Mahkeme Ateist Aileyi Haklı Buldu: Çocuk Zorunlu Din Dersine Girmeyebilir

1 Yorum
Kumluca’da Mimar Sinan İlkokulu dördüncü sınıf öğrencisi E. Z. S.’nin annesi Aliye Uğur Sazcı ve babası Tongut Sonay Sazcı, bir dine mensup olmadıklarını belirterek çocuklarının Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinden muaf tutulması istemiyle Kumluca Kaymakamlığı’na başvurdu. Kaymakamlık, 6 Aralık 2014 tarihli kararında, anne ve babanın bu talebini reddetti. Bu karara karşın E. Z. S.’ye velayeten anne ve babası, Milli Eğitim Bakanlığı ve Kumluca Kaymakamlığı aleyhine Antalya 1’inci İdare Mahkemesi’nde dava açtı.

Açılan davada, iradelerine ve felsefi görüşlerine aykırı bir biçimde dinsel eğitim verildiği, ateist oldukları, nüfus cüzdanlarında yer alan din hanesinin boş olduğu, zorunlu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin verilmesinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 9’uncu maddesine ve ek 1 nolu protokolün 2’nci maddesine aykırı olduğu yolunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nce verilmiş kararlar bulunduğu, dördüncü sınıf öğrencisi çocukların Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersini alırken psikolojik travma yaşadığı, içsel çatışmalar nedeniyle dersi algılamakta zorlandığı ifade edilerek kaymakamlık işleminin iptali istendi.

Bakanlık: Sadece Müslümanlara Yönelik Bir Ders Değil
Türkiye’de Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinin anayasal zorunluluk olduğunu savunan Milli Eğitim Bakanlığı ise, ders programları ve kitaplarının idarelerce hazırlandığını belirtti. Bakanlık savunmasında, söz konusu dersin herhangi bir din veya felsefi doktrin merkezli olmadığını, derste bilimsel araştırmaya dayalı bilginin ön planda tutulduğu, içeriğin batıl ve hurafeye dayalı yanlış bilgilerden arındırıldığını iddia etti. Ders programının sadece İslam dinine mensup çocuklara değil hangi mezhepten veya felsefi düşünceden olursa olsun tüm çocuklara ve atesitlere hitap ettiği de öne sürüldü. Bakanlık davanın reddini istedi.

Mahkeme Aileyi Haklı Buldu
Antalya 1’inci İdare Mahkemesi aileyi haklı buldu. Mahkemenin kararında, devletin, eğitim ve öğretimle ilgili olarak üzerine düşen görevleri yerine getirirken müfredatta yer alan bilgilerin nesnel ve çoğulcu bir şekilde aktarılmasına dikkat etmesi, ebeveynlerin dini ve felsefi kanaatlerine saygı göstermesi gerektiği belirtildi.

Anayasa’nın 24’üncü maddesine göre din kültürü ve ahlak öğretiminin ilk ve ortaöğretim kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasında olduğunun kuşkusuz olduğu belirtilen kararda, şöyle denildi:
“Ancak bu öğretimin Anayasa’nın öngördüğü amaca uygun bir müfredatla verilmesi gerektiği, içeriğinin nesnel ve çoğulcu olması, kişinin dininin bir ayrım ve eşitsizlik unsuru olarak kullanılmaması ve devletin dinler karşısında tarafsız kalarak, bütün dinsel inançları eşdeğer görmesi gerekmektedir. Öğretimde uygulanan müfredatın belirli bir din anlayışını esas alması durumunda, bunun din kültürü ve ahlak bilgisi dersi olarak kabul edilemeyeceği ve din eğitimi halini alacağı açıktır.”
Davaya hukuki destek veren Eğitim Sen’in Antalya Şube Başkanı Kadir Öztürk, bu kararla hukukun yerini bulduğunu söyledi. Mahkemenin davaya ilişkin kararını 30 Aralık 2015’te verdiğini, ancak kararın geçen pazartesi günü taraflara tebliğ edildiğini kaydeden Öztürk, “Bilimsel, laik, demokratik eğitimde herkesin kendi inancı doğrultusunda eğitim alması veya almamasının aileye, kişiye bağlı olması ve okullarımızda zorunlu din dersi olmaması gerektiğini gösteren bir hukuki karardır. Herkes kendi inancını istediği gibi yaşamalı ve buna devlet müdahale etmemelidir.” dedi.

Başkan Öztürk, Milli Eğitim Bakanlığı’nın 30 gün içerisinde karara itiraz için Danıştay’a başvurma hakkının bulunduğunu söyledi.

1 yorum:

  1. Sayın Hayyam,

    Yaklaşık 1 ay önce din sınavına girdim. 9.Sınıf öğrencisiyim. Din sınavında kağıda ''Tanrı öldü.'' yazıp kağıdı verdim diğer soruların hepsini boş bıraktım. son bölümede hiçbir dine mensup olmadığımı ona göre değerlendirme yapılmasını istediğimi yazdım. Bunun sonucunda ise 05 aldım. İsyan etmedim hiç bir şey yapmadım. Notlarımı çok fazla önemsemem. Önceliğim öğrenmek olmuştur her zaman. Herneyse daha sonra din hocasıda benimle konuşmak istediğini söyledi. İşte oturduk konuşmaya başladık. Aslında İslam'ın özünde çok farklı bir din olduğunu falan söyledi. Şimdiki müslümanların çoğunun gerçek ismlama göre yaşamadığını söyledi. Sonra evrim teorisinin İslam'la çelişkili olduğunu söyledim. O ise ilk insanın Hz.Adem olmadığını söyledi. Darwinciliğe değil yaratılışçı evrime inandığını söyledi. Dinin iyi veya kötü bir insan olmamızda etkin bir rol oynamadığını söylüyor. Kendi kafasında oldukça farklı bir İslam kurmuş. Bu konudaki fikirlerinizi öğrenmek isterim. Cevabınızı sabırsızlıkla bekliyorum.

    YanıtlaSil