Bir şeyin değişmesinden ve hiçbir şeyin değişmemesinden korkuyorum.
*
Hiç kimseyle birlikte yaşlanmak istemiyorum. Kendimle bile.
*
Sağlıklı kalmak için koşamam. Soluk alayım yeter.
*
Olaylar ve düşünceler, kafamın içinde sürekli acılar olarak birikti.
*
Göl kıyısında yüzünü güneşe vermiş. Solgunluğu on yıllık bir ihtiyarlar evi beyazlığından geliyor.
*
Özlemin içindeyim şimdi. Ama özlemeye gene de devam ediyorum.
*
Anımsıyorum, yaşamı aradığım zamanlarda olacak, hapishane gibi bir istasyon konaklama evinde geceyi geçirdiğimi.
*
Seninle yatarken aldatmıyorum seni. Bu bile çok değil mi?
*
Çocukluğumuz üzerine kabus gibi çöken eski kuşaklar, bilinçli yıllarımızı da elimizden almayı başaramayacak. Biz mutlu isek, mutlu olmayı istediğimiz ve bunun için çaba harcadığımız için mutluyuz.
*
Yaşadığım anların, onları yaşarken anıya dönüştüğünü algılar, onları yaşarken anılaştırırdım. Sonra bunu en güzel biçimde Savinio'da okudum: "Yaşanan an da anı olacak."
*
Şunu öğrenmelisin: Sen hiçbir işe yaramaz değilsin. Seni senden çalan toplumdur.
*
Kültür bir şeye cesaret edebilme sorunudur. Okumaya cesaret edebilme, bir görüşe inanmaya cesaret edebilme, görüşlerini açıklayabilme cesaretidir.
*
Güç ve korku her zaman yanyanadır.
*
Ben, belli bir ülkesi olmayan insanlardanım.
*
İnsanın ana dilini yitirmesi, öz kişiliğinin yıkılması demektir.
*
Son bireye kadar savaşmak, kendini feda etmek, yanlış bir kahramanlıktır.
*
Özlem duygusu bende giderek ölüyor. Ancak çok sık gördüğümü ya da ölenleri özlüyorum.
*
Gene her şey benim oldu. Gecelerime, trenlerime, bütün insanlarıma döndüm.
*
Kültür, insanlık uğraşının üstyapısı değil, temelidir.
*
Gene bırakıyoruz gece bizi baştan çıkarsın. Çatılar gerisindeki gölgelerin ardında açık renk bir gölge gibi duruyordu gece.
*
Aşk acısı çekmedim hiç, çünkü dünyanın verdiği acı her zaman güçlüydü.
*
Dünyanın acısı olmasaydı taze yeşil yapraklar üzerindeki güneş ışınlarının anlamı olmazdı.
*
Uzandığımda her şey üzerime yığıldı. Tavana kadar uzanan çini soba, duvar kâğıtları, kentler. Yorgunum.
*
Gece, gündüzün devamı değildir.
*
Asalet ve rütbe ile ilgili kavramları hiçbir dilde öğrenmeyi başaramadım.
*
Meyhanelerde umutsuz bir bekleyiş vardır -kendi kendini bekleyiş.
Tezer Özlü,
Kalanlar, sf 29-31.
0 yorum:
Yorum Gönder