Emil Michel Cioran: Doğmuş Olmanın Sakıncası

2 Yorum
* Ölüme karşı değil bu koşu, doğmak felaketinden kaçarız çırpınarak. doğum anındaki endişenin geleceğe yansımasından başka bir şey değildir ölüm korkusu…

* Hiçbir şey yapmıyorum, kabul. Ama saatlerin geçtiğini görüyorum. -bu, anları harcamaya çalışmaktan iyidir.

* Hangi hakla benim için duaya başlıyorsunuz?… Kurtuluşumdan endişe edilmesine dayanamam. Tiksiniyorum ve kaçıyorum boşboğazlığınızdan, dualarınızdan. Onları başka yere yöneltiniz, nasıl olsa aynı tanrıların hizmetinde değiliz.

* Tüm cinayetleri işlemiş olmak, baba olma cinayeti dışında.

* Altmışıma kadar bildiğim şeyler zaten yirmisinde öğrendiğim şeylerdi. Bir ömrün, bir arayışın boşuna geçen kırk yılı.

* Ölüm tümüyle olumsuz olsaydı, ölmek mümkün olmazdı.

* Ölümün bizim için ilginç bir yanı kalmadığında ve ondan hiçbir şey elde edilemeyeceğini düşündüğümüzde, doğuma geri çekilir, dipsiz bir kuyuya haykırmaya başlarız.

* Yıllar geçtikçe anlaşabileceğimiz kişilerin sayısı da azalıyor. Artık başvuracak kimse kalmadığında, bir ismin içine düşmeden önce, olduğumuz gibi olacağız sonunda.

* Söylememiz gereken şeyi tam ve doğru söylemek için yazmanın ne yararı var?

* Doğmuş olmaktan dolayı kendimi bağışlamıyorum. Sanki, dünyaya gelerek bir gizeme saygısızlık etmiş, adı olmayan önemli bir hata etmiştim.

* Ve gece yarısından sonra başlar tehlikeli hakikatlerin baş döndürücü sarhoşluğu!

* Eskiden, bir ölünün önünde sorardım kendi kendime: “Bunun doğması neye yaradı?” Şimdi, her canlıdan önce aynı soruyu, kendime soruyorum.

* Kendinden nefret eden alçakgönüllü değildir.

* Hırçın olanlarla genellikle zayıf yaratılışlı, “bitmiş” kişilerdir. Tıpkı çileciler gibi yanıp kavrulurlar, kendilerini yer bitirirler. Dinginlik için, huzur için çabalayan çileciler de öfkeliler kadar kendilerini yıpratırlar, tüketirler.

* Kitaplar ancak kimseye açmaya cesaret edilemeyen şeyleri dile getirmek için yazılır.

* İnsanlar Tanrı’dan uzaklaştıkça dinler hakkında bilgiye varıyorlar.

* Cennet’in dışında kaldığımın bilincinde olmadığım tek bir an bile yoktur.

* Bir kitabın gerçek değeri, konusunun önemine değil, fakat, ilineksel ve önemsiz olana yaklaşma biçimine, en küçük ayrıntıya egemen olma tarzına bağlıdır. “Özsel olan” hiçbir zaman en ufak bir yeteneği gerektirmedi.

* Hayvan olmak insan olmaktan, böcek olmak hayvan olmaktan, bitki olmak böcek olmaktan yeğdir. Kurtuluş? Bilincin egemenliğini en aza indiren ve bu şekilde üstünlüğünü sarsan her şeyde!

* Başkalarının her kusuru bende de var, ama yine de onların yaptığı her şey bana tuhaf görünür.

* Kendimizi öldürmeye değmez, çünkü bunu yapmakta her zaman çok geç kalınır.

* Her şeyin gerçek-dışı olduğunu mutlak olarak bildiğimiz zaman, niçin bunu kanıtlamaya çalıştığımızı gerçekten görmeyiz.

* En küçük bir nefis körelmesi müthiş bir güç yaratır. Her yılgın arzu insanı güçlü kılar. Dünyaya ancak yapışıp kalmadığımız ve ondan uzaklaştığımız ölçüde söz geçirebiliriz. Vazgeçiş sonsuz bir iktidar sağlar.

* Cehennem korkusu ya da ilerleme adına, hangisi olursa olsun, bizi uyutan inançlar ve felsefeler, tek başlarına başarılı olurlar. Cehennemlik ya da değil, insan, her şeyin içinde olmanın mutlak ihtiyacını duyar. İnsan olması, insan “olmuş” olmasının da tek ve biricik nedeni budur. Ve bir gün artık bir ihtiyacı duymaz olduğunda, daha gururlu ve daha vahşi bir başka canlı uğruna ortadan silinmek zorunda kalacaktır.

* Sadece Şiir’in sorun edildiği bütün bu şiirler, kendinden başka konusu olmayan tüm şiir dünyası; konusu din olan bir dua için ne söyleyecek?

* – Sabahtan akşama kadar ne yapıyorsunuz?
– Kendime katlanıyorum.

* Annemizin çektiği acılar ve sıkıntılar için babam: “Yaşlılık doğanın öz eleştirisidir.” derdi.

* Can sıkıntısından kaçınan kimse, yazarlık mesleği dışında, hangi meslek olursa olsun, çok başarılı olmaya adaydır.

* Emily Bronte, Bu kadından doğan her şey beni altüst ediyor. Haworth ise benim kâbem!”

* Bizi yüzüstü bırakma ayrıcalığı Tanrı’nındır sadece. Bizi yalnız bırakmaktan başka bir şey gelmez insanların elinden.

* Unutma yeteneğimiz olmasa, geçmişimiz öyle bir çöküverir ki günümüzün üstüne, tek bir an için bile kendimizi kıyıya atacak gücü bulamazdık. Hele orada tutunmak hiç mümkün olmazdı. Hayat sadece “dünya yansa hasırı yanmaz” olanlar için dayanılır gibi görünüyor, açıkça; her şeyi unutanlar için.

* Bir yapıt ancak gizlilikle ve dikkatle, indireceği darbeyi düşünen bir câni özeniyle hazırlanmışsa önemlidir. İki durumda da asıl amaç “vurma” niyetidir.

* Her şeyden beter olan kendini tanıma, en az çaba gösterdiğimiz şeydir. Sabahtan akşama hayali bir suçüstü korkusuyla yaşamak, acımasızca her davranışın kökenine uzanmak neye yarar? Ve kendi mahkememizde dava üstüne dava kaybetmek?

* Ne inançlı ne tanrısız olmadığı zaman, insanın Tanrı’dan söz etmesi kolay değildir. Artık ne biri ne öteki olamayışımız şüphesiz ortak dramımızdır. Tanrıbilimciler bilir bunu.

* Bir yazar için kusursuzluğa ve rahatlığa yöneliş korkunç bir yıkım olur. O herkesten çok kendi kusurlarına muhtaçtır. Onları aşarsa yiter gider. Demek ki yazar en iyi olmaktan kendini korumalıdır, çünkü amacına ulaştığında özlemle arayacaktır kusurlarını.

* Kötü şairleri daha da kötü yapan, bir botanik ya da jeoloji kitabından daha çok yararlanacakları halde, onların sadece şairleri okumalarıdır. Kötü filozofların filozoflardan başka bir şey okumamaları gibi. İnsan ancak kendi dalından uzak disiplinlerle ilgilendikçe zenginleşir. Daha doğrusu, bu sadece “ben”in ortalığı kırıp geçirdiği alanlar için geçerlidir.

* İki düşman “bölünmüş” aynı insandır.

* Birden çok başarısızlığın ardındaki neden, girişim korkusu değil, başarma korkusudur.

* Her düşünce, bastırılmış bir duygudan doğar.

* Doğa insana fırsat tanımakla, bir hesap hatasından çok daha fazlasını yaptı: Kendine karşı suikast!

* İnsan doğal bir orangutan olarak eskidir, ama tarihsel orangutan niteliğiyle görece yeni sayılır. Hayata nasıl “tutunacağını” öğrenmeye vakti olmayan bir zavallı.

* Hiçlik hakkında hiçbir şey söylenemez. Bunun için kitapların ardı arkası kesilmiyor.

* Bir yazar için yapabileceğimiz en büyük iyilik, onu belirli bir zaman için çalışmaktan alıkoymaktır. Her zihinsel etkinliğe darbe vurmaya çalışan kısa süreli zorbalıklar zorunlu olacaktır. “Hiç kesintisiz” bir ifade özgürlüğü yetenekleri ölümcül bir tehlikeye sokar, olanaklarının ötesinde kendi kendilerini tüketmeye mecbur eder. Belirli yaşantıları ve deneyimleri biriktirmelerini de önler. Sınırsız özgürlük ruh için bir suikasttır.

* İnsan yeteneklerle donandıkça ruhsal doygunluğunu o ölçüde yitirir: Yetenek iç yaşam için bir engeldir.

* İnsanlar cehennemden kaçarken bile, başka bir yerde cehennemi yeniden kurmak için yaparlar bunu.

* Otomatik hüzün: İçli bir robot.

* Uyuduğumuz geceler sanki hiç yaşanmamış gibidir. Göz kırpmadığımız gecelerdir belleğimizde kalanlar: “Gece” demek, uykusuz geçen gece demektir.

* Öyle ki ölü bir şiir, tutarlılıktan soluğu kesilmiş bir şiirdir.

* Yanlış duyum yoktur.

* İnsan ancak nedensiz kaygılar içinde arzular ölümü. En küçük somut bir acıda kaçar ölümden.

* Her şey acının çevresinde dönüyor. Gerisi ayrıntı, hatta önemsiz. Madem ki sadece kötü olanı anımsıyoruz. Tek gerçek olan acı verici duyumlar, ötekileri yaşamanın hemen hemen hiç yararı yok.

* İnsan, hayatını, doğmadan çok önce yaşadı.

* Kim olursa olsun birini benimser benimsemez; ilk anda onu kıskanır, sonra acır, ardından da küçük görürüz onu.

* Ne isek, o olduğumuz için kendimizi öldürmeli; evet, tüm insanlığın yüzümüze tüküreceğinden dolay değil!

* Yaşamak, savaşı kaybetmektir!

* Sorumluluk probleminin anlamı olurdu, eğer doğmadan önce bize sorulmuş olsaydı. O zaman olduğumuz şeyi kesinlikle kabul etmiş olacaktık.

* Şöyle ki, herkes kendi düşmanını doğurmuştur.

* Bir kitap, ertelenmiş bir intihardır.

* Anlamış olmaktan ve hâlâ hayatta kalmaktan daha yanlış bir durum yoktur.

* Mutsuz bir çocukluk yaşamış olmak herkese bağışlanmış değil.

* Ne zaman inançlı birine rastlasam; ruhunun hangi kusuru, hangi deliliğidir ona bu inançları kazandıran? diye sorarım kendime.

Emil Michel Cioran
Doğmuş Olmanın Sakıncası

2 yorum:

  1. ne karamsar ne küskün bi adam;
    karamsarlar karamsarı ve küskünler küskünü; küskünlük abidesi;
    ama ölmeden bitirmiş başarıyla;

    her neyse herkese gelsin bu seslendirmeler; ne de olsa google a tanrı var mı diye sorunca cevap olarak burayı veriyor ve soranlar olur belki dinleyenler;

    https://soundcloud.com/sanal-manik/bir-zamanlar-tanri-varmis
    https://soundcloud.com/sanal-manik/bir-zamanlar-tanri-yokmus

    ölüm varmış-ölüm yokmuş kime ne cioranım kime ne,

    YanıtlaSil
  2. ölmüş olmanında sekincesi o zaman.

    YanıtlaSil