"Her geçen gün daha fazla kendimize benziyoruz." Bazen ‘bir cümle’ bazense bir 'ah' dahi insanlığa dair çok fazla ipucu verebiliyor elimize. Fakat değerlendirmesini bilemiyoruz artık, düşünmekten yana korkularımız, sorgulamaktan yana şüphelerimiz var. Dayatılan sisteme boyun eğiyoruz, kendimizden önce toplumu düşünüyor ve geri çekiliyoruz. Bir çok konuda... Sonuç? Kendimize değil, korkularımızın esiri bir ruh'a bürünüyoruz.
Beş dakikalığına tüm kalıpları bir kenara bırakıp sahiden nasıl yaşamak istediğimize adım adım ilerlesek? Yalnızca benliğimiz aktif. O teyze böyle der, bu amca şöyle görür değil. Doğru olduğunu düşündüğümüz yolda tüm engelleri kaldırabilme olasılığımız varken neden bu hapsoluş?
Gündüz Vassaf'ın 'Ne Yapabilirim?' kitabından küçük bir alıntı:
Evrimimizin bir noktasında dinleri icat ettik.Eksiklikleri varmış gibi dini olmayanlara dinsiz dedik.İşkence ettik. Öldürdük. Sürgüne yolladık.Türümüzün tarihi dinler resmigeçidi.Dinler savaş meydanı.Biri gitmiş biri gelmiş, dinler sıradanlaşmış.Napolyon'un arkeologları olmasa Mısır'da tarihin en uzun ömürlü dinini bile bilmeyecektik.Kimin, hangi dinden olduğu aileden gelme.Ailenin hangi dinden geldiği?Dinler öncesi hiçbir dinden.
Dinlerin ortaya çıkış amacı, avcı- toplayıcı kültüre sahip insanların yerleşik hayata geçmeleriyle, günlük ihtiyaçlarının artışı ve nüfus artışıyla süregelen zincirden ibarettir. Önce her kavramın çıkış noktasına değinmemiz gerektiğini düşünüyorum. Kalıplardan kurtulmalıyız derken, bu yalnızca dinler değildir. Dünyaya, apaçık bir penceren bakabilmek varken düşünsel kalıplarımızla bakış alanımızı daraltmamız kendimize yapabileceğimiz en büyük haksızlıklardan olsa gerek.
Tüm insanlık birdir. Hepimiz huzurlu, özgürce, haklarımızı savunarak yaşamayı yeğleriz. Özümüze dönünce hepimizin istekleri aynı doğrultudadır. Fakat araya din, siyaset, kültür çatışması vb. araçlar girdiği müddetçe önümüz sürekli kesilecektir. İşin sırrı araştırmakta yatıyor; 'neden? / niye?' diye sormakta... Gerekirse yanlış'ı savunup, doğruya çabayla ulaşmakta... Tüm insanların aklını elinden geldiğince kullanabilmesi ve bilimi savunmaları dileğiyle.
Aleyna Duygu Tavşanlı
Aleyna Duygu Tavşanlı
-Tüm insanlık birdir.
YanıtlaSildeğildir.
-dini olmayanlara dinsiz dedik.
İşkence ettik. Öldürdük. Sürgüne yolladık.
dinsizler değil, dini aydınlatmak isteyenler öldürüldü.
-Dinlerin ortaya çıkış amacı, avcı- toplayıcı kültüre sahip insanların yerleşik hayata geçmeleriyle, günlük ihtiyaçlarının artışı ve nüfus artışıyla süregelen zincirden ibarettir.
Dinlerin ortaya çıkış amacı, kadının gücü erkeğin zayıflığı olabilir. dinin tohumunu erkek attı, kadın doğurdu. kadının erkekle sorunu yüzünden. bu yüzden de -kadınlar çiçektir- diyerek erkeği yumuşattılar.
-İşin sırrı araştırmakta yatıyor; 'neden? / niye?' diye sormakta... Gerekirse yanlış'ı savunup, doğruya çabayla ulaşmakta... Tüm insanların aklını elinden geldiğince kullanabilmesi ve bilimi savunmaları dileğiyle.
arayan mevlasını/ermişliği da bulur belasını da.
ararsan bulacağın ikisinden biri. o yuzden dikkatli olmalı. ya balaya uğrarsam. işte bu yuzden korkuyorum aramaya. çok ağır hareket ediyorum. yavaş arıyorum. bazen perdeleri kaldıramıyor, öylece kalıyorum. bir çok bilinmezlik imkanında ise sıfırlanıyorum.