İnsan, Gelecekte Kendi Yarattığı Evrenin Tanrısı Olabilecek Mi?

1 Yorum
Bizim kadar zeki ve meraklı canlılardan oluşan ve bizim ürettiğimiz bir evrenin tanrısı olmamıza ne kadar kaldı?

İnsanlar meraklı varlıklardır ve bu merak insanların evren içerisindeki yuvası Dünya’da ilginç fikirleri de oluşturmasını sağlar: Tanrılar, evrim, kuantum bilinç ve çoklu evrenler gibi.

Fakat, belki de meraklı varlıklar olarak yaşadığımız ve fikirlerimizi ürettiğimiz bu Dünya, gerçek değildir. Belki de, üstün zekalı başka bir varlığın yarattığı bilgisayar simulasyonu içerisinde yaşıyoruzdur. Bu fikrin sahibi, filozof, Nick Bostrom'a göre; aslında bu fikir varlığımızın açıklanma yöntemlerine çok benziyor.

Bu fikrin inandırıcılığı ya da gerçekliği üzerinden tartışmanın şuan için pek bir önemi yok, buradaki asıl soru: Bu tarz bir simülasyonu bizim oluşturmamız mümkün mü? İnsanların, içerisinde kendi varlıklarını sorgulayabilecek yaratıkların bulunduğu yapay bir evren oluşturmalarının olanağı var mı?

Bu noktadaki ilk gerekliliğin, insan ile aynı zihinsel gelişim aralığında yapay bir zeka oluşturmak olduğunu söyleyebiliriz. Imperial College London'dan  kognitif (bilişsel) robot bilimci Murray Shanahan'a göre; bu zekayı geliştirmek onyıllar da sürecek olsa, yapamayacağımızı söylememiz için hiçbir sebep yok. Shanahan’a göre; insan beyni, fiziğin ötesinde olan sihirli bir yapı değil. Bundan dolayı, tabii ki bizim yapabildiğimiz her şeyi yapabilen fiziksel bir varlık oluşturmamız da mümkündür.

Bunu oluşturmak için de, düşünmeyen bilgisayar gücü geliştirmenin ötesine geçmemiz gerekiyor. University College London'dan Peter Bentley'e göre; bu aşamada yapı, doku ve bağlantılar oldukça önemli; ve henüz beynin yeniden üretilebilmesini sağlayacak detaylı bir beyin şablonuna da sahip değiliz. Fakat, 2013 yılında duyurulan ve 10 yıl sürecek Avrupa Birliği destekli Human Brain Project bu konu üzerinde çalışıyor.

Bir taraftan da, daha basit beyinlerin hali hazırda simüle edildiğini belirtmekte fayda var. OpenWorm olarak adlandırılan projede, küçük iplikkurdu kurtçuğu olan Caenorhabditis Elegans'ın yapay versiyonun son aşamasına gelindi. Bu kurtçuğun ilkel sinir sistemi 302 nöron içeriyor. Görece basit olan bu sinir sisteminin bütün hücreler ile olan bağlantısı ve bütün davranış repertuarı, haritalanıp simüle edilebiliyor.

Acaba, bilim insanlarının bu çalışması bizi tamamen zeki ve gerçeğine benzeyen bir beyin simülasyonuna götürebilir mi? OpenWorm projesinden Stephen Larson bu çalışmanın, tamamen zeki bir yapay beyne giden yolda ilk adım olduğunu belirtiyor.

Fakat, zeki bir beynin kendi varlığını sorgulayacak düzeye gelmesi için, geniş bir skalada duyuya ve etkileşim içerisinde olduğu bir çevreye ihtiyacı var. Günümüz teknolojileri ile henüz bunu başarmaktan uzaktayız. Bentley'in belirttiğine göre; yalnızca bir atomun etrafındaki elektron bulutunun hesaplamaları için bir süper-bilgisayara ihtiyacımız var ve dünyamızdaki atom sayısını düşündüğünüzde, Dünya gibi bir yerin simüle edilmesi için neredeyse sonsuz sayıda süper-bilgisayara gereklilik var. İyi ki, hedefimiz bizim yaşadığımız çevre ile tamamen aynı bir simülasyon yaratmak değil. Fakat, simüle canlıların içerisinde yaşayacağı daha küçük bir çevre geliştirmek mümkün olabilir. Hatta belki de, yaratılan yeni dünyanın içerisine fosiller gömülerek, yapay zekalı canlıların bunların izini sürmesi bile sağlanabilir.

Aslında, Bentley'in belirttiğine göre, bilgisayar yazılımlarının tamamen gerçekten uzak olduğunu düşünmek de yanlış. Yazılım elektron demetlerinden oluşur ─bir tip lepton─ ve bilgisayarınızın elektronikleri içerisinde belirli bir düzende hareket ederler. Peki insan nedir?  Aynı şekilde belirli bir düzende hareket eden kuarklar ve leptonlar demetidir.

İnsan kendi yarattığı canlıların evreninde tanrı rolünü üstlenecek mi yoksa üstlenmeyecek mi, bunu zaman gösterecek. Fakat, bildiğimiz bir şey var ki; her ne olursa olsun insan oluşturmaya, üretmeye, geliştirmeye devam edecek.

1 yorum:

  1. Bende aşağı yukarı bunu diyorum işte. Kendimizi ve dünyamızı kendimiz üretmek. İstediklerimizin ve istemediklerimizin değil, tamamen istediklerimizin olduğu. Dünya değiştirmek değil, evren değiştirmek. Ol dediğimizde oldurmak.

    YanıtlaSil