Din, İnsanları 2000 Yılı Aşkın Bir Süredir Ayrıştırıyor Olabilir!

14 Yorum
Dinin Dünya için iyi mi yoksa kötü mü olduğu çok uzun bir süredir tartışılmakta olan bir konudur. Bu tartışmaya dahil olan bir grup bilim insanı, sanılanın aksine antik toplumlarda dinin bütünleştirici bir görevi olmadığını, tam tersine dinin insanları 2000 yılı aşkın bir süredir ayrıştırdığını ileri sürdü. Bu iddialarını desteklemek için bilim insanları, erken devlet toplumlarında dinin daha ziyade barış nedeni mi, yoksa çatışma nedeni mi olduğunu inceledi.

Merkezi Florida Üniversitesi ve Kolorado Üniversitesi'nden araştırmacılar, Milattan Önce 700'lü yıllara kadar giden bir dizi Meksika arkeolojik alanından elde ettikleri verileri bir bütün olarak inceleyerek yayınladılar. Current Anthropology akademik dergisinde yayınlanan makaleye göre, devlet halinde yaşayan erken toplumlarda dinin bütünleştirici bir harç görevi gördüğüne dair duyulan yaygın inanç hatalı. 

Araştırmanın başında bulunan Prof. Dr. Arthur A. Joyce ile Doç. Dr. Sarah Barber, Meksika'nın Pasifik Okyanusu kıyısında kalan Rio Verde Vadisi ve Oaxaca Vadisi'nde son birkaç yıldır araştırma yürütüyorlar. Bulgularına göre dini ritüeller, küçük skalada toplumsal bağlar kurulmasını sağlasa da, daha büyük ölçekli enstitülerin gelişimi önünde dini inançlar bir engel teşkil ediyor. Araştırmacıların ele aldıkları zaman aralığı, Milattan Önce 700 ila Milattan Sonra 240 yıllarını kapsıyor. 

Yaptıkları araştırmalar sonucunda, elitlerin dini yaşantıyı domine ederek toplumlar ve tanrıları arasındaki ilişkiyi kontrol aldıklarını ortaya çıkardılar. Bu da, geleneksel toplum liderleri ile çatışmalarına neden oldu. Bu çatışma, başkenti bir tepe üzerine kurulu Monte Alban kenti olan bölgesel bir devletin oluşumuyla sonuçlandı.

Ancak bu noktadan sonra din, daha da fazla çatışmaya neden oldu ve bölgesel devletler kalıcı olamadı. Bu durum, Milattan Sonra 100 civarında devasa tapınakların inşasına neden oldu. Lakin bu tapınaklar, sadece bir asır sonra terk edildi. Kolorado Üniversitesi'nden Prof. Joyce şöyle diyor:
"Hem Oaxaca Vadisi'nde, hem de Aşağı Rio Verde Vadisi'nde din, erken devletlerin ve şehirlerin kurulmasında ve tarihinde büyük bir öneme sahipti. Ancak bu önem, çok farklı şekillerde vuku buldu. Eğer dinin günümüz toplumlarındaki ve politikasındaki yerine bakacak olursak, bu çatışma ortamının geçmişte de yaşanmış olmasına çok da şaşırmamak gerekiyor."

14 yorum:

  1. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Heh, bak güzel dedin. Terörden daha tehlikeli oluşumlar var.

      Sil
    2. Bu yorum yazar tarafından silindi.

      Sil
    3. Yaw ben oraya girmedim.

      "Terörden daha tehlikeli oluşumlar var." Bu ifade aslında şu anlama geliyor. “Bilim, dinden daha tehlikeli.” O zaman sorunun cevabı bilimin içinde.

      Sil
    4. Aslında terörizm diye bir şey yok. Pkk, Işid, boko haram vs. terör örgütü değil.

      Dikkat:Tahir Elçi

      Sil
    5. Bu yorum yazar tarafından silindi.

      Sil
    6. Her ölüme/katliama/suikaste bir bahane bulursun, ama o bahaneye bahane bulamazsın.

      Her öldürülen insan, insanı birleştiren/aynıştıran insanlardı. Öyleyse sadece din ile kalmıyor bu ayrıştırma.

      Sil
    7. Bilimden terör/silah/savaş çıkmaz.

      Dinden silahta/avaşta çıkar, başka türlü ölümlerde çıkar.

      Ya ne dinsiz, ya da ne bilimsiz, ya da ne de bunlardan bağımsız olmayan insan olmaz. Herkes bir yola “dine/bilime/kendine” göre gider.

      Bilimden terör çıkmazsa, diğer kaosları bilimden sormak lazım. Çünkü dinin/ahiretin dışında dünyayı bilim daha çok ilgilendirir.

      Dünya işinde/hayatında bilim daha etkindir.

      Öyleyse bilim dinden daha önemlidir/tehlikelidir.

      Sil
    8. Dünya için ölümleri bilime, ahiret için ölümleri dine soracaksın.

      Sil
    9. Bu yorum yazar tarafından silindi.

      Sil
    10. Işid yargısız infaz yapmıyor. Kuranı iyice incelemeden infaz yapıyor denebilir belki.

      Ben felsefe yapmıyorum.

      Yargısız düşüncesel infazı/felsefeyi/dogmayı... sen yapıyorsun.

      Yargı kavramıda benden uzak aslında.

      Sil
  2. Sayın Adsız,

    Sanıyorum ki daha evvel de blogda yorumlarda bulunuyordunuz ve bir ricam üzerine blogu terk etmiştiniz. Ancak alınmamanız gerektiğini tekrar ederek, ricamı yeniden dile getirmek istiyorum:

    Lütfen, olabildiğince tek mesajda yazacaklarınızı dile getirmeye çalışın. Blogun yorum kısmı, "anlık mesajlaşma" özelliğine uygun değildir. Diğer bir deyişle, 3-5 satırlık gönderiler halinde yorumları art arda yapmanız, blogun yorum kısmı için uygunsuz duruyor. Şöyle ki, bir gönderi altında 200'e yakın yorum olduğu taktirde artık yeni yorumlar için sıkıntılar oluşuyor. Bununla birlikte, yorumlar da dışarıdan bir okuyucu için çok karışık ve alakasız görünüyor. Tüm blog neredeyse kontrolüm altında olmasına rağmen ben bile kaçırıyorum bazen ipin ucunu, kaldı ki dışarıdan gelen bir okuyucuyu düşünün.

    En iyi siz biliyorsunuz ki, blogda yorumlara engelleme getirmiyor, düpedüz hakaret içermedikçe hiçbir yorumu da kaldırmıyoruz. Sizin yazdıklarınızı da bu bağlamda, sizden ricama rağmen değiştirmeseniz bile, kaldırmayacağız. Ben sadece daha derli toplu bir yorum kısmı oluşması ve siz dahil herkesin fikirlerini daha anlaşılabilir şekilde ifade etmesi taraftarıyım.

    Saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sen onu nerde, ne zaman dedin.

      Ben pek aktif değilim blog forum vb. lerde.

      Bir şey akla geldikçe yazılıyor. Anlık mesaj diye bir durum yok, yoruma yanıt veriyorsun. Karşı taraftan gelecekleri tahmin edip, ona göre yazıyorsun. öyle yazıyorsun böyle yazıyorsun.

      Blog için dertliysen, wordpress daha iyi, belkide en iyisi. Google blogla pek ilgilenmiyor.

      Bloğun düzenli olmasından derdin varsa, sen hiç düzenli değilsin. gerçekten hiç düzenli değilsin “alınma”. Sen düzenli olmazsan kimse olmaz. Düzenli olmak isteyende “benm gibi” olamaz. Bu düzen derdi forumlarda bloglarda hep var, hep konuşuldu, hala konuşuluyor, nedense hiç kimse de bir adım bile atmıyor. Düzene gireceksek, ilk önce temele/yönetime/sahibe bakmalısın. Temel bozuksa öyle gider.

      Gerçekten bu blogspot berbat. Değiştir bence.

      Neyi kaldırıp kaldırmadığını bilmiyorum. Hiç bir şey kaldırılmamalı, Bloğun özgür olmalı, tam özgür.

      not:Hakaret/küfür, dinin çıkartması/öğretisi. Adem iblisden çıkartma o. Kendini bilmeyenin davranışı o. Şu iblis virüsünden/aşısından çoğu a-teist kurtulamadı.

      Hakaret dinin şeytandan insana yansıması/aşısı. Allahı bile aşılamış şeytan. Çok derin düşünmedim bunu, belki daha farklı sonuçlar alınabilir.”

      Okuduktan sonra bu mesajı uygun yere taşıyabilirsin.

      Sil
  3. Blogunuzu yeni Keşfettim. Yani agnostik düşünceyi benimsemeye başlamamla paralel olarak keşfettim. En baştan itibaren tüm yazılarınızı okumaya çalışıyorum ve severek yapıyorum. Yalnız bi sorum olacak bunu düşünüyorum ama cevabını bulamıyorum.

    Canlıları canlı yapan nedir? Yani dindarların deyimiyle "Can üfleyen" faktör nedir? Kendi kendine hareket etmelerini kendi içlerinde sistemlerle ihtiyaçlarını karşılamalarını, duygularının olmasını, düşünebilmelerini sağlayan nedir? Hatta burdan başka sorular da ortaya çıkıyor kafamda. Tüm bunları sağlayan ruh mudur? Sizce eşyanın ruhu var mıdır? Biz canlıların ruhu var mıdır? Varsa ruhlarımıza ne olacak? Bununla ilgili bir yazınız varsa severek okurum :) ( henüz tüm yazılarınızı okuyamadım)

    YanıtlaSil