George Carlin'in It's Bad for Ya! adlı son gösterisinden önceki gösterisi olan Life Is Worth Losing (Hayat Kaybetmeye Değer), 5 Kasım 2005 tarihinde, Carlin neredeye 69 yaşındayken Beacon Theater'da sahnelenmiş ve HBO tarafından yayına sunulmuştur.
Carlin, daha önceki senelerde sergilediği performanslarında fiziksel bakımdan oldukça dinç iken, bu gösterisinde artık yaşının getirdiği yorgunluğu bizlere yansıtmaktadır. Ancak gösterisinin çarpıcılığını etkilemiyor bu yaşlılık, hatta ilginç bir şekilde, gösterinin daha da çarpıcı olmasına sebep oluyor.
Carlin, her gösterisinde toplumu, dini, siyaseti eleştirmekte, insanların ahmaklıklarını gözler önüne sermekte, bunu da oldukça sert ama eğlenceli bir üslupla yapmaktadır. Bu gösterisi de, tıpkı öncekiler gibi, bu kurum ve oluşumlara eleştiriler getirmekte ve insanların "saçma" birçok inanış ve düşüncesini mizah konusu haline getirerek sorgulamaktadır. Ancak bu tipik özelliklerin yanı sıra, Carlin'in yaşlandıkça gösterilerine sinen depresif sayılabilecek hava ve anlayış da oldukça dikkat çekicidir.
Ölüm ve intihar üzerine eğilen Carlin, özellikle gösterinin sonlarına doğru kendinden yola çıkarak belki de insanoğlunun karanlık iç dünyasını büyük bir samimiyetle ele almaktadır:
Sanırım şu ana kadar hayatta keyif aldığım şeylerden birinin aşırılık olduğu kesinlikle anlaşılmıştır. Ölçüsüz şeyleri severim. Ölçüsüz davranışı, ölçüsüz dili, ölçüsüz şiddeti severim. Keyifli, ilginç, heyecan verici.
Doğanın ölçüsüzlüğünü seviyorum. Bu yüzden doğal afetleri seviyorum. Bütün bu olup biten doğal afetler var ya, hepsine bayılıyorum. Onlara doyamıyorum. Doğa çığırından çıkıp bir şeyleri sağa sola savurduğunda insanları korkutup mallarına zarar verdiğinde çok mutlu bir herif oluyorum.Ben şu açıdan bakıyorum. İnsanlar asırlardır doğaya zarar verecek müdahale edecek, onu kirletecek her şeyi yaptı. Ormanları tıraşlama, dağlardan maden çıkarma atmosferi zehirleme, okyanuslarda aşırı avlanma gölleri, nehirleri kirletme, sulak arazilere, yeraltı su tabakasına zarar verme... İşte doğa bunlara bir cevap verip bir kafaya bir de taşaklara geçirince mutlu oluyorum.İnsanlar için en ufak bir sempati duymuyorum. Hiç. Ve insanlar ne çeşit bir felaketle karşı karşıya olursa olsun, insan ya da doğa kaynaklı olursa olsun her zaman daha kötüye gitmesini umuyorum.Siz ummuyor musunuz?İçinizde gizliden gizliye her şeyin kötüye gitmesini isteyen bir parçanız yok mu?Televizyonda bir yangın gördüğünüzde yayılmasını istemiyor musunuz? Tamamen kontrolden çıkıp altı eyaleti yakıp kül etmesini istemiyor musunuz? İtfaiyecileri tutmuyorsunuz, değil mi? Kimsenin zarar görmesini istediğimden falan değil de yangınımı söndürsün istemiyorum. O benim yangınım. Doğanın gösterişi, eğlencesi o. Yangınları seviyorum.Başka neyi seviyorum biliyor musunuz? Ortabatı'daki bahar sellerini. Müthiş değiller mi? Vakitleri hiç şaşmaz. Ama artık anlamaya başladım. Her yıl aynı hikâye. Farklı bir sel, aynı yer aynı insanlar, aynı nehir. Aynı insanlar! Bu insanlar taşınmıyor. Taşınmazlar da. Yeniden boyuyorlar, yeni halı döşemesi, duvar kâğıdı yapıyorlar ve nehrin yanına, taşkın yatağındaki aynı sikik evlere geri dönüyorlar. Sonra da niye büyükanneleri kafasındaki muhabbet kuşuyla akıntıya kapıldı diye merak ederler.Dördüncü kez. Dördüncü kez, dört! Bu insanların bir öğrenme eğrisi yok. Bunlara üzülmek çok zor. Her yıl aynı insanlar aynı kayıklarla kürek çekip bir tavuğu kurtarıyor.O ne boktan bir yaşam öyle?
Dile getirmeyi kendimize yakıştıramadığımız şeyleri söyleyebildiği için George Carlin sadece bir komedyen olarak değil, belki bir anlamda cesur bir düşünür olarak bile ele alınabilir. Kaldı ki, onun gösterileri asla sadece mizah üzerine kurulmamış, derin ve ağır bir sorgulama ve eleştiri yağmuru çerçevesinde şekillenmiştir.
İyi seyirler!
Hayyam
Hayyam
ben modernim milenyum insanıyım
YanıtlaSildijitalim dumansız alanım
çeşitliyim çok kültürlüyüm
yapısökümcü bir post modernim
politik anatomik ekolojik olarak hatalıyım
uydudan izlendim indirildim yüklendim temin edildim
personel azaltmanın avantajını bilirim
terfinin dezavantajını bilirim
ileri teknoloji yoksulun tekiyim
en gelişmişim son modelim
hem doğudan hem batıdanım
çok işlevliyim
bir nano sniyede bir gigabyte sunabilirim
ben yeni bi akımım
ama eski kafalıyım
içimdeki çocuk dışarı bağımlı
yüksek akımlı, ısınmak istenmeyen
kalbi sıcak kendi serin müşteriyim
ses kumandalıyım ve ayrıştırabilirim
……….
diye bi şiirimsilik katabiliriz
+
ahmak ve islam
havası alınmamış am sikenlerin içindeyim
üstelik bu havayı bok zannedenlerleyim
götten sikmeye anal seks diyenlerleyim
ölüyü sikmeyi düşünenlerle beraberim
siki kendisinden uzun/farklı diye öldürenlerin içindeyim
karısı/kadın vermedi diye katledenlerin içindeyim
barış diyen kafalara sıkılan çağdayım
birbirini öldürme yolları arayanlarlayım
iki lahmacuna salak reklam mesajları almayı kabul edenlerleyim
içindeki keni cin sanıp çıkarmaya çalışanlarlayım
yanında şeytan var diye okuyup tükürenlerleyim
meleklerle korunduğunu zannedip ölenlerleyim
kalbi sıcak aklı soğuklarlayım
modern milenyum çöplüğündeyim
medeniyetsiz haysiyetsiz kravatlılarlayım
yediği yere sıçanlarlayım
sik düşürüp göt kaldıranlarlayım
düşüp düşüp kalkanlarlayım
sikiyle düşenin götüyle kalktığı/kalkmaya çalıştığı yerdeyim
düşüp kalkan kadınların kendiyle övündükleri ülkedeyim
iki elle bi siki doğrultamayanlarlayım
iki lafı bi araya getiremeyenlerleyim
iki boncuğa milyon verip aç kalanlarlayım
iki gün yırtılmış elbiseye ağlayanlarlayım
haksızlığa sikkaldırınca kovmaya kalkanlarlayım
dünyadan kovulası insanların beni kovduğuna şahidim
kovmasına koyduğum lafı anlamayan salağın önde giidenleriyleyim
doğru söyleyip kovulduğum yanlış söyleyip kovduğum dünyadayım
öldürme haberlerine allah bize göstermesin deyip geçenlerin hüznündeyim
üç kuruş zamda başbakana dua eden ekonomi cahilleriyleyim
sikmeye gelince antimilliyetçi, sikilmeye gelince milliyetçi olanlarlayım
antidepresan alıp depresyona girenlerleyim
pis kokulu hastanelerin hijyenden bahsedildiği beyinlerleyim
içip içip işeyenlerin sağlığa dua ettiği kullarlayım
oturarak işeye işeye ayakta işemeye mecbur olanlarlayım
sikenin kötü insan sikilenin iyi insan dendiği vatandayım
……………….diye bişeylerde olabilir.
not: pek iyi olmadı aslında, iyice uğraşmak istemedim.
sen
Siliki elle bi siki doğrultamayınca
iki elini açıp hayali bi varlığa yalvaransın
sen
iki ayağı bi pabuca sokan
olmayınca da oturup ahlayansın
……….
diye bişeyde çıktı
not:bu tür üslubu/tepkiyi/eleştiriyi/edebiyatı uygun bulmadığımı belirteyim. niye yazdım, öylesine, bi yazayım diye.
george charlin in maddi amaç uğruna ettiğini düşünüyorum o küfürleri, küfür malum oldukça para kazandırıyo sanatçıya. hele kadın sanatçıya.