Bütün İslam alimleri Bakara 256. ayette yazan "Dinde zorlama yoktur." tabiri ile Müslüman olmak veya olmamak çelişkisinde bir zorlama olmadığını ileri sürmektedirler. Her ne kadar Enfal süresi 39. ayette, "Fitne kalmayıp; din tamamıyla Allah'ın dini olunca kadar savaşın." gibi bir emir olsa da, Kur'an'ın bu emrine rağmen; İslam'ı ılımlaştırmak ve olduğundan daha iyi göstermek isteyen din hocaları bu konuyu açmayı pek uygun görmezler.
Hepimizin günümüzde bildiği bir gerçek vardır ki; özellikle Türkler kılıç zoruyla ve Emevi / Abbasi baskısıyla Müslüman olmuşlar; Mısır ve kuzey Afrika'da yaşayan halklar fakir oldukları için haraç (cizye) verememişler ve canlarını kurtarmak amacıyla zorla İslamı seçmişlerdir. Ancak günümüz gerçeklerinden birisi olan bu gerçek; aslında İslam'da olmayan bir olgu gibi yansıtılmış ve Peygamber Muhammed sonrası Arap döneminin, İslam'ı çarptığı ve saptırdığı iddiası ortaya atılmıştır.
Başta Yaşar Nuri Öztürk ve diğer hocalar olmak üzere, Diyanet İşleri Başkanlığı ve bazı kurumlar halen bu iddialarında ısrarcılardır. Peki bu iddia doğru mudur?
Önceki konumuzda da belirttiğimiz gibi Tevbe Suresi 5. ayette "Müşrikleri nerede bulursanız öldürün." yazmaktadır. Bu ayetin niçin indiğine ileride yine değineceğiz. Ancak bu ayetin ilk etapta savaşmak için inmiş olduğunu varsayarsak bile; "müşrik" olmanın cezasının ölüm olduğunu bariz olarak göstermektedir.
Şimdi burada sorulması gereken soru "Müşrik kimdir"? sorusudur.
Müşrik kelime anlamı ile Allah’a şirk koşan demektir. Ancak bu tabir sadece putperestler için değil; yine aynı süresinin 30. ayetine göre Yahudi ve Hıristiyanlar için de geçerlidir. Üstelik Allah, "Allah onları kahretsin!" diye de eklemiştir. Her ne kadar beddua ve küfür Allah'ın tanrısallığına yakışmıyorsa da bu konuyu şimdilik es geçiyorum.
Eğer İslam dışı tüm insanlar müşrik olarak nitelendiriliyorsa; müşrikleri nerede bulursanız öldürün tabiri veya hapsedin tabiri üzerine gelen; eğer "Namaz kılarlarsa ve zekat verirlerse bırakın." ibaresinin olması insanları ayırımsız olarak ve cebren İslam'a itmekte değil midir?
Mantığı kendisine yol edinmiş her insan eğer müşriksen ölürsün veya en iyi ihtimalle esir edilirsin ibaresinin karşısında yatan gerçeğin bir zorlama olduğunu görür.
Tabi dinde zorlama gerekçesi bununla da bitmez. Bir de Peygamber Muhammed’in Veda Hutbesi'nde söylediği bir söz var;
"Allah'tan başka ilah yoktur." deyip, "Benim Allah'ın Resulü olduğumu kabul edinceye kadar, insanlarla mücadele etmem, savaşmam emredildi."
Kelime kelime bu sözü inceleyelim isterseniz.
1. "Allah'tan başka ilah yoktur."
Burada söylenilen Kuran’ın tanrısından başka bir tanrı olmadığı yönündedir. Her ne kadar Hıristiyanları ve Yahudileri bu kategoriye sokmak isteyenler varsa da, asıl olarak onlar bu kategoride değildirler. Yukarıda da belirttiğimiz gibi onlar Allah’a şirk koşmuşlardır. Nitekim Muhammed de bu yanlışlığı anlamış olacak ki sözünü şöyle devam ettirmiştir;
Burada söylenilen Kuran’ın tanrısından başka bir tanrı olmadığı yönündedir. Her ne kadar Hıristiyanları ve Yahudileri bu kategoriye sokmak isteyenler varsa da, asıl olarak onlar bu kategoride değildirler. Yukarıda da belirttiğimiz gibi onlar Allah’a şirk koşmuşlardır. Nitekim Muhammed de bu yanlışlığı anlamış olacak ki sözünü şöyle devam ettirmiştir;
2. "...benim (Muhammed'in) Allah’ın resulü olduğumu kabul edinceye kadar" yani Yahudiler ve Hıristiyanlar yukarıda sayılan cümlenin ilk bölümüne kesinlikle tâbi değiller.
3. "...insanlarla mücadele etmem, savaşmam emredildi."
Muhammed’e bu emri veren sözde Tanrı’dır. Ancak Tanrı Enam 125. ayetinde "Ancak istediği insanın İslam'a geçebileceğini" söylemiştir. Bunun bariz anlamı şu olmaktadır ki; "Sen Müslüman olmayanlarla savaş ben istediğimi Müslüman ederim; etmediğimi öldürürsün, haraca bağlarsın, esir veya köle edersin."dir.
Muhammed’e bu emri veren sözde Tanrı’dır. Ancak Tanrı Enam 125. ayetinde "Ancak istediği insanın İslam'a geçebileceğini" söylemiştir. Bunun bariz anlamı şu olmaktadır ki; "Sen Müslüman olmayanlarla savaş ben istediğimi Müslüman ederim; etmediğimi öldürürsün, haraca bağlarsın, esir veya köle edersin."dir.
Tabii biz burada öldürmek fiilini kullanınca bazı İslam alimleri; savaşmak fiilinin tam karşılığının öldürmek olmadığını belirtmektedirler. Bu gayet haklı bir yaklaşım olmak ile beraber, arkası örtülü bir gerçekliği saklamaktadır. O da şudur ki; "savaş" aklın ve iknanın ve anlaşmanın olmadığı kaba kuvvete ve karşı kuvveti bertaraf etmeye yarayan ölümcül bir eylem bütünüdür. Hiç bir insanın ölmediği savaş olmamıştır. Savaşlarda elbet insanlar ölür.
Burada Allah'ın savaş emrini vermesini "ama sonuçta hepsi ölmedi ki" diye bir açıklama ile ılımlaştırmak, güzel göstermek mümkün değildir. Bugün dünyanın geldiği kaoslar içinde; yaşanan acıların en temel maddesinin savaşlar olduğunu düşünürseniz; Allah'ın sırf Müslüman değiller diye insanları birbirine kırdırması üstelik Müslümanlığı kendi irade ve isteğine tabi tutması; her şeyden öte barışçıl bir yaklaşım değildir.
Ayrıca tüm bunlardan mütevellit savaşta ölmeyenlerin Müslüman olmak istememeleri karşılığında ödemeye mecbur bırakıldıkları haracın (cizye) niteliği de insanları dine zorlamaktadır. Az öncede belirttiğimiz gibi Mısır ve Kuzey Afrikada yaşayan halklar fakir oldukları için bu cizyeyi ödeyememiş bir kısmı ölürken bir kısmı zorla Müslüman yapılarak köleleştirilmişlerdir. Bunu yapan Emevi ve Abbasilerin bunu İslam'ın dışından esinlenerek yaptığını söylemek yukarıdaki maddeler ışığında akla ve mantığa tamamen zıttır.
Çünkü cizye uygulamasında hangi kuralların uygun olacağına dair tek bir ibare bile yoktur. Bu tamamen savaşı kazanan Müslüman otoritenin istek ve arzusunda olan bir durumdur. Bu nedenle parası olmayan zavallı halklar; Müslümanların boyunlarında gezdirdikleri kılıçların da etkisi ile zorla İslam'ı kabul etmişlerdir ve bu uygulamanın kaynağı bizatihi Kur'an ve Peygamber Muhammed'dir.
Kur'an müşrikleri nerede bulursanız öldürün demekte, Muhammed de insanları kendisine inanana kadar zorlayacağını ve onlarla savaşacağını bildirmektedir.
Bu kurallar bin dört yüz yıl öncesinin dünya şartlarına uygun barbar kurallar olsalar da bugünün insan haklarına uymamaktadır. Nitekim beline bombasını takan genç; müşrikleri nerede bulursa öldürmekte; esir aldıkları yabancılar için fidye istemekte (cizye gibi...) bütün dünya Peygamber Muhammed'in peygamber olduğuna inanana kadar savaşmaktadırlar. Oysa barıştan ötesi, ne olursa veya ne için olursa olsun zulümdür.
Bir kafede arkadaşı ile oturan 15 yaşındaki bir Yahudi genç kızı bomba ile öldürmek veya evinde oturan Yahudi yaşlı aileyi kafasına silah dayayarak katletmek, barışçıl değildir. Bugün bu eylemleri İslam dışı görenler; beline bomba takmış o gence yukarıda sıraladığımız maddeler ve ayetler varken bir cevap veremezler. Çünkü Kur'an ve Peygamber Muhammed açık ve seçik olarak kendisinden yüzlerce yıl sonra yaşayan o insanlara emir vermiştir: "Müşrikleri gördüğünüz yerde öldürün!" ve "Muhammed’in peygamber olduğunu kabul edinceye kadar savaşın."
Kaynak
Kaynak
dinde zormala yok ama inanmazsan sonsuza kadar cehennemde yanarsın
YanıtlaSilsonsuza kadar ne kadar pardon,
Silsonsuz nedir, bitmeyen bi tür zaman mı?
sonsuz ve sonsuzluk nedir tanımlar mısınız?
hayatınızda bi kere sonsuzluk üzerine düşündünüz mü? ya da sonsuzluk nedir hiç sordunuz mu? sorma gereği duydunuz mu?
sonsuz olan çok sayıda olabilir mi? düşündünüz mü?
SONSUZ SONU OLMAYANDIR;
SONU OLMAYANIN BAŞI OLMAZ, başlangıcı olmaz
BİTEMEYECEKSE BAŞLAYAMAZ,
başlamamışsa bitmeyecektir-sonszu budur;
baş yoktur, ilk yoktur, önce yoktur, tek yapıdır, birdir, birdir sonsuz olan;
Bu nedenle bu kadar odun var; kendini ağaç bilmeyen
Başı olmayan öncesizdir, başsızdır,
Başı olmaynın başı (da) yanmaz merak etmeyin;
kimi başı yanar siz düşünün;
Siz kendinize, kendi başınıza bakın;
Başsıza baş-başlık biçmeyin,
öncesizlikte sonralılıktan söz edilemez;
bu nedenle der ki ben öncesizlikten bu yana özgür yaşadım, özgür yaşarım,
hangi çılgın (tanrı) bana zincir vuracakmış şaşarım
geriden ileri giden bi zaman düşünerek, düşleyerek, ileri çok uzayanı sonsuzluk sanıyorsunuz,
Aklınız şeyinizde millete makam mevki biçiyorsunuz,
Bu denklem, bu denlik kurulabilir mi?
Bu durumda cehennemde yanmaın başlaması gerekir,
Kapalı sonsuz bi yapı içine nasıl gireceksiniz, hiç böyle bi şey düşünür müsünüz? düşündünüz mü?
aklınız başınızda mı?
Sonsuz yanan şeyin doğası yanmaktır, kendini yakmaz, yakamaz, yakarsa içinde zeka barındıramaz;
SONSUZ YANAN ŞEY IŞIKTIR;
SONSUZA KADAR YANAN TEK ŞEY IŞIKTIR; (çünkü sonsuz ve başlangıçsızdır)
SİZ IŞIKSINIZ
TABİ Kİ SONSUZ YANACAKSINIZ VE PARLAYACAKSINI
SÖNMEYECEKSİNİZ;
AYDINLATACAKSINIZ
GÖRMÜYOR MUSUNUZ?
ben örneğin sonsuza kadar yanacağım ve benimle yanacak dostlar arıyorum;
Gelen gelsin işte meydan;
(1) Allah ve resulünden, kendileriyle antlaşma yapmış bulunduğunuz müşriklere bir ültimatomdur bu;
YanıtlaSil(2) Yeryüzünde dört ay daha dolaşın ve bilin ki siz, Allah'ı âciz bırakamazsınız. Şu da bir gerçek ki, Allah küfre batanları rezil eder.
(3) Bir de Allah ve resulünden insanlara Büyük Hac günü bir duyuru var: Allah da O'nun elçisi de müşriklerden kesinlikle uzaktır. O halde, tövde ederseniz bu sizin için hayırlırdır. Yok eğer yüz çevirirseniz şunu bilin ki, siz Allah'ı acze düşüremezsiniz. Küfre saplananlara acıklı bir azabı muştula!
(4) Antlaşma yapmış olduğunuz müşriklerden size karşı bir eksiklik sergilemeyen ve aleyhinizde başka birine yardım etmeyenler müstesnadır. Artık, onlara verdiğiniz sözü belirlenen süreye kadar tam bir şekilde koruyun. Şu bir gerçek ki Allah, sakınanları sever.
(5) O haram aylar çıktığında artık müşrikleri, kendilerini bulduğunuz yerde öldürün. Yakalayın onları, kuşatın onları, tüm geçit noktalarını tıkayın onların. Bunun ardından tövbe eder, namazı gereğince kılar, zekâtı verirlerse, yollarını açın onların. Kesin olan şu ki, Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir.
yukarıdaki ayetler tevbe suresinin ilk beş ayetidir. akl-ı selim her okuyuş, sahibine şunu açıkça haykıracaktır; burada bahsedilen müşrikler, kendi halinde, kimseye karışmayan, barışçıl yaşayan değil, bilakis düşmanlık besleyen, yaptığı antlaşmayı bozan, kısacası müslümanlarla harbeden müşriklerdir. değilse sizin anladığınız/anlamak istediğiniz şekliyle her zaman, durum ve şartta müşrikleri öldürün değil. malesef bu uyguladığınız yöntem ki biz cımbızlama yöntemi diyoruz, doğruya götürücü bir yöntem değildir. 6000 küsür ayet içerisinde bir ayeti alıp, hatta ayetin bir kısmını göz önüne alıp sonuca ulaşmaya çalışmak beyhudedir.
şimdi aynı surenin altıncı ayetine bakalım;
(6) Eğer müşriklerden biri senden güvence dilerse/senin yanına gelmek, sana komşu olmak isterse, ona güvence verip yakınlaşma isteğini kabul et ki, Allah'ın kelamını dinleyebilsin. Sonra da onu, güvenli gördüğü yere kadar götür. Böyle yapmanın gerekçesi şudur: Bunlar bilmeyen bir topluluktur.
ayet çok açık tefsire lüzum yoktur vesselam...
Kıymetli Dost,
SilBurada ilgili sureyi meal (anlam) olarak vermeniz gerçekten yerinde olmuş....
Teşekkürler.
Anlayana, anlamayan biraz çalışsın.
yukarıdaki cevabımıza bir ekleme olmak üzere; kur'an dinamik bir kitaptır. bir anda inmiş, uygulamaya konmuş değildir. 23 yıllık bir serüvendir bu. bu 23 yılı doğru kaynaklardan sıhhatli bir biçimde araştırmak gerekiyor. okunan bir ayetin ne zaman, nerde, ne üzerine indiğini ve öncelikle kimleri muhatab aldığını göz önünde bulundurmak gerekir. ayrıca anlamak için değil de mevcut bir ön yargıyı isbat sadedinde okumalar cılız ve hatalı olur.
YanıtlaSilİmam hatibi bitirip İlahiyat Fakültesinde asistan olup hala Kuran'ı anladığı dilde okumamış olanların uyduruk bir savunmasıdır bu yaptığınız.
Sila) Son ve en mükemmel kitapta hele hele Allah'ın gönderdiği söylenen kitapta insanların eleştirebileceği noktalar olmamalıydı.
b) Başka kitap gelmeyeceğini belirttiğine göre 23 yılda inmiş olmasının çok bir önemi yoktur.
c) Allah rabbül arabül değil rabbül alemindir diyenlerin "...kimleri muhatab aldığı..." cümlesi ve içeriğinin ayakları yere basmamaktadır.
d) Hem kuran kendisini dış etkilerden korumuş ve değişmemiştir deyip hem dinamik olduğunu ileri sürmek anlamsızdır.
Sayın Y.Özal,
SilTenkitleriniz tutarlı değildir. Çünkü İslami ve Kuran-i bilgi seviyeniz tasavvuf literatürüne göre çok düşük seviyede...
Dinamiklik kalp zaviyesine göredir, ilmi olan daha iyi anlar ...
23 yılda inmesi insanlık nesline hazır bir bahçenin yetiştirilmesi nazarından önemlidir.
İnsan, cin, melek, hayvan, toprak su ve taş....
Sadece melekler gerçek teslimdirler.
İnsan ve cin itiraz edebilir.
Yüce Allah hepimizin yardımcısı olsun.
Dinamik değişken demektir. Bir şeyin hem dinamik olup hem de değişmemiş olduğunu mu iddia ediyorsunuz?
Silekleme olarak yaptığımız cevaba bir ekleme daha :)ben insanların cehenneme gitme özgürlüğünün olduğuna inanıyorum :)
YanıtlaSilkehf suresi 29: Ve de ki: Kur'an Rabbinizden hak ve gerçek olarak inmiştir, artık dileyen inansın, dileyen inkar etsin...
dinde zorlama yoktur;
YanıtlaSilNamaz kılmazsanız hepiniz cehennemi boylayacaksınız, ama yanlış anlamayın zorlama yok, resmen tehdit var.
Yüce Allah (CC) kendini inkar hariç bütün günahları affedeceğini bir çok kez bildirmiştir.Böyle olduğu halde namaz kılmazsanız cehennemi boylarsınız cümlesi bilgi eksikliğinden kaynaklanmaktadır.
SilKıymetli Serhat; bilgi algılamanızı bu ışığa göre değiştirmenizi bildirir sevgiler sunarım.
Abdullah Kaya Amasyalı
(E) Dz. İkmal Assubay
Şair ve Mutasavvıf
Veda Hutbesi
YanıtlaSil"Ey insanlar! " Sözümü iyi dinleyiniz! Biliyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayacağım.
"İnsanlar! bu günleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes ay ise, bu şehriniz (Mekke) nasıl bir mübarek şehir ise, canlarınız, mallarınız, namuslarınızda öyle mukaddestir, her türlü tecavüzden korunmuştur.
"Ashabım! Muhakkak Rabbinize kavuşacaksınız. Oda sizi yaptıklarınızdan dolayı sorguya çekecektir. Sakin benden sonra eski sapıklıklara dönmeyiniz ve birbirinizin boynunu vurmayınız!Bu vasiyetimi burada bulunanlar bulunmayanlara ulaştırsın. Olabilir ki burada bulunan kimse, bunları daha iyi anlayan birisine ulaştırmış olur.
"Ashabım! "Kimin yanında bir emanet varsa, onu hemen sahibine versin.biliniz ki faizin her çeşidi kaldırılmıştır.Allah böyle hükmetmiştir.İlk kaldırdığım faizde Abdulmuttalibin oğlu (amcam)abbasın faizidir.lakin ana paranız size aittir.ne zulmediniz nede zulme uğrayınız.
"Ashabım! "Dikkat ediniz, cahiliyeden kalma bütün adetler kaldırılmıştır, ayağımın altındadır.cahiliye devrinde güdülen kan davalarda tamamen kaldırılmıştır.Kaldırdığım ilk kan davası Abdulmuttalibin torunu İlyas bin Rabia’nın kan davasıdır.
"Ey insanlar! "Muhakkak ki şeytan şu toprağınızda kendisine tapınmaktan tamamen ümidini kesmiştir.Fakat siz bunun dışında ufak tefek işlerinizde ona uyarsınız bu da onu memnun edecektir.Dinimizi korumak için bunlardan da sakınınız.
"Ey insanlar! "Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allahtan korkmanızı tavsiye ederim.Siz kadınları Allahın emaneti olarak aldınız ve onların namusunu kendinize Allahın emri ile helal kıldınız. Sizin kadınlar üzerinde hakkınız, kadınlarında sizin üzerinizde hakkı vardır. Sizin kadınlar üzerindeki hakkınız yatağınızı hiç kimseye çiğnetmemeleri, hoşlanmadığınız kimseleri izniniz olmadıkça evinize almamalarıdır.Eğer gelmesine müsaade etmediğiniz bir kimseyi evinize alırsa Allah size onları yatakların yalnız bırakmanıza ve daha olmazsa hafifçe dövüp sakındırmanıza izin vermiştir.kadınlarında sizin üzerinizdeki hakları, meşru örf ve adete göre yiyecek ve giyeceklerini temin etmenizdir.
VEDA HUTBESİ DEVAMI
YanıtlaSil"Ey müminler! "Size iki emanet bırakıyorum, onlara sarılıp uydukça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanetler Allahın kitabı Kur an-ı Kerim ve Peygamberinin sünnetidir.
"Müminler! "Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz. Müslüman müslümanın kardeşidir ve böylece bütün Müslümanlar kardeştirler. Bir Müslüman kardeşinin kanıda, malıda helal olmaz.Fakat malını gönül hoşluğu ile vermişse o başkadır.
"Ey insanlar! "Cenab-ı Hak her hak sahibine hakkını vermiştir.Her insanın mirastan hissesi ayrılmıştır. mirasçıya vasiyet etmeye lüzum yoktur.Çocuk kimin döşeğinde doğmuş ise ona aittir.Zina eden kimse için mahrumiyet vardır.Babasından başkasına ait soy iddia eden soysuz yahut efendisinden başkasına intisaba kalkan köle Allahın meleklerinin ve bütün insanların lanetine uğrasın.Cenab-ı hakk bu gibi insanların ne tevbelerini nede adalet ve şehadetlerini kabul eder.
"Ey insanlar! "Rabbiniz birdir. Babanızda birdir. Hepiniz Ademin çocuklarısınız. Adem ise topraktandır.Arabın arab olmayana arab olmayanında arab üzerine üstünlüğü olmadığı gibi kırmızı tenlinin siyah üzerine siyahında kırmızı tenli üzerinde bir üstünlüğü yoktur.Üstünlük ancak takvada, Allahtan korkmaktadır. Allah yanında en kıymetli olanınız Ondan en çok korkanınızdır. "Azası kesik siyahi bir köle başınıza amir olarak tayin edilse sizi Allahın kitabı ile idare ederse onu dinleyiniz ve itaat ediniz. "Suçlu kendi suçundan başkası ile suçlanamaz. Baba oğlunun suçu üzerine oğlu da babasının suçu üzerine suçlanamaz. "Dikkat ediniz!şu dört şeyi kesinlikle yapmayacaksınız:Allaha hiçbir şeyi ortak koşmayacaksınız.Allahın haram ve dokunulmaz kıldığı cani haksiz yere öldürmeyeceksiniz.Hırsızlık yapmayacaksınız. İnsanlar "la ilahe illallah" deyinceye kadar onlarla cihad etmek üzere emr olundum.Onlar bunu söyledikleri zaman kanlarını ve mallarını korumuş olurlar. Hesapları ise Allaha aittir.
"İnsanlar! "Yarin beni sizden soracaklar ne diyeceksiniz? Sahabe-i kiram hep birden şöyle dediler; "Allah’ın elçiliğini ifa ettiniz, vazifenizi hakkıyla yerine getirdiniz,bize vasiyet ve nasihatte bulundunuz,diye şehadet ederiz".Bunun üzerine Resul''i Ekrem Efendimiz şehadet parmağını kaldırdı, sonrada cemaatin üzerine çevirip indirdi ve şöyle buyurdu;
"Şahid ol Yarab! Şahid ol yarab! Şahid ol yarab!"
Hemen paylaşayım dedim. Bugün ilk defa ayakta sıçtım. Zorlanmadan, ıhlamadan, ahlamadan, yorulmadan, gerilmeden, beklemeden, yavaşlamadan. Büyük kolaylık, büyük rahatlık, rahat akıcılık, temiz akıcılık. Sanki yıkamak bile gerekmiyor. Otururken oraya buraya yayılıyor sanırım ki silmek yıkamak gerekiyor.
YanıtlaSilMüslüanlar hemen ayakta sıçmak makat kanseri yapıyor falan diye uydururlar şimdi.
Dinde zorlama tabi ki var. Kolaylamamı var Yok. Zorlu sıçma ve işemeyi aşıladılar. Her şeyin zorunu öğrettiler.
Siz bunu buluş mu zannediyorsunuz ?
SilÖküzler yıllardır ayakta pisliyor.
Etimoloji;
YanıtlaSilZor, zorunlu, zorlama, mecbur, farz, şart, gerek...….. = diklik, dikleme, diktalık, dik kafalılık, diktatörlük, dikmek, güç, güç kullanmak, ….
Din de, devlet te insanı dikiyor.
Cenneti istiyorsan bunu yapacaksın, cennete girmek için bu lazım, cennet için innman lazım vb. demek, dikmektir.
Öyleyse din de zorlama değil, din ve devlet, zorlamadır/dikmedir/zordur.
Zorun ders, zorunlu sigorta, ….
Müslüman arkadaşlar bütün dinlari araştırıp en aklınıza yatanı islam olduğu için mi müslüman oldunuz yoksa müslüman bir aileye ve çevreye doğmuş bulunmuş olduğunuz için mi?
YanıtlaSil:D bu inançsızları ne diye ikna ediyorsunuz arkadaşlar, bırakın kendileri çalsın kendileri oynasın. öldükleri zaman, kendileri mi yaman yoksa Yüce Allah mı. tesadüfen girdim siteye, öyle boş öyle akıldan yoksun yorumlar var ki :D Yüce Allah akıl vermiş, her şeyi vermiş, bu inançsızlar zaten inanacak olsa inanırlardı. Değerli vaktinizi harcamayın, kendinizi de yomaın.
YanıtlaSil