En İlkel Üreme Keşfedildi

Yorum Yok
Günümüzden yaklaşık 580-541 milyon yıl önce okyanus tabanında yaşayan ve 1967 yılında keşfedilip 2007 yılında adlandırılan Fractofusus hakkında günümüze dek çok az şey biliniyordu. 10 santimetre ile 2 metre arasında değişen uzunluğa sahip, sivri uçlu oval şekilli, gövdesinde okyanus tabanına tutunmasını sağlayan birçok dal bulunan ve belirli bir ağzı ya da beslenme organı olmayan bu canlı, kendi zamanında okyanuslarda yaşayan en büyük canlıydı. Yapılan araştırmalar neticesinde bu kompleks organizmanın üremesine ilişkin önemli veriler bulundu.

Cambridge Üniversitesi'nden Dr. Emily Mitchell önderliğinde yapılan ve Nature dergisinde yayımlanan araştırmaya göre, Fractofusus'un ikili bir üreme mekanizması olduğu ortaya konuldu. Bunlardan ilki seksüel, ikincisi ise aseksüel aşama (metod). Birinci aşamaya (metoda) göre, Fractofusus'un ataları olan ve nispeten büyük olanlar tıpkı filizlenir gibi çoğalmış ve okyanus tabanına yayılmış. İkinci aşamaya (metoda) göre ise, okyanus tabanına yerleşen büyük Fractofusus'lar bölünerek daha küçük parçalara ayrılıp çoğalmışlar. Bu iki aşama (metod) sayesinde bu ilkel canlı su içerisinde çoğalarak kendi kolonisini kurabilmeyi başarmıştır.

"Kendine özgü gövde yapısı onu eşsiz kılıyor." diyor Emily Mitchell. Aynı zamanda, "Günümüzde artık Fractofusus gibi canlılar bulunmadığı için bu canlıyı anlamak gerçekten, ama gerçekten çok zor." diye ekliyor.
"Deniz tabanında yaşaması dışında çok az bir bilgi vardı elimizde. Bununla birlikte nispeten geniş gövdesi sebebiyle sudan besinini aldığını biliyorduk. Ancak bu araştırmaya başlamadan evvel kesinlikle çoğalmasına ilişkin hiçbir fikrimiz yoktu."
Kanada'da bulunan Newfoundland bölgesindeki binlerce Fractofusus fosilinin bulunduğu fosil yataklarında yapılan araştırma, bu çok hücreli organizmanın seks hayatı hakkında birçok gizli bilgiyi su yüzüne çıkardı. Her bir Fractofusus'un pozisyonunun haritasını çıkararak bu canlıların birbiri ile ilişkisini ve bölgedeki sıklığını belirlediler. Bu, şu açıdan önemli: Fractofusus'lar okyanus tabanına bağlı ve hareketsiz oldukları için böyle bir haritalandırma ile onların nasıl çoğaldığı ve çevreye nasıl yayıldıkları ölçülebiliyor.

Bu çalışmalar neticesinde, temel olarak iki ana ayrım tespit edildi. Daha büyük olan ve daha ilkel olan Fractofusus'lar bölgeye tam bir düzen içerisinde dağılmamışlar, ancak bu büyük fosillerin çevrelerinde onlara kıyasla daha küçük fosil kümeleri belli bir düzenle birikmişler.

"Küçük fosil kümeleri ortanca olanlarının çevresinde, ortanca fosil kümeleri ise büyük olanların çevresinde bulunmakta." diyor Mitchell. Bu da Fractofusus'ların nasıl çoğaldığına dair önemli bir işaret. Çünkü rastgele bir dağılım yerine daha küçük fosillerin daha büyük fosillerin çevresinde bulunması Fractofusus'ların aseksüel bir biçimde bölünerek kendilerini çoğalttıkları sonucunu doğuruyor. Şayet bölünme yerine yumurta ile çoğalsalardı, akıntı yönünde (yani aynı yönde) fosil kümelerinin oluşması gerekirdi.

Bu aseksüel çoğalma, en azından daha genç ve küçük Fractofusus'lar için geçerli. Oysa daha büyük ve ilkel olanların dağılımı ise onların seksüel bir çoğalmanın ürünü olduğunun işareti. Bu da, daha evvel belirtilen, filizlenme ile çoğalma metoduna işaret ediyor.

Fractofusus'un çoğalma için iki temel metod kullandığını belirten Mitchell, bunun alışılmadık bir şey olduğunu söylüyor. Her ne kadar birçok bitki bu şekilde çoğalmayı gerçekleştirse bile yine de Fractofusus'un bir bitki olarak sınıflandırılmaması gerektiğini belirtiyor.
"Kesinlikle bir bitki değil çünkü okyanus tabanı çok derin olduğu için orada hiç ışık yok ve dolayısıyla fotosentez yapamıyor."
Ancak Fractofusus'un bir hayvan olmadığını da ekliyor. "Fractofusus, bir hayvan olması için gerekli hiçbir özelliği de barındırmıyor. Günümüzde nesli tükenmiş 'rangeomorph' olarak adlandırılan ökaryötik (çok hücreli) bir gruba ait."

Bu bilgilerden yola çıkarak, canlıların üremesinin birbirini nasıl etkilediğine ilişkin çalışmaların önünün açılacağı düşünülüyor.

Hayyam

Kaynakça:

0 yorum:

Yorum Gönder