi 1.Dünya savaşının çıkmasında çok aktif bir şekilde rol almış ve savaşın çıkması için gerekli olan tüm tezgahı sağlamıştır..Rotshıld ailesinin hesaplarına göre 1.Dünya savaşı ve Arabistanlı Lawrence’in faaliyetleri Arapların birçok parçaya bölünmesi İsrail
    devletinin kurulması için yeterliydi.. Savaş gerçekleşmiş,Almanların önderliğindeki İttifak devletleri grubu savaşı kaybetmişlerdi.. Rotschıld ailesinin tüm hesapları tutmuş ve İsrail devletinin resmi kuruluşunun ilan edilmesinden başka bir şey kalmamıştı ortada..Ancak tarihi rüyaya çeyrek kala Rotschild ailesi ayrıntılarda küçük bir hesaplama hatası yaptığını fark edememişti.. İsrail devleti kurulmaya hazırdı tamam ama dağ ve ovalardan ibaret olan İsrail topraklarında kim yaşayacaktı?? Sürekli olarak gelişmiş Avrupa kentlerinde yaşamış olan yahudiler İsrail’de yaşamaya nasıl ikna edilecekti?? Esas sorun buydu.. Bu sorunun giderilmesi için Rotschild ailesi radikal kararlar aldı ve yeni bir savaş için gerekli olan ortam hazırlanmaya başlandı..

    YanıtlaSil
  10. Ve,

    ''Britanya Yayın Kuruluşu ya da BBC (British Broadcasting Corporation), Birleşik Krallık'ta kraliyet beratı altında ve devletin parasal desteğiyle çalışan yayın kuruluşudur. Kuruluşundan 1954'e kadar televizyon, 1972'ye kadar da radyo yayınları alanında tekel konumunu korumuştur. Merkezi Londra'da bulunur.''
    ''Yönetim kurulu Birleşik Krallık hükümdarınca atanır.''

    ''BBC'nin Londra'daki genel merkezi önünde toplanan protestocular, ellerinde "Filistin'i sansürleme", "Netanyahu, senin yalanların bizim doğrularımız değil", "BBC, İsrail'i koruma", "BBC, İsrail'in savaş suçlarını aklıyor" yazılı pankartlar taşıdı, sloganlar attı.

    Protesto sırasında kimi zaman göstericiler ile polis arasında arbede yaşandı. BBC'nin genel merkezi önündeki bariyerleri devirerek kuruma girmeye çalışan protestocular polis tarafından engellendi.

    Protesto sırasında dağıtılan bildiride, haziran ayının ilk 10 gününde Batı Şeria'da İsrail güçleri tarafından alıkonulan 17 gencin durumuyla ilgili BBC'nin hiçbir haber yapmadığı bildirildi.

    İsrailli üç yerleşimcinin Batı Şeria'nın El-Halil şehrinde kaybolması ve cesetlerinin bulunmasının ardından ise İsrail güçlerinin binden fazla Filistinlilere ait evi yağmaladığı, 40 günlük bir bebeğin bu yağmalamalar sırasında yaralandığını ve BBC'nin bunu da aktarmadığı kaydedildi.

    BBC'nin haberlerindeki dile de dikkat çekilen bildiride, Kudüs'ün tamamen İsrail toprağıymış gibi yansıtıldığı belirtildi.'' Gerçeği...

    Ve;

    Ku'ran ın neden yahudilerden bu kadar çok bahsettiği gerçeğini beraber düşününce,


    ne demek istediğimi anlarsınız belki...

    ''Amerikalı agresif ve aşırı derecede İslâm düşmanı Evangelistler şu anda Siyonistlerden daha fazla Siyonizm ve İsrail taraftarlığı yapmakta olup İslâm dinini yeryüzünden kazımaya, Müslümanları ezmeye ve zelil kılmaya ahd etmiş bulunmaktadır. Maalesef onların saldırganlıkları yüzünden müthiş savaşlar olacak, belki de bu savaşlarda İsrail elindeki nükleer silahları kullanacak ve yeryüzünde çok büyük facialar cereyan edecektir. Peygamberimiz bunları haber vermektedir. “Bu hadis doğru değildir... Hadis külliyatına sokuşturulmuştur... Sevgili Peygamberimiz böyle bir şey söylemez...” gibi münasebetsiz teviller bırakılmalı ve Evangelistlerin ve Siyonistlerin sebep olacakları faciaları önlemek için çalışılmalıdır. 58 yıldan beri Ortadoğu’da cereyan eden faciaların sebebi herhalde zavallı Filistinliler ve aciz Lübnanlılar değildir.''



    Selametle...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Vakit kaybı yaşamak adına nacizane önerim.size hadis diyen insanları dinlemeyin.bu arkadaş gibi.

      Sil
  11. ''ideolojik sıkıntılar çekiliyor diye, yaşanan olayı pusa boğmak, hiç kuşkusuz ki, yanlı ve yanlış bir yaklaşımdır.''

    Hayyam ideolojik sıkıntıları ne kadar da küçümsüyorsun.Bugün dünyayı biçimlendiren asıl unsurun ideoloji ve siyaset olduğunu bilmiyorsun heralde.Yoksa böyle bir yorum yapmazdın diye düşünüyorum.

    YanıtlaSil
  12. Bu göz kendözün görmez nişan nişanın vermez
    YÛNUS’un aklı ermez iğen oldu dîvâne

    YÛNUS bu halk içinde eksiklidir Hak bilir
    Divâne olmuş çağrır dervişlik bühtan bana

    seni kuru sofraların softası seni
    seni cehenneme kömür olası seni
    sen mi hak' tan rahmet dileyeceksin bana
    hakka akıl öğretmek senin haddine mi

    uğrunda dertlere düştüğüm sevgili
    bir başkasına tutulmuş o da dertli
    derdimin dermanı kendi derdinde
    hekim hasta olunca kime gitmeli

    Seni sevenlerün ola mı ‘aklı
    Bir dem usluyısa her dem delidür

    Pertevi camı cemim dâra ile fahr eylesün
    Badezin yad etmesün Fitnat gibi divanesin

    Dervîş olan kişiler deli olagan olur
    Işk neydügin bilmeyen ana gülegen olur

    Yûnus miskîn gözler yolı divşür özün behey deli
    Bu gülistânun bülbüli kimse gülin dirmeyendür

    Hûrîlerle bile yatan Uçmak kokusına batan
    Anda bülbül olup öten bunda zinâ kılmayandur

    Dost esrigi deliligüm ‘âşıklar bilür neligüm
    Degşürüben ikiligüm birlige yitmege geldüm

    Taşdun yine deli gönül sular gibi çaglar mısın
    Akdun yine kanlu yaşum yollarumı baglar mısın

    Gözleri giryân cigeri püryân
    Olmışlar hayrân dîvâneler var

    İy yârânlar tınman bana ben yine n'oldum bilmezem
    İlm ü ‘amel sorman bana dîvâne oldum bilmezem

    İtme ey akıl teessür lûtfü kahrı çerhden
    Gayeti şadide, mihnetde olurmuş göz nemi

    Yuvandan yavrun aldılar
    Seni dîvâne kıldılar
    Zamân böyl'olur didiler
    Söyle bülbülcügüm söyle

    Kandayıdun kandan geldün dîvâne
    Aç gözüni bu gafletden uyan e

    Ben yürürem yana yana
    Işk boyadı beni kana
    Ne ‘âkilem ne dîvâne
    Gel gör beni ‘ışk n'eyledi

    Bizüm meclis mestlerinün demleri Ene'l-Hak olur
    Bin Hallâc-ı Mansûr gibi en kemîne dîvânesi

    Yûnus bu sözlerün senün ma‘nî durur bilenlere
    kil-kâmil olan kişi bu ma‘nîye inanası

    leyla isteyen kişi mecnun olmalı
    kendinden de dünyasından da geçmeli
    sevenlerin sofrasına çağrılınca
    ben körüm ben dilsizim demeli

    Akıl bütün gidilecek yolları bilse bile,gene aşk yolunu bilemez,şaşırır kalır.

    Ne istersin benden divane gönül
    Ben senin kahrını çekemez oldum
    Fitne tarlasına sevgi tohum’um
    Ne kadar uğraştım ekemez oldum

    Çıhma ey dîvâne bâzâr-ı melâmetden deyu
    Muttasıl çâk-i girîbanum dutar dâmânumı

    Rusvâlarından ol meh saymaz meni Fuzûlî
    Dîvâne olmayum mı dünyâda yoh mu ârum

    Şu Varna deli etti beni,
    divâne etti.

    Ne Feryad Edersin Divane Bülbül
    Senin Bu Feryadın (Anam) Gülşene Kalsın
    Bu Dünyada Eremezsen Murada
    Huzuru Mahşere (Anam) Divana Kalsın

    Yağmur yağar akasyalar ıslanır
    Bulutlar uçuşur gecelerin
    Ben yağmura deli buluta deli
    Bir büyük oyun yaşamak dediğin
    Beni ya sevmeli ya öldürmeli

    Neydi o deli gibi gidişimiz,
    Bembeyaz köpüklerle, açıklara!
    Köpükler ki fena kalpli değil,
    Köpükler ki dudaklara benzer;
    Köpükler ki insanlarla
    Zinaları ayıp değil.

    Van Gogh’un akıl sağlığından söz edilebilir, o ki, hayatı boyunca sadece bir elini pişirmiş ve bundan başka da bir kez sol kulağını kesmekten öteye gitmemiştir

    Bir tüfeğin burnu havadadır,
    Ateş almak üzredir, mermisiz.
    Ben bir küçük kızım, ben bir deli kızım,
    Siz beni ne anlarsınız siz!
    Bir tüfek ateş almak üzredir, mermisiz…

    Aşkın gönlümle cenkleşirken-tam o an-
    Çırçıplak, yalnayak kaçıp gitti bu can.
    Kim bende akıl var sanmaktaysa deli...
    Benden sakınan: işte odur aklı olan.

    Yaf,
    yif
    yuf,
    yuf yezide,
    nargilemizi içen veli,
    içmeyen deli,
    pirimiz Hacı Bektaş-ı Veli
    yuf...

    Arılar bal için bekler petekler
    Alır her çiçekten verir emekler
    Mecnun Leylâ için pınarı bekler
    Ben de bir yâr için olmuşum deli

    Bu gün benim gibi sevdalı varmı?
    Bu gün benim gibi deli?
    Yerlere serilmiş yüreği kan içinde.
    Ben değilsem kim şu adam?
    Bir zamanlar vardım , ben bendim.
    Bu gün var olan neyin nesi?

    Leyla'nın babası Kays'ın artık "mecnun" (deli, çılgın) diye anıldığını, bu durumda bir deliye kız veremeyeceğini söyler. Ancak iyileştiği taktirde kızını Kays'a verebileceğini söyler.

    Divane aşuk gibi da
    dolanirum yollarda
    Kız senun sebebune
    Kaldım İstanbul'larda

    Gérard de Nerval deli değildi ama öyle olmakla suçlandı, yapmaya hazırlandığı kimi önemli açıklamaları değersiz kılmak için.

    YanıtlaSil
  13. ''Şahsi görüşüm, hiçbir bireyin, toplumun genel kanaat, görüş ve din gibi fikir ve inançları altında ezilmemesi gerektiğidir. Fikirsel açıdan kendimiz gibi olmayanı hapsetmeye, akıl hastanesine kapatmaya veya bir şekilde susturmaya çalıştıkça, ilkelliğimizden kurtulmamız mümkün olmayacaktır.''

    Alis harikalar diyarından bahsediyorsun Hayyam.Tamam iyi güzel düşünüyorsun da öyle bi dünya yok işte...

    YanıtlaSil
  14. Bilimselliğe göre;
    Tanrı var, yok, vardır, yoktur, olabilir, olamaz, bilinemez, bilinir diyen, Tanrı hakkında her türlü yorum yapan akıl hastasıdır.
    Dünyada tıbbi tedavi ile düzelecek akıl hastalığı yoktur.

    Eğer akıllı olmak bilgililik ise;
    İnanan deli, bilen akıllıdır.

    Eğer aklı “anlama” anlamında alırsak;
    Her insan hem akıllı hem delidir.

    Eğer aklı “zeka” anlamında alırsak;
    Herkes bir konuda zekidir, o zaman her insan akıllıdır.

    Eğer aklı “zihin” anlamında alırsak;
    Her insanda zihin vardır, o zaman her insan akıllıdır.

    YanıtlaSil
  15. Bu arkadaş niye psikiyatriye gitmiş ki. Ben psikiyatri tanımıyorum diyememiş.

    YanıtlaSil
  16. Hala zihin açmak için bitkisel ürünlerden bahsedilen çağdayız. Önceleri macun vardı, şimdi çay oldu. Böyle geldi böyle gidiyor. Böylede gider.

    YanıtlaSil
  17. nuveforum.net/632-muzik-terimleri/61155-turk-pop-arabesk-muziginde-bilissel-carpitmalar/

    Türk müziğinde bilişsel (bilimsel) çarpıtmalar. Yani başlık aynı zamanda Türk müziğinde çarpılmalar demek istiyor.

    Bu araştırmayı birde Psikiyatri kendinde yapsın.

    Bu araştırma birde Kur’an da yapılsın.

    Yok yok. Bu araştırma herşeyde yapılsın.

    YanıtlaSil
  18. akıl hastalığı / ruh hastalığı

    akıl : aydınlık, bilim, bilgi, ilim, irfan, anlayış, zeka, düşünce vs.
    hastalık : bozukluk
    ruh : can, cin, tavır, davranış, duygu vs.
    akıl / ruh hastalığı : akılsızlık, ruhsuzluk

    h ve s / h ve z

    hazda, hasta, hasar, hüsnü, hüsün, hüzün, huzur vs.
    akıl, okul, okullu, akıllı, okumak, akımak vs.
    işaret, ayet, biliş, bilişaret, bilim, fal, ….. vs.

    Akıl, okul, ukul, vs.

    Yunus’un “ya nice okumak” sözü okul, akıl, ukul, akımak vs. ile alakalı olsa gerek.

    akılsızlık : İşaretsizlik, ayetsizlik, falsız bilgelik, oksuz il, boksuz bil, vs.

    Daizm : Akıllılık, Ruhluluk
    Adaizm : Akılsızlık, Ruhsuzluk

    YanıtlaSil
  19. Bu haberin yalan ve ya abartılmış olduğunu düşünen çok kişi var biliyorum. Öyleyse onlara kendi durumumun bu haberden farksız olmadığını söyleyim. Ailem beni dinsiz oldugumu düşündüğü için psikiyatri servisine yatırdı. Arkadaşlarım benimle bir daha görüşmek istemediklerini söyledi. Akrabalarım adam yerine bile koymuyor. Bir süre sonra sanki müslümanmış gibi davrandım aileme ve tekrar iyi davranmaya başladılar. Dusuncemi savunduğum her lanet gün yeni bir ilaç verdiler çünkü. Durumun ne kadar vahim olduğunu halaa anlayamiyorsunuz değil mi. Benim gibi onlarca insan yaşıyor bu ülkede. Bunu yaşatmak sizin Allah inizin emriyse gerçekten çok özür borçlu.

    YanıtlaSil
  20. https://youtu.be/Ea6eqCeCRjg?t=376

    böyle şeyler oluyomu
    oluyosa psikiyatriyi sırgulamak lazım

    evet tıbbı tamamen sorgulamak lazım tabi

    https://books.google.com.tr/books?id=7sAACAAAQBAJ&pg=PT242&lpg=PT242&dq=kom%C3%BCnist+ak%C4%B1l+hasta+hastane&source=bl&ots=dRh_A9I-Zi&sig=06mlMPFeC4063jhnsA4wT5mv_Ks&hl=tr&sa=X&ei=qL8uVbihBMmjsgHBw4GQDA&ved=0CCcQ6AEwAg#v=onepage&q=kom%C3%BCnist%20ak%C4%B1l%20hasta%20hastane&f=false
    http://www.harunyahya.org/tr/Adnan-Oktarin-Sohbetlerinden-Secme-Bolumler/172206/sayin-adnan-oktar-akil-hastanesi
    http://haber.sol.org.tr/turkiye/akp-binasina-giren-kisi-ifadesi-alinmadan-akil-hastanesine-gonderilmis-112306
    http://www.gazetevatanemek.com/index.php/analizler/item/3033-psikiyatri-politik-amacli-nasil-kullanildi-kullaniliyor.html
    http://www.sabah.com.tr/multimedya/galeri/dunya/bu-akil-hastanesi-tuylerinizi-urpetecek

    http://tr.wikipedia.org/wiki/Bak%C4%B1rk%C3%B6y_Ruh_ve_Sinir_Hastal%C4%B1klar%C4%B1_Hastanesi
    http://www.antoloji.com/neyzen-tevfik/

    http://www.dailymotion.com/video/xel1fd_antakyali-akil-hastanesi-nde-hq_fun

    http://www.dunyabulteni.net/?aType=haber&ArticleID=182872

    akılda inanç inançta akıl varsa psikiyatri imani/dini kurumdur, tıp iman içeremez
    akılda iman yoksa psikiyatri yine imani kurumdur, çünkü günümüz ilmi sıfırdır

    nedeni bilinmeyen, yada nedeni iman içeren şeyin sonucu bilinir olamaz. o zaman hastalık imandır.

    psikiyatrik bu durum ve uygulamalar, “eşinsellere yapılanlara” ve “eşcinsellik hastalıktır” mevzusuna benziyo

    YanıtlaSil
  21. bi çok ateist korkudan yada alay göreceğinden yada arıza deneceğinden yada başka nedenlerden dolayı düşüncesini yazamıyo/konuşamıyo

    sustukça da bunlar oluyo

    ateist çok konuşuyo ama aynı zamanda çokta susuyo

    ek: haksızlık karşısında susan her zaman şeytan değilmiş demek ki, meleklerde susarmış, allah korkusundan sustukları gibi mesela

    YanıtlaSil