Teori ve Olgu Olarak Evrim

2 Yorum
"Evrim hem bir teori hem de bir olgudur (bilimsel bir gerçektir)" şeklindeki ifadeye, biyoloji literatüründe sıkça rastlanır. Bu ifade evrimin iki şekilde kullanılması nedeniyle ortaya çıkmaktadır. "Evrim olgusu" ile kast edilen, bilimsel gözlemler ve deneyler ile meydana geldiği görülmüş olan, biyolojik organizma topluluklarındaki değişimlerdir. "Evrim teorisi" ile kast edilen ise bu değişimlerin nasıl meydana geldiğinin günümüzdeki bilimsel açıklaması olan modern evrimsel sentezdir. Bu terimlerin yanlış kullanılması ve yanlış anlaşılması, evrim teorisinin doğruluğuna karşı çıkan görüşleri temellendirmek için kullanılmıştır.

Olgu ve teori arasındaki ayrım, evrimin incelenmesine mahsus değildir. Yer çekimi kanunu, kütlesi olan maddelerin birbirini çektiğini söyleyen bilimsel bir olgudur, lakin kütlesi olan maddelerin birbirini nasıl çektiğini açıklamaya çalışan farklı yer çekimi teorileri vardır. Bu yönüyle, yer çekimi hem bir bilimsel olgu hem de bir bilimsel teoridir.

Genelde "evrim" kelimesi yalnız olarak kullanıldığında, söz konusu olguların ve bunları açıklayan teorinin birleşimini ifade eder. Yine de "evrim" kelimesi bu ikisinden yalnızca birini ifade etmek için de sıkça kullanılır, bu yüzden yazarın kast ettiği anlamı belirlemek için dikkatli olmak gerekebilir.

Evrim, Olgu ve Teori

Evrim hem "olgu ve teori", hem "teori olmayan olgu" ve hem de "bir olgu olmayan, yalnızca bir teori" olarak nitelendirilmiştir. Bu, tartışmayı zorlaştıran bir terminolojik karışıklığı gösterir. "Evrim", "olgu" ve "teori" terimlerinin anlamları aşağıda açıklanmıştır.

Evrim:
Genellikle evrim basitçe, organizma topluluklarının bir nesli ile sonraki arasında görülen, vasıflardaki veya gen sıklıklarındaki değişimler olarak tanımlanır. Bununla birlikte, "evrim" genelde şu iddiaları da içerecek şekilde kullanılır:

1. Yalıtılmış toplulukların vasıf oluşumlarındaki farklar, nesiller sonra yeni türlerin oluşumuyla sonuçlanabilir.
2. Bugün yaşayan tüm organizmalar ortak bir atadan (veya ataç gen havuzundan) gelmektedir.

Douglas Futuyma'ya göre:

Biyolojik evrim çok küçük veya oldukça büyük olabilir; bir topluluktaki farklı alellerin (kan gruplarını belirleyenler gibi) oranlarındaki küçücük değişikliklerden en eski proto-organizmalar ile salyangozlar, arılar, zürafalar ve karahindibalara kadar peş peşe olan başkalaşımlara kadar her şeyi kapsar.

"Evrim" terimi ayrıca, özellikle "teori" olarak kullanıldığında, daha geniş olarak doğal seçilim ve genetik sürüklenme gibi süreçleri de içerecek şekilde kullanılır.

Olgu:
Olgu, genelde bilim adamlarınca deneysel verileri ya da nesnel doğrulanabilir gözlemleri ifade etmek için kullanılır. "Olgu" ayrıca daha geniş manada çok kuvvetli delillere sahip herhangi bir hipotezi belirtmek için de kullanılır.

Gözlem
Kurulmuş Hipotez
Olgular; empirik veri, nesnel doğrulanabilir gözlemlerdir. Bir olgu, delillerle öylesine kesin olarak desteklenen bir hipotezdir ki doğru olduğunu varsayarız ve doğruymuş gibi davranırız.' Douglas Futyuma.

Evrim çok kuvvetli bir şekilde delillerle doğrulanması bakımından bir olgudur. Genellikle, Dünya'nın Güneş etrafında dönmesi nasıl bir olguysa evrimin de öyle bir olgu olduğu söylenmektedir. H. J. Muller, "One Hundred Years Without Darwin Are Enough (Darwin'siz Yüz Yıl Yeter)"den olan şu alıntı hususu açıklamaktadır:

Spekülasyon, hipotez, teori, kanun ve olgu arasında yalnızca, fikrin olasılık derecesi yönünden değişken bir ölçekteki farktan söz edilebilir, kesin bir çizgiden söz edilemez. Bir şeyin bir olgu olduğunu söylediğimizde, olasılığının çok yüksek olduğunu söyleriz; öylesine yüksek ki hakkındaki şüphe bizi rahatsız etmez ve buna uygun davranmaya hazırızdır. İşte olgu teriminin tek uygun kullanımı olan bu kullanıma göre evrim bir olgudur.

ABD Ulusal Bilimler Akademisi de benzer bir açıklama getirmektedir:

Bilim adamları genelde "olgu" kelimesini bir gözlemi belirtmek için kullanır. Ancak bilim adamları, olguyu ayrıca, çok defa denenmiş veya gözlemlenmiş ve artık denemeyi veya örnekler aramayı gerektirecek zorlayıcı bir sebep kalmamış herhangi bir şey anlamında da kullanabilir. Evrimin oluşmuş olduğu, bu bağlamda bir olgudur. Artık deliller çok kuvvetli olduğundan, bilim adamları değişimle türemenin oluşup oluşmadığını sorgulamıyor.

Bilim felsefecileri hiçbir şeyi mutlak bir kesinlikle bilmediğimizi iddia etmektedirler. Doğrudan gözlemler bile "teorilerle bezenmiş", algılarımızla ve kullanılan ölçü aletleriyle ilgili varsayımlarımıza bağlı olabilir. Bu bakımdan hiçbir olgu kesin değildir.

Teori:
Bir bilimsel teori, gözlemleri açıklayan ve denenebilir tahminler yapmaya açık, sağlam gerekçelere dayalı olan, birbirine bağlı ifadeler bütünüdür.

Bilimsel teoriler, gözlemlenebilir verilerin uyumlu olduğu sağlam bir yapıyı belirtir. "Evrim teorisi" de türlerin zaman içinde gözlemlenen değişimlerini en iyi açıklayan ve evrimsel biyoloji ile ilgili bilimlerde yapılmakta olan yeni gözlemleri en iyi öngören yapıdır.

"Teori" kelimesinin bilimsel tanımı günlük dildeki anlamından farklıdır. Günlük dilde "teori", olgulara dayanmak zorunda olmayan veya denenebilir tahminlere açık olması gerekmeyen bir varsayım, bir fikir ya da bir spekülasyon anlamına gelebilir. Bilimde ise teorinin anlamı daha kesindir: Bir teori gözlemlenmiş olgulara dayanmalı ve denenebilir varsayımlara açık olmalıdır.

Bilimde mevcut bir teori, aynı derecede veya daha çok kabul edilebilir bir alternatif teorisi olmayan ve yanlışlanamayan bir teoridir. Diğer bir deyişle, bugüne kadar çelişen bir gözlem olmamış ve tabii ki yapılmış olan her gözlem teoriyi ya desteklemiş ya da en azından teoriyle tamamen çelişip, teoriyi yanlışlamamıştır. Eğer yeni gözlemler mevcut teoriyle çelişiyorsa, mevcut bulgular yeni bir açıklamaya gerek duyduğundan(bkz. paradigma değişimi), mevcut teorinin gözden geçirilmesi veya yeni bir teorinin oluşturulması gerekmektedir. Bununla birlikte teorinin yanlışlanması, teorinin dayanmış olduğu olguları yanlışlamaz.

Evrim ve Yer Çekiminin Karşılaştırılması

Olgu" ve "teori" terimleri aynen yer çekimine uygulanabildiği gibi evrime de uygulanabilir.

Yer çekimi olgusunu açıklamaya çalışan birçok teori olmuştur. Diğer bir deyişle, bilim adamları yer çekiminin ne olduğunu ve yer çekimine neyin neden olduğunu sorar. Yer çekimini açıklamak için bir modeli, yer çekimi teorisini geliştirirler. Yüzyıllar içinde yer çekiminin, Yer Çekimi Teorisi olarak nitelendirilmiş birçok açıklaması olmuştur: Aristoteles'in,Galileo'nun, Isaac Newton'ın ve şimdi de Einstein'ın. Terimler, hem gözlemlenen olguları hem de onları açıklayan teoriyi belirtmek için tek bir kelime kullanılması sonucu karışabilir. ‘’Yer çekimi’’ kelimesi gözlemlenen olguları (yani, kütlelerin gözlemlenmiş çekimi) ve onları açıklamakta kullanılan teoriyi (yani, neden kütlelerin birbirini çektiği) belirtmek için kullanılabilir. Bu sebeple yer çekimi hem bir "teori" hem de bir "olgu"dur.

Biyolojik türlerin incelenmesinde, olgulara fosiller ve bu fosillerin incelenmesi dahildir. Fosilin konumu olguya bir örnektir (olgu kelimesinin bilimsel anlamını kullanırsak). Çok hızlı üreyen biyolojik türlerde, örneğin sirke sinekleri, evrimsel değişim süreci laboratuvarda incelenmiştir. Sirke sineği topluluklarının karakter değiştirmesinin incelenmesi de ayrıca olguya bir örnektir. Yani aynen yer çekimi gözlemlerinin bir olgu olduğu gibi evrim de bir olgudur.

Bu gözlemleri açıklamak için, biyolojide, yıllar içinde birçok girişmde bulunulmuştur. Lamarckizm, Dönüşümcülük ve Ortogenez, türler hakkındaki gözlemleri, fosilleri ve diğer delilleri açıklamaya çalışmış Darvinci olmayan teorilerdendir. Bununla birlikte Evrim Teorisi, eldeki tüm verileri ve gözlemleri açıklayan bir modele dayalı, hayatın meydana gelmesi hakkındaki tüm anlamlı gözlemlerin açıklamasıdır. Bu sebeple, aynen yer çekiminin hem bir olgu hem de bir teori olduğu gibi evrim de sadece bir olgu değil ayrıca bir teoridir.

Yer çekimi
Evrim
Düşme eylemi maddelerin birbirini çekmesinin bir gözlemidir. Sirke sineklerinin nesilden nesile değişmesi nesiller arası organizma değişiminin bir gözlemidir.
Maddelerin birbirini çekmesine yer çekimi denir. Organizmaların nesilden nesile değişmesine evrim denir.
Yer çekimi bir olgudur. Evrim bir olgudur.
Yer çekimi olgularının açıklamaları
Evrim olgularının açıklamaları
Aristoteles ve Galileo yer çekimi olguları için açıklamalar üretmişlerdir. Bunlar artık kullanılmayan açıklamalardır. Lamarckizm, Dönüşümcülük ve Ortogenez evrim olgusunun açıklamaları olarak oluşturulmuştur. Artık bu açıklamalar itibar görmemektedir.
Newton'ın yer çekimi açıklaması kabaca doğrudur ama geliştirilmeye ihtiyaç duymuştur. Darwin'in evrim açıklaması kabaca doğrudur ama geliştirilmeye ihtiyaç duymuştur.
Einstein'ın açıklaması Newton'ın yer çekimi açıklamasının geliştirilmiş halidir. Einstein'ın açıklaması yer çekimi olgusunun günümüzde en çok kabul gören açıklamasıdır. Modern evrimsel sentez, genleri açıklamasında yer vermeyen Darwin'in evrim açıklamasının geliştirilmiş halidir. Bu modern sentez evrim olgusunun günümüzde en çok kabul gören açıklamasıdır.
Yer çekiminin Einstein tarafından yapılan açıklaması Genel Görelilik Teorisi olarak adlandırılır. Evrim olgusunun modern sentez tarafından yapılan açıklaması en güncel ve en çok kabul gören Evrim Teorisidir.
Yer çekimi bir olgu ve bir teoridir.
Evrim bir olgu ve bir teoridir.

Literatürde Teori ve Olgu Olarak Evrim

"Olgu" ve "teori" arasındaki ve "evrim" kelimesinin kullanımındaki karışıklık, büyük ölçüde bazı yazarların evrimi, türlerin nesiller boyunca oluşan değişimi ve ortak atayı kast ederek kullanması, diğerlerinin ise bunun yanında terimi daha genel olarak bu değişime sebebiyet veren düzeni ihtiva edecek anlamda kullanmasından kaynaklanmaktadır. Bununla birlikte, en azından biyologlar arasında, evrimin bir olgu olduğu konusunda fikir birliği mevcut gibi görünmektedir:
  • Amerikalı zoolog ve paleontolog George Simpson şöyle demiştir, "Darwin...nihai ve kesin olarak evrimi bir olgu olarak kabul ettirmiştir."
  • H. J. Muller şöyle yazmıştır, "Arzu ederseniz size şunu söyleyebilirim, kesin olarak bakılırsa evrim bir olgu değildir, ya da daha iyisi, bu kelimeleri okuduğunuz veya duyduğunuzdan daha olgu değildir."
  • Kenneth R. Miller şöyle yazmıştır, "Evrim, bilimde malumat sahibi olduğumuz her şey kadar bir olgudur."
  • Ernst Mayr şöyle demiştir "Temel evrim teorisi o kadar eksiksiz olarak onaylanmıştır ki çoğu modern biyolog evrimi basitçe bir olgu olarak değerlendirir. Kesin tarihlere dayalı jeolojik katmanlardaki fauna ve flora sıraları evrim kelimesi dışında nasıl tanımlanabilir? Evrimsel değişim de yalnızca, nesilden nesile gen havuzundaki değişimlere dayalı bir olgudur."
Olgu ve Teori Olarak Evrim
Yaygın olarak, "olgu" organizmaların vasıflarında nesiller boyunca gerçekleşen gözlemlenebilir değişiklikler için kullanılırken, "teori" kelimesi ise bu değişikliklere neden olan düzen için kullanılmaktadır:
  • Paleontolog Stephen Jay Gould şöyle yazmıştır, "Evrim bir teoridir. Ayrıca da bir olgudur. Ve teoriler ile olgular artan kesinliğe dayalı bir hiyerarşinin basamakları değil, farklı şeylerdir. Olgular dünyanın verileridir. Teoriler olguları açıklayan ve yorumlayan düşünce yapılarıdır. Bilim adamları olguları açıklamak için rakip teorileri birbiriyle çekiştirdiğinde olgular yok olmaz. Einstein'ın yer çekimi teorisi Newton'ınkinin yerini aldı ama elmalar sonucu bekleyip, havada asılı kalmadılar. Ve de insanlar, Darwin'in öne sürdüğü süreçle yahut henüz keşfedilmemiş olan bir süreçle, maymun benzeri atalardan evrimleştiler."
  • Benzer bir şekilde, biyolog Richard Lenski şöyle demiştir, "Bilimsel anlayış hem olgulara hem de onları tutarlı bir biçimde açıklayabilecek olan teorilere ihtiyaç duyar. Evrim, bu kapsamda, hem bir olgu hem de bir teoridir. Organizmaların Dünya'da yaşamın tarihi boyunca değiştiği, ya da evrimleştiği aşikar bir olgudur. Ve biyologlar belli başlı değişim düzenlerini açıklayabilen süreçleri belirlemiş ve incelemiştir."
Teori Olmayan Olgu Olarak Evrim
Türlerin nesiller boyunca değişimi ve bazı durumlarda da ortak ata üzerine odaklanmış olan yorumcular, "teori" terimini kullanmanın olumlu olduğunu reddederken destekleyici delillerin ağırlığını vurgulamak için evrimin bir olgu olduğunu belirtmişlerdir:
  • R. C. Lewontin şöyle yazmıştır, "Evrimsel sürecin öğrencilerinin, özellikle yaratılışçılar tarafından yanlış aktarılmış ve kullanılmış olanların, evrimin bir teori değil bir olgu olduğunu söyleme vakti gelmiştir."
  • Douglas Futuyma Evrimsel Biyoloji kitabında şöyle yazmıştır "Organizmaların ortak atalardan başkalaşımlarla türediği ifadesi -evrimin tarihsel gerçekliği- bir teori değildir. En az Dünya'nın Güneş etrafında döndüğü olgusu kadar olgudur(gerçektir)."
  • Richard Dawkins şöyle demiştir, "Tüm hakiki bilim adamlarının mutabık olduğu şey bizzat olgu olan evrim teorisidir. Gorillerin, kanguruların, denizyıldızlarının ve bakterilerin kuzenleri olduğumuz bir olgudur(gerçektir). Evrim, güneşin ısısı kadar olgudur. Bir teori değildir, ve artık lütfen böyle adlandırarak felsefi olarak tecrübesiz olanların kafasını karıştırmayalım. Evrim bir olgudur."
  • Neil Campbell 1990 yılında yayınlanan biyoloji ders kitabında şöyle yazmıştır, "Bugün, neredeyse tüm biyologlar evrimin bir olgu olduğunu kabul etmektedir. Teori terimini, hayatın nasıl evrimleştiğini açıklamaya çalışan modelleri ifade etmek dışında kullanmak artık uygun değildir... şunu anlamak önemlidir ki hayatın nasıl evrimleştiği hakkındaki mevcut sorular hiçbir şekilde evrimin bir olgu olmasıyla zıtlık belirtmez."
Tahmin Gücü

Bilimde temel bir ilke bir bilimsel teorinin tahmin gücünün olmasıdır ve bu tahminlerin doğrulanması teori için önemli ve zaruri bir dayanak olarak görülmektedir. Evrim teorisi bu gibi tahminler sağlamıştır. Aşağıdakiler buna örnektir:
  • Genetik bilgi, moleküler biçimde neredeyse tamamen aynı olacak şekilde aktarılmalı ama çok küçük değişikliklere de açık olmalıdır. Bu tahminin yapılmasından bu yana biyologlar, mutasyon oranı kabaca her hücre bölünmesi için nükleotit başına 10-9 olan DNA'nın varlığını keşfettiler; bu da tam olarak böyle bir mekanizma sağlar.
  • Bazı DNA dizileri çok farklı organizmalarda ortaktır. Evrim teorisine göre iki organizma arasındaki bu gibi DNA dizilerindeki farklar hem anatomilerine göre aralarındaki biyolojik farkla hem de fosil delillerde görüldüğü gibi, evrim sürecinde bu iki organizmanın ayrılması üzerinden geçen süreyle kabaca uyuşmalıdır. Bu gibi farkların yığılma oranı, önemli RNA veya proteinleri kodlayan bazı diziler için düşük, daha az önemli RNA veya proteinleri kodlayanlar için yüksek olmalıdır; ama her spesifik dizi için evrim süresinde farklılaşma oranı kabaca sabit olmalıdır. Bu sonuçlar deneysel olarak onaylanmıştır. Buna iki örnek; büyük oranda korunmuş olan rRNA'yı kodlayan DNA dizileri ve büyük oranda korunmamış olan fibrinopeptitleri (fibrin oluşumu sırasında atılan aminoasit dizileri) kodlayan DNA dizileridir.
  • 2004'ten önce, paleontologlar kaya içinde neredeyse 365 milyon yıllık; boynu, kulağı ve dört bacağı olan amfibi fosilleri bulmuşlardır. 385 milyon yıldan daha eski kayalarda ise yalnızca bu amfibi özelliklere sahip olmayan balıklar bulabilmişlerdir. Evrimsel teoriye göre amfibiler balıklardan evrimleştiğine göre 365 milyon ve 385 milyon yaşları arasındaki kayalarda bir ara form bulunmalıydı. Böyle bir ara form, 385 milyon yıl veya daha öncesinden kalma birçok balık benzeri özelliğe sahip olmalı ama aynı zamanda birçok ampfibi özelliği de bulundurmalıdır. 2004'te, özellikle bu fosil formu aramak için Kanada arktiğine yapılan bir keşif seferinde 375 milyon yıllık kayaların içinde Tiktaalik fosilleri bulunmuştur.
İlgili Kavramlar ve Terminoloji
  • Spekülatif veya varsayımsal açıklamalara hipotez denir. Sağlam bir şekilde denenmiş açıklamalara teori denir.
  • "Olgu", "mutlak kesinlik" anlamına gelmez. Stephen J. Gould'un sözlerinden: Bilimde "olgu", yalnızca "kesin olmayan kabulden kaçınmak uygunsuz olacak düzeyde onaylanmış" anlamına gelir."
  • Doğa bilimlerinde bir teorinin "kanıt"ı yoktur. Kanıt yalnızca matematik gibi formal bilimlerde yer alır. Bir hipotez veya teori tarafından yapılan tahminlerin deneysel gözlemine doğrulama denir.
  • Bir bilimsel kanun, bir bilimsel teori ile ilgili bir kavramdır. Basit bir temele dayalı çok sağlam bir şekilde kurulmuş "teorilere" genelde bilimsel "kanun" denir. Örneğin "yer çekimi kanunu", "doğal seçilim kanunu" ya da "evrim kanunları"nın bahsine çokça rastlanabilir.

2 yorum:

  1. Akıllı Tasarım19 Ekim 2011 22:51

    Sn.Hayyam Size Bir Video Paylaşmak istedim,

    EVRİM TEORİSİ ÇELİŞKİ
    http://www.youtube.com/watch?v=dzh6Ct5cg1o&feature=player_embedded


    Videoda bahsi geçen açıklamaların tam metni;
    Dijital ve Nükleotit Kodların Evrimsel Dinamikleri : Mutasyondan Korunma Perspektifleri

    1. Dijital ve nükleotit kodların eşitliği: her ikisi de bir alfabeye dayanır ve semantik yapıdadır.

    2. Her iki kod türü de mutasyona karşı içsel koruma mekanizmalarına sahiptir.

    Her 8 bit verinin 1 biti mutasyon belirlenmesi için ayrılmıştır. Bunun biyotik karşılığı, geniş bir repertuvarda DNA içerisinde bulunan tamir enzimleridir.

    3. Dijital kodların adaptasyonu rastgele süreçlercedir. Dijital kodlar evrimsel programlama adı verilen teknik vasıtasıyla , daha önceden belirlenmiş parametrelerin belirlenmiş sınırlar çerçevesinde, belirlenmiş program modülleri tarafından derlenip seçilerek, ’ rastgele ‘ süreçlerce adapte edilebilir.

    Bir dijital rakamın tam anlamıyla rastgele değişikliğe uğraması, bir veri siciminden rastgele kopyalanması veya kodda başka bir yere dahil edilmesi imkansızdır. Çünkü mutasyon tanımlamakla görevli bit bu şekilde oluşacak hataları semantik hata yada telaffuz hatası olarak belirleyecektir. Buda yedek kodun devreye girip hatalı kısmın düzeltilmesine sebep olan içkin mutasyon korumasını devreye sokacaktır.


    4. Nükleotit kodların adaptasyonu: Yaşayan doğa sürekli değişen çevresine şu şekillerde uyum sağlar:

    a. Gen regülasyonu (düzenlemesi) ile

    b. Rekombinasyon ve alel adı verilen gen varyasyonuyla

    Yukarıdaki her iki mekanizmada adaptasyonu sağlar . Her ikisi de mutasyon koruması mekanizmasının sınırları içerisinde çalışır. Her ikisi de ne yeni aleller oluşturur, nede nükleotit kodun genişlemesini sağlayabilir.

    5. Nükleotit kodun genişlemesi

    Kodun genişlemesi Darwin’in teorisine dayanan evrim kabulüne göre aşağıdaki süreçlerin birikimi;

    a. onarılamaz,

    b. avantaj sağlayan,

    c. code genişlemesine olanak veren

    d. bir sonraki nesle aktarılması mümkün olan mutasyonlar ile meydana gelir;

    Bu süreçlerin kodu genişletebilmesi için mutasyondan koruma mekanizmasının kapatılması yada en azından işlev bozukluğuna uğraması gereklidir.

    Halbuki, mutasyondan korunma mekanizmasındaki işlev bozukluğu yaşama ve üreme kapasitesinin azalması demek olan kanser ve kalıtsal hastalıkların oluşmasının ana nedenidir.

    6. Mutasyondan koruma paradoksu

    Videoda bahsi geçen araştırma var olan evrim paradigmasındaki paradoksu ortaya koymaktadır. Bu kısaca esas görevi hayatta kalma kapasitesini korumak olan mutasyondan koruma mekanizmasının işlev bozukluğuna uğrayarak mutasyonların yeni işlevler üretmesi için mutasyona olanak tanıması ve hayatta kalma kapasitesini artırdığı düşünülen mutasyonları oluşturmasının sağlanmasıdır. Fakat bu mekanizmadaki işlev bozukluklarının tam tersine hayatta kalma kapasitesini kanser ve kalıtsal hastalıkların aktarımıyla azaltığı bilinmektedir.

    7. İlerideki araştırmalar için öneriler

    Evrim teorisinin ana çekirdeğindeki bu çelişkiler sebebiyle teorinin çok daha doğru bir şekilde formüle edilmesi ve güncellenmesi gereklidir. Bunun mikro ve makro evrim teorileri arasında bir bölünmeyle gerçekleştirilmesi mümkündür.

    Rastgele değişikliklerinin innovasyon kapasitelerinin yeniden ele alınması belkide ilk yapılması gerekli olan çalışmalardır. Gerekli açıklamaları çalışma dosyasında bulabilirsiniz;

    http://www.benthamscience.com/open/toevolj/articles/V005/1TOEVOLJ.pdf

    YanıtlaSil
  2. Merhabalar.

    Yazıya sadece göz attım, ancak şöyle bir durum var: Evrim teorisinin karşıtları, sayfalarca başka kaynaktan yazılar gönderip benden cevap bekliyor. Ancak bu da beni oldukça yoruyor, çünkü iki üç cümle ile toparlanacak şeyler değil bunlar.

    Bu sebeple, siz, acaba evrim teorisine ilişkin genel olarak -hiç olmazsa buradaki- bilgileri okuyup değerlendiriyor musunuz?

    Bir de şu nokta var: Evrim bir olgudur, yani değişim vardır; ancak bu değişimin nasıl gerçekleştiği tam olarak belli değildir. Evrim teorisi -hatta, teorileri- bu evrimsel değişimi açıklamaya çalışır. Gördüğüm kadarıyla siz, herhangi birr evrim teorisindeki bilgiyi, sanki mutlak gerçekmiş gibi ele alıp o teorinin sunduğu hipotezler üzerinden değerlendirmede bulunuyorsunuz.

    Yanıldığımı düşünüyorsanız lütfen belirtin bunu.

    Saygılarımla.

    YanıtlaSil