Tanrı inancının bilimsel kanıtlar ve mantıktan daha ötesine dokunan özellikleri var. Tanrı inancını bırakmak Dünya’nın evrenin merkezi olmadığını kabul etmek gibi basit bir şey değil.
Tanrı inancından vageçmenin en önemli sonucu, ölüme dair olan düşüncelerinizin değişmesidir. Sevdiğiniz kişilerin öldükleri zaman daha iyi bir yere gitmeyeceği ve sadece sonsuza kadar yok olacaklarını kabul etmek gerçekten de çok zor bir şey. Kaybettiğiniz sevdikleriniz sizi izlemiyor, size destek olmuyor, sizi yönlendirmiyorlar. Sizi artık sev(e)miyorlar. Bu kabul etmesi cidden zor bir fikir.
Dinlerin ölüm fikrini daha kabul edilebilir bir hale getirdikleri bir gerçek. Birisi öldüğü zaman onunla tekrar (cennette) buluşacağınızı düşünmek size ölümü daha kabullenilebilir kılıyor. Çünkü ölen kişi aslında ölmüş olmuyor. Sadece sizinle ileride buluşmak üzere bir başka yere yolculuk ediyor. Telefon, e-mail ve posta servisi olmayan bir yere.
Cenneti reddedip ateizmi kabul etmek bilimsel kanıtları değil, sevdiğiniz ve kaybettiğiniz insanların gerçekten öldüklerini kabul etmek demektir. Sevdiğiniz herkesin bir gün öleceğini, sizin de bir gün öleceğinizi kabul etmeniz demektir.
Yaşlandığınız ve bir çok sevdiğiniz insanı kaybettiğinizi düşündüğünüz takdirde bu inancı terketmenin çok daha zor olacağını görebilirsiniz. Tanrı inancını ve cenneti reddetmek, bugüne kadar kaybettiğiniz ama cennette buluşmayı umduğunuz tüm sevdiklerinizin arkasından tekrar yas tutmayı gerektirir.
Ölüm karmaşık bulmacanın sadece bir parçası. Eğer tüm hayatınızı inancınızı temel alarak yaşadıysanız, kararlarınızı inancı temel alarak verdiyseniz ve bu kararlar sonucunda başınıza kötü şeyler geldiyse, Tanrı inancından vazgeçmek artık suçu Tanrı’ya yükleyip “Tanrı’nın benim için bir planı vardır” diyememek manasına gelir. Verdiğiniz kararların kozmik bir planın parçası değil, belli bir noktaya kadar kendi sorumluluğunuz olduğunu kabul etmek manasına gelir. Kararlarınızın yükünü kendi omuzlarınıza almanız gerektiği manasına gelir.
Reddetmeniz gereken bir diğer nokta, Tanrı’nın hayatınızı yönlendirdiği, sizinle yoldaş olduğu ve size yardım ettiği fikridir. Bir adamın karanlıkta bir tahta köprüde yürüdüğünü hayal edin. Adam köprüdeki büyük delikleri görmediği için sağlam bir köprüde yürüdüğünü düşünüyor. Ancak ışıklar açılınca adam tehlikenin farkına varıyor. Tanrı’nın sizi koruyup kollamadığını kabul etmek, ışıkları açmak gibi bir etkiye sahip. Bu da kabul etmesi kolay bir şey değil. Tanrı’yı reddetmek, sizi koruyan birisi olmadığnı kabul etmek düşebileceğinizi ve düştüğünüz zaman çok kötü düşebileceğiniz ihtimalini kabul etmektir. Bu noktaya kadar şanslı olduğunuzu ama bundan sonra attığınız her adımı hesaplayıp atmanız gerektiğini kabul etmektir.
Eğer hayatınızı dini yaşamak için harcadıysanız, dini öğrenmek için sayısız saatlerinizi harcadıysanız ve attığınız hemen her adımda dini referans aldıysanız bunu boşuna yaptığınızı kabul etmek de kolay değildir. Bu düşüncedeki birisine Ateizm’den bahsetmek o kişiye hayatının önemli bir bölümünün anlamsız, yanlış yönlendirilmiş ve bir hayat yaşayabilmek için tek şanslarının boşa tüketilmiş olduğunu söylemekle eş değerdir. Bunları duyup kabul etmek çok kolay değildir.
Tanrı inancını reddetmek, Tanrı’yla aranızda özel bir tür dostluk olmadığını ve sizin de aslında dünyada yaşayan 6 milyardan fazla insandan çok farklı olmadığınızı kabul etmek demektir. Hatta eğer vaktinizin önemli bir kısmını dine adadıysanız yarışa geç başladığınız bile söylenebilir. Hayatlarının önemli bir bölümünü “özel” olduklarını düşünerek geçiren insanların bu düşüncelerinden vazgeçmeleri kolay değildir. Kendilerinde gördükleri değerin hayali olduğunu kabul etmek kolay değildir. Dinlerin ve Tanrı inancının duygusal yönünden kurtulmak hiç kolay değildir.
Ancak Tanrı inancının bu özellikleri inançları gerçek yapan bir şey değildir. Bir şey, insanları iyi hissettirdiği için gerçek olmaz. Bir şey gerçektir, ya da değildir. Gerçek bir şey kötü hissettirebilir, acı olabilir, adaletsiz gibi gelebilir, ancak bu onu daha az gerçek yapmaz. Aynı şekilde hayaller iyi hissetirip mutluluk verip mükemmel bir hayat ilüzyonu sunabilirler. Bu özellikleri onları daha gerçek yapmaz. Günün sonunda sonuç değişmeyecektir.
haha :) acıyorum sizlere
YanıtlaSilziyanı yok. ''siz'' dediğin insanlar senle yaşamaya alıştı. ama sen hala bir türlü ''onlar''a tahammül edemiyorsun.
YanıtlaSilkimin acınacak hale geleceği bilinemez maalesef
YanıtlaSil“İnancın Psikolojik Nedeni” değil “İnancın ruhi nedeni” ya da “İnancın duygi nedeni” ya da “İnancın tavri nedeni”
YanıtlaSilKAF SURESİ
YanıtlaSil1, 2. Kâf. Şerefli Kur'ân'a andolsun ki kâfirler, aralarından bir uyarıcının gelmesine şaştılar ve şöyle dediler: 'Bu tuhaf bir şeydir! '
3. 'Öldüğümüz ve toprak olduğumuz zaman mı (dirilecekmişiz) ? Bu, akla uzak (imkansız) bir dönüştür! '
4. Şüphesiz biz, toprağın; onlardan neleri eksilttiğini bilmekteyiz. Yanımızda (o bilgileri) koruyan bir kitap vardır.
5. Hatta gerçek kendilerine gelince onu yalanladılar. Artık onlar kararsız bir haldedirler.
6. Üstlerindeki göğe bakmazlar mı? Onu nasıl bina ettik, nasıl donattık! Onda hiçbir düzensizlik ve eksiklik yoktur.
7. Yeryüzünü de yaydık ve orada sabit dağlar yerleştirdik. Orada her türden iç açıcı çift bitkiler bitirdik.
8. Bütün bunlar, içtenlikle Allah'a yönelen her kulun gönül gözünü açmak ve ona öğüt ve ibret vermek içindir.
9, 10, 11. Gökten de bereketli bir su indirip onunla kullar için rızık olarak bahçeler ve biçilecek taneler (ekinler) , birbirine girmiş kat kat tomurcukları olan yüksek hurma ağaçları bitirdik ve böylece onunla ölü bir beldeye hayat verdik. İşte (dirilip kabirlerden) çıkış da böyledir.
12, 13, 14. Onlardan önce Nûh kavmi, Res halkı ve Semûd kavmi, Âd ve Firavun, Lût'un kardeşleri, Eykeliler, Tübba'ın2 kavmi de yalanlamıştı. Bütün bunlar (kendilerine gönderilen) peygamberleri yalanladılar, böylece kendilerini uyardığım şey gerçekleşti.
15. İlk yaratmada acizlik mi gösterdik ki (yeniden yaratamayalım) ? Doğrusu onlar, yeniden yaratılış konusunda şüphe içindedirler.
16. Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin ona verdiği vesveseyi de biz biliriz. Çünkü biz ona şah damarından daha yakınız.
17. Üstelik, biri insanın sağ tarafında, biri sol tarafında oturmuş iki alıcı melek de (onun yaptıklarını) alıp kaydetmektedir.
18. İnsan hiçbir söz söylemez ki onun yanında (yaptıklarını) gözetleyen (ve kaydeden) hazır bir melek bulunmasın.
19. Ölüm sarhoşluğu bir hakikat olarak insana gelir de ona, 'İşte bu, senin öteden beri kaçıp durduğun şeydir' denir.
20. (İnsanlar öldükten sonra tekrar dirilmeleri için) Sûr'a üfürülecek. İşte bu, tehdidin gerçekleşeceği gündür.
YanıtlaSil21. Herkes beraberinde bir sevk edici, bir de şahitlik edici (melek) ile gelir.
22. (Ona) 'Andolsun ki sen bundan gaflette idin. Şimdi gaflet perdeni açtık; artık bugün gözün keskindir' (denir.)
23. Beraberindeki (melek) şöyle der: 'İşte bu yanımdaki hazır.'
24, 25. (Allah şöyle der :) 'Atın cehenneme, (hakka karşı) inatçı, hayrı hep engelleyen, haddi aşan şüpheci her kâfiri! '
26. 'Allah ile beraber, başka bir ilah edinen o kimseyi atın şiddetli azabın içine! '
27. Arkadaşı (olan şeytan) der ki: 'Ey Rabbimiz! Onu ben azdırmadım, fakat kendisi derin bir sapıklık içinde idi.'
28. Allah şöyle der: 'Benim huzurumda çekişmeyin. Çünkü ben bu (konudaki) uyarıyı size önceden yaptım.'
29. 'Benim katımda söz değiştirilmez ve ben kullara zulmedici değilim.'
30. O gün Cehenneme, 'Doldun mu? ' deriz. O da, 'daha var mı? ' der.
31. Cennet Allah'a karşı gelmekten sakınanlara uzak olmayacak şekilde yaklaştırılacak.
32, 33. Onlara şöyle denir :) 'İşte bu, size (dünyada) vaad edilmekte olan şeydir. O, her tövbe eden, onun emrini gözeten için, görmediği halde sırf saygıdan dolayı Rahmân'dan korkan ve O'na yönelmiş bir kalp ile gelen kimseler içindir.'
34. 'Oraya esenlikle girin. İşte bu, ebedilik günüdür.'
35. Orada kendileri için diledikleri her şey vardır. Katımızda daha fazlası da vardır.
36. Biz onlardan önce, kendilerinden daha zorlu nice nesilleri helak ettik de ülke ülke dolaşıp kaçacak delik aradılar. Kaçacak bir yer mi var?
37. Şüphesiz bunda, aklı olan yahut hazır bulunup kulak veren kimseler için bir öğüt vardır.
38. Andolsun, gökleri, yeri ve ikisi arasında bulunanları altı günde (altı evrede) yarattık. Bize bir yorgunluk da dokunmadı.
39. O halde onların söylediklerine sabret ve güneşin doğuşundan önce de, batışından önce de Rabbini hamd ederek tespih et.
40. Gecenin bir kısmında ve secdelerin ardından da onu tespih et.
41. (Ey Muhammed!) Çağırıcının yakın bir yerden sesleneceği gün, (o sese) kulak ver.
42. O gün insanlar hakka çağıran o korkunç sesi işiteceklerdir. İşte bu, (kabirlerden) çıkış günüdür.
43. Şüphesiz biz diriltir ve öldürürüz. Dönüş de ancak bizedir.
44. O gün yer, onların üzerinden süratle yarılıp açılır. Bu, (hesap için) bir toplamadır, bize göre kolaydır.
45. Biz onların ne dediklerini çok iyi biliyoruz. Sen, onlara karşı bir zorba değilsin. O halde sen, benim uyarımdan korkan kimselere Kur'an ile öğüt ver.
Yazınızı okuyunca Yüce Allah' a olan inancın ne kadar gerekli olduğunu anladım ve bildiğim şeyleri bir daha hatırladım.
YanıtlaSilTeşekkürler Sayın Yazar.....
Bende senin yazını okuyunca bilginin ne kadar gerekli olduğunu anladım ve inandığım şeyleri bir daha hatırladım.
SilTeşekkürler Abdullah Kaya Amasyalı.
Hürman Toprak Dünyalı
Okur, Yazar, Araştırmacı, Bilim Adamı, Eleştirmen, Doktor, Mühendis, ve daha bir çok şey.
Sen niye reklamını yapıyorsun. O şiirlerin allah içinmi, kendin içinmi? Kazanç için ilahi şiir olurmu?
Bizim para ile işimiz olmaz kıymetli insan...paramız hiç bir ırk, cinsiyet ve din ayrımı yapmadan çocuklara harcanır...Ateistlere dahi yardım yapılır.
SilBilmem anlatabildim mi ?
Şiirlerimiz insani ve manevi aşkın ürünleridir..Sizde yararlanabilirsiniz. Sizin şiirleriniz varsa bizde okuyabiliriz.
Herhangi bir konuda sıkıntınız varsa yardımcı olmaya hazırım can kardeşim.
Lütfen sevdiklerinize ve sevenlerinize iyi davranın, Yüce Allah' a emanet olun. İnşaallah Nirvana' ya ulaşırsınız.
Hayır kurumunda görevli yada başkan filanmısın?
SilHayvanlara yardım ediyormusunuz? Hayvanlara yardım ederken tüm insanlığa ve doğaya faydalı olacağınızı biliyormusunuz? Aslında işin kökünün hayvana yardım olduğunu biliyormusunuz?
Bu arada burayada yazayım. Haytapa yazdım. Artık birşey yaparlarmı bilmiyorum. Çöpten kağıt toplayan işçilere köpekler çok kızıyor. Köpekler, bu işçi çöpe yaklaşırken ve işini bitirip giderken sesini duyuramayacağını bilene dek havlıyor. Bu günde sanırım ortalama 5-6 kez oluyor.
Gece gündüz topluca havlamalar, birbirini kovalamalar, bazı yaramaz çocukların sataşmasıyla hırlamalar, varda var.
Haytapa bunuda yazmalıydım. Her semtte bir hayvan bahçeleri kurulsa hem doğa hem insan hem hayvan daha sağlıklı temiz rahat olacak. Atıkları bu bahçeye toplasalar hayvanlar bayram eder. Kuşu böceği kedisi köpeği yatar oynar karın doyurur. Onca guda çpe gideceğine işe yarar. İnsanın çöpe attığı ile hayvanların sülalesi doyar. Belki böylece evlere sinek bile girmez. İnsanda hayvanda çevrede rahat eder.
Çöpler için ayrı işlem yapacaksın. Gıdayı, kağıdı, şişeyi, herşeyi ayıracaksın. Millete laf anlatacağınıza iş yapın. Kendiniz üşengeçsiniz, milletin üşengeçlikliğinden yakınıyorsunuz.
Sokak köpeği sokak hayvanı olmaz. Bunlar hem çevreyi hem insanı hem çevreyi rahatsız eder.
İlaçlamaktan zehirlemekten başka bir şey bilmiyorsunuz. Bir bahçe yapacaksınız iş bitecek. Onca masrafta edilmemiş olacak.
Not: Şunu zannediyorum ki, kimse haytapa yada rahatsız olduğu konuda herhangi bir kuruma yazı yazmıyor. Ya aklına gelmiyor ya bilmiyor ya da başkası yazar belki filan diyor. Bilginiz olsun, yazan yok. Üç günde üç kuruma, firmaya yazı yazdım ertesi günü düzeltme oldu. Benim yazmamı beklemiş millet. Haytaptan ses yok daha.
İnanç kelimesinin anlamı, gönülden bağlanma, inanılan şey, Allah’a inanma, bir şeye inanma, Dine inanma, iman, itikat vs. hiç biri değildir. İnanmak yada inanç, duygu değildir. İnanç fiildir, ama bunun ne fiili olduğu belli değildir. İnanmak kelimesininde inanç kelimesininde ve bunun kökününde türevlerininde anlamı yoktur. Kelimeye atıf yapılmaz. Kelimeye/anlama ilave yapılmaz. Kelime cümle gibi gösterilmez. Kelime cümle gibi anlamlandırılmaz. Herşeyin kelimesi ayrı ayrı olmalıdır, bir kelimeye birden fazla şey verilmez. Duvar duvardır, duvar demek Allah’ın duvarı/Allah’ın tuğla ile imal edilen yapısı demektir, olmaz. Yine iman kelimesinin hem çevrimi hem anlamı yoktur.
YanıtlaSilhttp://tr.wikipedia.org/wiki/Sel%C3%A2m%C3%BCn_aleyk%C3%BCm
Selamün aleyküm’ün çevrimi ve anlamı yoktur. Selamün aleyküm/Selamun aleykum/Esselamü aleyküm/Esselamü aleyküm ve rahmetullahi ve berekatühü vb. “Allah’ın selamı üzerine olsun”, “Allah’ın selamı sizin üzerinize olsun”, “Allah’ın selamı üzerine olsun”, “Allah’ın sevgi ve şefkati bol olsun”, “Alah’ın sevgi ve şefkati üzerine bereketli olsun”, “Sevgi üzerine ve Allah’ın rahmeti ve bereketine”, “Allah’ın sevgisi üzerine olsun”, “Allah’ın ilgisi üzerine olsun” “İslam üzerine olsun” “Selam üzerine olsun”, “Sevgi üzerine”, “Barış üzerine”, ”Huzur üzerine”, “Mutluluk üzerine” “Barış altına Sevgi üzerine olsun” “Teslim içinde ol” “İslam altında kal” “Üstünde sevgi olsun” “Altında hacer olsun” demek değildir. Selamda Allah zaten ilave çeviridir. Olsun diye bir fiilde yoktur cümlede. Selam diye çevirmek zaten çeviri yapmak değildir. Üzerine kelimesi kapalı ve yanlış kelimedir. Demekki bu cümlenin çevirisi yoktur.
Selam, naber, nasılsın, neden, hayırlı akşamlar, günaydın, bay bay, niçin, nasıl, hangi, haydi ya, yapma ya, gidiyorum, geleceğim, sana sorarım, soru, sarı, kırmızı, gökyüzü, yeryüzü, jüpiter, sevişelim, aşığım, koş, lan, manyak, salak, orospu, oğlan, galasaray, fener, taş, beşik, türk, alman, kelle, namus, hayır, evet kelimelerinin anlamı yoktur. Hiç bir kelimenin anlamı yoktur. Dünya’da tüm kelimeler/konuşmalar anlamsızdır.
Tüm Dünya lisanlarında kelimelerin anlamı yoktur. Yani gerçekte o kelimenin anlamı o anlam/anlamlar değildir. Sözlüklerde doğru anlam yoktur. Tüm lisanlarda tüm kelimeler anlamsızdır. Tüm lisanlarda neredeyse çevrim de yoktur.
Tüm Dünya lisanları aynı salaklıkta, manyaklıkta, cambazlıkta, israfta, kıtlıkta, küfürlükte, yanlışta, şerefsizlikte, akışsızlıkta, çılgınlıkta, keratacılıkta, ipnelikte, puştlukta, hırsızlıkta, düzenbazlıkta, arsızlıkta, yalancılıktadır. (Cümlede geçen bazı kelimeler bilinen anlamlarda değildir.) (Cümle hakir değil fikirdir.) (Bu cümle, hakir kelimesinin anlamı yok iken hakir ile yargılanma anlamsızlığını açıklayabilir.)
Not:Bu konuya benzer olarak “İnançsızlığın seksi nedeni” yazılabilir.
Kelimeler anlamsız olduğu gibi, anlamlar da kelimesizdir. Tarif gerekmeden pek iletişim olmaz. Arif pek olmadığına tarif çoktur. Demek istenilen için çok emek harcanır. Bütün Dünya dilleri böyledir. Tarifsiz iletişim olmaz. O zaman kelime üretmelisiniz. Lisanın Dini imanı olmayacağı gibi, kurumu mesleği görevlisi belirleyiciside olmaz.
YanıtlaSilİnançsızlık kelimesinin anlamı yoktur. İnançsızlık olsa olsa inanç karşıtlığı, inanç yokluğu, inanç reddi vb. anlamlarına gelir.
Ben ürettim. Afeizm : İnançsızlık, inanmaksızlık, inanmasızlık, inanmak karşıtı, inanç karşıtı, inanma karşıtı, bilimsellik, bilgilik
Rahatlıkla kullanabilirsiniz. Kullanmalısınız. Kendinizi ifade etmek isityorsanız, kendinizi kolay ifade etmek istiyorsanız, doğru, kolay, anlamlı iletişim arıyorsanız kelimeleri siz kurun.
Psikoloji. Kelime Ruh Bilimi. Ruh nasıl bilimsel olur. Kök başka, anlam başka, anlamlandırma başka. Kelime ne diyor insan ne diyor. Olmaz.
Hep böyle. Lisan başka, insan başka.
Lisanı lisan ifade edecek, insan etmeyecek. Kelimeyi kelime ifade edecek, siz değil. Anlamı kelime verecek, insan değil. O öyle demez, bu böyle demezle kelimeye anlam verilmez. Kelimeye ezbere anlam verilmez. Söylentiye göre kelimeye anlam verilmez. Hikayeye göre kelimeye anlam verilmez. Öyle lisan olmaz. O lisan olmaz.
YanıtlaSilYazıya aynen katılıyorum. Çok güzel tespitler. Cuk oturmuş. Belirli bir hayat deneyimi ve düşünce tecrübesi izlerini taşıdığı da görülüyor. Kendini kandırmak isteyen de buyursun kandırsın. Tutan yok. Teşekkürler.
YanıtlaSil