Ömer Hayyam ve Dörtlükleri

118 Yorum
Ömer Hayyam ile ilgili bu başlığı aslında çok daha evvelden açmam gerekirdi. Çünkü Ömer Hayyam'ın benim hayatımdaki yeri ve önemi çok başkadır. Ömer Hayyam'ın dörtlüklerini ilk okuduğumda hayatın sorgulanabilineceğini ve bu sorgu sonucunda öznel dahi olsa kimi gerçekliklere ulaşılabileceğini gördüm.

Ömer Hayyam'ın kim olduğunu ve neler yaptığını bilmeyenler buraya tıklayarak yeterli bilgiye ulaşabilirler. Ama yine de kısaca bir alıntı yapmak gerekirse; "Ömer Hayyam rubailerinde yaşadığı zamanda olan haksızlıkları, saçmalıkları alaylı, ince bir dille anlatmıştır. Dörtlüklerinde dünya, şarap, aşk, insan hayatı, yaşama sevinci ve bulunduğumuz dünyanın tadını çıkarmaktan bahseder." diyebilirim.

Bununla birlikte Ömer Hayyam'ın din hakkında aklıma takılan ama sormaya cesaret edemediğim soruları büyük bir ustalıkla dile getirmesi beni derinden etkilemiştir. Ve tüm sorgulamalardaki samimiyeti bana "olması gereken bir insanî bakış"ın ne olduğu hakkında ciddi ipuçları vermiştir.

Ömer Hayyam'ın az sözle çok şey anlatması -benim hala da beceremediğim bu özellik- büyüleyici gelmektedir bana. Çünkü aklınızı vererek yazdıklarını okuduğunuz zaman size kendi düşüncelerini anlatmaktan çok sizin kendi düşüncelerinizi bulmaya yardım ettiğini anlarsınız. Bir dörtlükle -rubai ile- bir insanı etkilemek herkesin başaramayacağı bir iş olsa gerek.

Ayrıca sade dili ve üslubuyla da elitist tarzın çok uzağında insancıl bir yön çizdiği görülmektedir. Yine de belirtmek isterim ki, bazı dörtlüklerini anlamak için biraz bilgi birikimi de gerekmektedir. Çünkü kimi dörtlüklerinde önemli olay veya kahramanlara ya da felsefî terimlere gönderme yapılabilmektedir.

Bu bilgilere bir de tüm Hayyam dörtlüklerinin O'na ait olmadığını eklemekte fayda görüyorum. Hayyam döneminde ve sonrasında ondan etkilenen veya düşündüğünü söylemekten çekinen şairler yazdıkları -Hayyam usulü- rubaileri Hayyam yazmış gibi kullanmışlardır. Günümüzde kesin bir ayrım yapılamasa bile Hayyam'a ait olanlar az çok bellidir ve bence zaten O'ndan etkilenen ve O'nun gibi yazan şairlerin rubailerinin de Hayyam mahlasını taşıması büyük bir sorun teşkil etmemektedir.

Ömer Hayyam aşırı dindarlar hariç çoğu kesimce sevilir ve saygı duyulur. Ancak ne yazık ki çoğu zaman Hayyam'ın "şarap aşkı" kısmıyla sınırlı kalır bu sevgi. Şarap içip, hayatı biraz eşelemek Hayyam taraftarı olmak değildir. Elbette bu da güzel bir şeydir, ama bence çok daha derinde anlaşılması gereken düşünceler vardır Hayyam hakkında.

Şimdi ise derlediğim dörtlüklere geçebiliriz. Bu arada Ömer Hayyam rubaileri için Sebahattin Eyüpoğlu çevirilerini okumanızı da ayrıca önemle tavsiye ederim.

İndirmek için tıklayınız
PDF formatında okumak için tıklayınız

Ey özünün sırlarına akıl ermeyen;
Suçumuza, duamıza önem vermeyen;
Günahtan sarhoştum, ama dilekten ayık;
Umudumu rahmetine bağlamışım ben.
_____________________________
Büyükse de isyanım, kötülüklerim,
Yüce Allah'dan umut kesmiş değilim;
Bugün sarhoş ve harap ölsem de yarın
Rahmete kavuşur elbet kemiklerim.
_____________________________
Allah'ım bir geçim kapısı açıver bana;
Kimseye minnetsiz yaşamak yeter bana;
Şarap içir, öyle kendimden geçir ki beni
Haberim olmasın gelen dertten başıma.
_____________________________
Rahmetin var, günah işlemekten korkmam;
Azığım senden, yolda çaresiz kalmam;
Mahşerde lutfunla ak pak olursa yüzüm
Defterim kara yazılmış olsun, aldırmam.
_____________________________
Derde gama yatkın yüreğime acı;
Bu tutsak cana, garip gönlüme acı;
Bağışla meyhaneye giden ayağımı,
Kızıl kadehi tutan elime acı.
_____________________________
Akıl bu kadehi övdükçe över;
Alnından sevgiyle öptükçe öper;
Zaman Usta'ysa bu canım nesneyi
Hem yapar hem kırıp bin parça eder.
_____________________________
Ey zaman, bilmez misin ettiğin kötülükleri?
Sana düşer azapların, tövbelerin beteri.
Alçakları besler, yoksulları ezer durursun:
Ya bunak bir ihtiyarsın, ya da eşeğin biri.
_____________________________
Her sabah yeni bir gün doğarken,
Bir gün de eksilir ömürden;
Her şafak bir hırsız gibidir
Elinde bir fenerle gelen.
_____________________________
Dünya dediğin bir bakışımızdır bizim;
Ceyhun nehri kanlı göz yaşımızdır bizim;
Cehennem, boşuna dert çektiğimiz günler,
Cennetse gün ettiğimiz günlerdir bizim.
_____________________________
Yaşamanın sırlarını bileydin
Ölümün sırlarını da çözerdin;
Bugün aklın var, bir şey bildiğin yok:
Yarın, akılsız, neyi bileceksin?
_____________________________
İçin temiz olmadıktan sonra
Hacı hoca olmuşsun, kaç para!
Hırka, tespih, post, seccade güzel;
Ama Tanrı kanar mı bunlara?
_____________________________
Var mı dünyada günah işlemeyen söyle:
Yaşanır mı hiç günah işlemeden söyle;
Bana kötü deyip kötülük edeceksen,
Yüce Tanrı, ne farkın kalır benden, söyle.
_____________________________
Felek ne cömert ne aşağılık insanlara!
Han hamam, dolap değirmen, hep onlara.
Kendini satmıyan adama ekmek yok:
Sen gel de yuh çekme böylesi dünyaya!
_____________________________
Bilgenin yüreğinde her dilek,
Anka kuşu gibi gizli gerek.
Damla nasıl inci olur denizde:
Sedefler içinde gizlenerek.
_____________________________
Ovada her kızıl lalenin teni
Bir padişahın kanıyla beslendi.
Yerden biten şu mor menekşe yok mu?
Bir güzelin yanağındaki bendi.
_____________________________
Mal mülk düşkünleri rahat yüzü görmezler,
Bin bir derde düşer, canlarından bezerler.
Öyleyken, ne tuhaftır, yine de övünür,
Onlar gibi olmayana adam demezler.
_____________________________
Gül verme istersen, diken yeter bize.
Işık da vermezsen, ateş yeter bize.
Hırka, tekke, post most olasa da olur,
Kilise çanları bile yeter bize.
_____________________________
Beni özene bezene yaratan kim? Sen!
Ne yapacağımı da yazmışın önceden.
Demek günah işleten de sensin bana:
Öyleyse nedir o cennet cehennem?
_____________________________
İnsan bastığı toprağı hor görmemeli:
Kim bilir hangi güzeldir, hangi sevgili.
duvara koyduğun kerpiç yok mu, kerpiç?
Ya bir Şah kafasıdır, ya bir vezir eli!
_____________________________
Hak er geç cimrilerin hakkından gelir;
Cehennem ateşleri onlar içindir.
Ne der, dili inciler saçan Muhammet:
Cömert gavur cimri müslümandan yeğdir.
_____________________________
Varlığın sırları saklı, benden;
Bir düğüm ki ne sen çözebilirsin, ne ben.
Bizimki perde arkasında dedi-kodu:
Bir indi mi perde, ne sen kalırsın, ne ben.
_____________________________
Bir geldi mi derin ölüm uykusu,
Biter bu dünyanın dedi-kodusu.
Ölenden bir haber bekler insanlar:
Ne söylesin? Bilmez ki ne olduğunu!
_____________________________
Yel eser, umutlar savrulur gider;
Sensiz, bensiz kalır bağlar bahçeler;
Altın gümüş nen varsa harcamaya bak!
Ölür gidersin, düşmanın gelir yer.
_____________________________
Sevgili, seninle ben pergel gibiyiz:
İki başımız var, bir tek bedenimiz.
Ne kadar dönersem döneyim çevrende:
Er geç baş başa verecek değil miyiz?
_____________________________
Dünyada akla değer veren yok madem,
Aklı az olanın parası çok madem,
Getir şu şarabı, alsın aklımızı:
Belki böyle beğenir bizi el alem!
_____________________________
Ferman sende, ama güzel yaşamak bizde:
Senden ayığız bu sarhoş halimizde.
Sen insan kanı içersin, biz üzüm kanı:
İnsaf be sultanım, kötülük hangimizde?
_____________________________
Bu dünyadan başka bir dünya yok, arama;
Senden benden başka düşünen yok, arama!
Vaz geç ötelerden, yorma kendini:
O var sandığın şey yok mu, o yok arama!
_____________________________
Şu serviyle süsen neden dillere destan?
Neden hep onlara benzetilir hür insan?
Birinin on dili var, boşboğazlık etmez,
Ötekinin yüz eli var el açmaz, ondan!
_____________________________
Benim halimden haber sorarsan,
Bir çift sözüm var sana, yürekten:
Sevginle gireceğim toprağa,
Sevginle çıkacağım topraktan.
_____________________________
Şu dünyada üç beş günlük ömrün var,
Nedir bu dükkanlar, bu konaklar?
Ev mi dayanır, bu sel yatağına?
Bu rüzgarlı yerde mum mu yanar?
_____________________________
Dün geldi: Nedir aradığın? dedi bana:
Bensem, ne bakarsın o yana bu yana?
Kendine gel de düşün, içine iyi bak:
Ben senim, sen ben; aranıp durma boşuna!
_____________________________
Sabah doldu göklere mavi mavi;
Doldur, ışık döker gibi, kaseyi!
Acı olmasına acıdır şarap:
Ama gerçek acıdır demezler mi?
_____________________________
Adam olduysan hesap ver kendine:
Getirdiğin ne? Götüreceğin ne?
Şarap içersem ölürüm diyorsun:
İçsen de öleceksin, içmesen de!
_____________________________
Camiye gittim, ama Allah bilir niye:
Ne namaz kılmaya, ne dua etmeye.
Eskiden bir kilim aşırmıştım camiden:
O eskidi gittim yenisini yürütmeye.
_____________________________
Kimi dinde imanda buldu yolu
Kimi akıl, bilim yolunu tuttu.
Derken ses geldi karanlıklardan:
Gafiller! Doğru yol ne odur, ne bu!
_____________________________
Her gece aklım dalar gider engine.
Ağlarım, inciler dolar eteğime.
Sevdalıyım, şarap dayanmıyor bana:
Kafam baş aşağı çevrik bir tas mı ne!
_____________________________
Dünya ne verdi sana? Hep dert, hep dert!
Güzel canın da bir gün elbet.
Toprağında yeşillikler bitmeden
Uzan yeşilliğe, gününü gün et.
_____________________________
Şarap sen benim günüm güneşimsin!
Öyle bir dolsun ki seninle içim.
Bir bildik görünce beni sokakta:
Ne o şarap nereye böyle? desin.
_____________________________
Ben ne camiye yararım, ne havraya!
Bir başka hamur benimki, başka maya.
Yoksul gavur, çirkin orospu gibiyim:
Ne din umrumda, ne cennet, ne dünya!
_____________________________
Bir kuş gördüm yüce Tus kalesinde,
Keykavus'un kafa tası pençesinde.
Sorup duruyor kafaya: Hani? Nerde?
Adamların, davun dümbeleğin nerde?
_____________________________
Şu testi de benim gibi biriydi;
O da bir güzele vurgun, dertliydi.
Kim bilir, belki boynundaki kulp da
Bir sevgilinin bem beyaz eliydi.
_____________________________
İnciyi isteyen dalgıç olacak;
Varı yoğu dosta verip dalacak.
Canı avucunda, nefesi göğsünde:
Ayağı baş olacak, başı ayak!
_____________________________
Girme şu alçakların hizmetine:
Konma sinek gibi pislik üstüne.
İki günde bir somun ye, ne olur!
Yüreğinin kanını iç de boyun eğme.
_____________________________
Bir taş bulamazsın ki Doğu ovalarında
Küfretmesin bana da, benim zamanıma da
Yüz adım yürü bak, bir dertli insan görürsün:
Bunalmış, otura kalmış yolun kenarında.
_____________________________
Güneş attı göğe sabah kemendini:
Aydınlık padişahı atına bindi.
İçin! için! diye bağırdı dört yana
Canım sabah şarabının müezzini.
_____________________________
Bu kadeh bir bedendir, cana gebe!
Bir yasemindir, erguvana gebe!
Hayır; yanlış; ne odur şarap ne bu:
Bir sudur, bir su ki yangına gebe!
_____________________________
Gökte bir öküz varmış, adı Pervin;
Bir öküz de altındaymış yerin.
Sen asıl iki öküz arasında
Tepişmesine bak şu eşeklerin!
_____________________________
Ne bilginler geldi, neler buldular!
Mumlar gibi dünyaya ışık saldılar.
Hangisi yarıp geçti bu karanlığı?
Birer masal söyleyip uyuya kaldılar.
_____________________________
Bir sır daha var, çözdüklerimizden başka!
Bir ışık daha var, ışıklardan başka.
Hiç bir yaptığınla yetinme, geç öteye:
Bir şey daha var bütün yapıtlardan başka.
_____________________________
Bir damla şarap ver Çin senin olsun;
Bir yudumu bütün dinlerden üstün.
Söyle, ne var dünyada şaraptan hoş?
O acıya tatlılar feda olsun.
_____________________________
Biz gerçekten bir kukla sahnesindeyiz:
Kuklacı Felek usta, kuklalar da biz.
Oyuna çıkıyoruz birer, ikişer ikişer;
Bitti mi oyun, sandıktayız hepimiz.
_____________________________
Dünya üç beş bilgisizin elinde;
Onlarca her bilgi kendilerinde.
Üzülme; eşek eşeği beğenir:
Hayır var sana "kötü" demelerinde.
_____________________________
Dedim: artık bilgiden yana eksiğim yok;
Şu dünyanın sırına ermişim az çok.
Derken aklım geldi başıma, bir de baktım:
Ömrüm gelip geçmiş, hiç bir şey bildiğim yok.
_____________________________
Cennette huriler varmış, kara gözlü;
İçkinin de ordaymış en güzeli.
Desene biz çoktan cennetlik olmuşuz:
Bak, bir yanda şarap, bir yanda sevgili.
_____________________________
Sen sofusun, hep dinden dem vurursun;
Bana da sapık, dinsiz der durursun.
Peki, ben ne görünüyorsam oyum:
Ya sen? Ne görünüyorsan o musun?
_____________________________
Varlık yokluk derdini aklından sil;
Bırak öteleri de kendini bil.
Doldur şarabı, geniş bir nefes al:
Kaç nefes alacağın belli değil.
_____________________________
Bir elde kadeh, bir elde Kuran;
Bir helaldir işimiz, bir haram.
Şu yarım yamalak dünyada
Ne tam kafiriz, ne tam müslüman!
_____________________________
Ey kör! Bu yer, bu gök, bu yıldızlar boştur boş!
Bırak onu bunu da gönlünü tut hoş!
Şu durmadan kurulup dağılan evrende
Bir nefestir alacağın, o da boştur boş!
_____________________________
Leyla isteyen kişi Mecnun olmalı;
Kendinden de, dünyasından da geçmeli.
Sevenlerin sofrasına çağrılınca
Ben körüm, ben dilsizim demeli.
_____________________________
Öldürmek de, yaşatmak da senin işin;
Bu dünyayı gönlünce düzenleyen sensin.
Ben kötüyüm diyelim, kimde kabahat?
Beni böyle yaratan sen değil misin?
_____________________________
Ben kadehten çekmem artık elimi;
Tutmam senin kitabını, minberini.
Sen kuru bir sofrasın, ben yaş bir sapık:
Cehennemde sen mi iyi yanarsın, ben mi?
_____________________________
Eşi dostu verdik birer birer toprağa;
Kiminden bir taş bile kalmadı ortada.
Sen, yorgun katır, hala bu kalleş çöldesin:
Sırtında bunca yük, yürü bakalım hala.
_____________________________
Gözüm, kör değilsen, bunca mezarı gör;
Dünyayı saran yalan dolanları gör;
Krallar, padişahlar çürüyüp gitmiş:
Ela gözlerine kurt dolanları gör!
_____________________________
Felek doğruyu eğriyi tartaydı,
Her işine güzel demek kolaydı.
Böyle özü doğruluk olaydı?
Evrenin özü doğruluk olaydı?
_____________________________
Duman değil mi dünya mutfağında payın?
Öyleyse ha olmuşsun ha olmamışsın.
Senin zorunsa sermayeden yememek:
Bekle, bekle de başkası yesin yarın.
_____________________________
Bayram geldi; işimiz iştir bu aralık;
Horoz kanı gibi şarap bollaşır artık.
Gel gelelim eşekler de boş gezer şimdi:
Oruç gemi ağızlarından çıkar, yazık!
_____________________________
Hep arar dururdum, dünyaya geleli,
Alın yazısı, cenneti, cehennemi.
Hocam kesti attı, sağlam bilgisiyle:
Alın yazısı, cennet cehennem sende, dedi.
_____________________________
Yarım somunun var mı? Bir ufak da evin?
Kimselerin kulu kölesi değil misin?
Kimsenin sırtından geçindiğin de yok ya?
Keyfine bak: en hoş dünyası olan sensin.
_____________________________
Bahar geldi; başka şey istemem kafamda;
Hele akla hiç yer vermem bahar soframda;
Şarap, seninleyim bu mevsim, koru beni:
Söğüt ağacı, sen de ser gölgeni altıma.
_____________________________
Tanrı, "cennette şarap içeceksin" der;
Aynı tanrı nasıl şarabı haram eder?
Hamza bir Arab'ın devesini öldürmüş:
Şarabı yalnız ona haram etmiş peygamber.
_____________________________
Nerde yüreği tertemiz uyanık insan?
Nerde güzel düşünceler ardında koşan?
Herkes kendi kafasının kulu kölesi:
Hangi Tanrının kulu, nerde o kahraman?
_____________________________
Kim için bu yerler gökler? Bizim için.
Biz görüş cevheriyiz akıl gözünün
Evren bir yüzük gibiyse çepeçevre
İnsan, taşında bir nakış o yüzüğün.
_____________________________
Yüce varlık bize bir beden verince
Sevmesini öğretti her şeyden önce
Sonra şu delik deşik yüreğimize
Mana incileri sakladı binlerce.
_____________________________
Niceleri geldi, neler istediler;
Sonunda dünyayı bırakıp gittiler;
Sen hiç gitmeyecek gibisin, değil mi?
O gidenler de hep senin gibiydiler.
_____________________________
Vakit geldi, dünya yeşiller giyecek;
Ağaçlara Musa'nın eli değecek,
Kuru tohumlara İsa'nın nefesi;
Gözler açıp buluta çevrilecek.
_____________________________
Gerçek eren içinde kir tutmayandır;
Varlığını korkusuzca hiçe sayandır;
Bu topraklar üstünde en temiz kişi
Sağlığında toprak kesilmiş olandır.
_____________________________
Ey can, sana aklı niçin vermiş veren?
Kendini bil, yolunu bul yitip gitmeden.
Baykuş gibi ne gezersin viranelikte,
Yerin akdoğan gibi sultanın emrindeyken?
_____________________________
Onlar ki kurtulamaz ikiyüzlülükten
Canı ayırmaya kalkarlar bedenden;
Horoz gibi tepemde testere olsa
Aklımın kafasını keser atarım ben.
_____________________________
Bir yanarım Tanrı özlemiye Musa gibi;
Bir ölürüm murada ermeden Yahya gibi;
Yarı gökte kalırım hep bir iğne yüzünden
Hep bir başka derdin terzisiyim İsa gibi.
_____________________________
Dert çekme boşuna, hep gül de yaşa;
Zulüm yolunda hakkı bul da yaşa;
Sonu yokluk madem bu dünyamızın
Yok bil kendini, özgür ol da yaşa.
_____________________________
Ramazan ayı bu yıl da geldi yine;
Vurdu bukağıyı aklın bileğine;
Tanrım bu halka bir gaflet ver de bari
Ramazanı Şevval sansınlar bu sene.
_____________________________
Ey doğru yolun yolcusu, çaresiz kalma;
Çıkma kendinden dışarı, serseri olma;
Kendi içine sefer et erenler gibi:
Sen görenlerdensin, dünya seyrine dalma.
_____________________________
Duru sudan daha temizdir benim sevgim;
Sevgiyle bu oynayış da hakkımdır benim;
Halden hale girer başkalarında sevgi:
Neyse hep odur benim sevgim ve sevgilim.
_____________________________
Dünya padişahın, kayserin, hakanın olsun;
Cehennem kötünün, cennet iyinin olsun;
Tesbih meleklerin olsun, temizlik Rızvan'ın:
Sevgili bizim olsun, canı canımız olsun.
_____________________________
Ey güzel, sen ki bana derdi derman edensin;
Şimdi: "Çekil önümden" diye ferman edersin;
Senin yüzün canımın kıblesi olmuş bir kez;
Ne yapsın, kıble mi değiştirsin bu can dersin?
_____________________________
Şarap iç adın silinip gitmeden dünyadan;
Şarap kasveti, karanlığı giderir candan;
Güzellerin saçını çözüp dağıtmaya bak
Neylesin, netsin bu can, kıble mi değiştirsin?
_____________________________
Bizim şarap içmemiz ne keyfimizden,
Ne dine, edebe aykırı gitmemizden;
Bir an geçmek istiyoruz kendimizden:
İçip içip sarhoş olmamız bu yüzden.
_____________________________
Biliyorum varlığın, yokluğun dış yüzünü;
Yükselmenin de alçalmanın da içyüzünü;
Ne çıkar öte yanını da bilsem feleğin:
Bezmişim bilgiden, atmışım her türlüsünü
_____________________________
Baharlar yazlar gider, kara kış gelir;
Varlığın yaprakları dürülür bir bir;
Şarap iç, gam yeme; bak ne demiş bilge:
Dünya dertleri zehir, şarap panzehir.
_____________________________
Gülün yüzünde çiy tanesi nevruzun ne hoş;
Yeşillikte canı aydınlatan yüzün ne hoş;
Geçmiş gitmiş gün üstüne ne söylesen boş:
Bırak dünü, hoş et gönlünü, bak bugün ne hoş.
_____________________________
Bilgisizliğimi sundum durdum aleme;
Bir yoksulluk karanlığı çöktü gönlüme;
Utandım günahımdam, müslümanlığımdan:
Bundan böyle zünnar takacağım belime.
_____________________________
Bir su, bir damla suymuşuz, bele düşmüşüz;
Şehvet ateşiyle dışarı savrulmuşuz;
Yarın yel savuracak toprağımızı:
İçelim, hoş geçsin üç nefeslik ömrümüz.
_____________________________
Bahtımın kökü yeşerip dal budak da verse
Eğretidir bu ömür diye giydiğin elbise;
Mıhlar gevşek bir gölgeliktir beden çadır,
Pek dayanma sakın ne kadar sağlam da görünse.
_____________________________
Ben de geçtim gittim bu zulüm yurdundan,
Elimde yelden başka bir şey kalmadan;
Ama var mı, ölümüme sevinip de
Ecelin şaşmaz tuzağından kurtulan?
_____________________________
Orucumu yiyorsam ramazanda
Mübarek aydan habersizim sanma:
Çileden gece oluyor da gündüzüm
Sahura kalkıyorum gün ortasında.
_____________________________
Yılan gibi taşa girsen de, Saki,
Sızar ecelin suyu bulur seni;
Bu dünya toprak, Saki, türkü söyle;
Bu soluk bir yel, şarap ver, Saki.
_____________________________
Gönül Bijen'i kuyu gibi gam zindanında;
Akıl Sührab'ı ölmüş derdinin sayvanında;
Dünya Siyavuş'unun öcünü almak için
Gam, Rüstem'in Turan gibi gönlünü talanda.
_____________________________
Ey yanağı ağustos gülünü bastıran;
Ey yüzü Çin güzellerini kıskandıran;
Bakışı Babilşahını büyüde yenip
Elinde at, fil, ruh, ferz, baydak bırakmayan.
_____________________________
Elimde olsa dünyayı küçümserdim;
İyisine de kötüsüne de yuh çekerdim;
Daha doğrusu bu aşağılık yere
Ne gelirdim, ne yaşardım, ne ölürdüm.
_____________________________
Şarap iç, bire birdir derde tasaya;
Ne bu dünya kalır, ne öteki dünya.
Ne serin ateştir o, ne can dolu su:
Çabuk ol, bulup içemezsin mezarda.
_____________________________
Felek, delik deşik ediyorsun yüreğimi;
Yırtıyorsun ikide bir sevinç gömleğimi,
Esen yelleri ateş ediyorsun bana;
Çamura çeviriyorsun içeceğimi.
_____________________________
Haram, acı, kötü derler canım şaraba:
Oysa ne hoş şey, hele bir güzel sunarsa;
İçin bakın; hem doğrusunu isterseniz,
Haram dedikleri her şey hoş galiba!
_____________________________
Dedim ben artık kızıl şarabı içmem;
Üzümün kanıymış bu, ben kan dökmek istemem.
Gün görmüş aklım şaşırdı: Sahi mi? dedi;
Yok canım, şaka, ben nasıl içmem!
_____________________________
Sen bu dünyanın sırlarına eremezsin;
Erenlerin dilini de söktüremezsin;
İyisi mi iç şarabı, cennet et bu dünyayı:
Öbür cennette ya girer, ya giremezsin.
_____________________________
Bulut geldi; lalede bir renk bir renk!
Şimdi kızıl şarap içmemiz gerek.
Şu seyrettiğin serin yeşillikler
Yarın senin toprağında bitecek.
_____________________________
İki batman şarap, bir buğday ekmeği;
Bir koyun budu, bir de ay yüzlü sevgili;
Daha ne istenir bilmem şu dünyada:
Padişah daha iyisini bulabilir mi?
_____________________________
Dünyaları değişmem kızıl şaraba;
ay da ondan sönük; çoban yıldızı da.
Şarap satanların aklına şaşarım:
Ondan iyi ne var alınacak dünyada?
_____________________________
İnsan son nefese hazır gerekmiş:
Nasıl ölürse öyle dirilecekmiş.
Biz her an şarap ve sevgiliyleyiz:
Böylece dirilirsek işimiz iş.
_____________________________
Biz de çocuktuk, bir şeyler öğrendik;
Bildiklerimizle övündük, eğlendik.
Şu oldu, bu oldu da ne oldu sonra?
Bir bulut gibi geldik, yel gibi geçtik.
_____________________________
Hayyam bilgelik çadırları dokudu;
Sonra dert potasında yandı kül oldu.
Bir pula satıldı kader çarşısında,
Ölüm celladı geldi, boynunu vurdu.
_____________________________
Dostum, gel yarına kanmayalım biz;
Günümüzü gün edelim ikimiz.
Yarın çekip gettik mi şu konaktan
Yedi bin yıl önce gidenlerleyiz.
_____________________________
Ömrümüzden bir gün daha geldi geçti;
Derede akan su, ovada esen yel gibi.
İki gün var ki dünyada, bence ha var ha yok:
Daha gelmemiş gün bir, geçmiş gün iki.
_____________________________
Tanrı, ışığıyla doldu can gözüme;
Bu dünyadan o dünyadan bana ne!
Gönlüm ter gibi çıkıp bedenimden
Karıştı varlığın denizlerine.
_____________________________
Gönül, her an sevdiğinin kapısında ol;
Her istediğini onda ara, onda bul.
Aşk tavlasında hileye kaçma kalleşçe:
Koy canını ortaya, soyulursan soyul.
_____________________________
Sarhoş oldum mu aklım azalır;
Ayıldım mı sevincim dağılır.
Ne sarhoş, ne ayık bir hal var ya?
En güzeli öyle yaşamaktır.
_____________________________
Irmaklarından şaraplar akacak diyorsun,
Cennet-i âlâ meyhane midir?
Her kuluna iki huri vereceğim diyorsun,
Cennet-i âlâ kerhane midir?
_____________________________
Sevgili, sırlarına eren gönül nerde?
Sözlerinin tekini duyan kulak nerde?
Gece gündüz serilirsin de karşımıza:
Yüzünü bir kez gören mutlu göz nerde?
_____________________________
Dert içinde sevinci bul da yaşa;
Haksız düzende haklı ol da yaşa;
Sonu nasıl olsa yokluk dünyanın,
Varından yoğundan kurtul da yaşa.
_____________________________
Açılmaz kapıları açmanız mı gerek?
Dünyada insanca yaşamanız mı gerek?
Bırak öyleyse iki dünyayı birden:
Ey ölü canlılar, canlar uyanık gerek!
_____________________________
Dün özledim de seni coştum birden bire;
Çıktım senin yerin dedikleri göklere.
Bir ses yükseldi ta yukarıda, yıldızlardan:
Gafil, dedi; bizde sandığın Tanrı sende!
_____________________________
Bir testici gördüm, çamur içindeydi:
Ayağı çarkında, elinde bir testi;
Testinin başında bir yoksulun ayağı
Kulpunda bir padişahın kellesi.
_____________________________
Bir testi aldım çarşıdan ucuza;
Gizli gizli neler anlattı bana;
Bir şahdım, dedi; altın kupam vardı;
Şimdi neyim? Testi oldum şaraba.
_____________________________
Bilmem, ne sayar durursun bir, iki;
Ha bir olmuş, ha yüz bin fark etmez ki
Çal sazını, sonun bir avuç toprak,
Şarap ver, bir esip gitmedir bizimki.
_____________________________
Kambur Felek, sen ne konaklar yıka geldin;
Kin beslersin bize, zulüm eski adetin.
Şu kara toprağın göğsünü bir yarsalar,
Ne inciler yatar içinde bilir misin?
_____________________________
Yoksul, dertli gönlüm arar sevgilisini;
Aklı gelmez başına, yer kendi kendini.
Bana sevgi şarabını sundukları gün
Kana boyamışlar varlık kadehimi.
_____________________________
Ha Belh'te ölmüşsün, ha Bağdat'ta hepsi bir;
Kadeh doldu mu, acı da olsa içilir.
Keyfine bak; çok aylar doğmuş batmış sensiz;
Sensiz daha çok ayların ondördü gelir.
_____________________________
Gönlümün dilediği gül yüzüne bakmak;
Elimin özlediği kadehi kavramak.
Her zerrem nasibini almalı dünyadan
Yarın güle kavuşturmadan beni toprak.
_____________________________
Behram'ın şarap içtiği orman köşkünde
Bir tilki yavrulamış, bir ceylan keyfinde.
Ömrünce yaban eşeği avlamış Behram:
Mezar da Behram'ı avlamış günün birinde.
_____________________________
Ben bıyıkları süpürge etmişim meyhanede:
Hayırmış, şermiş bırakmışım ikisini de.
İki dünyayı karpuz gibi önüme koysalar
Ne birine metelik veririm, ne ötekine.
_____________________________
Padişah ol, yokluk halkasına gir de;
Yıkan, kirin pasın kalmasın gönülde.
Meyhaneye ermeğe gelince biri
Kendini bil de ne yaparsan yap de.
_____________________________
Toprakla karışıp bulanmamış bir can
Sana konuk geldi bir temiz dünyadan.
Otur, bir kadeh şarap iç kendisiyle,
Sana iyi geceler deyip kaçmadan.
_____________________________
Ne yazık, pişmiş ekmek çiğlerin elinde;
Ne yazık, çeşmeler cimrilerin elinde.
O canım Türk güzeli kömür gözleriyle,
Çaylakların, uğruların, eğrilerin elinde.
_____________________________
Dünyaya geldiler, coşup taştılar;
Güldüler, eğlendiler, anlaştılar;
Bir kadehte sızıverdiler bir gün
Ölüm uykusunda kucaklaştılar.
_____________________________
Bilir misin, yüceler yücesi Tanrı,
Şarap ne zaman çoşturur içenleri?
Pazar, pazartesi, salı, çarşamba, perşembe,
Bir de cuma, cumartesi günleri.
_____________________________
Yaşamak elindeyken bugüne bugün,
Ne diye bırakır, yarını düşünürsün?
Geçmiş, gelecek, kuru sevda bütün bunlar;
Kadrini bilmeğe bak avucundaki ömrün.
_____________________________
Toprak olup gitmişlere sorarsan
Ha gavur olmuşsun ha müslüman.
Kimler bu dünyada eğlenmemişse
Ötekinde yalnız onlar pişman
_____________________________
Ey garip kuş! Bu yıldızlar darı sana;
Elest günü canı sen verdin insana.
Dünyayı gören büyülü bir kadeh varmış:
O kadeh sende, başka yerde arama.
_____________________________
Bu zamanda az dostun olsun, daha iyi.
Herkesle uzaktan hoş beş edip geçmeli.
Can gözünü açınca görüyor ki insan
En büyük düşmanıymış en çok güvendiği.
_____________________________
Feleği döndürebilir misin muradınca?
Ne çıkar gök yedi kat değil sekiz katsa?
Er geç toprağa karışıp gidecek gövdeni
Ha ovada kurt yemiş, ha mezarda karınca.
_____________________________
Bak, gül yeşiller, sevinçler içinde;
Arar bulamazsın gelecek perşembe.
İç şarabını, gül kokla, yeşil topla:
Toprak oluvermeden gül de yeşil de.
_____________________________
İnsan çeker çeker de sonra hür olur;
İnci sedef zindanlarda yuğrulur.
Paran pulun yoksa bugün, sağlık olsun:
Bugün boş duran kadeh yarın doludur.
_____________________________
Gençlik bir kitaptı, okuduk bitti;
Canım bahar geçti çoktan, kış şimdi.
Hani sevincin, o cıvıl cıvıl kuş?
Nasıl, ne zaman geldi, nasıl gitti?
_____________________________
Her gün biri çıkar, başlar ben, ben demeğe,
Altınları gümüşleriyle övünmeğe.
Tam işleri dilediği düzene girer:
Ecel çıkıverir pusudan: Benim ben, diye.
_____________________________
Can verinceye dek bu çorak yerde
Dertten başka ne geçer ki eline?
Ne mutlu çabuk gidene dünyadan;
Hele bu dünyaya hiç gelmeyene!
_____________________________
Yerleri yapmış, gökleri kurmuşsun ama,
Sensin bunca gönülleri yakıp yıkan da.
Ne kızıl dudakları, ne altın saçları
Altmışın süprüntüler gibi kara toprağa.
_____________________________
Dostum, olan olmuş, vahlanma boşuna;
Dünyayı kara zindan etme başına.
Yaşamana bak, elinden tek gelen bu:
Olacakları danışan var mı sana?
_____________________________
Sevgilim, ömrü derdim gibi bitmeyesi,
Bu sabah bütün cömertliği üstündeydi.
Bir göz atıverdi bana geçip giderken:
İyilik et denize at mı demek istedi?
_____________________________
Gül de şarab da bilene güzel gelir;
Sarhoş olmayan için sarhoşluk nedir?
Cebi boş gönlü dolu olmayan kişi
Her şeyden geçmenin tadını ne bilir?
_____________________________
Yapma diyorsun; yapmamak elimde mi?
Sen al demişin; nasıl çekerim elimi?
Hem yap hem yapma demek seninki bana
İnsaf: Kadeh devrilir de dolu kalır mı?
_____________________________
Bu dünya iki kapılı bir han,
Girdi mi dertlere düşer insan.
Tanınmadan yaşamak en iyisi:
Elinde olsa da hiç doğmasan.
_____________________________
Kim görmüş o cenneti, cehennemi?
Kim gitmiş de getirmiş haberini?
Kimselerin bilmediği bir dünya
Özlenmeye, korkulmaya değer mi?
_____________________________
Ne mutlu adı sanı bilinmeyene;
İpeklere, kürklere bürünmeyene;
Anka gibi iki dünyadan da geçip
Bu viranede baykuşa dönmeyene.
_____________________________
Yok olmamış varlık var mı bir tek?
Herşey bir gün, dağılıp gidecek.
Öyleyse vara yoğa ne bakarsın?
En iyisi yoku var, varı yok bilmek.
_____________________________
Sevgili, bir başka güzelsin bugün;
Ay gibisin, pırıl pırıl gülüşün.
Güzeller bayram günleri süslenir:
Seninse bayramları süsler yüzün.
_____________________________
Öldük, dünyayı şaşkın bırakıp gittik;
Yüzlerce incimiz vardı delinmedik.
Sersemliği yüzünden bilgisizlerin
Renk renk düşünceler kaldı söylenmedik.
_____________________________
Kendimden geçtikçe gelirim kendime,
Alçalırım çıktıkça yüksek yerlere.
En garibi, içmeden sarhoşum da ben,
Ayılırım her kadehi devirdikçe.
_____________________________
Ben içerim, ama sarhoşluk etmem:
Kadehten başka şeye el uzatmam.
Şaraba taparmışım, evet, taparım:
Ama senin gibi kendime tapmam.
_____________________________
Şeyh fahişeye demiş ki: - Utanmaz kadın;
Her gün sarhoşsun, onun bunun kucağındasın.
Doğru, demiş fahişe, ben öyleyim; ya sen?
Sen bakalım şu göründüğün adam mısın?
_____________________________
Dün gece usul boylu sevgilim ve ben,
Bir kıyıda gül rengi şarap içerken;
Sedefli bir kabuk açıldı karşımızda;
Sabah müjdecisi çıkıverdi içinden.
_____________________________
Dinle dinsizliğin arası bir tek soluk;
Düşle gerçeğin arası bir tek soluk.
Aldığın her soluğun değerini bil
Bütün yaşamak macerası bir tek soluk.
_____________________________
Bir put demiş ki kendine tapana:
Bilir misin niçin taparsın bana?
Sen kendi güzelliğine vurgunsun:
Ben ayna tutar gibiyim sana.
_____________________________
Biz aşka tapanlarız, müslüman değil;
Cılız karıncalarız, Süleyman değil;
Biz eskiler giyen benzi soluklarız:
Pazarda sırma satan bezirgan değil.
_____________________________
Nerdesin? Sana baş kaldırmışım işte;
Karanlık içindeyim, ışığın nerde?
Cenneti ibadetle kazanacaksam
Senin ne cömertliğin kalır bu işde?
_____________________________
Gerçek erenlere güzel çirkin, hepsi bir;
Sevenler için cennet, cehennem, hepsi bir;
Kendini veren ha ipekli giymiş, ha çul;
Yastığı ha pamuk olmuş ha diken, hepsi bir.
_____________________________
Yıllar günler gibi geçti gider;
Nerde o eski dertler, sevinçler?
Belaya aldırmaz aklı olan:
Be da her şey gibi geçer, der.
_____________________________
Dünyayı allar pullar boyarlar gözünü;
Aklı olan hor görür süsünü püsünü.
Kimler geldi gitti, kimler gelip gidecek:
Al gitmeden alacağını, doyur gönlünü.
_____________________________
Şarap mimarıdır yıkık gönüllerin
Süzülmüş, tertemiz canı üzümlerin.
Neden şer demişler bu hayırlı suya?
Siz bana bu şerden üç dört kase verin.
_____________________________
Aşk bir beladır, ama Tanrıdan gelme;
Halk neden karşı kor Tanrı emrine?
Bize herşeyi yaptıran kendi madem,
Kulu sorguya çekmenin alemi ne?
_____________________________
Dert de neymiş? O mu bizi ağlatacak?
O mu sevinç bayrağımızı yırtacak?
Gelin, atalım şunu gönül yurdundan:
Yoksa içimizde fitne çıkartacak.
_____________________________
Sensiz camide, namazda işim ne?
Seninle buluşma yerim meyhane.
Benim sevmem de böyle, yüce Tanrı:
İstersen kaldır at cehennemine.
_____________________________
Hep bir çember, dolanıp durduğumuz!
Ne önümüz belli, ne sonumuz.
Kim varsa bilen, çıksın söylesin:
Nerden geldik? Nereye gidiyoruz?
_____________________________
Bizi bizden alan şaraba gönül verdik;
Coşup taştık; yerden kopup göklere erdik.
Tenden bedenden soyunuverdik sonunda
Topraktan gelmiştik, yine toprağa girdik.
_____________________________
Tepemizde dönüp duran gökler
Büyücünün fanusu gibidirler:
Güneş bu fanus içinde lamba,
Biz de gelip geçen görüntüler.
_____________________________
Bir rint gördüm, binmiş dünya denen kır ata;
Aldırmıyor dine, islama, şeriata;
Ne hak dinliyor, ne hakikat, ne marifet:
Gelmiş mi böylesi kahraman kainata?
_____________________________
Kimi gizlenir, kimselere görünmezsin;
Kimi renk renk dünyalarda görünür yüzün
Kendi kendinle sevişmek bu seninki:
Çünkü seyreden sen, seyredilen de sensin.
_____________________________
Yüzümde pırıl pırıl sevinç gördüğün gün,
Nice konakları yıkılmıştır gönlümün.
Dalgıçsan dal gözlerimin denizine, bak:
Dibinde mahzun bir deniz kızı görürsün.
_____________________________
Seni kuru sofraların softası seni!
Seni cehenneme kömür olası seni!
Sen mi Hak' tan rahmet dileyeceksin bana?
Hakka akıl öğretmek senin haddine mi?
_____________________________
Önce kendine gel, sonra meyhaneye;
Kalender ol da gir kalenderhaneye.
Bu yol kendini yenmişlerin yoludur:
Çiğsen başka bir yere git eğlenmeye.
_____________________________
Şarap içip güzel sevmek mi daha iyi,
İki yüzlü softaları dinlemek mi?
Sarhoşla aşık cehenneme gidecekse,
Kimselerin göreceği yoktur cenneti.
_____________________________
En büyük söz Kuran bile
Arada bir okunur besmeleyle.
Kadehteyse öyle bir ayet var ki
Okur insan her zaman, her yerde.
_____________________________
Neylesem bu benim iç kavgalarımla?
Pişmanlığım, kendime düşmanlığımla?
Sen bağışlasan da ben yerim kendimi:
Neylesem bu yüzkaram, bu utancımla?
_____________________________
Kalk sevinç dolduralım garip gönüle
İçelim doğan güne karşı bülbülle
Yırtalım biz de gömleği aşık gülle
Verelim çiçekler gibi ömrü yele.
_____________________________
Aklı olan paraya değer vermez,
Ama parasız dünya da çekilmez;
Eli boş menekşe boynunu büker,
Gül altın kasede gülmezlik etmez.
_____________________________
Bir damla şarap Tus saraylarına bedel,
Keykubad'ın Keykavus'un tahtından güzel
Sabaha karşı aşıkların iniltisi
İki yüzlü softanın ezanından güzel.
_____________________________
Bedenindeki et, kemik, sinir kaldıkça,
Dünyadaki yerini bil, kendinden şaşma.
Düşman Zaloğlu Rüstem olsa ger göğsünü,
Dostun Karun olsa iyilik altında kalma.
_____________________________
Yerin dibinden yıldızlara dek
Ermediğimiz sır kalmadı pek,
Her düğümü çözmüş insanoğlu;
Ecel düğümünü var mı çözecek?
_____________________________
Sevgiyle yuğrulmamışsa yüreğin
Tekkede, manastırda eremezsin.
Bir kez gerçekten sevdin mi dünyada
Cennetin, cehennemin üstündesin.
_____________________________
Bu evren her gece ne gömlekler diker!
Kimini gelen, kimini giden giyer.
Her gün nice sevinçlerle dolar dünya,
Nice dertler toprağa karışır gider.
_____________________________
Şarap benlik kaygusu bırakmaz sende
Çözülmedik bir düğüm kalmaz beyninde
İblis bir kadeh şarap içmiş olaydı,
Secdeye yatardı Adem'in önünde
_____________________________
Biz hırkadan sonra küpe gelmişiz;
Kıpkızıl şarapla abdest almışız.
Medresede kaybettiğimiz ömrü
Meyhanede aramaktır işimiz.
_____________________________
Şarabı götürüp döksen bir dağa
Dağ sarhoş olur başlar oynamağa.
Ben ne diye tövbe edecekmişim
İçimi tertemiz eden şaraba?
_____________________________
Ömür defterinden bir fal açtım gönlümce;
Halden anlar bir dost gelip falı görünce:
Ne mutlu sana, dedi; daha ne istersin:
Ay gibi bir sevgili, yıl gibi bir gece.
_____________________________
Bu gecenin son gece olması da var:
Emret, gül rengi şarabı getirsinler.
Gafil, bir gittin mi bir daha gelmek yok:
Altın değilsin ki gömüp çıkarsınlar.
_____________________________
Medreseden hayır yok, dinle beni;
Vakıf lokması karartır içini.
Git, bir yıkık yerde yoksulca yaşa:
Orası bir padişah eder seni.
_____________________________
Şarap iç, yıkansın, aydınlansın için;
Bu dünya, öbür dünya silinip gitsin!
Gel ömrün yele gitmeden tadına bak
Cana can katan suyun, ıslak ateşisin.
_____________________________
Kendiliğinden var olmuş sanma beni;
Bu kanlı yola ben sokmadım kendimi;
Bir gerçek varlık beni var etmiş olan;
Yoksa kimdim ben, neredeydim, neydim ki.
_____________________________
Dileğin Tanrı dileği değil ki senin;
Muradına ermeyi nasıl beklersin?
Doğru olan Tanrı' nın dilekleriyse
Yanlış demek senin bütün dileklerin.
_____________________________
Ehil insana canım feda olsun;
Ayağı öpülse öperim onun.
Bir de git ehil olmayanla konuş:
Cehennem ne imiş görmüş olursun.
_____________________________
Evren kırıntısı bu güzelim yıldızlar
Gelir giderler, dünyayı bezer dururlar;
Göklerin eteğinde, toprağın koynunda
Doğdukça doğacak daha neler neler var.
_____________________________
Bir nakıştır varlığımız senin çizdiğin,
Şaşılası neler nelerle bezediğin;
Kendimi düzeltmek benim ne haddime:
Beni potadan böyle döken sensin.
_____________________________
Her gün kalkıp meyhaneye gitmedeyim;
Kalenderlerle boş sözler etmedeyim;
Senden bir şey gizlenemez nasıl olsa:
hoş gör de sana gönülden sesleneyim.
_____________________________
Gökleri yarıp darma dağın ettiğin gün,
Pırıl pırıl yıldızları kararttığın gün,
Sen sorguya çekmeden ben soracağım sana:
Ey Tanrı, hangi günahım için beni öldürdün?
_____________________________
Canların canı dost, gel etme, dinle beni.
Küsme Feleğe, değmez, yeme kendini;
Çekil, otur gürültüsüz bir köşeye,
Seyret bu hengamede olan biteni.
_____________________________
Ne güzel gün! Hava ne sıcak, ne serin;
Bir bulut, tozunu siliyor bahçenin;
Bülbül coşmuş, sesleniyor sarı güle:
Şarap iç şarap da yüzüne renk gelsin!
_____________________________
Bu yolun hoş bir yerinde durabilseydik;
Ya da bu yolun ucunu görebilseydik:
O umut da yok bu umut da;
hiç değilse Otlar gibi kesilip yeniden sürebilseydik.
_____________________________
Vefasız dünya diye yakınıp durma;
Dünya elindeyken tadını çıkarsana!
Herkese vefalı olsaydı dünya
Sıra mı gelirdi senin yaşamana?
_____________________________
Dostlar, bir gün, sözleşip bir yerde birleşin;
Oturup sofrasına dünya cennetinin;
Saki doldururken kadehleri cömertçe,
İçin bir kadeh de zavallı Hayyam için!
_____________________________
Daha nice büyük göreceksin kendini?
Hep varlık yokluk mu düşündürecek seni?
Şarap için şarap: Bu ölüm yolculuğunda
Bulamazsın sarhoş uykulardan iyisini.
_____________________________
Hayyam, günahım var diye tasalanma,
Bunun için dertlere düşmek boşuna.
Günah olacak ki Tanrı bağışlasın:
Rahmet neye yarar günah olmayınca.
_____________________________
Gün doğarken sabah horozları niçin
Acı acı bağrışırlar, bilir misin?
Tan yerini gösterip derler ki sana:
Bir gecen geçti gidiyor; sen nerdesin?
_____________________________
Ay yırttı kara giysilerini;
Kalk, tam zamanıdır, doldur şarap kaseni.
Keyfine bak, çünkü bu ay, sonsuz yıllarca,
Mezarda upuzun yatar görecek seni.
_____________________________
Saki yüzün Cemşid'in kadehinden güzel;
Uğrunda ölmek sonsuz yaşamaktan güzel;
Işık saçıyor ayağını bastığın toprak,
Bir zerresi yüz binlerce güneşten güzel.
_____________________________
Tertemiz geldik yokluktan kirlendik;
Sevinçle geldik dünyaya, dertlenik.
Ağladık, sızladık, yandık, yakındık:
Yele verdik ömrü, toz olup gittik.
_____________________________
Dostunu erkekçe seven kişi
Pervane gibi özler ateşi:
Sevip de yanmaktan kaçanların
Masal anlatmaktır bütün işi.
_____________________________
Bahar geldi mi başka şey dinler miyim;
Hele aklın defterini hemen dürerim.
Şarap, sığınağım sensin bahar günü,
Söğüt ağacı, senin de gölgendeyim.
_____________________________
Seni aramaktan dünyanın başı dertte;
Zengine de göründüğün yok, fakire de;
Sen konuşursun da biz sağır mıyız yoksa,
Hep kör müyüz, sen varsın da görünürde.
_____________________________
Ey dörtle yedinin doğurduğu insan,
Dörtle yedidir seni dertlere salan.
Boşuna mı şarap iç diyorum sana:
Bir gittin mi bir gelme yok, inan.
_____________________________
Tanrım, hayır şer kaygısndan kurtar beni;
Kendimden geçir, seninle doldur içimi
Aklım ayıramıyor iyiy kötüden
Sarhoş et bari ne kötü kalsın, ne iyi.
_____________________________
Medresenin sözü vardır, tekkenin hali,
Sözden, halden öteye gider aşkın yolu.
Müftünün, vaizin en iyisini getirsen
Aşkın mahkemesinde tutulur dili.
_____________________________
Gerçek aydınlığa erince can gözüm,
İki dünyayı birden silinmiş gördüm.
Eriyip gittim sanki engin denizlerde:
Ter olup çıktı, denize döndü gönlüm.
_____________________________
Gönül dedi: Ben neyim ki, bir damla sadece;
Ben nerde, görmediğim koca deniz nerde!
Böyle diyen gönül denize kavuşunca
Baktı kendinden başka şey yok görünürde.
_____________________________
Can o güzel yüzüne vurgun, neyleyim;
Gönül tatlı diline tutkun, neyleyim;
Can da, gönül de sır incileriyle dolu:
Ama dile kilit vurmuşsun, neyleyim.
_____________________________
En doğrusu, dosta düşmana iyilik etmen;
İyilik seven kötülük edemez zaten.
Dostuna kötülük ettin mi düşmanın olur:
Düşmanınsa dostun olur iyilik edersen.
_____________________________
O kızıl yakutun madeni, başka maden;
O eşsiz incinin sedefi, başka sedef;
Aklın buldukları kuruntu, dedi kodu:
Bizim aşk efsanemizin dili, başka dil.
_____________________________
Meyhanede abdest şarapla alınır ancak;
Mümkün mü kara yazıyı aka çevirmek?
Perdemiz öyleysine yırtılmış ki bizim,
Onarılmaz artık ne kadar yamasak.
_____________________________
Hem sana el değdirmeğe elim varmaz,
Hem sensiz aldığım nefes, nefes olmaz:
Bir garip dert bu, kimseye de açılmaz:
Bir zehir zakkum ki tadına da doyulmaz.
_____________________________
Sır saklamasını bilirsen Hayyam söyler
İnsanoğlu nedir, ne yapar, ne eder:
Dert çamuruyla yuğrulup gelir dünyaya
Yer içer, karın doyurur ve çeker gider.
_____________________________
Putların, Kabenin istediği: Kölelik;
Çanların, ezanın dilediği: Kölelik;
Mihraptı, kiliseydi, tespihti, salipti
Nedir hepsinin özlediği? Kölelik.
_____________________________
Benim canım hep şarabın izindedir,
Kulağım ney ve rubap sesindedir.
Toprağımdan desti yaparlarsa benim
O desti şarap doldurulmak içindir.
_____________________________
Sen nesin, varlık nedir, nerden bileceksin?
Dünyan esen yel üstüne kurulmuş senin.
İki yokluk arasında bir varlık seninki:
Hiçlik ne varsa çevrende, sen de bir hiçsin.
_____________________________
Gül yanaklı sevgiliyi saramaz insan
Yüreğine diken batmadan, vurulmadan.
Kim bir güzelin saçına dokunabilmiş
Tarak gibi diş diş, didik didik olmadan?
_____________________________
Kadeh bir bedendir, içinde can var can;
Candır kadehin bedeninde camlaşan.
Donmuş sudan ateş süzülür sanki:
Erimiş yakut, gönül sırçasından
_____________________________
Kul olup o güzele birden,
Koptuk her bağdan, her tövbeden:
Herkes koyu müslüman döner
Biz putperest döndük Kabeden.
_____________________________
Meyhanede kendini bilenler bulunur;
Bilmeyeni ayırmak da kolay olur.
Yıkılsın bilgisizlik yuvası medrese:
Ordan kendini bilip de çıkan hiç yoktur.
_____________________________
Uğrunda dertlere düştüğüm sevgili
Bir başkasına tutulmuş, o da dertli;
Derdimin dermanı kendi derdinde:
Hekim hasta olunca kime gitmeli?
_____________________________
Gece, gül bahçesinde, araken seni,
Gülden gelen kokun sarhoş etti beni;
Seni anlatmaya başlayınca güle
Baktım kuşlar da dinliyor hikayemi.
_____________________________
Güçlü olduğuna inandırdın beni;
Bol bol da verdin bana vereceklerini.
Yüz yıl günah işleyip bilmek isterim:
Günahlar mı sonsuz, senin rahmetin mi?
_____________________________
Hem aklın mutluluk peşinde senin,
Hem söylerim, söylerim dinlemezsin;
Aldığın her nefesin kadrini bil
Ot değilsin ki kesildikçe bitesin.
_____________________________
Sen içmiyorsan, içenleri kınama bari;
Bırak aldatmacayı, iki yüzlülükleri;
Şarap içmem diye övünüyorsun, ama,
Yediğin haltlar yanında şarap nedir ki?
_____________________________
Ben bugün beden kafesinde mahpusum;
Yol olma özlemiyle sarhoş olmuşum;
Varlığın ayıbından kurtarırsa beni
Yoksulluğun kulu, kölesi olurum.
_____________________________
Benim yasam artık şarap, çalgı, eğlenti;
Dinim dinsizlik, bıraktım her ibadeti;
Nişanlım dünyaya: Ne çeyiz istersin, dedim:
Çeyizim, senin gamsız yüreğindir, dedi.
_____________________________
Benden Muhammet Mustafa' ya saygı ve selam:
Deyin ki, hoş görünürse, bir şey soracak Hayyam:
Neden Yüce Efendimizin buyruklarında
Ekşi ayran helal da güzelim şarap haram?
_____________________________
Benden Hayyam' a selam söyleyin demiş peygamber;
Sözlerimi yanlış anlamışsa çiylik eder:
Ben şarabı herkese haram etmiş değilim ki
Hamlara haramdır, doğru, ama olgunlar içer.
_____________________________
Yanlız bilgili olmak değil adam olmak;
Vefalı mı değil mi insan, ona bak.
Yücelerin yücesine yükselirsin
Halka verdiğin sözün eri olarak.
_____________________________
Kim demiş haram nedir bilmez Hayyam?
Ben haramı helalı karıştırmam:
Seninle içilen şarap helaldir,
Sensiz içtiğimiz su bile haram.
_____________________________
Dünya yıldıramazsın beni ne yapsan;
Ölümden de korkmam, er geç ölür insan.
Ölmemek elimizde değil ki bizim:
İyi yaşamamak beni korkutan.
_____________________________
Yerin üstüne baktım, uykuya dalmışlar;
Altına baktım, çürüyüp toprak olmuşlar.
Yokluk ovasında başka ne var ki zaten:
Daha gelmemişler var, gelip gitmişler var.
_____________________________
Bilge, yüce varlığın seyrine dalar;
Gafil ise onda dostluk düşmanlık arar.
Deniz, deniz olduğu için dalgalanır,
Çöpe sor, hep onun içindir dalgalar.
_____________________________
Ben kendimden geçtikçe kendime gelirim;
Yücelere çıkar, alçalmayı bilirim.
Daha da garibi, varlığın şarabıyla
Ne kadar ayık da olsam, sarhoş gibiyim.
_____________________________
Yüreğinde sıkıntı varsa esrar iç,
Ya da birkaç kadeh gül renkli şarap iç.
Onu içmem, bunu içmem der durursun:
Ahmak herif, git zıkkımın pekini iç.
_____________________________
Adım kötüye çıkarsa çıksın, ben böyleyim;
Bir kerpiçim de olsa, satar şarap içerim.
O da gidince ne yaparsın diyecekler:
Cübbemle sarığım ne güne duruyor, derim.
_____________________________
Kalk, kalk, çalgılara çalgı katalım gitsin;
Adımızı kötüye çıkartalım gitsin.
Sofuluk şişesini çalalım taşa,
Seccadeyi bir kadehe satalım gitsin.
_____________________________
Şarabın adı kötüye çıkmış, kendi hoş,
Hele bir güzelle içersen daha bir hoş;
Harammış şarap, olsun, bana göre hava hoş:
Hem, bana sorarsan, haram olan herşey hoş.
_____________________________
Zaman büktü belimi, ne el tutar ne ayak;
Oysa ne güzel işlerim var yapılacak.
Can kalktı gitmeye; aman dur, diyorum:
Ne yapayım diyor, evin yıkıldı yıkılacak.
_____________________________
Yeryüzünü gül bahçesine çevirmekten
Daha güzeldir bir insanı sevindirmen.
Bin kulu azat edenden daha büyüktür
Bir hür insanı iyilikle kul edebilen.
_____________________________
Can bir şaraptır, insan onun destisi;
Beden bir ney gibidir, kan o neyin sesi.
Hayyam, bilir misin nedir bu ölümlü varlık:
Hayal fenerinde bir ışık pırıltısı.
_____________________________
Ah, Tanrı dünyayı yeniden yarataydı,
Yaratırken de beni yanında tutaydı;
Derdim: Ya benim adımı sil defterinden,
Ya da benim dilediğimce yarat dünyayı.
_____________________________
Uyumuşum; rüyamda akıllı bir insan
Dedi: Sevinç gülü açmaz uykuda, uyan;
Ne işin var bu ölüme benzer ülkede?
Kalk, şarap iç, sonsuz uykulara dalmadan.
_____________________________
Tekkede, medresede, maastırda, kilisede,
Bir cennet cehennem kaygısıdır sürüp gitmede.
Oysa yüce varlığın sırlarına eren kişi
Bunların tohumunu uğratmaz düşüncesine
_____________________________
Zaman başımıza bir çorap örmeden,
Gelin dostlar, içelim içebilirken.
O ecel çavuşu dikildi mi tepene
Bir yudum su iç bakalım, içebilirsen.
_____________________________
Ben şarap içiyorum, doğrudur;
Aklı olan da beni haklı bulur:
İçeceğimi biliyordu Tanrı,
İçmezsem Tanrı yanılmış olur.
_____________________________
Dünya hangi gülü bitirdiyse yerden
Kırıp atmış, toprağa gömmüş yeniden.
Su yerine toprağı çekseydi bulut
Sevgili kanları yağardı göklerden.
_____________________________
Gerçeği bilemeyiz madem, ne yapsak boş;
Ömür boyu kuşku içinde kalmak mı hoş?
Aklın varsa kadehi bırakma elden
Bu karanlıkta ha ayık olmuşsun, ha sarhoş.
_____________________________
İnsan yiyeceksiz, giyeceksiz edemez:
Bunlar için didinmene bir şey denmez.
Ondan ötesi ha olmuş, ha olmamış:
Bu güzelim ömrünü satmaya değmez.
_____________________________
Okunu attı mı ölüm, siperler boşuna;
O şatafatlar, altınlar, gümüşler boşuna;
Gördük bütün insan işlerinin iç yüzünü:
Tek güzel şey iyilik, başka düşler boşuna.
_____________________________
Saki, gökler, denizlerce dolgunum;
İçime sığmaz oldu coşkunluğum;
Ak saçlarımla sarhoş ettin beni,
Kış ortasında bahar bulutuyum!
_____________________________
Dün gece şarap arıyordum şehirde;
Soluk bir gül gördüm bir ocak önünde;
Dedim: Ne yaptın da yakıyorlar seni?
Dedi: Bir kez güleyim dedim çimende.
_____________________________
Bir yürek ki yanmaz, yürek denir mi ona?
Sevmek haram, yüreğinde ateş olmayana.
Bir gününü sevgisiz geçirdinse, yazık:
En boş geçen günün o gündür, inan bana.
_____________________________
Düşünce göklerinin baş konağı sevgidir sevgi;
Gençlik destanının baş yaprağı sevgidir sevgi;
Ey sevginin sırlarından habersiz yaşayanlar,
Bilin ki tüm varlığın baş kaynağı sevgidir sevgi.
_____________________________
Barış istemiyorsa Felek, işte savaş;
İster serseri deyin bana, ister ayyaş;
İşte şarap, duruyor ortada, kıpkızıl;
İçmeyen taşa çalsın başını, işte taş!
_____________________________
Şarabım, kasem, sevgilim, bir de çimen;
Bırak bana bunları, al cenneti sen.
Cehennemmiş, kuru laf bunlar:
Kim gitmiş cehenneme, kim dönmüş cennetten?
_____________________________
Çekmeyiz aşağılık dünyanın gamını;
Özleriz gül rengi şarabın canını;
Şarap dünyanın kanı, dünya ise kanlımız:
Niçin içmeyelim kanlımızın kanını?
_____________________________
Seccadeye tapanlar eşek değil de nedirler?
Küfelerle riya çamuru yüklenirler gezerler.
İşin kötüsü, din perdesi arkasında bunlar,
Müslüman geçinirken gavurdan beterdirler.
_____________________________
Bu çürük temelli kubbede neyiz ki biz?
Tasta delik arayan karıncalar gibiyiz.
Ne korku, ne umut kapılarını bilen
Şaşkın, gözü bağlı, avanak öküzleriz.
_____________________________
Yıkık bir saray bu dünya dedikleri;
Gece ve gündüz atlarının durak yeri;
Yüz Cemşit' den arda kalmış bir dünya bu:
Yüz Behram kendinin sanmış bu gökleri.
_____________________________
Gelip de eskiyenler, yeni gelenler,
Hepsi gider bugün yarın, birer birer;
Kimselere kalmamış bu eski dünya:
Kimi gitti gider, kimi geldi gider.
_____________________________
Ölüp yok olma korkuların saçma
Yoktan vara yükselen dalda oldukça;
Sevgiye İsa gibi dirilmişsin sen;
Ölüm yok artık sana dünya durdukça.
_____________________________
Ben kendiliğimden var değilim bu varlığımla;
Kendim çıkmış değilim elbet bu karanlık yola;
Bir başka varlıktan gelmiş bendeki varlık:
Ben dediğin kim ola, nerde, ne zaman var ola?
_____________________________
Haksızlık etmekten sakın, hak yoluna gir;
Yediğin ekmeği başkasına da yedir;
Cana kıyma, kimsenin sırtından geçinme,
Seni cennete sokmak benden: Şarap getir!
_____________________________
Ben hangi şarapla sarhoş olursam olurum,
Ateşe, puta, neye taparsam taparım;
Herkes bir türlü görmek istiyor beni
Ben kendimi ne türlü yaparsam yaparım.
_____________________________
Şarap küpü önüne serdik seccademizi;
Şarap yakutuyla adam ettik kendimizi;
Umudumuz, meyhanede yeniden bulmak
Camide, medresede yiten günlerimizi.
_____________________________
Ben çimen Mısrının Yusufuyum, dedi gül;
Dilimden altın, yakut saçılır, dedi gül;
Dedim: Senin Yusuf olduğun nerden belli?
Kana boyanmış gömleğime bak, dedi gül
_____________________________
Ne gündüz oturduk, ne gece uyuduk;
Dünyada Cem'in kadehini aradık durduk.
Öğrenince dünyaları yansıttığını,
Cem'in kadehini yüreğimizde bulduk.
_____________________________
Rintlerin yolunda kendini unut;
Namazın, orucun kökünü kurut;
Öğütlerin iyisini Hayyam'dan işit:
Şarap iç,yol kesme, yoksulları tut.
_____________________________
Bu ucsuz bucaksız dünya içinde, bil ki,
Mutlu yaşamak iki türlü insana vergi:
Biri iyinin kötünün aslını bilir,
Öteki ne dünyayı bilir ne kendini.
_____________________________
Şarap güllere çevirsin sabahımızı;
Çalalım yere şan şeref külahımızı;
Nemize gerek bizim uzun dilekler,
Uzun saçlar, çalgılar sarsın havamızı.
_____________________________
Hayyam, şarap iç, sarhoş olmak ne hoş,
Sevgilin de varsa, sarılmak ne hoş;
Er geç sonu yokluk madem bu dünyanın,
Yok say kendini, bak var olmak ne hoş!
_____________________________
Hayyam, bak şu mavi gök nasıl durulmuş;
Açmış çadırı, kesmiş dedikoduyu, susmuş.
Varlığın kadehinde, çünkü, ezel sakisi
Bin Hayyam kabarcığı belirtip yok etmiş.
_____________________________
Bu dünya kimseye kalmaz, bilesin;
Er geç kuyusunu kazar herkesin.
Tut ki Nuh kadar yaşadın zor bela
Sonunda yok olacak değil misin?
_____________________________
Güneşi balçıkla sıvamak elimde değil;
Erdiğim sırları söylemek elimde değil;
Aklım düşüncenin derin denizlerinden
Bir inci çıkardı ki delmek elimde değil.
_____________________________
Canım şarap, ne güzelsin billur kasende;
Aklı köstekleyen bir büyü var sende.
Biraz içti mi insan açılır yüreği
Döker ortaya nesi varsa içinde.
_____________________________
Bu sarayın başı göklerdeydi bir zaman;
Padişahlar girer çıkardı kapısından.
Şimdi duvarında bir kumru: Guguk, diyor.
Guguk, guguk, o şanlı günlerin ardından.
_____________________________
Hayyam bu zamanda vahlanıp durmak boşuna;
Kendi derdine düşmek utanç verir insana.
İyisi mi şarap iç, çalgı dinleyerek
Nerdeyse bir taş düşer senin de sofrana.
_____________________________
Gören göze güzel, çirkin hepsi bir;
Aşıklara cennet, cehennem, hepsi bir;
Ermiş ha çul giymiş, ha atlas;
Yün yastık, taş yastık, seven başa hepsi bir.
_____________________________
Kaderin elinde boynum kıldan ince:
Tüysüz kuşa dönerim ecel gelince,
Yine de toprağımdan testi yapın siz:
Dirilirim içine şarap dökünce.
_____________________________
Yakınırım aynalar gibi felekten;
Bıkmaz alçakları yükseltmekten.
Gözyaşı dolu bir kadeh oldu yüzüm,
Yüreğim kan dolu bir desdi gerçekten.
_____________________________
Yüreğim, kimselerden ihsan dileme;
Bu amansız felekten aman dileme;
Bil ki, derman aradıkça artar derdin:
Derdinle haldaş ol, derman dileme.
_____________________________
Tanrı gülüşünle öfkeni almış senin,
Birinden cennet yapmış, birinden cehennem.
Sen cennetimsin benim, ben senin uslu kulun:
Açılsın kapıları bana cennetimin!
_____________________________
Ey canlar, şarapla buldurun bana beni;
Yakutlara çevirin kehruba çehremi;
Şarapla yıkayın beni öldüğüm zaman
Asmadan bir tabut içinde gömün beni.
_____________________________
Feleğin çarkı dönmeyecek madem muradımca,
Gökler ha yedi kat olmuş, ha sekiz, bana ne?
Ölüm bütün isteklerimi yok ettikten sonra
Ha dağda kurt yemiş beni, ha mezarda karınca.
_____________________________
Hayyam, olsa olsa bir çadır senin bedenin,
Can sultanımızın bir süre oturması için;
Ecel hancısı bir başka konak döşeyince
Sultan göçer gider, viran olur çadırın senin.
_____________________________
Şarap içti mi, dilenci sultanlaşır;
Tilki çıkar deliğinden, aslanlaşır;
Yaşlı başlı adam delikanlaşır;
Delikanlı yaşca başca olgunlaşır.
_____________________________
Günahlarım çok olmasına çoktur benim,
Ama dinsizler gibi umutsuz değilim:
Cennet cehennem umrumda değilse de
Ötede hem şarap olacak, hem de sevgilim.
_____________________________
Ey kara cübbeli, senin gündüzün gece;
Taş atma dünyayı bilmek isteyenlere.
Onlar Yaradanın sanatı peşindeler:
Senin aklın fikrin abdest bozan şeylerde
_____________________________
Her gün tövbe eder bozarız biz;
Şanı şerefi de boşarız biz;
Kusur işlersek ayıplamayın:
Sarhoş doğduk, sarhoş yaşarız biz.
_____________________________
Şu sonsuz sayvanı donatan yıldızlar
Akılların aklını durdururlar;
Sen aklından şaşmamaya bak ve bil ki
O tedbirli yıldızlar da yoldan çıkarlar.
_____________________________
Derdin avucundan şarap içmedikçe
Bir yudum su içmiş değilim gönlümce;
Kimsenin tuzuna da ekmek banmadım
Ciğerimi kebap edip yemedikçe.
_____________________________
Daha nice sürsün yalan dolanı ömrün;
Daha nice dert sunsun sakisi ömrün;
Uzatma; kadehindeki son yudum gibi
Bırak dökülsün yere kalanı ömrün.
_____________________________
Her gün şarap cümbüşüne dalanların da
Her gece mihrap önünde kalanların da
Islanmayanı yok, yağmur altında hepsi:
Bir uyanık var, ötekiler hep uykuda.
_____________________________
Unutma, amansız feleğin çarkındasın;
Şarap iç, çünkü ateşten bir dünyadasın;
Madem ki yerin önünde sonunda toprak
Farzet ki üstünde değil altındasın.
_____________________________
Sevgiliyle sabah içmedeyiz, saki;
Biz Nasuh tövbesi bilmeyiz, saki;
Yeter okuduğun Nuh hikayesi
Hemen dolsun huzur kasemiz, saki.
_____________________________
Madem aman vermiyor ecel, saki,
Kadeh boş kalmasın, aman gel, saki;
Şu üç beş günlük dünyada gam yemek
Bizim gönlümüzce iş değil, saki.
_____________________________
Her sabah çiğle bezenir yüzü lalenin;
Yeşillikte bükülür boynu menekşenin;
Ama daha gönlümcedir hali goncenin
Çeker eteğini, derlenir için için.
_____________________________
Şarap sonsuz hayat kaynağıdır, iç;
Gençlik sevincinin pınarıdır, iç;
Gamı yakar eritir ateş gibi,
Sağlık sularından şifalıdır, iç.
_____________________________
Açılmışken nasılsa mutluluk gülün
Niçin elinde kadeh yok böyle bir gün?
Şarap iç, can düşmanındır geçen zaman:
Bir daha bu fırsatı bulman ne mümkün?
_____________________________
Gönül, bir düş madem dünya gerçeği
Ne dertlenir, alçaltırsın kendini?
Hoşgör kaderini, gününü gün et:
Yazılan senin için bozulmaz ki.
_____________________________
Sevenlerinden yer yok ben garibe;
Derdine düşenlerle başım dertte;
Sarmışlar seni kum bulutu gibi
Gül yüzünden ışık mı düşer bize.
_____________________________
Yoksula, yoksulluğa yakın ettin beni;
Dertlere, gurbetlere alıştırdın beni;
Yakınların ancak ere bu mertebeye;
Tanrım, ne hizmet gördüm de kayırdın beni?
_____________________________
İnsanlık yaratılalı olgun kişiler
Bulduklarıyla yetinip dert çekmediler
Birbirine girdi gözü doymayanlarsa:
Çok isteme kaderden başın derde girer.
_____________________________
Kim yüreğini uydurduysa aklına
Bir anını yitirmedi bu dünyada;
Ya Tanrı uğruna emek verdi candan
Ya rahatını aradı buldu şarapta.
_____________________________
Ben şarabı eskimiş acı acı severim;
En çok da ramazanda cumaları içerim;
Helal üzümünü ezdim doldurdum küpe:
Ne olur,içinceyedek ekşitme Tanrım.
_____________________________
Ben olmayınca bu güller, bu serviler yok.
Kızıl dudaklar, mis kokulu şaraplar yok.
Sabahlar, akşamlar, sevinçler tasalar yok.
Ben düşündükçe var dünya, ben yok o da yok.
_____________________________
Aşk o yüce mimar, beden evimi kurunca
Aşk dersini yazdırdı bana her dersten önce
Sonra bir parça altın koparıp yüreğimden
Air anahtar yaptı mana hazinelerine.
_____________________________
Gök yaban gülleri döküyor eteğinden
Bir çiçek yağmuruna tutuldu sanki çimen
Gül şarap dolsun kadehimin lalesine
Mor buluttan yere yaseminler düşerken.
_____________________________
Şarap iç, azlık çokluk silinsin kafandan
Kurtul yetmiş iki milletin kaygusundan
Perhize kalkma sakın dokunur diye şarap.
Şarap ki bir dirhemi bin bir derde derman.
_____________________________
Can yoldaşı dostlar çekildi gittiler
Ecel çiğnedi hepsini birer birer
Yan yana oturmuştuk hayat sofrasına
Bizden birkaç kadeh önce sızdı gittiler.
_____________________________
Yokluk suyuyla ekilmiş tohumum benim
Gam ateşiyle tutuşmuş yanar yüreğim
Alındığım toprağa verilmeden önce
dünyanın serseri yelleri önündeyim.
_____________________________
Bu masmavi kubbenin kurulduğu gün
Bu nur Cevza burcuna verildiği gün
Mumun başına bağlanan alev gibi
Bağlandı yüreğime senin aşk gülün.
_____________________________
Seher yeli eser yırtar eteğini gülün
Güle baktıkça çırpınır yüreği bülbülün
Sen şarap içmene bak, çünkü nice gül yüzler
Kopup dallarından toprak olmadalar her gün.
_____________________________
Mezarda yatanların toz toprak her biri
Zerre zerre dağılıp gitmiş bedenleri
Ne şarap ki bir içen sızmış mahşeredek
İşten güçten habersizler yıllardan beri.
_____________________________
Bu yıldızlı gökler ne zaman başladı dönmeye?
Ne zaman yıkılıp gidecek bu güzelim kubbe?
Aklın yollarıyla ölçüp biçemezsin bunu sen
Mantıkların, kıyasların sökmez senin bu işde.
_____________________________
Bin bir tuzak kurarsın yolum üstüne
Adım atma yakalarım dersin bir de
Bir zerre var mı dünyada yönetmediğin
Neden asi dersin kendi yürüttüğüne?
_____________________________
Bu dünya sırrını söylemez kimseye;
Bİn Mahmud' u bin Ayaz' ı serdi yere;
Şarap iç, dünyaya gelinmez iki kez:
Bir kez giden bir daha gelmez geriye.
_____________________________
Bu dünyaya gelip gitmemizin kazancı nerde?
Ömrümüzün umut ipliği ne oldu, nerde?
Bu feleğin çemberinde nice temiz canlar
Yandı kül oldular, hani dumanları, nerde?
_____________________________
Bilmem, Tanrım, beni yaratırken neydi niyetin,
Bana cenneti mi, cehennemi mi nasip ettin;
Bir kadeh, bir güzel, bir çalgı bir de yeşil çimen
Bunlar benim olsun, veresiye cennet de senin.
_____________________________
Feleğin atı eğerlenip dizginlediği gün
Göklerin yıldızlarla donatıldığı gün
Bize bu nasibi verdi kader divanı
Biz yoktuk kusur paylarımız dağıldığı gün.
_____________________________
Oruç tutup namaz kılmağa kalktım geçende
Dedim belki öyle ererim dileklerime
Yazık ki bir kuru yelle bozuldu abdestim
Bir damla şarapla da orucum gitti güme.
_____________________________
Bak, Saki, yüreğim arındı bütün kaygılardan
Gitti o kükreyen aslanlar, bomboş şimdi orman
Gece yıldız saçarken göklerin şarap kasesi
Benim kadeh boş günümü gün edeceğim zaman.
_____________________________
Senden benden önce kadın erkek niceleri
Şenlendirip süslediler dünya denen yeri
Senin tenin de toprağa karışacak yarın
Senden beslenecek nice insan bedenleri.
_____________________________
Gönlünü hoş tut, sonu gelmez kaygıların
Gök kubbede çatışması bitmez yıldızların
Senin toprağa karışacak bedenlerinse
Tuğla olacak sarayına başkalarının.
_____________________________
Tanrı evrenin canı, evrense tek bir beden
Melekler bu bedenin duyuları hep birden
Yerde gökte canlı, cansız ne varsa birer uzuv:
Budur Tanrı birliği, boştur başka her söylenen
_____________________________
Kader defterimi yeniden yazabilseydim
Kendime gönlümce bir hayat seçerdim;
Bütün dertleri siler atardım dünyamızdan
Sevinçten göklere uçardı düşüncelerim.
_____________________________
Şu senin benim dediğimiz toprak neyimizdir
Birkaç günlük cennetimiz cehennemizdir
Bugün su içtiğin şu testi toprak olunca
Mezarına atılır belki bir gün, kim bilir.
_____________________________
İki günde bir somun geçiyorsa eline
Soğuk suyu da olursa bir kırık testide
Niçin kendinden kötüsüne kul olur insan,
Ne diye girer kendi gibisinin hizmetine?
_____________________________
Bu varlık denizi nerden gelmiş bilen yok;
Öyle bir inci ki bu büyük sır delen yok;
Herkes aklına eseni söylemiş durmuş,
İşin kaynağına giden yolu bulan yok.
_____________________________
Oğul, dünyamızı aydınlatan şarabı sun;
Sevinç gülümüze ay ışığı gibi vursun;
Sular gibi akar gider gençliğin ateşi,
Bir uykudur o senin uyanık mutluluğun.
_____________________________
Dilerim ölünce şarapla yıkanayım
Şarap şiirleriyle talkınlanayım
Mahşer günü arayan olursa beni
Meyhanenin önündeki topraktayım.
_____________________________
Senden benden önce de vardı bu gün bu gece
Felek dönüp durmadaydı hep bu gördüğünce
Usulca bas toptağa, çünkü bastığın yer
Bir güzelin gözbebeğiydi beş on yıl önce.
_____________________________
Yaşamanı akla uydurman gerekir,
Ama bilmezsin akla uygun olan nedir;
Bereket eli çabuktur Zaman Usta'nın,
Başına vura vura sana da öğretir.
_____________________________
Gül mevsimi çimendeyiz su kıyısında
Birkaç nur yüzlü güzel de var aramızda
Şarap sun çünkü sabah erken içenlere
Ne mescit gerekir ne kilise dünyada.
_____________________________
Tanrı gönlünce yaratır da her şeyi
Neden ölüme mahkum eder hepsini?
Yaptığı güzelse neden kırar atar
Çirkinse suçu kim kime yüklemeli?
_____________________________
Ezel avcısı bir yem koydu oltasına
Bir canlı avladı Adem dedi adına
İyi kötü ne varsa yapan kendisiyken
Tutar suçu yükler kendinden başkasına.
_____________________________
Bu dünyada nedir payıma düşen, hiç
Nedir ömrümün kazancı felekten, hiç
Bir sevinç mumuyum sönüversem hiçim
Bir kadehim kırılsam ne kalır benden hiç.
_____________________________
O yakut dudakları kızıl kızıl yanan nerde?
O güzelim kokusu cana can katan nerde?
Müslümanlara şarap haram edilmiştir derler
İçmene bak, haram işlemeyen müslüman nerde?
_____________________________
Bu dünyaya kendi isteğimle gelmedim ben;
Şaşkınlıktan başka şeyim artmadı yaşarken.
Kendi isteğimle de gidiyor değilim şimdi,
Niye geldik kaldık, niye gidiyoruz bilmeden.
_____________________________

Sonsuz çemberinde bu dipsiz evrenin
Gönül hoşluğuyla iç, geçmeden devrin
Ecel şarabın sunulunca da ah etme:
Sıran gelince içmezlik edemezsin.
_____________________________
İç, şarap iç, Mahmut olmak budur;
Çalgı dinle, Davut olmak budur;
Geçmişi, geleceği düşünme
Gününü gün et, yaşamak budur.
_____________________________
Bu ömür kervanı bir tuhaf gelir gider
Kazancın, yaşamasını bildiğin günler;
Saki, bırak şu yarını düşünenleri
Geçti gidiyor gece, geçmeden şarap ver.
_____________________________
Kimileri laf dünyasında şişinip durmuş;
Kimi güzel ardında koşturmuş;
Perdeler inince anlar her biri, ey Gerçek,
Senden ne uzak, ne uzak yollara vurmuş.
_____________________________
Gönlünce de dönse, bu dünyanın sonu ne?
Okunup bitse de ömür destanının, sonu ne?
Yüz yıl dilediğince yaşadın diyelim,
Bir yüz yıl daha yaşasaydın, donu ne?
_____________________________
Bulut geçti, göz yaşları kaldı çimende
Gül rengi şarap içilmez mi böyle günde?
Bugün bu çimen bizim, yarın kim bilir kim
Gezecek bizim toprağın yeşilliğinde.

118 yorum:

  1. Böyle şeylere kanmayın mümin kardeşlerim
    M.F.GÜLEN ORDUSU

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Noldu lan yarram 8 yıl önce yazmışsın fetönün göt yalayıcısı seni??

      Sil
    2. Senin kırık hocandan da bahsetmiş zamanında hayyam ama boşa okumuşsun dizeleri

      Sil
  2. http://video.google.com/videoplay?docid=-9005104054652071821#

    YanıtlaSil
  3. Ooo klişe videolardan biri. Ateizm felsefi bir seçimdir ve çökmesi pek mümkün dğeildir. Gelgelelim bu blog zaten ateizmi savunmuyor, agnostisizm temelli bir blog. Lütfen din felsefesini ve bu blogu biraz daha inceleyip öyle link yollayın.

    YanıtlaSil
  4. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

      Sil
    2. Yukarıdaki iki hakareti de siliyorum. Biri ateistin teiste, diğeri teistin ateiste yönelik, tartışma ahlakına hiçbir katkısı olmayacak söylemlerdir bunlar. Bu, sakın sansür vb. şekilde değerlendirilmesin; blogun yıllardır sürdürmeye çalıştığı çizgisine uygun üsluplar değildir.

      Sil
  5. sadece insan, haklısın.

    Ateistin müslümandan ne kadar çektiğini bizden başkası bilmez.

    YanıtlaSil
  6. Bilseydi gönül lâyıkıyla yaşam sırrını,
    Anlardı ölümde de Tanrı’nın sırrını.
    Kendindeyken bugün anlamadın hiçbir şey;
    Yarın çekip gidince, nasıl anlarsın sırrını?

    Ömer Hayyam güzel söylemiş be Hayyam.

    http://farisii.wordpress.com/category/hayyam-sozlugu/

    YanıtlaSil
  7. Ya o çeviri ya bu çeviri yanlış. Ya da ikiside yanlış. Bence ikiside yanlış.

    Yaşamanın sırlarını bileydin
    Ölümün sırlarını da çözerdin;
    Bugün aklın var, bir şey bildiğin yok:
    Yarın, akılsız, neyi bileceksin?

    YanıtlaSil
  8. birileri geldi birileri gidecek
    Kimi su içti kimi şarap içecek
    Ama herkes bir gün hesap verecek
    o zaman ömer hayyam ne halt edecek

    YanıtlaSil
  9. http://www.alipolat.net/omer-hayyam-tr.pdf

    http://m.friendfeed-media.com/c3de066aa5a5832b725ef91a08eb700c1f1dfe26

    http://www.egesozluk.net/nedir/1265

    YanıtlaSil
  10. http://www.irankulturevi.com/turkce/name/17-18/(05).pdf

    YanıtlaSil
  11. http://pdfcast.org/pdf/mer-hayyam-uyan

    Yaşamaktan bezdim, ne yapsam?

    YanıtlaSil
  12. Nef'i Dinsiz mi?
    Nef’i. Osmanlı zamanı şari. Boğularak idam edilmiş. Nef’i övgü ve sövgüde iyi imiş.

    Müftü efendi bize kâfir demiş
    Tutalım ben O’na diyem Müslüman
    Lâkin varıldıkta ruz-ı mahşere
    İkimiz de çıkarız orada yalan..

    Bu dörtlük hayyamın şu dörtlüğüne benziyor mu?

    bir elde kadeh bir elde kuran
    bir helaldir işimiz bir haram
    şu yarım yamalak dünyada
    ne tam kafiriz ne tam müslüman

    Bu mahlallerde ki Bagdadı ala şah-ı Acem
    Arz-ı rumu ede teshir Abaza hem a köpek

    Sattınız iki soysuz bir olup hanlığı
    Kimseyietmedünüz bu işe mahrem a köpek

    Böyle kalur mu soysuzlar elinde devlet
    noldu ya gayret-i şahenşeh-i azam a köpek

    Hak ******ürdü arabı gitti hele dünyadan
    Kim ******ürse akabince seni bilmem a köpek

    Hem kadeh hem bâde hem bir şûh sâkîdir gönül
    Ehl-i aşkın hâsılı sâhib-mezâkıdır gönül

    Nef’î vefâdır şi’riyle nâdir
    Ol puşt-kâfir anlar da bundan

    Bize pend ile vâ’izler kesel verdikleri yetmez
    Kesel def’ini ko câm-ı sâfadan hem kes el derler.
    43/2- 3


    “Vaizlerin bize öğütle tembellik, uyuşukluk verdikleri yetmezmiş gibi hem tembellik etmeyi
    bırak hem zevk ve eğlence kadehinden elini çek derler.”


    (Kesel, tembellik gevşeklik ve el çekmek olmak üzere iki farklı anlamda kullanılmasından
    dolayı cinas oluşturmuştur.)

    şıka bir tâze dilber de gerekdir mâhasal
    Köhne mey aşk-ı Đlâhî hemdem-i dîrînesi

    Felekde misli yok bir mâh-ı mihr-efrûzumuz vardır
    Güzel sevmekde elhak tâli’-i fîrûzumuz vardır

    YanıtlaSil
  13. http://varcharian.files.wordpress.com/2013/04/semerkant.pdf

    Kulak misafiri oldum. Biri Amin Maalouf’un “semerkant” kitabını okumuş. Ömer Hayyam’ı anlayamamış.
    Bu kişinin kurduğu cümleyi aynen yazıyorum. “Bir bakıyorsun Allah dostu, evliya, bir bakıyorsun kafir dinsiz. Bir şey anlamadım.”

    İnsanlar bir dinleri olduğu için ahlaka ihtiyaçları kalmamış gibi davranıyorlar. (Amin Maalouf)
    Herkes kendi Tanrısına, diğerlerinin dualarını susturması için yakarıyordu. (Amin Maalouf)

    Ey şiir! Sen evrenin yaralrından
    Akan kasın!

    Ey hala yaşayan insanlar!
    Ey doğmamış gelecek!
    Bu düyanızın aklı, idraki zayıf ve şaşkın
    Sınırsız bir karanlıkta…

    Bu yaşam Tanrı’nın gitarı
    İnsanlarda nağmeleri gibi….

    Sevgi, bir şarap arkıdır
    Onu tadan, cehenneme dalar ve yanmaktan korkmaz.

    Niyaz düzeltir işini, namaz değil
    Oyuncaktır sıtk u niyazsız bir namaz

    Dedi:Ey kovulmuş meyhanelere koş
    Kalk, kadehleri içki dolduralım

    Ömür boyu feleğe oldum çırak
    Hala dünya işinde değilim profesör

    Zavallı, yüce, yetkin, eksiğiz
    Pas tutmuş ayna ve Cem’in kadehiyiz

    Ne mahkum orada bellü ne hakim
    Dügündür ki çalan kim oynayan kim

    Ey fuzuli alemün gördüm kamu nimetlerin
    Hiç nimet görmedüm dildar-ı dilber tek leziz

    Ey harir içre tenün mutlak billür içre gülab
    Göğsün ab-ı rüşen ol ab üzre dügmendür habab

    Ol vasıtasıyşa la'i leb-i dil-beri öper
    Camun yüzine gülse n'ola Baki'ya kabak

    Bir saf kız oturdı bir saf oğlan
    Cem oldı behişte hur u gılman

    Oğlanlarla kızlar olsalar yar
    Aşkda bulunur revac-ı bazar

    YanıtlaSil
  14. Bence şair deyince dinsiz, inançsız akla gelecek. İnançlıdan pek şair yada iyi şair çıkmaz. Zaten gelmiş geçmiş bir çok şair inançlımı inançsızmı diye tartışılıyor dimi? Ben bir çok şairin inançsız olduğunu tahmin ediyorum. O Divan şairlrinde çok inançsız var bence. Kaynakları belki zamanında engellendi değiştirildi.
    Sanat, sanatçı deyince inançsızlık akla gelecek.
    Bence gelmiş geçmiş çok bilinmeyen inançsız var. Çok, daha çok.

    Arz-ı Hal

    Ben de günahkâr kullarındanım Allahım...
    Bir ‘Kulhuvallahi’ bilirim dualardan,
    Bir de ‘Yarabbi şükür’ demeyi doyunca.
    Bir kere oruç tutmam ramazan boyunca,
    Ama çekmediğim kalmadı sevdalardan.
    Ben de günahkâr kullarındanım Allahım!...

    Benim gibi kulun çok dünyada, Allahım!...
    Eğer bilmiyorsan işte, haberin olsun.
    Ekmek derdi, aşk derdi unutturdu seni.
    İnsan hatırlamıyor dün ne yediğini.
    Zaten yediğimiz ne ki hatırda dursun.
    Benim gibi kulun çok dünyada, Allahım!...
    Yazdıklarıma sakın darılma Allahım!...
    Meleklerin sana bunları söylemezler.
    Artık, pek yarattığın gibi değil dünya
    İnsanlar hem sabuna karıştı, hem suya:
    Ne olursun, hoşuna gitmedi ise eğer,
    Yazdıklarıma sakın darılma Allahım!...
    Sana birşey soracağım, affet, Allahım!...
    Beş vakit kızlar doluyor camilerine,
    Beyaz yaşmaklı, beyaz tenli, masum kızlar...
    Benim bir defa görüşte yüreğim sızlar;
    Sen tutulmadın mı, içlerinden birine?
    Sana birşey soracağım, affet, Allahım!...

    İşte insanlar bu minval üzre, Allahım!...
    Kıt kanaat sere serpe yollar boyunca...
    Sen, bizim için hâlâ o ezeli sırsın.
    Sen de bizi bilmiş olsan, başkalaşırsın...
    Herkesin kederi, gailesi boyunca.
    İşte insanlar bu minval üzre, Allahım!...

    YanıtlaSil
  15. Paylaşanın belirttiği gibi kimi dörtlükler Şaire ait değil. Bu nedenle dörtlüklerin içinde çelişkiler var.

    İçki ve şarap konusunda ilgili ayetleri paylaşmak istiyorum.

    Ayrıca Dünya Bilim ve Sağlık örgütlerinin içki konusundaki araştırmalarının sonuçlarına bakmak lazım...

    YanıtlaSil
  16. Kuranda içki ile alakalı ayetler

    2:219 - Ey Muhammed! Sana şarap ve kumardan soruyorlar. De ki: Bu ikisinde büyük bir günah, bir de insanlar için bazı menfaatler vardır. Fakat günahları, menfaatlerinden daha büyüktür. Yine sana neyi infak edeceklerini soruyorlar. De ki: İhtiyaçtan fazlasını infak edin. İşte böylece Allah, size âyetlerini açıklıyor. Umulur ki siz düşünürsünüz.

    5:90 - Ey iman edenler! İçki, kumar, dikili taşlar (putlar) ve fal okları şeytan işi birer pisliktir. Bunlardan kaçının ki, kurtuluşa eresiniz.

    5:91 - Şeytan, içki ve kumarla sizin aranıza düşmanlık ve kin sokmak ve sizi Allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık bunlardan vazgeçtiniz değil mi?

    10:4 - Dönüşünüz hep O'nadır. Allah'ın vaadi haktır. Herşeyi ilk baştan yaratan O'dur. Sonra iman edip salih amel işleyenleri hak ettikleri ölçüde mükâfatlandırmak için geri döndürecek olan yine O'dur. Kâfirlere de inkâr ettikleri için kaynar sudan bir içki ve acıklı bir azap vardır.

    16:67 - Hurma ve üzüm ağaçlarının meyvalarından da hem içki, hem de güzel gıdalar edinirsiniz. Şüphesiz ki bunda aklını kullanan kimseler için büyük bir ibret vardır.

    18:29 - Ve de ki: O hak Rabbimizdendir. Artık dileyen iman etsin, dileyen inkâr etsin. Çünkü biz zalimler için öyle bir ateş hazırlamışız ki, duvarları, çepeçevre onları içine alacaktır. Eğer feryad edip yardım isteseler, erimiş maden gibi yüzleri haşlayan bir su ile cevap verilir. O ne kötü bir içecek ve ne kötü bir dayanma yeri!

    37:67 - Sonra üzerine onlar için kaynar bir içecek vardır.

    YanıtlaSil
  17. Alkol kullanım düzeyi

    Alkol kullanım düzeyi bir seferde içilen alkol miktarı, bir hafta ve bir ayda içilen alkol miktarı olarak belirlenir. Bunun için standart içki terimi kullanılmaktadır. Bir küçük kutu biranın içerdiği alkol miktarı, bir tek rakı, cin ya da viskiye ve bir kadeh şaraba eşittir. Bunların tümü “bir standart içki” olarak adlandırılmaktadır. Bir standart içkide 8-13 gram (ortalama 10 gram) alkol vardır.

    Belli bir düzeyin üstünde alkol tüketimi kişide bedensel ve ruhsal zararların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü alkol tüketimi için sınırı şu şekilde bildirmiştir. Kadınlar için bir haftada 14 standart içki tüketimi, erkekler için ise 21 standart içki tüketimi riskli kullanım olarak belirtilmektedir. Günlük tüketimde ise erkeklerin dört standart içki, kadınların ise iki standart içkinin üstünde tüketmemesi gerekmektedir. Bir başka önemli ölçüt haftada en az iki gün alkol alınmamasıdır. Hergün alkol tüketimi bir yaşam tarsi halini almakta ve çeşitli sorunların ortaya çıkmasına zemin hazırlamaktadır.

    Bağımlılar, gebeler, ilaç kullananlar, tıbbi bir hastalığı olanlar ve 18 yaş altı gençler hiç alkol kullanmamalıdır.

    Alkol kullanımınızın ne düzeyde olduğunu, sorunlu bir kullanım olup olmadığını tespit etmek için alkol kullanım bozuklukları saptama ölçeğini (AUDIT) uygulayabilirsiniz.

    Doç.Dr.Defne Tamar Gürol

    YanıtlaSil
  18. Bir sakiden içtim şarap, Arştan yüca meyhanesi
    Ol sakinin mestleriyiz, canlar anın peymanesi

    Bir hastaya vardın ise bir içim su verdin ise
    Yarın orda karşı gele Hak şarabın içmiş gibi

    Bir miskini gördün ise bir eskice verdin ise
    Yarın orda Sana gele Hak şarabın içmiş gibi

    Bildik gelenler geçtiler, gördük konanlar göçtüler
    Aşk şarabın içen canlar, uymaz göçmeğe, konmağa

    Bildik gelen geçer imiş, bildik konan göçer imiş
    Aşk şarabın içer imiş, bu manadan her kim duyar

    Aşkın şarabın içeli kandalığım bilmezem
    Şöyle yavu kıldım beni, isteyuben bulumazam

    İkilikten usandım, birlik hanına kandım
    Derd-i şarabın içtim, dermanım yağma olsun

    Bir kuş olup uçmak gerek
    Bir kenara geçmek gerek
    Bir şaraptan içmek gerek
    İçenler de aymaz ola

    YanıtlaSil
  19. https://www.google.com.tr/search?q=divan+edebiyatı+şarap

    YanıtlaSil
  20. Parvin E'tesami
    https://tr-tr.facebook.com/notes/fars%C3%A7a-%C5%9Fark%C4%B1lar/pervin-itisamiden-bir-%C5%9Fiir/484834368235086
    http://tr.wikipedia.org/wiki/Parvin_E'tesami

    Füruğ 32, Parvin 35 yaşında ölüyor. Biri kaza, biri hastalık görünüyor. Ama ben öyle olduğunu sanmıyorum.

    YanıtlaSil
  21. Gönül kitabından okur, eline kalem almadı. Bundan dahı virdün bize, ol huriyi çüft ü halâl (Okur ama yazmaz. Okur ama bilmez. Gönül kitabı! Akıl kitabı! Arapça ibadet!. Adamın Dinden haberi yok iki huri veriyorsun diyor sanki. Şu Yunusu çözmek gerek.)

    YanıtlaSil
  22. http://www.farukdilaver.com/siirler/YUNUS3.swf

    Cahil adam Dünyada belli bilin ki yoktur (İlimsiz insaa yaşıyor denmez)

    ben yürürüm… ışk neyledi….. dertli ciğerim dağlardım….…. neyledi Gah eserdim yeller gibi gah tozardım … “gah eserüm = kah eserdim” (Önceden şöyle ederdim, gel gör beni ilim neyledi)

    İlmi olan soru sormaz.

    İlmi olanda tevbe olmaz.

    İlmi olan ne deli ne akıllıdır. İlmi olan ne şudur ne budur.

    İlmi/Aklı olan ücrete amel etmez, hurilere aldanmaz (Cennet almak için amel etmez, Cennet Allah’ın verdiği bedel/ücret)

    Alim/Aydın olunca önceden güldüklerime şimdi ağladım.

    Söylesem savaş çıkaracaklar, söylemesem ben duramıyorum, Dünyada çok kalleş beni taşlıyor.

    İlmi inkar eden yolumuzda yoktur.

    Sen alırsın sen verirsin öyleyse bu hesap nedir (Yunus Emre = Ömer Hayyam)

    Bize bizden yakınsın görünmezsin,

    Göz allahı görmez görenler haaber vermez bu hayal nedir

    mülki ezeldir ilim (İlim mükün temelidir

    İlim hiç bir şeyle kıyaslanamaz

    Gönül gözü görmeyenin baş gözü görürmü.

    http://www.farukdilaver.com/siirler/YUNUS1.swf

    bu dünya bir gelindir yeşil kızıl donanmış
    kişi yeni geline bakmaya doyamaz (Bu Dünya Alevi Sunni donanmış. Gelin kelimeside ciddi önemli gibi. Dişiliği/Kadınlığı/Karılığı temsil ediyor. Erkeğin yeni geline doymaması, müslümanın/Dindarın ilk çağlarındaki hevesinimi ifade ediyor acaba. Yani Din insan ömründe bu kadar kısamı diyor. Kelime “bakma” diyor “ilişki” demiyor. Dünyayı yaşamamak sadece bakmak.)

    Bir suret gördü gözüm, secdeye vardı yüzüm, yıkıldı düzenim (Din düzenimi yıktı.)

    Ezeli biliş idük birliğe bitmiş idük
    Mevcudat düştü ırak vücut can yatağıdır (Ezeli bildik, birliği bitirdik, varoluşçuluktan uzaklaştık, canı vücutta bulduk gibi birşeyler mi?)

    İlim ilim bilmektir…… (ilim gerçeği bilmektir. Bir elif harfi dört kitabın ne olduğunu anlatıyor, bir harf dört kitabın ne olduğunu gösteriyor, ben bir harfle dört kitabı sana okumuş olurum, bir harfi hoca olarak bilmiyorsun birde hocayım/alimim diyorsun, Yunus elifi ne tanımladıysa dört kitapta o. Yunus boş bir elif harfi tanımladıysa dört kitap boş demiş olur.)

    Çağırayım mevlam seni. (Dağ, taş, çöl, ahu, yahu, isa, musa, asa… ) (Elim kolum bağlı iken, bana hiç bir şey vermez iken, sana dua etmek. Yaşadığım çölde su dilemek için, eyüp derdinde yakup gözyaşında üstümde başımda birşey yok iken, fakirim garibim. Yani aptalken sana yalvarırım ancak.)

    Çıktım erik dalına onda yedim üzümü. Kerpiç poyraz kaynattım verdim özümü… Ve sonunda
    Yunus bir söz söylemiş
    Hiç bir söze benzemez
    Münafıklar elinden
    Örter mana yüzünü (Hiç bir söze benzemezmiş. O na göre.)

    Bana ilim gerek ilim.

    Dermanım ilim.

    Gerçeği bilen söylemez yalan, riya ile gelen doğru yol (sıratı müstakim) bulmuş değil. (Hoca dediğini yapmıyorsa (riya) o ilim/yol/doğruluk değil)

    İlim yokluktan doğar, çileli olan ilme ulaşır, çileden ermişliğe gidilir, kötülük probleminden aydınlığa.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu duruma göre bugünlere gelerek yazarsak,

      Çıktım aya suyu gördüm
      Baktım suya beni gördüm
      Ab-ı ayda hayat buldum
      Sen bunları bilirmisin

      İlim ile ölümü bildim
      Ölüm bilmek ilim dedim
      Eğer bir gün ölür isem
      Ne şehidim ne niyazi

      Güneş doğar batar durur
      Yeryüzünü sarar durur
      Hem od hem ışk ile
      Ne bahçeleri doldurur

      Bahçende güller bitmesin
      Biterse diken batıvesin
      Gülün ilmini bilmeyenin
      Bülbül gözünü gagalasın

      Karpuz yata yata büyür
      Demeyle ilim olmaz
      Karpuzun kızılını
      Bilmeden yeme olmaz

      Sarı çiçeğe sordunmu hiç
      Neden ortası beyazdır
      Çiçeğe konan arının
      Balı nasıl tatlıdır

      Dünya uydusu aydır
      Gerçek insan ayandır
      Aysız güneşsiz dünya olmaz
      İlimsiz insan olmaz

      Karpuzun dışı yeşildir
      Kes bak içi kızıldır
      Çekirdeği karadır
      Bu işin sırrı erendedir

      Erenlerden olmak için
      Tez işe koyulasın
      Eğer eren olmaz isen
      Dünya odundur bilesin

      İlim bilmeyen can alır
      Yaş dinlemez baş dinlemez
      Bir gün sana sıra gelir
      Cahilin sözü cahile geçmez

      Bir gün 24 saat
      Geçer gider boş taat
      Bırak taatı saatı
      Şu toprakta bitene bak

      Irmaklardan su için
      Ahirete gerek yok
      Bir bekara değmek için
      Hurilere gerek yok

      Topraktan insan olurmu
      Sudan kan oluşurmu
      Bir nutfe yazmakla
      Yaradan bilir olur mu

      Zar dediğin ufak tefek
      Ettin onu çok mübarek
      Cümle kula iman oldu
      Bir kana mallar vermek

      Ab-ı venüsü içtinmi
      İçip ayık oldunmu
      Onda kendini gördünmü
      Ol eren sensin şimdi

      Deprem beni depretir
      O evrene savurur/daldırır
      Tutar yıldıza yaprağa
      Deprem sorar aratır

      Deprem yerde olur
      Kim bilir gökten olur
      O semaya sordunmu
      Söyle deprem niye olur

      Yerde olanı yerden sanma
      Gökte olanı gökten sanma
      Bu Dünya Tanrı’dan sanma
      O Tanrı olsa söyler

      Aya çıktım aydım
      Güneşe çöktüm aydım
      Ağaç dalında eriği
      Ayna yaptım aydım

      Eli bilmeyen elsizdir
      Kolu bilmeyen kolsuzdur
      Beyni bilmeyen beyinsizdir
      Deyip kafa yordunmu

      Dinliye günahtandır
      Dinsize kusurdandır
      Gökten yağan şu taşlar
      Kim bilir ne iştendir

      Fosil okudunmu hiç
      Gözünle gördünmü hiç
      O fosili ayna yapıp
      Evrene baktınmı hiç

      Gözümle gözümü gördüm
      Vardım özümü bildim
      Verdim kulağıma sesi
      İlmin yolunu buldum

      Gökten yağmur yağar
      Şimşeğini bilirmisin
      Şimşek sendede var
      Yağmurunu bilir misin

      Armut dalda yeşil doğar
      Büyür büyür kızıla döner
      Kızıl elma duydun ama
      Kızıl armut gafletin var

      Maymun deyip horlarlar
      Sinir olursun
      Halbuki ilim derler
      Bilmez söversin

      Yağdı yağmur çaktı şimşek
      Nasıl olur bilirmisin eşşoleşşek

      Gibi bir edebiyat/şiir olur mu, Yunus aşağı yukarı bu mu? Bence Yunus az çok böyle olabilir, böyle edebiyatta uygun olmayabilir.

      Sil
  23. Arkadaşlar ömer hayyam bana baya agnostikmiş gibi geliyor hatta bu bilinemez durumunun
    verdiği hüzün ve çaresizlik baya yansımış sanki yazdıklarına ?

    YanıtlaSil
  24. http://e-dergi.atauni.edu.tr/atauniilah/article/view/1020008470/1020007144

    Yüzün metn-i kelamullah sözün ayat-ı rabbani
    Cemalinde ayan olmuş kemal-i sun-ı yezdani

    Allah kelamıyla ayetiyle yaşıyorsun, bu yüzden yüksek derecede sahtekarlık ayan beyan yüzüne vuruyor.

    Vücud cud-ı ilahi.....
    ...........
    ............
    Bu kar-hanede bilsem neyüm benüm nem var

    Allah şöyle böyle imiş, şöyle böyle vermiş, ama benim neyim var bilmiyorum. Allah öyle diyor ama bende bir şey yok.

    Adem…. nurunu
    …. iblis-i lain

    Adem’de Allah nuru olsaydı, İblis secde ederdi. Demek yok ki etmemiş.

    Suret……
    …….başını

    Kul madem senin eserini görmüyor, gözsüz yaratmışsın başını.

    Ey yüzün…………
    ………. hayvan budur

    İnsan değil hayvansınız.

    Zahirim…
    Batınım…………

    Ben zahirim, ben batınım.

    YanıtlaSil
  25. !Emri, Ömer, Emre, Rumi!

    YanıtlaSil
  26. http://www.ahbinelask.com/tasavvuf/mevlanadan-inciler.html
    http://www.pinterest.com/nebosch/%C5%9Fems-mevlana-a%C5%9Fk/
    http://www.mevlana.com/tr/seb-i-arus/

    Neler kaybetti insan 'Kul'a kulluk ugruna.Ah bir varabilseydik 'Kul' olmanın şuuruna.(Kul olmak yanlıştır.)
    Önemli olan seni tamamlayacak ruhu bulmandır..Her peygamberin verdiği öğüt aynıdır: Sana ayna olacak insanı bul...!
    Ey geceleri uykumu alıp götüren 'Sevgili '..Gel,tedbirim kar etmedi! (Takdir,Tedbir)
    Aklım her gün tövbe eder.Nefsim her an tövbemi bozar.Arada kalmış bîçareyim iyiki Senin kapın var.
    Hayvan hayvanlığıyla kurtuldu melek melekliğiyle.İnsan ikisi arasında yalpalayıp durdu.
    Aslında farkındayım hayatımdaki sahte varlıkların,istesem bir anda temizlemesini de bilirim...Ama bunca sahteliğin benim samimiyetime ihtiyacı var.
    Mevla'ya Has Olmayan Gönül,Leyla'ya Paspas Olur.Önce Mevla İçin,Secdelere Gömül....Sonrası Şad Olacaktır İnan,Aşk ile Gönül.(Mevlla demenin Allah demek olduğu açık değil.Mevlana isim,gerçek isim değil.O zaman mevla derken başka bir şey diyor.“İlme has olmayan insan,imana paspas olur.İlmi olan has,imanı olan pas olur.”)
    Ey sevgili,ilacım da sensin,çarem de sensin.Yüz parça olmuş gönlümün nuru da sensin.Çaresiz gönlüm de,senden başka ne varsa hepsi yok oldu.Beni kimsesiz bırakma! Gel! (Allah değil,tüm çare sevgili.Şifa verende,çare verende,nur verende.)
    Ey gönül.Ne tuhaf değil mi? Bir ömür,şah damarından daha yakın bir sevgiliyi aramakla geçiyor.(Allah arama olmayacağına göre,cana yakın bir sevgili aramak,candan birini arama,canan aramak.)
    Hiçbir hayale sığdıramadığım tek gerçeğimsin.Sevdim işte !.Ötesi de yok gerisi de.(Tek Gerçek.)
    Gönül ne tarafı işaret ederse,beş duyu da eteklerini toplayıp o tarafa gider.
    Ölüm günü düğün günüdür.(Doğum günü ne günü? Cenaze günü mü?)

    http://www.antoloji.com/dunya-bir-av-evi-siiri/

    Her yanda yükler var,denkler var,her yanda biz beyiz,uluyuz diyenler var; fakat asıl beyin konağında ne yük var,ne denk.(Halkta yük var,Devlet’te yük yok)

    Nerde toz koparsa orda bir ordu vardır.Çünkü izsiz,dumansız ateş olmaz.(Cinler dumansız ateşten.O zaman Cin diye bir şey olmaz.)

    Sen eri tozdan anla,ne biçim erdir,tozundan anla; toz içinde insanı aramaya bak,tozda iş yok.(Toz ve iş)

    http://www.antoloji.com/tas-yurekli-o-degil-benim-siiri/

    Beden,gebe bir zenci kadın,gönül onun karnındaki beyaz saçlı çocuk.Şu halde benim yarım miskten,yarım kafurdan.(Ahiret cenneti,Dünya cenneti,ben zaten cennetteyim,Ömer Hayyam benzerliği)

    Bu dertten ağlamadayım………..(Politikayı çözmenin ağlaması)

    http://www.antoloji.com/bahar-7-siiri/

    Sevgili=Allah.Allah canımı çiğnedi,bedenimi çiğnedi,….

    http://www.antoloji.com/bir-gececik-siiri/

    Allah’a; Bir gececik uyuma,bir gece bari güzel koku alalım,karnımız doysun,neşemiz olsun,rahatımız olsun,şeytan kör olsun,soyunalım dökülelim bir gececik,………..bir gececik hayat yaşayalım şu Dünya’da.

    http://www.antoloji.com/agit-6-siiri/
    http://www.antoloji.com/ay-ile-gunesim-geldi-siiri/
    http://www.antoloji.com/dun-gece-6-siiri/
    http://www.antoloji.com/ey-balcik-dunya-siiri/

    http://demle.net/y/mevlana-celaleddin-i-rumi_680_1.htm

    üzdüğün kadar üzülürsün,sevdiğin kadar sevilirsin,korkuttuğun kadar korkarsın,kazandırdığın kadar kazanırsın,kaybettirdiğin kadar kaybedersin,aldığın kadar verir verdiğin kadar alırsın,…..

    Herkesin bakmadığı yönden…..(Herkesten başka ol.Müslüman olma,hristiyan olma o olma bu olma)

    İnsan….. gerisi ettir.(İnsan Bilimi)

    Felsefeye sarılan kişinin aklı,akılla anlaşılabilen….(Mevlana Felsefe ile Bilimimi karıştırmış.)

    http://dosyalar.semazen.net/DivaniKebirdenSecmelercilt_1.pdf

    Delilik zincirini sakın ayağımdan çözme.(Çılgınlık zinciri, çılgın mevlana)

    Tatlı teranelerle,parlak bahanelerle... (Yalancı sahtekar Mevlana)

    Sevgilinin bedenini yüzünü incele…

    Aşık olmayan kafirdir.

    Sensiz şarabın tadı tuzu eyfi mesti yok.(Mey kadınsız,kadın meysiz olmaz.Her mey sofrasında kadın ya vardır ya da konuşmada vardır.İçkiye nasıl baılıyrsa,kadınada/seksede öyle bakılıyor)

    Mevlana da Yunus gibi her şeyden yazmış.

    YanıtlaSil
  27. Çalışmak modern köleliktir. (Mandra filozofu)
    Çalışmak ibadettir. (İslam)

    Sen hiç emekli olan kuş gördün mü? (Mandra filozofu)
    İslam’da sigorta.

    Mandra Felsefesi - İslam Felsefesi karşılaştırma.

    http://www.turkcebilgi.com/sozluk/abd

    İbadet kölelik olduğuna göre, İslam çalışmak köleliktir, mandra filozofuda “çalışmak ibadettir” demiş oluyor.

    Çalışmak sadece berber, kasap gibi meslekler değil, namaz, oruç hac vb. de çalışmaktır. O zaman Din işçisi Dünya işçisi diye bir şey çıkıyor. İş veren, işçi, sermaye, … Din işçiliği kapitalizmden çıkamaz. O zaman Din ve Kapitalizm beraberdir. Din ve komünizm olmaz. Her kul Din işçisidir, Allah hem patron/iş veren hem müşteri, hem de işçidir. O zaman Allah komünist, kul kapitalisttir.

    Divan edebiyatında çalışmak, dünya, düğün, evlilik, din, devlet, millet…. araştırmaya devam.

    Şuara süresini tekrar incelemek, şairliğe/şiire İslam neden takmış bundan huylanmak, şiir neden bu kadar etkili bunu düşünmek, bu kadar Divan var neden Türkçeleştirilmiyor bilinmiyor konuşulmuyor bunu düşünmek, edebiyatın felsefeden bilimden dinden farkı, edebiyatın farkı farkındalığı gücü ilhamı öğretimi, Allah’ın/Muhammed’in şairliği, Muhammed’in eserine Divan-ı Kur’an/Edeb-i Kur’an/Adab-ı Kur’an.. diyebilmek, …..

    YanıtlaSil
  28. http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/11478,huseyinmazlumpdf.pdf?0

    güzel allah. Ben müslüman olsam sinir olurum böyle şeylere. Sinir oluyordumda o zamanlar. Güzel Allah ne demek.

    http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/10870,sururipdf.pdf?0

    Hayatın lale cennetlerine itibarı yoktur
    Gül rengi şarabla güzel yüzlere bak

    http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/10855,destaniahmedharamipdf.pdf?0

    Onun birliğini anınca dil
    Hatırda kalmıyor onca müşkil (Dünya unutuluyor, işler asıyor.)

    YanıtlaSil
  29. http://dinicevaplar.com/cahiliye-siiri-ve-kuran/

    Peygambere “deli şair” dedikleri Kur’an’da açık değil. Hatta kime dedikleri açık değil. Ayerler zaten açık değil. Orada “deli şair” diye Allah’a diyorlar olması daha yüksek ihtimal.

    Kur’an şiir için iyi bir malzeme. Bu Kur’an üzerinden çok şiir yazıldı ve Allah’a karşı “telif hakkı” meselesi hiç düşünülmedi. Bu resmen hırsızlık. Allah bu konuda ne yapacak? Allah’a çok borcu var bu şairlerin. Nasıl ödenecek?

    YanıtlaSil
  30. derd ü gam kıldı gönül mülkin harab
    hayra gir saki sunup cam-ı şarab (camda şarap sunarak hayra girmek)

    döne döne ateş-i hicran-ıla
    göğüs ortanda dil oldu kebap (tahmini çeviri)

    mani olmaz haktan feyz almaya camda içki
    billur afetler için olmaz hicab

    .......... hadis
    ....... bais (Dehşet içinde yaşanan durumlarda hadis var, oyun var, karanlık var gibi birşey herhalde.)

    ......ışk olmaya hal
    ....... olursa bahis (Aydınlık yok çünkü ilimciler bahis oynuyor, ilim bahis olmuş)

    ben dilime uzay ilmi tohumunu ekmişim
    .... bahçesinde daha toprak yokken

    YanıtlaSil
  31. Bilim diye bir şey var dersin
    Bilmediğim şeyler var dersin
    Ama nedense müslüman
    Bilirmiş gibi cinayet işlersin

    (Rumuz : Cahili/Ben)

    YanıtlaSil
  32. Bu şaraba, rakıya ……. şöyle bir şeyler yazsak, şöyle bir edebiyat yapsak, (Neyzen Tevfik’ten esti)

    Rakıyı nimet saymak
    Rakıya şükretmek
    Rakıyı zikretmek
    Rakıya hamd etmek
    Rakıya dua etmek
    Rakıyı belden aşağı tutmamak
    Rakıyı el baş üstünde içmek
    Rakıyı üç yudumda içmek
    Rakıyı zemzeme değişmemek
    Rakıyı övmek
    Rakıyı yüceltmek
    Rakıyı büyüklemek
    Rakı ezanı okumak (Rakıya davet)
    Rakı etrafında yedi dönmek / Rakı tavaf etmek
    Orucu rakıyla açmak
    Oruca rakıyla niyetlenmek
    Rakı şişesi resimli seccadede namaz kılmak
    Şehadet ederim ki rakı tektir
    Buğdayı Allah yarattıda, arpayı şeytanmı yarattı
    Sıcak ekmekle buz gibi bira ikilisinin keyfi
    Piknikte rakı ve hurma (sadece rakı ve hurma) (mangalda hurma olurmu acaba)
    Rakı sonrası huşu içinde kılınan namaz
    Rakıhane
    Rakı kitabı yazmak
    Rakı elçisi olmak
    Rakı yağdırmak
    Rakı psikolojisi
    Rakısız Din olmaz, Dinsiz rakı olmaz
    Rakının ülke kalkınmasındaki rolü
    Rakı ve seks
    Rakılı dudağı öpmek
    Rakı ve kadın, rakı ve erkek
    Rakı şişesi şeklinde minare yapmak
    Taze aslan sütü - Bayat inek sütü arasındaki helal haram meselesi
    Seccadeye rakı dökülmesi
    Rakı rengi rakke, şarap rengi tespih, bira rengi seccade

    YanıtlaSil
  33. http://busehir.tumblr.com/post/31519055963/neyzen-tevfik

    Bu şiirin orjinali ne bilmiyorum.

    Ben bundan ilhamla;

    müminmiyim……

    mümin…………

    gibi bir şeyler aklıma geldi.

    Küfür eden biri değilim. Aklım fikrim aşağıda da değil. Ama seks ve islamı çok kurcalarım. Yukarıdakini ben yazdım saymayın. Neyzen olduğunu varsayın. Neyzen sağ olsa (IŞİD için mesela) bunu yazardı deyin.

    Acaba tüm bu islami vecibeler/uygulamalar ahirette bir .. için mi?

    Müslümanken hatırlıyorumda huri dediklerinde salyam akardı. Biz huriler içinmi namaz kıldık, oruç tuttuk ya.

    Bu arada; İslamiyet ve Fuhşiyat/Fahşiyat her neyse. IŞİD fuhşiyat/fahşiyat tan söz ediyor. Fuhşiyat islamiyetin kendisinde, tüm dünyada (şeri ülkeler dahil) ve hatta ahirette de vardır. Neyin kafası bu IŞİD.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. IŞİD mevzusuna baya kızdım. İslam fuhuşken, fuhuşa kızıp örgüt olmak ne büyük bir körlük. IŞİD de bu kibir oldukça kibri körlük tabiki olur. Orospu istemeyen müslüman ile isteyen müslüman savaşı bu manzara. Başka bir şey değil.

      Sil
    2. Bir kadın ile yatan erkeğe aferin diyen, bir erkeğe verdi diye kadın öldüren, fuhşiyat var diye örgüt olan müslüman dünyası.
      Aynı zamanda bu üçlü, ateiste sapık, orospu çocuğu, şerefsiz, seks manyağı vb. karalaması yapar.

      Sil
  34. Mevlanaya göre herşey (insanda) ateşte pişerek oluşuyor.

    Hamdım => Yandım => Piştim (Hamdım piştim yandım değil. Pişme ateşle/yanmayla olur. Piştikten sonraki yanma kullanılmaz/yenilmez/bozulmuş olur.) : Olmamak/Olmamış/Olgunlaşmamış > Yanmak/Ateş/Güneş => Olmak/Olmuş(Olgunlaşmış

    Mevlana : Kalp-Can-El-Ayak-Gül-Lale-Diken-Yumurta-Güneş…. vs. = İnsan-Hayvan-Bitki-Gök-Yer-Uzay-Evren

    Yumurta (ham) => kuluçka (ateş) => civciv

    Sevgide güneş…. sözünde ne kastetmiş(anlatmış olabilir? Bu sözlerde mecaz olamaz. Yada bu sözler tam olarak böyle değil.

    Sevgide/Sevişte güneş gibi ol => Ateş
    Dostlukta akarsu gibi ol => Su
    Tevazuda toprak gibi ol => Toprak
    Hataları örtmede gece gibi ol => ?
    Öfkede ölü gibi ol => ??

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Böyle bir zeka (yada zeka) mecaz yapmaz. Mecaz yapmayanında Din ile işi olmaz.

      Sil
    2. Bu isimler (inançlısı/inançsızı) bence piyasaya itildi. Gaz verildi, övüldü, paralandırıldı vs. oldu adamları Din için kullandılar/kullanıyorlar/kullanacaklar. Tarih ilerledikçe bunlar da ilerleyecek. Yarın başka Mevlana/Hayyam/Yunus vs. görülecek/okunacak.

      Din zaten bizi bile kullanıyorken, bunlar nye kullanılan olmasın.

      Sil
  35. Müftü efendi bize kâfir demiş
    Tutalım ben O'na diyem müselman
    Lâkin varıldıktan ruz-ı mahşere
    İkimiz de çıkarız orda yalan

    Nef’i böyle demiş. Bende buradan yola çıkarak;

    http://www.sozce.com/nedir/150407-hatip
    Hatip : açık, etkili, düzgün konuşan. (Mecaz, çelişki barındırmayan konuşma)

    http://www.sozce.com/nedir/236958-nihat
    Nihat : Huy

    Hatip oğlu bize şeytan oğlu demiş
    Ademi havvayı inkar etmiş
    Nihatı şeytan oldu bu zatın
    Ebedi cehennemi hak etmiş

    Hatip çocuğu bize şeytan çocuğu demiş
    Bu söze müslüman iman etmemiş
    Zira hatipler mecaz yapmaz
    Bu zata babadan nihat geçmemiş

    Hatip kulu bize şeytan kulu demiş
    Allah ayette yarattığım kul demiş
    Yine nihat hatipsiz laf edip
    Şeytanı yaradan kabul etmiş

    Nihat, şeytan ilk inkarcı demiş
    Sonra kıvırıp değil demiş
    Bir daha kıvırıp kibirli demiş
    Şeytan oltasına nihat gelmiş

    Nihat bize şeytan demiş
    Nihatta hatiplik ne arar
    İman/Allah bizde olmaz iken
    Şeytan bizde ne arar

    Ateist kul değilim desede, herkes allah katında kuldur ya hani, allahın yarattığına kul denirse, ve başka bir kulluktan sözedilirse bu allahı inkar olur.

    Babası şeytan demek, ademden havvadan gelmeyi inkar demek.

    Kur’an a/İslam a göre şeytan sadece mümine gelir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hatipsiz nihat bize kibirli demiş
      Nihat çok aşırı kibretmş

      diyede bir şey olabilir.

      Sözün kısası şudur ki; Nihat saçmalamış, islami bilgisisizliğini yada sapkınlığını açık etmiş, “ateist dine nasıl döner” sorusunu “ateist allaha inanıyor” diye cevaplamak kaçmak değilde denir. Hatipoğlundaki kibri yazsak bloğu doldururuz.

      Türkiyede ve dünyada % 100 dürüst ilahiyatçı yoktur/olamaz.

      Sil
    2. Puta tapmak mesela. Bu cümle inkardır küfürdür. Burada gizli küfür varda denebilir. Gizli şirk diye bir şey çıktı ama, gizli küfürden kimse haberdar değil.

      Buna göre kur’an’da puta tapmak, şeytana tapmak diye bir ifade olamaz. Puta uymak, Şeytana uymak gibi bir şey denebilir. Tapmak denemez.

      Doğru dürüst tanım ve çeviri yapmaz, başka anlamlara kayılırsa zaten bu konuda hiç bir şey söylenemez.

      Mecaz her zaman inkara kayar. Yada mecazın özü inkardır. Bunu az çok bir çok (% 40) ateist bilir. Bilmeyende mecaza kapılıp dava açar.

      Sil
    3. Kula kulluk mesela. Bu ifadede küfürdür. Başka anlamlarda kastedilir gibidir ama tek/iki anlamla Allahla ilişkilendiriliyor. Çatışıyor. Bana pek uygun gelmedi. Eğer haklıysam, yukarıdaki ifadelerin ışığında Hatipoğlu kafirdir. Mecaz yapmak zaten küfrün belirtisi ise, hatipoğlu “mecaz yaptım” dediğine göre kafirdir. Mecaz, gerçeği gizlemenin gerekçesidir. Hatipoğlu gerçek anlamda dedim de dese mecaz yaptım da dese o ifadesi küfürdür.

      Sil
  36. Din de yalan dil de yalan
    Gel biraz da sen oyalan

    Para yalan karı yalan
    Banka ev han yalan

    Dün yalan gün yalan
    Yarın yine yalan

    Dünya yalan ahret yalan
    Aradaki mahşer yalan

    Verme yalan alma yalan
    Duyduğun azrail yalan

    Can yalan kan yalan
    Can kan yapan nutfe yalan

    Tanrı söyler yalan kul söyler yalan
    Yaşadığın kader yalan

    Yapma yalan etme yalan
    Kader deme sen ettin yalan

    Ateşsiz ten yalan canansız can yalan
    Bir odunla cehennem bir ırmakla cennet yalan

    Ah yalan vah yalan
    Vahşetsin yalan

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Rahman yalan şeytan yalan
      Yalana sarılan insan yalan

      Hatim yalan matem yalan
      Gidene ağlayan yalan

      Yasin yalan neşe yalan
      Doğana gülen yalan

      Neşe yalan keder yalan
      Gülen ağlayan yalan

      Yapma yalan etme yalan
      Yapıp ettikçe gider yalan

      Yapma yalan etme yalan
      Yapıp ettikçe gelir yalan

      Harcanan zaman yalan
      Yanan sönen mum yalan

      Yalan da yalan
      Herşey yalan

      Sil
  37. yalnızlık yalanlardan kaçmak
    yalnızlık yalanlardan kopmak
    yalnızlık yalanlardan dolayı

    yalnızlık yalanlardan sıkılmamak
    yalnızlık yalanlardan sıkmamak
    yalnızlık sıkılmamak

    yalnızlık yalan duymamak
    yalnızlık yalan duyurmamak
    yalnızlık yalansızlık

    yalnızlığı severim yalansızlığından ötürü
    yalandım, yalnız kaldım, gerçek oldum

    senle olursam yalanım
    yalnız kalırsam gerçeğim/hakanım

    ben seninle yalanım
    ben seninle yabanım

    seninle sevişimiz yalan
    seninle savaşımız yalan

    senlede yabanım yalnızda yabanım
    ben her iki şekildede yabanım

    kurtulamadım yalanlardan
    dürüstüm kendime ama, başkasına yalan

    yalnızlık yanlış değil
    yanlış olan yaşadığımız yalan

    yalnızsam yalansız ve suçsuzum
    senleysem yalanlı ve suçluyum

    ben yayanım yana yana
    gel gör beni yalan neyledi

    sende allahtan korkmayarak yalan
    bende insandan korkarak yalan

    yalnızlık allahtan kaçmak
    yalnızlık şeytandan kaçmak
    yalnızlık iki düşmandan kaçmak

    Şu müslimin dilleri
    yalan allah deyu deyu

    sende allahlı yalanlar
    bende allahsız yalanlar

    seni verdiler yalana
    beni vurdular

    orada bir yalan var yakında
    o yalan bunların yalanı

    sen pembe köşklü kerhanede yalan
    ben kara toprak üstünde yavan

    senin üstüne akan şaraplar yalan
    benim yanımda akan sular yavan

    yalnızlık yalnızlık
    en iyisi
    dünyadada ahrettede yalnızlık

    yalnızlık duadan kurtulmak
    yalnızlık bedduadan kurtulmak

    yalnız yalan sevişlerden kaçmak
    yalnızlık yalan savaşlardan kaçmak

    yalnızlık başına dert almamak
    yalnızlık başına fert almamak

    yalnızlık sorumsuzluk
    yalnızlık sorunsuzluk

    yalnızlık kampanyadan uzaklık
    yalnızlık kumpanyadan uzaklık

    yalnızlık bonus yalanlarından kurtulmak
    yalnızlık puan yalanlarından kurtulmak

    yalnızlık tasmalardan kurtulmak
    yalnızlık tusmalardan kurtulmak

    yalnızlık dergahı acı dergahı değildir
    yalnızlık dert değildir

    yalnızlık hazar beklemez
    yalnızlık huzur beklemez
    yalnızlık hızırda beklemez
    yalnızlık beklemez

    yalnızlık hastalık değil
    yalnızlık engellik değil
    yalnızlık sıhhat aramaz

    yalnıza doktor olmaz
    yalnıza hakim olmaz
    yalnıza tanrı olmaz
    yalnıza şeytan olmaz
    yalnıza yol olmaz
    yalnıza sırat olmaz
    yalnıza köprü olmaz
    yalnıza hüküm olmaz
    yalnıza yük olmaz
    yalnıza hürlük olmaz
    yalnıza güçlük olmaz
    yalnıza geçlik olmaz
    yalnıza iman olmaz
    yalnıza küfür olmaz
    yalnız kurban olmaz
    yalnız sapan olmaz
    yalnız kapan olmaz
    yalnızın saati olmaz
    yalnızın yeri olmaz
    yalnızın yurdu olmaz
    yalnızın dili dini ırkı olmaz

    yalnızlık satın alınamaz
    yalnızlık satılmaz
    yalnızlık bırakılmaz
    yalnızlık, yalnızca yalnızlık

    yalnızlık hu yalnızlık
    yalnızlık ha yalnızlık
    yalnızlık he yalnızlık

    yalnızlığın ateşine gel bir yanalım
    allah demeden yalnız kalalım

    yalnızlık demi erler demi
    yalnızlık mumu erler mumu
    yalnızlık nur
    yalnızlık kur
    yalnızlık tur

    bir dakika yalnızlık doldu taştı gönlümden
    bir dakika bir ömrü kurtarmıştı ölümden

    YanıtlaSil
  38. http://kemalselanikibelgeleri.blogspot.com.tr/2013/02/cankaya-kosku-adeta-meshur-ve-muteber.html

    YanıtlaSil
  39. Hazar yalan huzur yalan
    Sana koşan hızır yalan

    Roma yalan paris yalan
    İstanbulda hayat yalan

    O köy yalan bu köy yalan
    Şu köydede hayat yalan

    Dünyada da yalan ahrette de yalan
    Bir yerlerde cennet yalan

    Leyla yalan mecnun yalan
    Yaşadığın aşk yalan

    Dert yalan derman yalan
    Dert derman vermek yalan

    Dert yalan derman yalan
    Dert derman almak yalan

    Gürleme yalan yağma yalan
    Gökten helva bıldırcın yalan

    Büyük yalan patlama yalan
    Üflemeyle kıyamet yalan

    Şarap yalan huri yalan
    Cennette huzur yalan

    Hizmet yalan hürmet yalan
    Satınla cennet yalan

    Pahalı yalan ucuz yalan
    Hayatın değeri yalan

    Ucuz yalan pahalı yalan
    Canın değeri yalan

    O yalan bu yalan
    Sen yalan ben yalan

    Ömer yalan yunus yalan
    Nazım yalan yusuf yalan

    Bonus yalan puan yalan
    İkram hediye kıyak yalan

    As yalan üs yalan
    Sayılmayan o da yalan

    Ordu yalan polis yalan
    Dört taraf güven yalan

    Hüküm yalan hakim yalan
    Adalet mülk temel yalan

    Devlet yalan millet yalan
    Yazılan kanun yalan

    Koy yalan kay yalan
    Ettiğin küfür yalan

    Şeker yalan tuz yalan
    Yaraya konan buz yalan

    Küçük yalan büyük yalan
    Yalanın değeri yalan

    Pembe yalan kırmızı yalan
    Yalanın rengi yalan

    Saz yalan söz yalan
    Nakaratlar çifte yalan

    Yağ yalan bal yalan
    Aldığın lezzet yalan

    Yedin yalan içtin yalan
    işedin yalan sıçtın yalan

    Hatim yalan matem yalan
    Okuyan ağlayan yalan

    Mevlit yalan evlat yalan
    Okuyan gülen yalan

    Anan yalan baban yalan
    Sana olan sevgi yalan

    Analık yalan babalık yalan
    Senin buna saygı yalan

    Tanrı yalan kul yalan
    Ettiğin iman yalan

    Tanrı yalan kul yalan
    Ettiğin küfür yalan

    İki sözün biri yalan
    Doğuran doğru öldüren yalan

    Tattım yalan duydum yalan
    Desede gördüm o da yalan

    Aldın yalan sattın yalan
    Açlığın tokluğun yalan

    Şan yalan şeref yalan
    Her yerde namus yalan

    Tadım yalan doyum yalan
    Ettiğin şükür yalan

    Yatma yalan kalkma yalan
    Erken öten horoz yalan

    Çoban yalan koyun yalan
    Kaval ot ahır yalan

    İman yalan ilim yalan
    Satınla kitap yalan

    Din yalan bilim yalan
    Satınla bilgi yalan

    Sabah yalan akşam yalan
    Yatsı geldi söndü yalan

    Sönsede yatsıda yalan
    Yarın sabah yine yalan

    Soğuk nurla iman yalan
    Isıtmayan güneş yalan

    Saç yalan sakal yalan
    Kese gele kıllar yalan

    Okumayla bilgi yalan
    Yaşanmayan bilgi yalan

    Meme yalan mama yalan
    Haram edilen süt yalan

    Ele yalan ağza yalan
    Aldığın zevk yalan

    Öne yalan arda yalan
    Girmeyle mutluluk yalan

    Veriş yalan varış yalan
    Dolup boşalman yalan

    Azman yalan sapman yalan
    Arada olsan o da yalan

    Koku yalan doku yalan
    Olduğun tahrik yalan

    İman yalan küfür yalan
    Mümin yalan kafir yalan

    Ana yalan ata yalan
    Cezaevi ada yalan

    Orak yalan dirgen yalan
    Bağ bahçe tarla yalan

    Dar yalan geniş yalan
    Ettiğin dua yalan

    Düştüğün dar yalan vardığın geniş yalan
    Ettiğin duan şükrün yalan

    Düşmen yalan kalkman yalan
    Düşmez kalkmaz o da yalan

    Selam yalan selim yalan
    Çifte secde “namaz nakaratı” çifte yalan

    Tayyip yalan ahmet yalan
    Bunlardan nimet yalan

    Var yalan yok yalan
    Aradaki yine yalan

    Teizm yalan ateizm yalan
    Bunlar arası yine yalan

    Savaş yalan barış yalan
    Olmasa bunlar o da yalan

    Dünya yalan hayat yalan
    Böyle gitmez o da yalan

    Dost yalan düşman yalan
    Düşeni vuran kaldıran yalan

    Naber yalan nasılsın yalan
    Hatır vefa sohbet yalan

    Dert yalan derman yalan
    Zehir şifa sorman yalan

    Gelecek azrail yalan
    Üfleyecek israfil yalan

    Yıldız yalan ay yalan
    Bunlara bakan o da yalan

    Fal yalan Fel yalan
    Falsız felsiz kalma yalan

    Felsefe yalan edebiyat yalan
    Bu şiir de elbet yalan

    Domuz yalan inek yalan
    Balık tavuk hepsi yalan

    Kalbur yalan basan yalan
    Boğaz, kazan diben yalan

    Oturtan yalan yaran yalan
    İmam bayıltan hep yalan

    Kürt yalan türk yalan
    Hepimiz insan o da yalan

    O yalan bu yalan
    Bu şiirin biteceği yalan

    İlham kaynağı = mandra filozofu, horoz, sincap, inek, yunus emre, islam, müslim, bağ, bahçe, dağ, tepe.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Pek edebi değilim Yazayım gitsin dedim yazdım. Mandra filozofu beni bozdu herhalde.

      Sil
  40. özgürlük özlük
    özgürlük özellik
    özgürlük özne
    özgürlük özün
    özgürlük özen
    özgürlük özgü
    özgürlük özge

    özgürlük hafiflemek
    özgürlük yumuşamak
    özgürlük hızlanmak
    özgürlük ısınmak
    özgürlük görmek
    özgürlük aydınlanmak

    özgürlük namaz kılmaz
    özgürlük oruç tutmaz

    özgürlük kerhaneye gtmez
    özgürlük meyhaneye gitmez

    özgürlük fitne çıkarmaz
    özgürlük kuyu kazmaz
    özgürlük kumar oynamaz
    özgürlük savaşa koşmaz

    özgürlükte rüşvet olmaz
    özgürlükte faiz olmaz
    özgürlükt emanet olmaz
    özgürlükte hıyanet olmaz

    özgürlük gösterişe bakmaz
    özgürlük gösteriş yapmaz

    özgürlük aşık olmaz
    özgürlük evlenmez
    özgürlük nikah yapmaz
    özgürlük kola girmez
    özgürlük kula girmez

    özgürlük kıskanmaz
    özgürlük çalmaz
    özgürlük gasp etmez
    özgürlük dövmez
    özgürlük öldürmez

    özgürlükte bela yok
    özgürlükte sela yok
    özgürlükte mela yok
    özgürlükte fela yok

    özgürlük bilmek
    özgürlük gökyüzünü bilmek
    özgürlük yeryüzünü bilmek
    özgürlük kendini bilmek
    özgürlük seni bilmek
    özgürlük onu bilmek

    özgürlük bulmak
    özgürlük aradığını bulmak
    özgürlük yolunu bulmak

    özgürlük mutluluk

    özgürlük duadan ayrı
    özgürlük bedduadan ayrı

    özgürlük huriden ayrı
    özgürlük şaraptan ayrı

    özgürlük ahirette bile olmayan

    özgürlük uyku

    özgürlük konuşmaz
    özgürlük susmaz
    özgürlük bağırmaz
    özgürlük çağırmaz
    özgürlük söylenmez

    özgürlük yenilmez
    özgürlük içilmez

    özgürlük aykı
    özgürlük alkı
    özgürlük azkı

    özgürlük kibirlenmez
    özgürlük secde etmez
    özgürlük yalvarmaz
    özgürlük kinlenmez
    özgürlük dinlenmez
    özgürlük dunlanmaz

    özgürlük rüyadan ayrı
    özgürlük riyadan ayrı
    özgürlük reyadan ayrı

    özgürlük seviş
    özgürlük öpücük
    özgürlük sarılmak
    özgürlük serilmek
    özgürlük fışkırmak

    özgürlük soruksuzluk
    özgürlük sorulsuzluk
    özgürlük sorumsuzluk
    özgürlük sorunsuzluk

    özgürlük sorgulanmamak
    özgürlük sorgulamak

    özgürlük anlam
    özgürlük ünlem
    özgürlük önlem

    özgürlük sıcacık olmak

    özgürlük yekten kurtulmak
    özgürlük yükten kurtulmak
    özgürlük yoktan kurtulmak

    YanıtlaSil
  41. Ömer hayyamın bu dörtlüğü ile

    Irmaklarından şaraplar akacak diyorsun,
    Cennet-i âlâ meyhane midir?
    Her kuluna iki huri vereceğim diyorsun,
    Cennet-i âlâ kerhane midir?

    Yunus emrenin bu dörtlükle başlayan şiirinden

    Şol cennetin ırmakları
    Akar Allah deyu deyu
    Çıkmış İslam bülbülleri
    Öter Allah deyu deyu

    eserek bi şiir çıkıyo ama yazmıycam. Özet vericem.

    Meyhanenin ırmakları
    akar alllah diye diye

    “secde eden futbol”
    ,,,,,,,,,,,, golleri
    atar all…….
    ………..secde
    eder al…..

    ……….içki
    içer all…..

    YanıtlaSil
  42. Yarım somunun var mı? Bir ufak da evin?
    Kimselerin kulu kölesi değil misin?
    Kimsenin sırtından geçindiğin de yok ya?
    Keyfine bak: en hoş dünyası olan sensin

    Putların, Kabenin istediği: Kölelik;
    Çanların, ezanın dilediği: Kölelik;
    Mihraptı, kiliseydi, tespihti, salipti
    Nedir hepsinin özlediği? Kölelik.

    muhammedin istediği kölelik
    süleymanın istediği kölelik
    tayyibin istediği kölelik
    benim istediğim. herhalde buda kölelik

    özgür ateist - köle ateist

    hür ateist/hüre hür ateist/ - kul ateist/kula kul ateist/puta put ateist/kullanılan ateist/hor ateist/hır ateist/har ateist

    ateist bile kul/köle. teistin kulu.

    hayvan insanın kulu

    bu dünyada ya kulun olacak yada kul olacan. hür olmak diye birşey yok galiba.

    YanıtlaSil
  43. tanrı girdi içeri
    kitap verdi ve çıktı
    okudular
    inandılar
    sonra şeytan girdi içeri
    kitabı atmalarını istiyordu
    onları ikna etmeye çalışıyodu
    inanmadılar
    kitaba sımsıkı sarıldılar
    şeytanı kovdular

    tanrı ve şaytanın devamlı gözleri üstlerindeydi
    tanrı kaybetmemeye şeytan kazanmaya bakıyordu

    hayatları değişti
    günleri daha yoğun geçmeye başladı
    artık hayatlarına bi iş daha eklediler
    daha çok kazanacaklarını zannettikleri bi iş
    çocuklarınada okuttular
    cinler melekler tanrı şeytan aileyi gözlüyodu
    melekler herşeylerini not edip tanrıya bildiriyodu
    şeytan bu kulluk karşısında kuduruyor, bi şeyler planlıyodu
    şeytan yavaş yavaş sabırla azimle ilerleyecekti
    işe koyuldu
    zorlama din üzerinden yaklaştı çocuğa
    öyle ya, çocuk baskı altında kılıyor, okuyor, tutuyordu
    baskı altında işler yaptırılıyor, eziliyodu
    ve önce çocuğu kitaptan ayırdı
    kardeşleride bu baskıyı duyunca onlarıda koparmış oldu
    ama anne baba kopmadı
    çocuklar uzaklaştıkça onlar yaklaşıyodu
    anne baba tanrıya yaklaşırken, çocuklar ise şeytana yaklaşıyordu
    içlerinden kendine bir adım yaklaşan çocuğa şeytan on adım yaklaştı
    şeytan ona bilmediklerini öğretti
    şeytan ona tanrının öğretmediklerini öğretti
    bunları öğrendikçe çocuğun kafası karıştı
    ve son bir gösteri ile
    bu çocuğun imanını aldı
    ama şuda vardı
    çocuk şeytanın kendinden uzaklaşmasını istemiyodu
    o da biraz arada uydurdu

    tanrı seslendi
    şeytan senin aklını çeliyor
    şöyle olmanı istiyor böyle olmanı istiyor
    bana inan bana sığın
    ama nafile, gerçek ortadaydı, tanrı oyun oynamıştı
    yıllarca tanrıdan kazık yiyen çocuğun psikolojisi bozuldu
    çocuk durumunu anlatsada kimseye inandıramadı
    sen tanrıya inanmadığın için bozuldun dediler
    şeytana kandığın için bozuldun dediler
    deli dediler, şeytan girmiş dediler

    çocuk şeytana kapılmış gidiyordu
    sohbetler gelişmiş, çaylar kahveler artmış
    mutluluğa yolculuk hayallari kuruluyodu
    şeytan huzur vaadlerini bin bin sıralıyodu
    dünyada cennetin yolunu gösteriyodu çocuğa

    bir imansız bin imansız demekti
    tanrıda ölüm var da şeytanda yok mu
    şeytan tanrıya imansız, kendine imanlı göndermeliydi çocuğu
    bunun için acele etmeliydi
    tanrı kendine imanlı göndermek için hızlı davranırken
    şeytanda kendine imanlı göndermek için hızlıydı
    nne baba tanrının oyununu farkederse durum kritikti
    çocuk şeytanında oyunu farkettiğinde ise bu ikisi “tanrı ve şeytan” içinde hiç iyi olmazdı
    tanrısız ve şeytansız olanı kimse kullanamazdı
    bir an önce uyanmadan anne babayı, çocuğu öldürmeli
    ikisininde planı buydu

    ümit girdi içeri
    bi türlü çıkmıyordu
    anne baba sayıklıyordu
    çocuğumuz tanrıyı bulacak. doğruyu bulacak
    hemde bizden iyi olacak
    tertemiz günahsız olacak
    namazlarında tanrıya yakarıyorlardı
    tanrım sen çocuğumuza doğru yolu göster

    şeytanla çocuğun birlikteliği sürüyodu
    bir gün bişey oldu
    çocuk bişeylerin ters gittiğinin farkına vardı
    yine bi oyunun içinde olduğunu düşündü
    ve çocuk şeytanın da yalanını buldu

    eğer çocuk farketmeseydi
    bu oyunun sonunda
    tanrı anne babayı, şeytan çocuğu öldürecekti

    YanıtlaSil
  44. tanrı ifade alıyor
    ama baskı var
    baskı altında ifade alınıyosa
    bu işte bi iş var

    tanrı kapıyı açtı
    girmedim
    girmem
    niye gireyim ki
    kim bilir ne çakallık peşindedir yine

    tanrının kapısı herkese açıkmış
    işim olmaz
    herkese kapı açandan hayır gelmez

    tevbe kapısı
    günaha girme kapısı

    cehennem
    dünyada mutlu olmanın cezası

    cennet
    dünyada işlenemeyen günahların bolca işlenebilme yeri

    beni köpek sorgulasın
    sen değil

    şarap içsem
    cennete girme korkusu yaşıyorum

    tanrı selam vermemiş
    sen niye veriyon

    tanrıslam vermiş ama
    selam vermemiş

    köpek seni dinlemiyo
    var bi bildiği

    köpek bakışımla anladı
    ben sana bin cümle kurdum anlamadın

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. “tanrı islam vermiş ama
      selam vermemiş”

      Sil
  45. allahının ettiğini havalandıran mümin
    sözlerini büyük büyük dalgalandıran mümin
    gir içeri usul usul
    beni bu dertten kurtar

    yabancısın buralara nerelerden geliyorsun
    otur dinlen baş ucuma belliki çok yorulmuşsun
    bana kesmeyi anlat bana sövmeyi anlat
    bana kesmeyi anlat kesip biçmeyi anlat

    anlat ki çözülsün dilim/düğüm
    ben müminim demeliyim
    müminliği anlat bana
    senin gibi kesmeliyim

    bana kesmeyi anlat bana sövmeyi anlat
    bana kesmeyi anlat kesip biçmeyi anlat

    YanıtlaSil
  46. tanrı şiir okur, ama dinlemez
    tanrı konuşur, ama konuşturmaz
    tanrı kızar, ama kızdırmaz
    böyle bi tanrı

    tanrı saz çalar
    ariff sağ ı beğenmez
    arif sağ saz çalar
    tanrı sazı dinlenmez

    atasözü olur rabsözü
    rep olur dillerde gezer

    tanrı ölür insan yaşar
    insan ölür tanrı yaşar

    arif sağ sazı leyla eder
    tanrı sazı mecnun eder

    arif sağ sazı leyla eder
    kahhar bari sazı mecnun eder

    tanrı için öl
    şeytan için yaşa

    tanrı çok nankör, ibadetini beğenmiyor

    tanrıya secde yerde, insana secde ayakta olur

    tanrıya secde de baş yere değer, insana secde de baş yere eğer

    ben söylerim bela okurlar
    sen söylersin sela okurlar

    bende senin gibiydim bi zamanlar
    ölüme bi teğet geçti kaçtım

    bende mümindim zamanlar
    seni anlıyorum

    dünyaya da ahirete de yatırım hayatını elinden alır

    bende bi zamanlar senin gibiydim
    bi huri için deli gibiydim

    huri gelir mecnun olursun
    şarap gelir leyla olursun

    başkası için öl
    kendin için yaşa

    dünyaya da ahirete de çalışsan, bi hayat kazanamazsın

    ahirete yatırım dünyanı batırım
    dünyaya yatırım ahiretini batırım

    siz bir kaç tane iyi adamsınız
    biz bin kaç tane ayı adamız “ayı=bilgiyi bulan, bilgi gören, inanma hatasından dönen, bilgisel, bilgi yolunda, aydın, bilen, ….”

    sahurda zehir iftarda panzehir

    siz sarhoşsunuz biz ayık

    tanrı öldürmedik, tanrı öldü

    ben tanrıdan daha değerliyim, yok olmadı, ben değerliyim tanrı değersiz

    kaç paraya bu tanrıya iman

    tanrı sağına yılanı, soluna yalanı verdi

    tanrı sağına yılanı, soluna aslanı verdi

    tanrı başına derdi, ayağına çeki verdi

    tanrı başını ağrıttı, ama ayağına ilaç yazdı

    zehiride panzehiride veren tanrı, ancak kendini sıhhatte sanma, vücut fazla dayanamaz buna

    seni tanrı hasta etti, tedavi için bide para istiyor, bi umutla veriyosun, ama tedavi etmiyor, sabretmen ona zevk veriyor

    dik kafalılar olmasa, bük/eğik kafalılar olur mu

    muhammedin gülü solunca görürüm seni

    teist ayağını yorganına, ateist yorganı ayağına göre uzatır

    teist olur başına dert, ateist olur boşuna dert alırsın

    senin huri ile şarapta gözün, benim huri ile şarapta elim

    tanrı halis kul olma rüyasına gir diye sana gaz veriyor

    oruç tutar aştan olursun
    namaz kılar oştan olursun

    takkeyi makkeyi çöpe attım
    parayı marayı cebe attım

    YanıtlaSil
  47. bana güneşi anlat
    doğumunu izlemeni anlat
    tepende durmasını anlat

    bana ayı yıldızı anlat
    hilale bakmanı anlat
    bakıpta anladığını anlat

    bana burucu anlat
    bana maideyi anlat
    fatiha dan başla nas a kadar anlat

    venüsü uranüsü anlat
    satürnle alakayı anlat
    marstaki gördüğünü anlat

    bana sarı ineği anlat
    bayramınızı anlat
    kavurmalarınızı çevirmelerinizi anlat

    yumurtalarını almak için kovaladığın tavuğu anlat
    tüyünü yolduğun kazı anlat
    gagasını kestiğin kuşu anlat

    bana, insan öldüren ayıyı anlat
    mezar kazıp insan yiyen ayıyı anlat
    bana ayıyı anlat

    bana hayvanları anlat
    hayvanla ilişkini anlat
    yada çelişkini anlat
    her ne varsa herşeyi anlat

    bide insana sarılan ayıyı anlat
    insanı yalayan ayıyı
    oynayan ayıyıda

    bana pornoları anlat
    oyuncakları anlat
    bana ayıcıklı pornoları anlat

    bana açlığı anlat
    bana susuzluğu anlat
    uykusuz gecelerini anlat

    püsküllü seccadeni anlat
    takkenin desenini anlat
    tespihteki taşları anlat

    anlatacak çok şeyin var
    çay koyayım kahve koyayım
    ne koyayım, sen anlat

    antat diyom bak
    anlatabiliyomuyum
    anlat diyom anlat

    bana işçiyi anlat
    bana aşçıyı anlat
    aşçının işçiye etttiğini/yaptığını/menüsünü anlat

    bana helal ülker i
    haram eti yi anlat
    tanrısız coca colayı anlat

    bana ekşi ayranı anlat
    doğradığın bayat ekmeği anlat
    güzelim taze şarabı anlat

    bana cenneti anlat
    bana cehennemi anlat
    mahşeri köprüyü herşeyiyle anlat

    anlamak diyon anlamak
    ama anlatmıyon
    anlatacaksan anlat
    anlat ki, anlayalım
    anlatmayacaksan gelmiyom
    anlat

    inletme anlat
    şu insanlığı anlat
    inleyenleri anlat

    aslanın çakalı öldürmesini anlat
    bizim köydeki tilkiyi anlat
    köyümdeki leşleri anlat

    bana yetimhaneyi anlat
    bana yitimhaneyi anlat
    yetimi yitimi baştan sona anlat

    anlat ki çözülsün düğüm
    anlat ki kurtulalım
    anlat ki mutlanalım

    bana deryayı anlat
    herkesin gözü olan deryayı
    bunun için yapılan kavgaları/katliamları anlat

    bana lozanı anlat
    bana bozanı anlat
    azanı üzeni anlat

    taşaktaki seni anlat
    sendeki taşağı anlat
    sen bana başağı da anlat

    nutfeyi kanı canı anlat
    üflemeyi anlat
    suyu toprağı anlat

    düşen tansiyonunu
    ağrıyan başını anlat
    ölüme giden yolu anlat

    feleha çağırmanı anlat
    selaha çağırmanı anlat
    icabet edenin yolda ölmesini anlat

    bana kusursuzluğu anlat
    bana kusurlarını anlat
    kusurları örtmeyi anlat

    bana süslenmeni anlat
    bana süslemeyi anlat
    bana gösterişi anlat

    allah yolunu anlat
    şeytan yolunu anlat
    bide devlet yolunu anlat

    bana elmayı anlat
    sararıp solmasını anlat
    kızılını yeşilini anlat

    bana dökülen saçları anlat
    dökülen dişleri anlat
    karıştırdığın burnunu anlat

    tadın tuzun yok anlat
    etrafta tozun çok anlat
    üstün başın kir anlat

    marmarayı anlat
    mermer oyu anlat
    oymayı uymayı anlat

    yardığın istanbulu anlat
    yaracağın türkiyeyi anlat
    yardığını yaracaklarını anlat

    kara bulutları anlat
    akan suyu anlat
    içtiğin suyu anlat

    bana üşümeyi anlat
    üşümemek için yaptıklarını
    yaptıklarının ettiğini anlat

    kerhane bombalamamanı anlat
    meyhane bombalamamanı anlat
    ibadethane bombalamanı anlat

    haramı helali anlat
    ikisi arasını anlat
    şu konudaki düğümü çözelim, anlat

    imansız iyiyi cehenneme koymayı
    imanlı kötüyü cennete koymayı anlat
    bana insanlık dışı islamı anlat

    imansıza edilenleri
    imanlıya edilenleri anlat
    imansızın etmediğini imanlının etmesini anlat

    korunamamış kuranını anlat
    düzülememiş dinini anlat
    sen bana anlayamadığım şu imanını anlat

    gözünü anlat
    kulağını anlat
    dil ne için, anlat

    doğru düzgün olmayan giyimini anlat
    şalvarı çarşafı gömleği eteği
    pantolunu kıravatı donu anlat

    görünmeyene imanı anlat
    görünene imanı anlat
    bana imanın şart/zorunlu oluşunu anlat

    güneşe iman etmeni
    yıldıza iman etmeni
    taşa toprağa suya ağaca iman etmeni anlat

    bana eksiksizliği anlat
    bana eksiklerini anlat
    bana eksikleri görmezden gelmeyi anlat

    allah diyerek oynamayı
    allah diyerek eğlenmeyi
    allah diyerek sarhoş olmayı, sürtmeyi dürtmeyi anlat

    YanıtlaSil
  48. namaz kılan kuş gördünmü anlat
    oruç tutan ayı gördünmü anlat
    yiyip içip yatmaktan başka bişey yapan hayvan gördünmü, anlat

    vergi alan aslan
    vurgu yapan ceylan
    veren vuran sırtlan gördünmü, anlat

    sen hiç taciz/tecavüz eden kedi
    domalan tavuk gördünmü, anlat
    içip içip biyerde sızan eşek
    sana tecavüz eden kaplan
    sen hiç orospu yılan gördünmü, anlat

    içi boş karpuzu anlat
    kelek kavunu anlat
    şişmiş hıyarı anlat

    içine ettiğin dünyayı anlat
    dışına ettiğin dünyayı anlat
    ettikçe etmeni anlat

    gökyüzünü anlat
    yeryüzünü anlat
    renk anlatma
    bana işi anlat

    bana kerhaneyi anlat
    bana meyhaneyi anlat
    huriyi şarabı anlat

    bana savaşı anlat
    bana sevişi anlat
    bana iki islamı anlat

    selam verip almayanı
    selam verip almamanı
    selam vermeyeni anlat

    muhammedin gülünü anlat
    gülü anlat
    gülme, gülü anlat

    bana hayrı anlat
    bana şerri anlat
    hayırdaki şerri, şerdeki hayrı anlat

    papatyaların ölüşünü
    menekşenin bozuluşunu anlat
    karanfilin büzülüşünü anlat

    muhammedi anlat
    tükürdüğü yemeği anlat
    senin tükürüğünle muhammedin tükürüğünü anlat

    sen bana yaladığın tükürüklerini anlat
    konuştuğun büyükleri anlat
    ettiğin küfürleri anlat

    bana yalanlarını anlat
    eline geçenleri anlat
    sen bana şu halini baştan anlat

    kocanla/karınla sevişmelerini anlat
    savaşmalarını anlat
    yemeklerini konuşmalarını gezmelerini tozmalarını anlat

    cevizlerin kırılışını
    fındıkların ezilişini
    yarılan fıstığı anlat

    çaldıklarını anlat
    çeldiklerini anlat
    çattıklarını çettiklerini anlat

    bilmeyip biliyomuş gibi olduğunu anlat
    ukalalığını anlat
    akıl değil kalp deyipte bilmenin nasıllığını anlat

    ağlanacak haline gülmeni anlat
    gülünecek haline ağlamanı anlat
    gülsemmi ağlasammı demeni anlat

    bana intiharı anlat
    bana cinayeti anlat
    bana ölmeyi anlat

    yatakta bükülüşünü
    ayakta bükülüşünü anlat
    bükülüşlerini anlat

    anlatacam diyon anlatmıyon
    bide beni anla diyon
    nası olcak bu, bunu anlat

    sakladığın samanları anlat
    yürüttüğün suları anlat
    avladığını evlediğini anlat

    anneni babanı yedi ceddini
    soyunu sopunu sülaleni anlat
    çocukluğunu anlat
    geçmişini gelmişini anlat

    atı avradı silahı
    değiştiğin külahı
    olamayan ıslahı anlat

    anlatsana
    hadi anlat
    susma anlat

    yumurtanın sarısı ne demek, anlat
    yumurtanın beyazı ne demek, anlat
    renkten başka neyin var, anlat

    haksızlığı anlat
    haklılığı anlat
    haksızlığa susmayı, haklılığa kusmayı anlat

    faizi caizi anlat
    caizdeki faizi
    faizdeki caizi anlat

    bana hukuku anlat
    bana hakiki anlat
    bana payımı sayımı haddimi hududumu suçumu seçimi anlat

    anlatılmazı anlat
    anlatılırı anlat
    bana bu ayrımı anlat

    bana dönekliği anlat
    bana dönmelerini anlat
    gidipte dönmeyenleri anlat

    bana ihlası anlat
    ihlastaki ihlassızlığı anlat
    sen bana ihlaslılığı ıhlassızlılığı ihlasları ihlassızları ihlaslarını ihlassızlarını anlat

    akçeni ökçeni anlat
    aldığın komşuları anlat
    bir türlü uyduramadığın ayağını yorganını anlat

    anlatacakların bitmez
    ama başlamıyon bile
    o zaman bana anlatmamanın yada anlatamamanın sebebini anlat

    not=edebiyat yaptım, ama yapmak istemiyom, yapayım bakayım dedim yaptım, yayınlamayacaktım yayınladım, bu şiir bu kadarla kalmaz, daha giderde yeter bu kadar...

    YanıtlaSil
  49. bana dişi kuşu anlat
    bana er kuşu anlat
    sen bana yapanı yıkanı anlat

    bana anlatmayı anlat
    anlamadan anlamış gibi olmayı anlat
    sen bana anlaşılmaz deyip anlamaktan bahsetmeyi anlat

    bana türkçeyi anlat
    bana kürtçeyi anlat
    arap arapça bilmezken bana çevirmeyi anlat

    bana isayı anlat
    bana musayı anlat
    musanın annesizliğini, isanın babasızlığını anlat

    bana yarmayı anlat
    bana yermeyi anlat
    yarma anlatırken yermeyi anlat

    bana dostluğu anlat
    bana düşmanlığı anlat
    dosta düşmanlığı düşmana dostluğu anlat

    bana iftiralarını anlat
    bana iftiharlarını anlat
    iftiralarla iftihar olmayı anlat

    bana fitne sokmamayı anlat
    bana fitil sokmamayı anlat
    bana ne sokacağımı anlat

    sen taşa sıçan hayvan gördün mü anlat
    sen töşe işeyen hayvan gördün mü anlat
    bana işeme sıçmayı anlat

    bana yanılgıyı anlat
    bana yenilgiyi anlat
    bana yanıldıkça yenilmemeyi anlat

    sen hiç yalan söyleyen hayvan gördün mü, anlat
    sen hiç yanlış yapan hayvan gördünmü, anlat
    bana yalanlarını yanlışlarını anlat

    bana anneyi anlat
    bana babayı anlat
    amca dayı hala yenge soy sop sülaleyi

    bana hapishaneyi anlat
    bana hapsedeni anlat
    bana hapsedenin hapishanesini anlat

    bana sırları anlat
    bana surları anlat
    ne sır vardı surlar oldu, anlat

    bana ferhadı anlat
    bana şirini anlar
    bana şirinleri delen/ezen/üzen ferhatları anlat

    bana salıncağı anlat
    bana soluncağı anlat
    salıncakta soluncağı alınanları anlat

    bana tüşlerini anlat
    bana tuşlarını anlat
    bana tuşlarken tüş olmayı anlat

    bana tüşlerini anlat
    bana tuşlarını anlat
    bana tuşlanırken tüş etmeyi anlat

    YanıtlaSil
  50. ne zamandır ömer hayyam ın şarap mısralarına bi anlam bulmaya çalışıyorum.

    şöyle bişey aklıma geldi. ömer hayyam şarapta çok önemli/yararlı bişey buldu. bunun bilinmesi engellendi. hayyam tehdit aldı. hayyam da şiirlerle imalı anlatmaya çalıştı.

    hayyam ayyaş biri filan değildi/olamaz. hayyam şarabın önemiyle girdiği duygulanımı yansıttı.

    YanıtlaSil
  51. bana ölümü anlat
    yaşamadan ölmeyi anlat
    yaşayıpta ölmeyi de anlat

    atlamadan zıplamadan anlat
    sallamadan sallanmadan anlat
    bana herşeyi doğru düzgün anlat

    patlamış mısırın can almasını
    patlamış dünyanın can vermesini anlat
    bana patlamalı günleri anlat

    bana doğumu anlat
    patlayarak doğmayı anlat
    alttan çıkacağım yerde üstten çıkmayı/fırlamayı anlat

    bana yaşamı anlat
    patlamalarla yaşamayı
    patlamalara rağmen yaşama sarılmayı, patlamalara rağmen yaşayabilmeyi anlat

    bana patlamayı anlat
    patır patır patlayarak anlat
    bana patlamanın büyüğünü küçüğünü kısasını uzununu ağırını hafifini herşeyini anlat

    patlayarak doğmayı
    patlayarak yaşamayı
    patlayarak ölmeyi anlat

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. patlayarak/fırlayarak doğum anlaşılmamış olabilir. sezaryen doğum, patlayarak/fırlayarak doğum.

      Sil
  52. çalan toksullar, alan yoksullar. toksul güler yoksul ağlar. toksul vurur yoksul verir. toksul sert, yoksul dert, mert, kert, pert. toksul efe yoksul köle. toksul anlatır fıkrayı yoksul güler, yoksul alır fıkrayı yoksulu güldürür. toksul yapar hırkayı yoksul giyer, yoksul alır hırkayı yoksul giydirir. toksul fırkayı anlatmaz toksula, hırkayıda satmaz. yoksul açken geçmez boğazından yemek yoksulun, toksul tokken geçmez boğazından yemek toksulun. toksul sıçar yoksul temizler, yoksul sıçar yoksul temizler. toksul ölse yoksul yıkılır, yoksul ölse yoksul yıkılır. kaybeder yoksul yokluğunda, kazanır toksul tokluğunda. yoksul toksul için,, toksul toksul için. kara yoksul ak toksul için. yoksulunu toksuluna göre, toksulunu toksuluna göre belirle. az yoksul toksulun başını ağrıtır, çok yoksul yoksulun başını ağrıtır. toksula yeşil ışık, yoksula kırmızı ışık. yoksul sayar toksulu, toksul savar yoksulu. ölüm toksula gecinden yoksula erinden. çok yoksul can alır, az yoksul can verir. yoksulun sonu yoksul, toksulun sonu toksul. toksul aka konar, yoksul boka konar. yoksul olup dünyanın kahrını çekeceğine, toksul ol dünya senin kahrını çeksin. yoksula kız yok, toksula kız çok. toksul erkek yoksul kadını, toksul kadın yoksul erkeği …..

    YanıtlaSil
  53. http://tasdan.blogspot.com.tr/2011/04/oldurulesi-cocuk-ergendim-yuzumdeki.html

    YanıtlaSil
  54. yaratmadan önce yalnızdın
    canın mı sıkıldıda
    dertsiz başına dert aldın

    yaratmadan önce yalnızdın
    yalnızlığın nesini sevmedinde
    bu kalabalığa giriştin

    yaratmadan önce yalnızdın
    yokluk sana dertmiydi de
    bu kadar çoklukla meşgulsun

    yaratmadan önce yalnızdın
    bizi yalnız bırakmadında
    bu çoklukla iyi oluruz mu sandın

    yaratmadan önce yalnızdın
    keşke hep öyle kalaydında
    bizi bu duruma sokmayaydın

    YanıtlaSil
  55. yalnız olmayı istersin
    bırakmazlar
    yine istersin
    bırakmazlar
    iki laf eder yalnızlığa çekilmek istersin
    bırakmazlar
    seni bırakmadılar
    o dostlar senin bugün katilin oldular
    yalnızlğa karşıydılar
    şimdi yalnız kaldılar
    işte şimdi seni anladılar

    YanıtlaSil
  56. http://tr.wikipedia.org/wiki/Aaron_Swartz

    yıl 2013. para yoksa bilgi yok, bilgi çalmaya idam cezası.

    bilmek istersin bildirmezler
    bildirmek istersin bildirmezler
    sözde tanrı ilmi isteyene verir
    hani nerde
    o ilim isteyene ölüm verir
    onlarda ilim isteyene ölüm verir
    bunlarda, şunlarda
    bu kaynakları alsan alamazsın
    satsan satamazsın
    ömür boyu anan kendini satsa bilemez
    hem anan hem bacın hem sen hem halan teyzen yengen……... 7 ceddin satsa yine bilemez
    dünyanın 1 numaralı zengini olsa, o da bilemez
    ne kadar değerli bak bilgi
    bilgi candan daha değerli

    ilim istersin ölüm öğretirler
    ilim istersin elem öğretirler
    ilim istersin alım öğretirler
    ölüm istersin ılım eğretirler

    kendini bilmek istersin
    sana tavlayı anlatırlar
    hayvanı bilmek istersin
    eline yumak verirler
    çiçeği bilmek istersin
    çelengi öğretirler
    güneşi bilmek istersin
    batmayı öğretirler
    ateşi bilmek istersin
    gözlemeyi öğretirler
    baklavayı bilmek istersin
    antebi öğretirler

    tarih istersin din öğretirler
    matematik istersin din öğretirler
    türkçe istersin din öğretirler
    din istersin arapça eğretirler

    aç karna bilemezsin
    aç karnı doyuramazsın
    yemeğe bilgiye doymadan
    alemden göçüp gidersin

    öpmeden bilemezsin
    öpemezsin
    nikah olana kadar
    öpmeyi bilemezsin

    kalbi bilmek istersin
    gül çizerler
    mide bilmek istersin
    baklava çizerler
    gözünü bilmek istersin
    göz rengini çizerler
    kaşını bilmek istersin
    cımbızı çizerler

    alırsın rakıyı eline
    cahilliğin şerefine
    bide cahil kadın varsa
    değme cahilliğin keyfine
    değme ölümün dibine
    ölene kadar ölmeyi bilemezsin

    YanıtlaSil
  57. anama kızdım
    atama kızdım
    öldüm

    komşuya gittim
    çarşıya gittim
    öldüm

    saate baktım
    işe gittim
    öldüm

    işte içtim
    çişe gittim
    öldüm

    işten geldim
    boka gittim
    öldüm

    su içtim
    süt içtim
    öldüm

    çamaşır yıkadım
    bulaşık yıkadım
    öldüm

    kocamı yıkadım
    bebemi yıkadım
    öldüm

    spor yaptım
    rapor yaptım
    öldüm

    şeytana uydum
    tanrıya uydum
    öldüm

    tecavüz ettim
    hayatımı yaktım
    öldüm

    rakı içtim
    bakı açtım
    öldüm

    takı çaldım
    yakı çektim
    öldüm

    teke kaldım
    taş çaldım
    öldüm

    dua ettim
    beddua ettim
    öldüm

    aradım bulamadım
    urudum bülemedim
    öldüm

    okudum balamadım
    otudum bolamadım
    öldüm

    ocağı söndürdüm
    ikindiyi kıldım
    öldüm

    çakmağı çaktım
    tokmağı toktum
    öldüm

    yağ döküldü
    sağ kırıldı
    öldüm

    solumdan vuruldum
    sağımdan yarıldım
    öldüm

    önümden tapıldım
    arkamdan tepildim
    öldüm

    siktim öldü
    şok oldum
    öldüm

    kestim öldü
    tok oldum
    öldüm

    çok okudum
    çok gezdim
    öldüm

    az yedim
    az uyudum
    öldüm

    bir varmış
    bir yokmuş
    öldüm

    bana ilişti
    sana alıştı
    öldüm

    9 doğurdum
    9 öldürdüm
    öldüm

    çok çalıştım
    az kazandım
    öldüm

    az çalıştım
    çok kazandım
    öldüm

    kocam bağırdı
    yanına gittim
    öldüm

    hocam bağırdı
    yanına gittim
    öldüm

    gitarın telini kopardım
    komşunun tülünü yırttım
    öldüm

    abdest aldım
    osurdum
    öldüm

    karımın memesini dişledim
    hurimin memesini düşledim
    öldüm

    çocuğumu ısırdım
    kardeşimi kucakladım
    öldüm

    pırasa yedim
    yarasa yedim
    öldüm

    pazara gittim
    kazık yedim
    öldüm

    mutlu oldum
    mutsuz oldum
    öldüm

    mutlu doğum görmedim
    kutlu doğum görmedim
    öldüm

    az mutlu oldum
    az kutlu oldum
    öldüm

    makbul dua görmedim
    makbule geçen görmedim
    öldüm

    dua aldım tutmadı
    beddua aldım tuttu
    öldüm

    iman ettim
    küfür ettim
    öldüm

    askere gittim
    polise gittim
    öldüm

    askerim geldi
    polisim geldi
    öldüm

    adını andım
    adımı indim
    öldüm

    gömüldüm
    melek rabbin kim dedi
    öldüm

    anadan oldum
    babadan ildim
    öldüm

    ak merkeze gittim
    ak saraya gittim
    öldüm

    ölüm var
    ilim yok
    öldüm

    ölüm var
    ilim var
    öldüm

    ona koydum
    buna koydum
    öldüm

    ona verdim
    buna verdim
    öldüm

    bana koydular
    bana kıydılar
    öldüm

    düştüm
    kalktım
    öldüm

    fahişe soydum
    fahişe beni suydu
    öldüm

    soyuldum
    süyüldüm
    öldüm

    hamdım
    yandım
    öldüm

    maldım
    mülktüm
    öldüm

    dönen döndü
    ben dönmedim
    öldüm

    uzun ince yoldayım
    gündüz gece gittim
    öldüm

    bende şu dünyaya geldim
    giderim
    öldüm

    nem kaldı
    dem kaldı
    öldüm

    kırmızı donumu karaya bandım
    yürü yalan dünya senden usandım
    öldüm

    din ile örülmedi fevkal’i beşer halin
    madde ile manayı ayıramadı o cehil
    öldüm

    yüreğim gövdeme sığmıyor
    gövdem odama
    öldüm

    günde elli kuruşu tutabilmek için
    yapyalnız
    öldüm

    döndüm kıbleye
    açtım ellerimi
    öldüm

    dindim
    dondum
    öldüm

    burda çiçekler açmıyor
    kuşlar süzülüp uçmuyor
    öldüm

    ölçü fahşi
    tartı fahşi
    öldüm

    zaman fahşi
    güzel fahşi
    öldüm

    vadide kurt
    sokak arka
    öldüm

    dayı kara
    ekmek kara
    öldüm

    oldum
    eldim
    öldüm

    YanıtlaSil
  58. dilek tuttuk
    dilek bizi tutmadı
    bizde dileği öldürdük

    dileği tutmadık
    dilekte bizi tutmadı
    biz yine dileği öldürdük

    dilek başkalarını tuttu
    biz başkalarını da dileği de tutmadık
    biz yine dileği öldürdük

    felek bize yanlış yaptı
    dileğimize dilek tuttuk
    dileği öldürdük

    dilek üstüne dilek tuttuk
    hiç bi dilek bizi tutmadı
    bizde tüm dilekleri öldürdük

    umutluyduk dilekten
    umutsuz olduk
    dileği öldürdük

    bi daha dilek tutmak yok dedik
    biz yine tuttuk
    yine öldürdük

    yine tuttuk yine tuttuk
    yine tutmadık yine tutmadık
    yine öldürdük yine öldürdük

    bi kez dilek bizi tuttu
    kesin bizi öldürecekti
    dileği öldürdük

    dilekler öle öle dilek kalmadı
    biz tutup/tutmayıp öldürecek dilek bulamayınca
    canımız sıkıldı kendimizi öldürdük

    YanıtlaSil
  59. yatsı namazı kılıyom
    sağlığa dua ediyom
    olmuyo ölüyom

    şerri hayra yoruyom
    umut dolu gidiyom
    umutluca ölüyom

    sabah çayı içiyom
    peyniri azcık yiyom
    son lokmada ölüyom

    kendime bi soru soruyom
    yalan yanlış cevaplıyom
    kana kana ölüyom

    birine bi soru soruyom
    yalan yanlış cevap alıyom
    yana yana ölüyom

    rüyamda ateşte yanıyom
    kalkıp teheccüd kılıyom
    secdede ölüyom

    bazen yalan söylüyom
    bazen yalan söylemiyom
    sıkışıp ölüyom

    sabah akşam çalışıyom
    ben kime, ne ediyom
    işyerinde ölüyom

    evde piyano çalıyom
    işte piyano çalıyom
    piyano başında ölüyom

    bi evlat istiyom
    iki evlat alıyom
    oracıkta ölüyom

    kadın kısmını anlamıyom
    kahrediyo beni diyom
    işte geldi ölüyom

    ben ediyom ediyom
    balk sana da diyom
    diyom diyom ölüyom

    çepeçerve sarıyom
    çepeçevre sarılıyom
    öyle kalıp ölüyom

    olacağımı bilmiyom
    öleceğimi bilmiyom
    oluyom ölüyom

    bazı durumda ürüyom
    bazı durumda uluyom
    hiç anırmasamda ölüyom

    ben seni seviyom
    hemde sayıyom
    seve saya ölüyom

    ben tabi ki üzülüyom
    herkes gibi de seviniyom
    herkes gibi ölüyom

    YanıtlaSil
  60. dilek önce filizdi
    büyüdü çiçek açmadı
    meyve vermez dediler taşladılar
    dilek öldü

    dileği kim öldürdü
    kim oldurduysa o öldürdü
    dileği kim oldurdu
    kim ektirdiyse o oldurdu
    dileği kim ektirdi
    kim biçtirdiyse o ektirdi
    dileği kim biçtirdi

    dileği kim öldürdü
    dileği gizem öldürdü
    dileği kader öldürdü
    dileği sevgi öldürdü
    dileği barış öldürdü
    dileği arzu öldürdü
    dileği sema öldürdü
    dileği kamil öldürdü
    dileği hamit öldürdü
    dileği hulusi öldürdü
    dileği veli öldürdü
    dileği baki öldürdü
    dileği mücahit öldürdü
    dileği hicran öldürdü
    dileği hayriye öldürdü
    dileği fasulye öldürdü
    dileği biberiye öldürdü
    dileği yoncagiller öldürdü
    dileği goncagüller öldürdü
    dileği alim öldürdü
    dileği zalim öldürdü
    dileği mesut öldürdü
    dileği hacı öldürdü
    dileği hoca öldürdü
    dileği koca öldürdü
    dileği baba öldürdü
    dileği ana öldürdü
    dileği felek öldürdü
    dileği şule öldürdü
    dileği gebre otu öldürdü
    dileği tarhana öldürdü
    dileği marlboro öldürdü
    dileği efes öldürdü
    dileği ülker öldürdü
    dileği deve dikeni öldürdü
    …….
    dileği kim öldürdü

    neden öldürenler öldürülmüyoda, öldürmeyenler öldürülüyo
    ölmek mi kötü, öldürülmek mi kötü
    ölmek mi kader, öldürülmek mi kader
    ölmekten mi korkmalı, öldürülmekten mi korkmalı
    ilmekten mi korkmalı, ildirilmekten mi korkmalı
    ölümede ilimede engel yok, öldürülmeye ildirilmeyede mi yok
    ilmi kim öldürdü de iman oldurdu, iman oldurduda evren öldürdü

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ölümü hatırlamak mı, öldürülmeyi hatırlamak mı

      Sil
  61. nasıl öldürüleceğim

    bi ağacın altında işerken mi
    yoksa ağacın üstünde sıçarken mi
    ne maksatla öldürecek
    ağaç etrafına işedim sıçtım diye mi

    tuzlayarak mı tuzlamayarak mı
    şeker mi şeker bayram şekerinden mi
    kim beni zehirleyecek
    hayat acısıyla tatlısıyla hayat değil mi

    hüsnünün öldüğü gibimi
    mahsunun öldüğü gibi mi
    zehra gibi belki
    zühre de olabilir

    iyiliğimden mi yoksa kötülüğümden mi
    hangi karakterden öleceğim
    iyi olsamda ölecem kötü olsamda
    hiç birini olmasamda

    katilim kim olacak
    bi şereflinin biri mi yoksa şerefsizin biri mi
    ölüm şerefsiz
    katilim şerefli olsa ne olur

    bi yürüyüş esnasında mı
    yoksa bişeye yetişmek için koşarken mi
    göklerde katil çok
    taş mı düşecek kafama yıldırım mı

    ak biberle mi kara biberle mi
    bibersizde rakı içilmiyor ki
    sahi rakıyla mı yoksa
    sarhoş olmasam nahoş olurum

    yalandan doğdum
    yalandan yaşıyorum
    yalandanda ölecem
    hangi yalandan

    koynumda hüsna biri ile mi
    yoksa müstesna biri ile mi
    koynumda diye mi ölecem
    yoksa bu bi bahane mi

    idam cezasıyla mı
    vatana ihanetten mi
    başkana ihanetten mi
    yoksa ihanete ihanetten mi

    buz gibi bir sokakta mı
    yoksa sıcacık bi lağım çukurunda mı
    kim beni atacak yada itecek
    nankör değilim ki kahrolayım

    doğum sıcak ölüm soğuk
    yaşam ılık bile değil
    neyse sonumuz çamlık
    eninde sonunda çamlık

    bişey unuttum
    ben kimleri öldürdüm, nasıl öldürdüm
    ve kimleri öldüreceğim

    ben kimleri öldürdüğümü bulursam
    beni kimin öldüreceğinide bulurum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. düzeltme

      bi yürüyüş esnasında mı
      yoksa bişeye yetişmek için koşarken mi
      göklerde “silah” çok
      taş mı düşecek kafama yıldırım mı

      Sil
  62. bi boncuk kadar değerim
    bi kancık kadar değerim = varlığım/malım/mülküm
    yoktur
    bi kızcığa/a.cığa değerim = dokunurum/koyarım
    kancığınki artarken, azalır benim değerim

    YanıtlaSil
  63. akşam oldu sevinlendim ben yine
    hasret kaldım edebine adabına
    gecemi gün eden güneşine
    gel ilmim gel sevgilim gel yine
    +
    ölümsüz insanlığın
    ölümsüz aydınlığın
    ölüp dirilip tükenmezliğin
    o oluşun o ilişin sonsuzluğundayım
    +
    bazen intihar ederim
    bazen cinayet işlerim
    bazen kurban giderim
    ben hayatın gerçeklerini düşlerim
    +
    şapka giyer secdeye varmam
    takke giyer secdeye varırım
    sarığı alır kemer yaparım
    müslümana kendini ancak böyle anlatırım
    +
    bi şapkada belli herşey
    düzünden şeytana gidersin
    tersinden/ters çevirir allaha
    bu medcezir arasında şapkasız bi çukura düşersin
    +
    ilim para edermi imanın yanında
    ilim kar eder mi imanın yanında
    bu rekabet yarar mı insana hayvana
    yoksa rehavet mi insana hayvana
    +
    bi göz atarsın
    niye attın demezler
    bi göz koyarsın
    sana koymadan gitmezler

    YanıtlaSil
  64. sabah olur şer olur
    akşam olur şer olur
    yatsı şerrinden sonra gece
    rüya gelir şer olur

    YanıtlaSil
  65. ezanı bülbül okusun
    imam düldül olsun

    YanıtlaSil
  66. ben her zaman bilmediklerimi söyledim
    bildiklerim zaten kendi kendini söylüyo

    bilmediklerimin altını çizdim
    bildiklerim zaten kendi kendinin altını çiziyo

    bilmediklerimden eminim
    bildiklerim zaten kendi emin

    bilmediklerimden muafım
    bildiklerim kendi muaf

    bilmediklerim bildiklerimin yanında
    bildiklerim bilmediklerimin yarında

    bilmediklerim bildiklerime soruyor
    bildiklerim bilmediklerimi cevaplıyor

    bilmedikçe bilmeye koşuyorum
    bildikçe bilmemeye yürüyorum

    bildikçe bilmediklerim sağrıyor/hasta oluyor
    bilmedikçe bildiklerim sağlıyor/tedavi oluyor

    bildiklerine sevinme
    bilmediklerine üzülme

    ağzımın tüdünü bildim
    ağzımın tadını bilmedim

    bildiklerim görerek
    bilmediklerim görmeyerek

    dumanlanmayı bildim
    dumansızlanmayı bilmedim

    gittim gördüm bildim
    dövdüler kovdular bilmedim

    bildik halimi yüceltmezken
    bilmedik halimi aşağılayamazsın

    bildiklerimi yüzüne vurmuyorken
    bilmediklerimi yüzüme vuramazsın

    bildiklerimi ibret almasanda
    bilmediklerimi ibret al

    bildiklerime bakmasanda
    bilmediklerime bak

    bildiklerim imanını
    bilmediklerim imansızlığını alır

    bildiklerimi sormuyorken
    bilmediklerimi soramazsın

    bildiklerimi cevaplamıyorken
    bilmediklerimi soramazsın

    bildiklerim bilmediklerin
    bilmediklerim bilmediklerin

    bildiğim var bildiğim içinde
    bilmediğim var bilmediğim içinde

    bildikler övülmez
    bilmedikler sövülmez

    ayıpları aştım bildim
    engelleri aştım bilmedim

    hadd yolunda bilirsin
    hakk yolunda bilmezsin

    bildiklerime şapka çıkardılar
    bilmediklerime takke giydiler

    çeliştim aydım bildim
    çalıştım uyudum bilmedim

    bildiklerim gizlenir
    bilmediklerim gözlenir

    gözüm bilir
    gizim bilmez

    kendim bilir
    ben bilmem

    kendi bilir
    o bilmez

    kendin bilir
    sen bilmezsin

    bildkler imame ve nişane ve püskül
    bilmedkler habbe

    bildkler süslü
    bilmedikler püslü/sisli

    bildikler bir
    bilmedikler bin

    besmeleli bilirler
    besmelesiz bilmezler

    bilmeye besmeleyle başlarlar
    bilmemeyi elhamdülillahla bitirirler

    lah/allah bilir
    kul bilmez

    bu dünyada bilmemenin sonu var
    öbür dünyada bilmenin sonsuzluğu var

    öfkeyle kalktım bilmedim
    sakiyle düştüm bildim

    nefretle gördüm bilmedim
    sevgiyle kördüm bildim

    bilmedikken düştüm
    bildikken kalktım

    bilmeden düştüm
    bilden kalktım

    bilmedim aşım eşim ışım işim oldu
    bildim uşum üşüm oşum öşüm oldu

    bilmedim kalbim çarptı
    bildim aklım çıktı

    bildiklerim bayatladı
    bilmediklerim tazeleniyor

    haddini bildirirler
    hakkını bildirmezler

    sınırını bildirirler
    sinirini bildirmezler

    fare çıktığı deliği bilir
    insan çıktığı deliği bilmez

    isim bilinir
    cisim bilinmez

    bildiklerim bana
    bilmediklerim bana

    kişilik nasıl bilmezsin
    kişiyi nasıl bilirsin

    hayvan işer bilerek
    insan işer bilmeyerek

    hayvan bokunu örtmeyi bilir
    insan bokunu örtmeyi bilmez

    kendine borç bilirsin
    kendine alacak bilmezsin

    iman kimde bilinmez
    bilgi kimde bilinir

    keyfi bilmez
    kendi bilir

    herkesi kendin gibi bilirsin
    herkesi keyfin gibi bilmezsin

    ya bilirsin
    ya bilmezsin

    bilen bir
    bilmeyen sıfır

    bilen lah, şah
    bilmeyen kul, köle

    her şey bilmek
    hiç şey bilmemek

    erkek bilen
    kadın bilmeyen

    bilen iblis
    bilmeyen adem

    ismin/adın gibi bilirsin
    cismin gibi bilmezsin

    YanıtlaSil
  67. hiçim ben hiç
    hiç oldum hiç ölecem
    niye diye sorma
    hiç

    hiç yoktan iyi midir
    yok hepten kötü müdür
    hep sonunda hiç midir
    hiçtir hiç

    hiç bi şey bilmiyom
    niye bilmiyom
    bunuda hiç bilmiyom
    hiç bilmiyom hiç

    hiç bildim hiç ettim
    hiç inandım hiç ettim
    hiç ettiğimi hiç ettim
    hiç ettim hiç buldum hiç

    hep sandığım yerde hiçim
    hiç sandığım yerde hep
    hepten hiçim hiçten hep
    hepimiz hiçiz, hiç

    içine mi ediyom
    hiçine mi ediyom
    hiçime hiçine hiçe ediyom
    ne görüyom/ne görüyon, hiç

    ne ettiysem hiç ettim
    niye ettim
    hiçi sevdiğimden ettim
    ben hep hiçi sevdim

    hiç mi sevmedin hiçimi
    hep başka hiçlere gittin
    niye hiç ettin beni
    bi hiç uğruna, hiç

    kendi hiçine baktınmı
    benim hiçime ederken
    senin hiçine ediyim
    olalım beraber hiç

    hiç edindim hiç ettim
    hiç ettim hiç edindim
    attım bi hiçe gittim
    geldim baktım hiçliyim

    hayatın anlamı yok mu
    hayatın anlamı çok mu
    hayatın anlamı bok mu
    hiç biri, hiç

    hiç olmak mı yok olmak mı
    hep olmak mı tok olmak mı
    hiçten var olmak mı
    olur mu öyle şey hiç

    hiçlikten hepliğe için hiç olmak
    heplikten hiçliğe için hep olmak
    neredeyiz biz şimdi
    dünyada mı ahirette mi

    yedi adem elmayı
    hepten kovuldu
    oldu hiç
    hiç geldik, gidiyoruz hiç

    cennete hiç olan
    cehenneme piç olan girer
    hiç bi şeye girmeyen ne olur

    cennete giren piç
    cehenneme giren hiç olur
    hiç bi şeye girmeyen ne olur

    cehennemde hep yanarsın
    cennette hep kanarsın
    ne var elde ayakta
    hiç

    hiçine hiç kattın
    hepine hep katılsın diye
    bi hiç uğruna öldün
    hiç haberin olmadı, hiç

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. piçim ben piç
      yok yok
      hem hiçim hem piçim
      buda değil
      hep hiçim hep piçim

      ota konar otlarım
      boka konar boklarım
      ne var elde ayakta
      piç

      zenginim piçim
      fakirim hiçim
      ikiside değilsem çiçim
      neyim ben cicim
      kimim ben cicim

      piç edindim piç ettim
      piç ettim piç edindim
      attım bi piçe gittim
      geldim baktım piçliym

      ben piçken sen hiçsin
      sen piçken ben hiçim
      ya hiçiz ya piç
      yok ya hep ya hiç

      piç bildim piç ettim
      piç inandım piç ettim
      piç ettiğimi piç ettim
      piç ettim piç buldum piç

      piç sandığım yerde hiçim
      hiç sandığım yerde piç
      piçten hiçim hiçten piç
      dön dolaş hiç/piç

      içine mi ediyom
      piçine mi ediyom
      piçime piçine piçe ediyom
      ne görüyom/ne görüyon, piç

      ne ettiysem piç ettim
      niye ettim
      piçi sevdiğimden ettim
      hiçi sevdiğimden ettim
      seni sevdiğimden ettim
      ben hep hiçe piçliği sevdim
      ben piç olma ihtimalimi sevdim

      kendi piçine baktınmı
      benim piçime ederken
      senin piçine ediyim
      olalım beraber piç

      evet hayat hiçlik/hiçler ve piçlik/piçler
      ama ben bu şiirleri beceremedim

      Sil
    2. argo/küfür vs diye bi şey yok
      ifadeler yanlış anlaşılmasın
      hatta malumunuz tanrıya küfür/kafir/inkar diye de bişey yok, olamazda
      argo/küfür/hakaret vs. dediğiniz şey kelimenin başka bi ifadesidir, başka şekilde ifadesidir
      ya da kelimeler aşağılanmış bişeylerin ürünüdür, e zaten doğalda aşağılama yüceltme diye bişey yoktur, öyleyse yine argo küfür vs. diye bişey yoktur
      yanlış konuşma vardır, bu da ilmin dışında konuşmalardır, yukarda benim bu türde bi kastım yoktur, yani bizzat küfür diye tanımlanan anlam kastım yoktur

      Sil
  68. hızla girdiğim dinli yoldan
    saptım ki o kadar olur
    seve seve ben çıktım
    sike sike çekiyom

    YanıtlaSil
  69. bu kafayla ne gider
    şarap gider huri gider
    ama herşey zamanında
    bunlar ahrette gide

    YanıtlaSil
  70. bi erkeğe zamanımı verdim
    tarlamı verdim
    buğday bitti buğdayı verdim
    öğüttü ekmek getirdi
    ekmeği o na verdim
    samanı ben yedim
    ben bi erkekle
    zaman yedim saman yedim

    YanıtlaSil
  71. mezarlık

    sessiz
    yarı bahçe
    taş
    kefen
    tahta
    çukur
    gölge
    ot
    çiçek
    böcek
    duvar
    kemik
    cinayet
    intihar
    erken ölüm
    tarih
    edebiyat
    matematik
    felsefe
    sanat
    din
    dil
    bilim
    siyaset
    alet
    siyah
    beyaz
    pembe
    yeşil
    granit
    mermer
    beton
    tuğla
    seks
    aşk
    millet
    devlet
    trafik
    trajik
    kritik
    vahşi
    fahşi
    hüzün
    sevin
    öfke
    beddua
    dua
    karaca
    zinci
    ekmek davası
    seks davası
    küçük
    orta
    büyük
    hepsi ayrı kurban
    hepsi ayrı dertten
    hepsi ayrı yalandan
    hepsi aynı katilden

    YanıtlaSil
  72. olumun tarifi

    bi ekmek
    bi kilo patates
    bi kaşık yağ
    bi kaşık salça
    bi kaşık tuz

    ölümün tarifi

    alamadıkların

    https://www.google.com.tr/search?&q=abisini%20öldürdü

    https://www.google.com.tr/search?&q=ablasını%20öldürdü

    https://www.google.com.tr/search?&q=annesini%20öldürdü

    https://www.google.com.tr/search?&q=babasını%20öldürdü

    https://www.google.com.tr/search?&q=amcasını%20öldürdü

    https://www.google.com.tr/search?&q=dayısını%20öldürdü

    https://www.google.com.tr/search?&q=damadını%20öldürdü

    https://www.google.com.tr/search?&q=gelinini%20öldürdü

    https://www.google.com.tr/search?&q=kızını%20öldürdü

    https://www.google.com.tr/search?&q=oğlunu%20öldürdü

    https://www.google.com.tr/search?&q=halasını%20öldürdü

    https://www.google.com.tr/search?&q=teyzesini%20öldürdü

    https://www.google.com.tr/search?&q=kendini%20öldürdü
    …………
    ……...

    YanıtlaSil
  73. hadis uydurma
    ayet uydurma
    belli ki uyduranda uydurma

    söz uydurma
    laf uydurma
    kaldı ki sebebide uydurma

    olum uydurma
    ölüm uydurma
    şöyle ki yaşam uydurma

    atatürk uydurma
    anatürk uydurma
    tabii ki evlatta uydurma

    muhammed uydurma
    isa uydurma
    elbette ki mucize uydurma

    pantolon uydurma
    gömlek uydurma
    illa ki donda uydurma

    minare uydurma
    kılıf uydurma
    şuda var ki hırsız uydurma

    haber uydurma
    görüntü uydurma
    bak ki sunan güzele o da uydurma

    hasta uydurma
    ilaç uydurma
    dediler ki çok var uydurma

    hikaye uydurma
    masal uydurma
    san ki doğrular uydurma

    kürsi uydurma
    kürsü uydurma
    mutlak ki halefi olcak, o da uydurma

    sünnet uydurma
    kılıf uydurma
    bil ki kılıfsıza kılıf uydurma

    sanal uydurma
    doğal uydurma
    yok ki gerçek hep uydurma

    …………….
    …………….
    …………….
    +
    ölüm
    seni hiç unutmuyom
    sana olan nefretimden unutmuyom seni
    zaten unutulmuyon
    her gün her an habersin
    ama seni unutanlar var
    ve unutup sana gelen

    ölüm
    sen ne biçim/piçim/hiçim ölümsün
    alime zalim demişler
    zalime alim demişler
    zalim öldürmüş
    ölene şehit demişler
    alim oldurmuş
    olana meret demişler

    ölüm
    geçmiş ölüm
    gelmiş ölüm
    gelecek ölüm
    hiç hiçmeyecek bu ölüm

    ölüm
    bugün yine zulüm
    gitti yine bi gülüm
    kopardılar
    tanrılarına verdiler
    tanrı bıraktı kurumaya

    ölüm
    ben senin gibi ölümün
    ilime zulüm demişler
    zulüme ilim demişler
    adını iman koymuşlar
    ölünce ecel demişler

    ölüm
    hiçine ediyim ölüm
    sermayesi hiç ölüm
    zahmeti hiç ölüm
    rahmeti hiç ölüm

    ölüm
    hepten hiçsin
    fail hiç kurban hiç
    sebep hiç sonuç hiç

    ölüm
    senden korkmuyolar
    allahtan korkuyolar
    şeytandan korkuyolar
    sonra bu korkular içinde hiç ölüyolar

    ölüm
    hep aynısın ölüm
    ak dedikleri pozitif oldu
    ak diyen cahil pozitif diyen blgin oldu
    yüz çevirdiler ak diyenlerden
    bahtları onlar gibi kara oldu

    ölüm
    boş ve hoşsun ölüm
    her şey boş
    her şer hoş
    bu ne hiçim ölüm
    ya karanlık ya loş

    ölüm
    saçma sapansın ölüm
    başa felah uğruna ele silah aldıran iman
    ahrette ilim dünyada ölüm diyen iman
    bu ne kötü zaman
    en kötüsüde
    bu zaman yaşanacak her zaman

    ölüm
    hiçte doğal değilsin
    ve hiçte olmayacaksın
    gereksize “uyumlu kelime bulamadım şimdilik” geçim demişler
    ölene rahmet dilemişler

    ölüm
    nedenlerin belli ölüm
    ölüm imandan zulüm imandan
    zalimden alim doğmuş
    alimden zalim doğar demişler
    sıfatlarınıda meret, nalet, lanet... saymışlar

    not:beceremedim, olmuyo
    ama edebiyat insana öğretim yaptığı gibi, insanlar arasında sıcak ilişkilere neden oluyo, dinli dinsiz arasındaki düşmanlık kalkıyoda olabilir
    edebiyat mesajı daha iyi veriyo olabilir
    edebiyat anlatıyı daha iyi sağlıyo olabilir
    edebiyat daha kısa ve öz anlatıyo olabilir
    edebiyatta çok çok maharetler olabilir
    edebiyattan ilime gidiş olabilir

    kuranın/dinin edebiyat yapıp, edebiyat düşmanlığı yapması, evet bu yüzden olabilir
    şairlerin katledilmesi bu yüzden olabilir
    eğer şiire ve şaire karşı müdahale varsa, bu müdahale edeni pek iyi bi insan görmemekte hak var

    gerçekten edebiyatta hikmet/bilim/bilgi var

    şiir saçmalasada mantığa gidiş var
    şiir küfür etse seviyeye gidiş var
    şiir her mısrada düşmanım dese inandırmamaya meyil var

    ne kadar usta edebiyat, o kadar çok hikmet

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. şairlerin hapse mezara sürgüne gönderilmesi
      bi bahaneyle raporlanması
      vs vs

      bunlar pek şüphesiz iş görülmüyo

      şiiri eleştirende aynı işlemlere tabii oluyo galiba

      şiir dostuda düşmanıda pek rahat olmuyo dünyada

      gerçek dışı/mecaz dolu aşk şiirlerine kimse bişey demiyo
      ama diğerleri takibe incelemeye alınıyo

      milliyetçilikle aşkı ayırırsan kötüsün, ayınırsan iyisin, yani savaşma seviş dersen kötüsün, hem savaş hem seviş dersen iyisin

      Sil
    2. tayyip şiirle saltanatı kurdu

      Sil
    3. incil/kuran/din.. edebiyatla kuruldu, edebiyatla yürüyo, ve böyle yürüyecek
      vaazlar edebiyat, fetvalar edebiyat, eyetler edebyat, hadisler edebiyat..….

      dinde, felsefe yok bilim yok, sadece edebiyat.

      Sil
  74. doğal ölüm
    nasılsın
    iyimisin
    ne zamansın
    neredesin
    seni çok özledim
    çok aradım
    bak herkes seni arıyor soruyor
    sanki gelmeyecekmişsin gibi bi fikrim var
    nasıl gelesin ki
    yollar bozuk
    hava bozuk
    biz bozuk

    doğal ölüm
    bizleri buraları soracak olursan
    çok kötü
    biliyomusun kötüye hamdediyolar
    yasal ölüme hamdediyolar

    seni seviyorum
    hoşçakal

    biz boşçakalmaya devam

    YanıtlaSil
  75. çok öldüm dirildim
    sen benim kadar gidip gelmemişsindir
    zaten bu yüzden ölümü öldürmeyi anlamıyosun
    hiçlikten gelip hiçliğe gidişi
    hiçi piç ettiğini
    hiçe piç dediğini
    anlamıyosun

    sen canı anlamıyosun
    sen canı sevmiyosun
    sen malı seviyosun
    sen mala tapıp can alındığını bilmiyosun
    dört duvar bi kabe uğruna
    iki minare uğruna
    malcısın malcı
    mal ve malcı
    vahşi ve fahşi malsın
    vahşi ve fahşi malcısın

    mal olduğundan habersiz başka mallarla takas oluyosun
    malın yalan mülkün yalan olduğunu
    ilk sahibinin olmadığını
    ilmin malsız olacağını
    ölümüm mallı olacağını
    can olmadan ilmin olmayacğını
    mal olmadan ölümün olmayacağını
    yaradandan ötrü yaradılanı sevmeyi
    anlamıyosun

    sen ne candan ne maldan
    anlıyosun
    anlasan aynı kefeye koymazdın
    sen bu ikisini teraziye koymazdın

    maldan tapıyon candan değil
    korkudan tapıyon cesaretten değil
    cennette mal kaybın olacak diye
    can kaybın uğruna mallığa gidiyon kulluğa değil

    sen bu din malını dünyaya yaydın
    bilmem ne şekilmiş diye büyüklendin
    kubbe yıkılıp can gitti
    şeklin değişti
    sen kubbeye ağladın
    cana ağlamadın çünkü
    şekilcisin şekilci
    şekil ve şekilcisin
    vahşi ve fahşi şekilci

    sen ne süleymanı
    ne karunu anladın
    ne altınları ne incileri
    ne mercanları anladın

    seni bu malından ansızın men ederler
    canın gider malın kalır
    malınla onu bunu zen ederler
    cesedinle kendilerini zen ederler

    malla davarla geçim olmaz
    canla başla geçim olmaz
    mala canın pahasına
    sahip çıkmakla geçim olmaz

    dünyaya aşık olanın
    ne mülkü ne malı olur
    ahirete aşık olanın
    ne canı ne cananı olur

    ilim can verir iman mal verir

    ilim maldan eder can verir
    iman candan eder mal verir

    hem dünya için hem ahiret için
    mal uğruna çalışılır

    mal üstünde namaza duran
    mal altında kalır gider

    zekat dediğin maldan
    verip durduğun hamaldan
    sevap dediğin yalandan
    eder bir gün seni candan

    muhammedin serveti yedi senenni doyurur
    kadınlarının incileri yedi ceddini doyurur
    sakalı kılıcı elbisesi yedi sülaleni doyurur
    hemde bilmem kaç yedi milyar ölümü durdurur

    topkapısı akı beyazı
    boştur dünyanın sarayı
    ne malı ne parası
    hayat vermez alası

    kula can değil mal veren
    rızık değil borç veren
    bu dünyanın bağı varken
    mesken diye dağı veren

    sen tanrının canı değil malısın
    abdi değil zapdisin

    ya benimsin/canımsın ya toprağın mı
    ya malımsın ya toprağın mı

    not:yine olmadı, olmuyo
    bunu yazayım şunu yazayım dedim, baktım toparlamak zor, bıraktım

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. yunus emre mal geçen bölümlere dikkat

      bu mısraları malın tanımına göre derince genişçe analiz edin

      http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/10663,metinpdf.pdf

      Sil
    2. mal canın yongası değil, olmamalı

      mal olmuşuz bz mal

      hepimiz malız

      Sil
    3. http://www.atasozlerianlamlari.com/Harf/M-14/Atasozu/mal-canin-yongasidir/

      gerçek hayat, malsız hayat

      Sil
  76. yalandan dünyada hayat bi zarar
    farkındaysan bu beden kendini arar
    iman ne hormuş nasıl inandım anne
    artık ilmi/doğruyu kalbim/gizim değil gözüm arar
    +
    bak desem gösterdiğimi göremezsin ki
    seslensem sesimi duyamazsın ki
    soruma cevap istesem konuşamazsın ki
    sence iman denen şey böylemi baba
    +
    aç kalmana saygımız var
    sağlıktan yana kaygımız var
    ne olur anla babaanne
    imandan ayrı yolumuz var
    +
    emmi sen sende değil
    akıl aklında değil
    ben bende bunu gördüm
    artık iman bende değil
    +
    o ağrıları sızıları
    saçındaki beyazları
    şişikleri kırışıkları
    imandan bil anneanne
    +
    dede dede bak dede
    tespihi oltu dede
    oltuyla adam ölmüş
    kalkta bi bak dede
    +
    böyle olmaz dedim tanrıyı yaktım
    ömür törpüsüymüş çok geç ayıktım
    çıkardım imanı çöpe attım
    bu hayat/memat öyle olmuyor dayı/insanlar doğrudan ölmüyor dayı
    +
    allah olmak efendilik değildir
    gökten yere ayet atmak değildir
    şeytanla kavga etmek değildir
    imanı kökünden silmeli bacı
    +
    tapsız alanda tap oynuyosun
    dönüp bana yancan diyosun
    dakikada bir iman soruyosun
    seninki tap değil kızma birader
    +
    tanrıya imana kafayı taktın
    anladık abi aklı şaşırdın
    laga lugalarla treni kaçırdın
    hop abi sende ne manyak çıktın
    +
    upuzun kıvırcık saçların vardı
    tenin buğday, kiraz dudağın vardı
    erkekler sana bakar kalırdı
    bu iman güzelliğini aldı be abla
    +
    teyze sarkmışsın memeyi
    iman yazmış ammeyi
    hadi bebe tamamda
    koca yapar mı emmeyi
    +
    ilim yok isim var
    ölüm yok cinayet var
    elem yok zulüm var
    emmoğlu imandan şikayetim var
    +
    ilim yok ildirme var
    elem yok eldirme var
    ölüm yok öldürme var
    enişte imanda yok imandırma/inandırma var
    +
    doğal yok yasal/legal var
    misal yok masal var
    yenge bu iman içinde
    gerçek yok yalan var
    +
    din içinde tarih olmaz
    edebiyat felsefe olmaz
    matematik lisan olmaz
    hala böyle iman olmaz
    +
    nedir bu giden can
    nedir bu giden kan
    bana iman deme
    hele sen başbakan
    +
    ilme zulüm demişler
    zulme ilim demişler
    adını iman koymuşlar
    sana hakim demişler
    +
    beline silah tıkıycan
    başına külah tıkıycan
    iman beni kollamadı
    polis senmi kollıycan

    daha halaoğlu, dayıoğlu, teyzeoğlu, doktor, müdür, mühendis, avukat……...…….. giderdi

    not:bunları yazdım ama edebiyat yapma taraftarı değilim
    öyle bi yazayım dedim
    edebiyatta felsefe de bilimsel değildir/olamaz malum

    çoğunu şarkılardan değiştirerek yazdım

    YanıtlaSil
  77. bambudan sofrayı kurdu
    bi kuru soğan
    bi ıslak fasulye
    bi ekşi ayran
    bi bayat beyaz ekmek
    bi de kara pilav
    çekti besmeleyi
    bi ekmekten bi yemekten başladı
    bi hıçkırık tuttu
    bi su içti
    devam
    arada şapırdattı
    dudaklarına yemeğin suyu aktı
    ekmek kırıntıları döküldü
    polyester çiçekli sofra bezi kirlendi
    hanım kızdı
    kızdı ama o da döktü bi kaç dakka sonra
    bi ara midesini tuttu
    devam etti yemeğe
    hanımda ciğerlerine getirdi elini
    öyle böyle yemek bitti
    elhamdülillah deyip kalktılar
    klorlu suyla abdestlerini alıp
    polyester havluyla kuruttular kendilerini
    biri kırmızı polyester seccadesini
    diğer yeşili serdi
    namazlarını kıldılar
    berekete huzura dua ettiler
    kalkıp çay demledi hanım
    beraber içtiler lafladılar
    böyleydler aşağı yukarı
    böyle geçe geçe
    hanım kanserden öldü
    kendide üç ay sonra şekerden

    not : olmadı

    YanıtlaSil
  78. a-teizme girişin ilk zamanlarından “biraz arada kendimin dışında yazdım” “ta doğuştan bu zamana yazacaktım da baya uğraştıracak, bu kadarlık yazdım”

    1-

    ben allaha inanmadım, babama inandım, anneme inadım
    babam anne babasına, annem anne babasına inandı
    o ona buna bu ona buna bu böyle byle taaa blmem hangi dibe kadar gidiyo
    dibine gelince işi çakıyon
    bi de kendine çakıyon
    o diptekine çakmak istiyon ama o yok
    amk diye başlıyon
    ana avrat düz gidiyon
    sonra bi da çakıyon kendine
    çaka çaka bi şeyler çakıyon
    bi bakıyon aynaya yüzün değişmiş şeklin değişmiş
    nerde bebek gibilik
    nerede o süt gibilik
    vay amk şu hale, şu insanlığa, şu duruma bak
    bundan sonra inanırsam, bi şeye birine inanırsam siksinler beni
    oğlum küfür etme lan
    oğlum deme lan deme
    kızım deme şşt deme
    başka
    hmmmmmmm hey hay
    hooop aloooo
    hmm evet bakarız rısası geldikçe
    şimdi oturalım bi düşünelim
    ne diyoduk
    allah dyoduk
    şimdi demiyoz
    niye demiyoz
    çünkü yalan çünkü ölüm çünkü vahşet
    çünkü sefalet
    felaket, şiddet, nefret
    pis kokular, çöpler, leşler, keşler
    kediler, köpekler, tavşanlar, kuşlar, böcekler, ayılar, öküzler
    çiçekler, ağaçlar, otlar, toprak, deniz, hava, güneş
    nerede rahmet nerede bereket nerede lezzet
    hani hayat hani huzur
    devlet, millet, ayet, şarkı, oy, saray
    cin şeytan iblis melek
    haram helal
    günah sevap
    biz sana kevseri verdik
    o halde rabbin için namaz kıl, kurban kes
    kıl ve kes
    kevser için kıl ve kes
    senden nefret eden beter olsun
    beter oldum ben ya
    tiksine tiksine beter oldum
    ayetin dediği oldu beter oldum
    beterin beteri varmış
    hiçte şükredemem
    ayıp ya kendine
    betere şükredilir mi
    allaha ayıp etmicem diye kendime ayıp etcem
    olcak işmi ya
    kılmak ve kesmek
    öldürmek ve zikretmek
    öldürmek ve şükretmek
    kıl ve kes
    spor ve yemek
    yemek ve spor
    önce spor sonra yemek
    su/şarap/kevser içmek için
    önce spor sonra yemek
    şaeap/su içmek için
    spor yapmak ve öldürmek
    kim lan bu yalancılar
    kim bu kitabı yazanlar
    neci lan bunlar
    ne ayak lan
    ne el ne ayak ne mide ne kalp ne bağırsak kaldı lan
    ne lan bu yük, bu zehir, bu mehir, nehir, sihir……
    siniiiiirrrrr
    uffffffffffffffffffffffffffffffffff uf uf
    vay vay vay, tezgaha bak
    yazık , çok yazık
    çok yazık çoook
    çok
    anasını satıyım çok
    ne sikim iş lan bu
    ne sikim bi insan bunu yapan
    hiç mi vicdan yok
    nası bi dümen bu ya
    öyle her yerde de allah yok diyemicez
    desek kim bilir neler yaparlar
    neyse yalansız olmayacak bu hayat
    yalana kızdık ama yalan söylüyoz
    sakin
    sakiiiiiiiiiin
    sakin ol
    çıkıp bi hava al
    iyice sinirlendim
    insanları görünce daha da sinirlendim
    hava mava almayalım
    napalım napalım napalııım
    alalım alalım
    yalnız ve sessiz olacağın bi yere gidelim
    alalım bi kola çay may gidelim
    şöyle yeşil, temiz bi yere oturup düşünelim
    bismillahirrahmanirrahim
    elhamdülillahi rabbil alemiiin
    errahmanirrahiiiim
    heh
    ne dediğimi bilmeyenmişim he
    ruhuna fatiha
    hangi ruha
    fatiha ne
    mezarlık
    kim bilir kimler yatıyo
    kim bilir neyin kurbanı
    şehitlik
    ne şehidi
    bok yoluna gitti niyazi
    şuraya bak ya
    rezalet
    rezalet rezalet rezalet
    bu mu la hayat
    la dünyada hayat yoksa
    ya herşey bom boksa
    dünya bom bok
    o bom bok bu bom bok
    aldığın nefes bom boksa
    ya ölmek en iyisiyse
    amk
    bu dünyanın gelmişini geçmişini
    ah yalan dünya
    ah ulan yalan dünya
    senin yalanına doğruna dünya
    senin herşeyine dünya
    senin altınına gümüşüne
    otuna yaprağına
    +
    cahildim dünyanın rengine kandım
    aldırma gönül
    gide gide bi söğüde dayandım
    yangın olur biz yangına gideriz
    üsküdara gideriken
    başkaldırıyorum
    sende iç, piç
    penceresiz kaldım


    +
    şu gökteki güneşe yazık
    şu kadar insana çalışmasına yazık
    şu rezalete yanmasına yazık
    boka güneş yarar mı ya
    güneş bok için mi var ya
    bu amk çöplüğünü aydınlatmak için mi var
    +
    neydim ne oldum
    ebenin amıydım şimdi götü oldum
    şu küfürü etmeyelim
    iman bitti küfür geldi, iyi mi geldi
    hayır
    iman rahatlatmıyoda küfür rahatlatıyomu
    ne bu rahatlık ya
    rahatlamak ne
    ra hat la mak
    rahatlamak diye bi şey var mı ya
    sıkılmak
    sevmek
    mutluluk
    rahatlamak
    sevinç
    neşe
    ruh var mı ruh
    yok
    hiç bi şey yok
    +

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 2-

      sevgiymiş huzurmuş mutlulukmuş
      yalanmış hepsi yalan
      sevmek diye bi şey vardı
      sevmek diye bişey yokmuş
      islam diye bi şey vardı
      islam diye bi şey yokmuş
      +
      beynimi sikeyim
      kafama sıçayım
      oğlum küfür etme lan
      küfür etme
      etme
      etme
      efendi ol
      olacak olacak
      zamanla olcak
      imandan çıktık küfürdende çıkarız
      bunca yol katetmişisz
      bunuda aşarız
      oğlum da deme
      lan da deme
      topla kafayı
      kendine gel
      gelcen gelcen
      sen tamamen kendine gelcen
      akışa bırak
      acele etme
      çokta ağır gitme
      olcak
      +
      niye rahatlamak istiyon
      sıkılıyon
      niye sıkılıyon
      niye sıkılıyom ben ya
      iman sıkıyo
      niye sıkılıcam başka
      imana girsem sıkıntı çıksam sıkıntı
      +
      öhö öhöö
      evet toprarlıyoruz şimdi
      allah
      peygamber
      ahiret
      kader
      kitap
      melek
      namaz
      oruç
      zekat
      hac
      şehadet
      bu mudur
      bu din
      pekiiii tart bakalım
      bakalım denge var mı
      adalet var mı
      birbirine benziyomu
      birbirini tutuyomu
      oruç ve zekat mesela
      biri yedirmek biri yememek
      hayatta yemekte var yememekte var
      iyide var kötüde var gibi mi
      +
      yok yok
      böylesi yok
      bu bambaşka bi şiey
      bu çorba bambaşka çorba
      böyle çorba yok hiç bi şeyde yok
      çorba bi din
      +
      gidecem arapça öğrenicem
      kuranın gerçek yzünü çarpıcam müslümana
      ohohohhhh oooooo
      yavaş
      kafayı yemek denir buna
      ayrıca çok gereksiz
      kafa sikmeye hiç gerek yok
      +
      gördüğünüz yerde öldürün
      dövün
      sövün
      boğazlayın
      kesin
      taşlayın
      lanetleyin
      +
      allah bilir siz bilmezsiniz
      onlar kördür sağırdır
      bilenle bilmeyen bir olur mu
      kalpleri mühürlü
      beyinsiz bunlar
      bunlardan bi halt olmaz
      onlar sizin kötülüğünüzü ister
      onlar ne şeytandır onlar var ya
      +
      iyi allahtan
      kötü allahtan
      hayır allahtan
      şer allahtan
      kaza allahtan
      hastalık allahtan
      tedavi allahtan
      cinayet allahtan
      şiddet allahtan
      küfür allahtan
      iman allahtan
      hakaret allahtan
      aşk allahtan
      meşk allahtan
      zehir allahtan
      şifa allahtan
      sabır allahtan
      şükür allahtan
      isyan allahtan
      bela allahtan
      sela allahtan
      savaş allahtan
      seviş allahtan
      dert allahtan
      derman allahtan
      düşmek allahtan
      kalkmak allahtan
      ceza allahtan
      ödül allahtan
      herşey allahtan
      eee cennet allahtan cehennem allahtan
      +
      gribim
      burnum akıyo
      allahtan
      sümüklerimi gördüler rezil oldum
      bu da allahtan
      gittim doktora ilaç iğne off
      hastalıkta acı tedavide acı
      bu ne yaaa
      bazen tedavide yok
      niye yok
      allahın işine karışma
      karışma
      sorma
      niyeleme
      nasıllama
      dipleme
      derinleme
      uğraşma
      çakallar siziiiiiiiiiiiiiii
      hem bana çay kahve içir
      bu sümük grip olarak çıksın
      kalkıp buna/hastalığa yararlıdır diye hadis yaz
      ulan ben böyle işin
      +
      cinler
      cinler adamı fena sokar
      allah cinlere cinslik yapmış
      onlarda allaha kıl olmuş
      gelmiş kullara cinslik yapmaya
      bulduğu kulları sokup duruyolar
      kullarda gariban
      işinde gücünde
      gençler genelde
      hayatlarının baharında
      onlar bile kötülere zengine bişey yapamıyolar
      vay
      ulan kötü ve zengin olmak varmış
      +
      cinci büyücümü olsak napsak
      bi bardak okunmuş su 20-200 lira arası
      iyi iş
      bi üflüyon 200 lira
      üff diyon o kadar
      200 lira
      bi tonluk dolu tankere üflediğini düşün
      bi üfleme 800000 lira
      yapsak mı
      hasta olmak
      sınava girmek
      cinslik
      kıllık
      kulluk
      dua
      şifa
      üflemek
      su
      üçgen
      tasma
      kafam sikildi amk
      karışmadı ya
      daha iyi
      kim bu kafa sikenler ya
      +
      azrail deyince ne korkardım
      dişleri keskin bi canavar
      israfil desen daha dehşet
      mikail kar yağdırıyo
      ayy canım benim
      sevimli o
      cebrail pek muhatap değil bizimle
      +
      muhammed
      hazretiiiii muhammed
      efendiler efendisi
      hazreti muhammed sallallahu aleyhi ve sellem
      of
      yoruldum
      bu ne horucu, yorucu ve sıkıcı kelime
      aişe validemiz
      amine nenemiz
      abdullah dedemiz
      muhammed babamız
      oofff bu ne ya
      herşey onun için
      biz onun için
      o olmasa ne dünya ne ahiret vardı
      çok lazımdı amk
      batsın gitsin dünya
      ahiretmiş
      dünyadan beter
      burda az orospu vardı
      orası full orospu
      full keş
      +
      5 asker öldü
      3 korucu öldü
      2 polis öldü
      15 bilmem ne öldü
      200 bilmem ne öldü
      kim bu öldürenler

      not: imandan çıktıktan sonra yoğun bi küfür dönemi, küfürden çıktıktan sonra bi durgunluk, bi bioşluk, yeni bi şeyler arama, kuranda din de bişeyler bulmak için gel gitlet, sık sık sinirlene sinirlene din yıkacak malzeme arayışı, sonra bananecilik, hiçlik, falan diye diye,

      tek bildiğim, hiç bişey bilmediğim deyip bilmeye koşmak

      Sil
    2. kravatla muskanın ilişkisine dalmıştım bi zamanlar,

      ikiside aynı şekil, ikiside boyunda, ikiside şişkin filan. ne iş acaba demiştim, kravat medeniyette bu da medeniyet hissi verin diyemidir nedir filan demiştim

      Sil
  79. ben ölcem
    senin gibi onun gibi
    bi şerefsizin
    bi şereflinin gibi
    bi teröristin
    bi orospunun
    bi hırsızın
    bi hakimin
    bi başbakanın
    bi futbolcunun
    ….
    ….
    gibi

    ama şu farkım var ki
    onlar öldüğünde çok ve boş konuşulurken
    ben öldüğümde az ve öz konuşulcam

    YanıtlaSil
  80. doğada namaz diye bi şey yoktur
    namaz şehir hayatının insanı için uydurulmuş bişey
    siz hiç doğada namaz kılan kaplan gördünüzmü

    doğada oruç diye bişey yoktur
    oruç insanları açlığa alıştırmak için uydurulmuş bişey
    siz hiç doğada oruç tutan bi aslan gördünüzmü

    doğada zekat/para diye bişey yoktur
    zekat üzerinde atatürk resmi bulunan kağıtın basımı/atatürkçülüğün varlığı için uydurulmuş bişeydir
    siz hiç doğada ağaç/rızık kesip üzerinde aslan resmi olan kağıtla zekat veren bi ceylan gördünüzmü
    ……
    ……
    ……
    ……

    ……
    ……

    dünya cennetinde/doğada din/iman diye bişey yoktur
    din cehennem hayatının insanı için uydurulmuş bişey
    siz hiç iman eden bi ayı gördünüzmü

    sert seks diye bişey yoktur
    sert seks kudurmuş insanlar için uydurulan bişeydir
    siz hiç pompalamak gibi git gel yapan bi fil gördünüzmü

    siz hiç kabeye doğa diyebilirmisiniz
    siz camiye doğa diyebilirmisiniz
    siz meclise doğa diyebilirmisiniz
    siz eve doğa diyebilirmisiniz
    diyemezsiniz
    siz hiç ev cami kabe yapan karınca gördünüzmü

    siz hiç oturduğu yattığı yediği içtiği yere işeyen sıçan köpek gördünüzmü
    siz hiç dua eden kedi gördünüzmü
    siz hiç mevlit okuyan bülbül gördünüzmü
    siz hiç ilahi okuyan leylek gördünüzmü
    siz hiç kuran okuyan karga gördünüzmü
    siz hiç günah/suç/yasak işleyen güvercin gördünüzmü

    siz hiç meyve sıkan fare gördünüzmü
    siz hiç nane kurutan bi tavşan gördünüzmü
    siz hiç meme sıkan inek gördünüzmü
    siz hiç parmak sokan bi gergedan gördünüzmü
    siz hiç sıkan siken sokan bi zebra gördünüzmü
    siz hiç orospu jigolo bi yılan gördünüzmü
    siz hiç hakim sırtlan gördünüzmü
    siz hiç polis böcek gördünüzmü
    siz hiç kasap maymun gördünüzmü
    siz hiç oyuncağı olan malak gördünüzmü
    siz hiç tecavüz eden bi bukalemun gördünüzmü
    siz aşık olan bi istakoz gördünüzmü
    siz hiç ayakkabısı olan bi zürafa gördünüzmü
    …….
    ……..
    ……….
    ………….
    siz hiç size benzeyen bi hayvan gördünüzmü

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. doğada yalan diye bişey yoktur
      yalan, bu kadar binanın arasında/içinde gizli saklı yaşayan insan için uydurulmuş bişeydir
      siz hiç yalan söyleyen tavuk gördünüzmü

      Sil
  81. kabak çekirdeği
    kuran meali

    ay çekirdeği
    kuran meali

    çay
    cips
    kuran meali

    koyu kahve
    kuran tefsiri

    yatağa uzan
    çay
    kablosuz klavye
    pdf kuran meali

    soyun
    şort giy
    online kuran meali ve tefsiri

    bütün gün stres
    eve gel
    eşle din iman kavgası et
    turandursun.com/forumlar
    o olmadı
    ateistforum.org

    evde yemek yok
    sinir
    gt dışarı lahmacun filan ye
    yerken boşanmayı düşün
    eve gel foruma gir
    evlilik rezillik yaz

    canım şu pozisyonda yapmak istiyo
    eş hayır diyo
    porno sitesine gir
    o pozisyonu bul
    31 çek
    ertesi günü
    foruma gir
    din ve sekssizlik yazmaya çalış
    ama yazama
    yani tam istediği gibi herşeyi yazama

    acayip gıcık saçma bi rüya gör
    eşe anlat
    o kalksın din iman tabir başlasın
    kafayı ye
    anlattığına bin pişman ol
    rüyaları foruma yaz
    hiç bi cevap alama
    geç bi köşeye yalnız başına düşün
    düşün düşün
    boktur işin

    işyerinde dindar biri her gün bi hadis söylesin
    sen de he he de geç
    bi kere geç
    iki kere geç
    o na patlayama
    git akşam foruma patla

    dizinin biri ateiste laf soksun
    sen de sinir ol
    git foruma ters ters yaz

    başbakan kalksın sanki iyi bi dindar gibi ateiste bi laf etsin
    sinirden başla siyaset yapmaya
    başbakana ver veriştir
    ama ne fayda
    .............
    .............
    .............

    YanıtlaSil
  82. teistken
    gözüm yoktu
    şimdi var
    kulağım yoktu
    şimdi var
    dilim damağım
    midem böbreğim
    kalbim ciğerim
    aklım zihnim
    elim kolum
    bağırsağım
    kendim
    benim
    ayağım
    tırnağım
    kılım
    tüyüm
    dişim
    ......
    bedenim
    yoktu
    şimdi var

    teistken
    bilgim yoktu
    şimdi var
    görgüm yoktu
    şimdi var
    terbiyem
    adabım
    usülüm
    muaşaretim
    insaniyetim
    sağlığım
    huzurum
    rahatım
    .....
    yoktu
    şimdi var

    teistken
    rengarenk gardrobum vardı
    şimdi gardrobum bile yok
    ceketimde gül vardı
    şimdi ceketim bile yok
    pantolonumun cebimde ne ararsan vardı
    şimdi pantolunum bile yok
    gömleğimin cebinde kalem vardı
    şimdi gömleğim bile yok
    .....
    benim şimdi cebim bile yok

    teistken
    ana avrat düz giderdim
    benim şimdi ne kutsal bi anam ne de avradım var

    teistken
    parfüm sıkar pis kokardım
    bu kokularla kız t-avlardım
    hacılar pis esans getirirdi
    elime yüzüme sürer şifa derdim
    şimdi bok kokusundan başka koku koklamıyorum

    teistken
    kedere kadere şikayetim vardı
    sonuç alamayınca meyhanem vardı
    şimdi ne kederim ne kaderim ne şikayetim ne memnuniyetim ne meyhanem var

    teistken
    bi hiçtim
    şimdi her şey hiç

    teistken
    o güç ben hiçtim
    şimdi o da hiç

    teistken
    bir şey bilmezdim
    şimdi hir şey bilmeyeyim

    teistken
    dört çocuğum olsun isterdim
    sofrada, eşim karşımda onlar iki yanımızda derdim
    iki kız iki erkek
    şimdi bu kadar çokluğa/bokluğa bide bende mi bok katayım

    teistken
    malım mülküm vardı
    maldımda ayrıca
    şimdi dikili ağacım bile yok

    teistken
    seiko 5 saatim vardı
    ammada ağırdı
    kolumu çevire çevire kolum evrim geçirdi
    şimdi doğal saatim bile yok

    teistken
    vuslat yolunda trafiğe takılınca
    oy verdiğim başbakana söverdim
    şimdi başbakan bana sövüyo

    teistken
    pis pas pus pes… tim
    şimdi

    teistken
    kafamda bin bir tilki dönerdi
    döner dolaşır kürkçü dükkanına girerdi
    döneklik kısır döngüde işlemekteydi
    şmdi sadece dünya dönüyor

    teistken
    dövülme tehditleri alırdım
    öldürmede alırdım
    gene alıyom
    şimdi daha elit tehditler alıyom ama

    teistken
    ak akçe kara gün içindi
    şimdi ak akçem ne kara günüm var

    teistken
    bi çiftliğim olsun derdim
    ali baba olmak isterdim
    içinde köpeklerim ineklerim öküzlerim
    şimdi
    koyun kurt ile gezerdi
    fikir başka başka olmasa

    teistken
    deveye diken insana siken
    şimdi

    teistken
    taştan su çıkarma hedefim vardı
    şimdi

    teistken
    depresyonlara girer arabesk açardım
    şimdi arabeski depresyona sokuyom

    teistken
    annemin kollarında yaşardım
    babamın da ayaklarında
    şimdi ne kolum ne ayak

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir yerine kadar desteğimi veririm.
      Başına sonuna dokunmam, dilimi keserim.
      Her var olan kıskanılır diye bilirim.
      Olanları okudum hala birleştiremedim.
      Beceremedim, ben yemeğe gideyim.
      İnşallah sonra devam bile ederim.

      Sil
  83. gözüne kulağına
    eline ayağına
    midene bağırsağına
    saçından tırnağına
    sahip çık
    çık ki kendini bilesin
    çık ki kendini bulasın
    çık ki ne olacam demeyesin

    YanıtlaSil
  84. gözünü kulağını
    elini ayağını
    mideni bağırsağını
    saçından tırnağına
    tüm bedenini
    ona buna verme
    verme ki kendini bilesin
    verme ki kendini bulasın
    verme ki ne oldum demeyesin

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sayın Adsız,

      Hemen hemen diğer tüm konulara da parça parça, konuyla ilintili veya çağrışımsal olarak ilintisiz yazılar yazanın da siz olduğunuzu varsayarak, sizden bir ricada bulunmayı uygun gördüm.

      Lütfen, bu şekilde kısa parçalar halinde, sanki bir kısa mesajlaşmaymış gibi, blogun yorum formunu kullanmayınız. Bunun yerine, görüşlerinizi bir bütün halinde ve tek seferde yazarsanız, takip etmesi ve bir anlam çıkarılması daha kolay olacaktır.

      Muhtemelen siz de farkındasınızdır ki, yazdıklarınızı belli başlı mantıksal çerçeveye tek seferde oturtmak kolay değil, zira çağrışım yöntemine dayalı ve alışıldığın dışında bir üslubunuz var. Bir de bunları bu şekilde azar azar ve parça parça yayınlayınca, iyice işin içinden çıkılmaz hale geliyor durum.

      Bu sebeple, ricamı tekrarlayacak olursam, konuyla hiç olmazsa az-çok ilintisi olacak biçimde ve tek parça halinde görüşlerinizi yazarsanız memnun olacağım. Aksi durumda, okuyucular açısından sıkıntı oluyor ve yorum kısmı amiyane tabirle çöp haline geliyor. Faydalı ve sürekli bir tartışma yürütmek imkansız oluyor. Her yerde sizin ilgili ilgisiz kısacık beyin fırtınalarınız baş gösteriyor.

      Umarım anlayışla karşılarsınız bunu.

      Saygılarımla.

      Sil
    2. Bence omer hayyama mal edilmis ama ona ait olmayan rubailerin sayisi ona ait olandan cok fazladir. Kitap fuarinda bir ilahiyat profosoru bu konu uzerinde arastima yapan birilerinin oldugunu ve yakinda yayinlanacagini soyledi. Peki mumkunmudur ? Bence evet. Kaynak seciminin yani sira rubailerde farsca kafiye uyumu dikkate alinirsa turkce sahtelerden kurtulmus oluruz.

      Sil
    3. Bence omer hayyama mal edilmis ama ona ait olmayan rubailerin sayisi ona ait olandan cok fazladir. Kitap fuarinda bir ilahiyat profosoru bu konu uzerinde arastima yapan birilerinin oldugunu ve yakinda yayinlanacagini soyledi. Peki mumkunmudur ? Bence evet. Kaynak seciminin yani sira rubailerde farsca kafiye uyumu dikkate alinirsa turkce sahtelerden kurtulmus oluruz.

      Sil
  85. Hangisi daha güzel söylüyor.
    https://www.youtube.com/watch?v=L0mGK9sh3IE
    https://www.youtube.com/watch?v=jPFlXQn4O3Y

    YanıtlaSil