Arthur Schopenhauer: Hayatın Acıları Üzerine

5 Yorum
Hayatın birinci yarısı, mutluluğa karşı duyulan yorulmak bilmez bir özlem olduğu halde, ikinci bölümü acı dolu bir korku duygusuyla kaplıdır.

Çünkü, mutluluk denilen her şeyin kuruntu olduğu ve acıdan başka gerçeğin bulunmadığı fark edilmiştir artık. Aklı başında insanların, yakıcı zevklerden çok acısız bir hayata yönelmeleri bundan ötürüdür. Gençliğimde, kapımın zilinin her çalınışında, gönlüm sevinçle doluyor ve kendi kendime, "Oh ne iyi! İşte yeni bir olay!" diyordum.

Ama yıllar geçip de, olgunlaştığım zaman, her zil sesinden sonra şöyle düşündüm: "Yine ne var?"

İnsan yaşlandıkça, tutkuların ve isteklerin nesnesi farksızlaştıkça; bu isteklerin ve tutkuların bir bir ortadan kayboldukları, duyarlığın güdükleştiği, hayat gücünün zayıfladığı, görüntülerin solduğu, izlenimlerin etki yapmadan gelip geçtiği, günlerin gittikçe daha hızlı aktığı, olayların önemlerini kaybettiği ve her şeyin renksizleştiği görülür. Günlerin yükü altında sallanarak yürür insan ya da bir köşeye çekilip dinlenir. Geçmiş varlığının gölgesi ya da hayaleti haline girer. Kendinden geçme, sonsuz uyku haline dönüşür bir gün.

(...)

Dante, dile getirdiği cehennemin örneğini ve konusunu, bizim gerçek dünyamızdan başka nerede arayabilirdi? Nitekim, bize çok eksiksiz bir cehennem görüntüsü sundu. Ama cenneti ve cennetin mutlu hayatını dile getirmesi gerektiği zaman, aşılması olanaksız bir güçlükle karşılaştı. Çünkü içinde yaşadığımız şu dünya ile cennet arasında, hiçbir benzerlik yoktu. Cennetteki mutlu hayatı anlatacağı yerde, atalarının, sevgilisi Beatrice'in ve çeşitli ermişlerin verdiği bilgileri iletti bize.

İçinde yaşadığımız dünyanın, ne biçim bir dünya olduğu, böylece açık bir şekilde anlaşılıyor, değil mi ?

(...)

Şu dünyayı Tanrı yarattıysa, onun yerinde olmak istemem doğrusu. Çünkü, dünyanın sefaleti yüreğimi parçalar. Yaratıcı bir ruh düşünülürse, yarattığı şeyi göstererek ona şöyle bağırmak hakkımızdır: "Bunca mutsuzluğu ve boğuntuyu ortaya çıkarmak uğruna, hiçliğin sessizliğini ve kıpırdamazlığını bozmaya nasıl kalkıştın?"

(...)

İstemek, temeli bakımından acı çekmektir ve yaşamak, istemekten başka bir şey olmadığına göre, hayatın tümü, özü bakımından acıdan başka bir şey değildir.

İnsan ne kadar yüceyse, acısı da o ölçüde fazladır. İnsanın hayatı, yenileceğinden hiç şüphe etmeksizin, var olmaya çalışmak için harcanmış bir çabadır.

Kaynak

5 yorum:

  1. Ölü sayısı giderek artıyor.

    Dünyada her geçen yıl ölü sayısı bir önceki yıla oranla belki yüzde 20 artıyor.

    Google newste ölüm ve yaşam olarak iki kategori oluşturdum, ölüm kategorisi yaşam kategorisinin iki üç katı fazla. Barış, sevgi, huzur, rahatlık, vb. olumlu kelimeler, nefret vb den çok çok az kullanılıyor. Yine buna benzer olarak siyasette de durum aynı. Devlet, barış ve kurtuluş istiyorsan beline silah koy demese oranda üçte bir olumlu değişim görülecek. Aşağı yukarı dörtte üç savaşcılık varken, dörtte bir sevişçilik var diyebiliriz sanırım. Buna göre dünyanın yüzde yetmişbeş insanı tehlikeli.

    Tıpta ölümler kazada “trafik” ölümlere paralel gibi. Cinayet ve terör tabiki bunlardan fazla.

    Ev ve iş kazaları çok az.

    Google news te insanlar en çok ölümden bahsediyor. En çok acı çekiyor. Haberler çoğunlukla kara ve acı.

    Tv de öyle. Radyoda öyle,

    Ölümlerde; Kimi intikam, kimi dava, kimi cehalet, kimi takdiri ilahi filan diyor. Durumu Allaha havale eden çok az.

    Eğlence “maç vb.” bile kavgaya, öfkeye dönüşüyor.

    Eğlence alanında ölümlerde zamanla artıyor.

    Düğün evlerinin cenaze evine dönmeside her geçen zaman artıyor.

    Haberler. hayatını kaybetti ifadesinin dört katı öldü ifadesini kullanıyor.

    Öldü ile öldürüldü ifadeleri hemen hemen paralel gidiyor.

    Ben geçmişimde polis tarafından ölüm hatırlamıyorum. Enerji içeceği içti gibi, bişey içip ölenleride hatırlamıyorum.

    Bayram, seyran, tatilleri bilirsiniz. Bayram kazalarının yanında cinayetlerde az değil.

    Hayvanlarla ilgili de olumsuz haberler fazla.

    Doğa katliamı ve diğer olumsuzluklarda yine öyle.

    Hayvanlar eskisi kadar fazla üremiyor olabilir. Onların nüfusu giderek düşüyor sanki. Ama bu düşüşü onlar istiyor, insanların yok etmesiyle düşüş değil.

    Bir çok olumlu/umutlu haberin, olumsuza gitmeside az değil. yüzde seksen civarında umut/sevinç kursakta kalıyor.

    Bu analiz dahada genişliyor. Ben bir kaç yerini aldım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kadın konulu haberler erkek haberlerinin iki katı. Kadın haberlerinin çoğu şiddet ve cinayet. Erkek haberleri ise, çoğunlukla magazin diyebiliriz.
      Dost ve düşman haberleri denk gidiyor.
      Din ve bilimde denk.
      Ateizm/Ateist haberi avrupa ve amerikaya göre türkiyede çok çok az. Ateistler ateist ten daha çok geçiyor. Birinci tekil şahıs kimse kullanmak istemiyor, hep genelleme yapılacak. şart. Olmazsa olmaz.
      Agnostisizm ise nedeyse hiç anılmıyor.
      Aziz Nesin, Turan Dursun dan çok daha az haber. Turan Dursunda katledilme konusunda geçiyor daha çok.
      Adalet geçen haberlerde olduğu gibi, haberdede adalet yok.
      Türkiyede ve dünyada fuhuş hiç durmuyor. Operasyonlar bitmiyor. Yürüyüşler, haklar, hukuklar, protestolar…..
      Cinsellik kelimesi sekse göre çok az kullanılıyor. Cinsellik daha çok hastalıkla birlikte geçiyor.
      Sevgi nefretten çok az farkla azla geçsede, pek olumlu geçmiyor.
      Salak, manyak, orospu, o.ç. ….ve diğer sözlerde az sayılmaz.
      Taciz ve tacavüzde her gün mutlaka geçiyor.
      Tanrı geçen haber, belki en az haber. Ayda bir kere ya geçiyor ya geçmiyor.
      Hastalık. hastane, hasta, mikrop, bakteri... haberlerine bakarsak, doktor olun sarayınız olsun. Kıçına iğne batan doktora gidiyor. Mümkünmü işsiz gününüz olsun.

      Velhasıl, haberler hep şer, kötü, acı, ölüm.

      Bunca haberden sonra, her an herhangi bir yerde ölebileceğimi/öldürülebileceğimi düşünmeye başladım. Etrafımda kibrittir, şofbendir, kombidir, muz kabuğudur….. bulundurmuyorum. Bir yere gittiğimde uzaklaştırılmasını istiyorum. Ölüm bu, dönüşü yok.

      Sil
  2. kuzenim öldü. cinayet.

    çok sıkıldım ben bu dünyadan.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ölüm;

      -bugün, belki yarın
      -niyedir bilinmez
      -acımıdır, acınacakmıdır
      -eri geçi önemlimi
      -kimi önemlimi
      -sorgulanmaz
      -bilimi yoktur
      -neden soğuktur
      -dünyaya yararlımı/zararlımı
      -ağlakmı sevinekmi
      -filmlerdeki gibi değil
      -nerede nasıl olmalı
      -senide bulacak
      ......

      Sil
    2. ölüm;

      -bugün, belki yarın
      -niyedir bilinmez
      -acımıdır, acınacakmıdır
      -eri geçi önemlimi
      -kimi önemlimi
      -sorgulanmaz
      -bilimi yoktur
      -neden soğuktur
      -dünyaya yararlımı/zararlımı
      -ağlakmı sevinekmi
      -filmlerdeki gibi değil
      -nerede nasıl olmalı
      -her an olabilir
      -yakınında
      -yanında
      -senide bulacak
      ……

      Sil